AK Parti’nin ustalık dönemi ‘yavaşlık dönemi’ olmalı

İhsan Aktaş / Yazar
25.11.2017

Dış politikadan ekonomiye, meseleler oldukça sofistike ve karmaşık bir hal aldı. Bu meselelerin çözümünde yavaşlık ve teenni uzun vadede başarıyı artıracaktır. Teknik meselelerde hız ne kadar önemli ise; diğer meselelerde yavaşlık o denli önemlidir.


AK Parti’nin ustalık dönemi ‘yavaşlık dönemi’ olmalı

17-25 Aralık sonrası Sayın Başbakan, bir grup konuşmasında “Biz ülke kalkınması için, ekonominin büyümesi için ve yatırımlar için çok çalıştık. Olağanüstü gayretler gösterdik. Anlaşılan o ki, dönüp etrafımıza bir bakmamız lazımmış’’ demişti. Bu cümle, AK Parti’nin geçmiş iktidar yıllarını özetleyen bir cümledir. Türkiye’nin var olan sorunlarını çözme telaşı, FETÖ yapılanması vb. konuların gözden kaçmasına neden oldu. Gelişen ve büyüyen Türkiye’yi, beka meselesi ile karşı karşıya getirdi.

AK Parti kadroları; Türkiye’nin siyasal sorunlarını, tıkanmışlıklarını, devletin hantallığını, hak ve hürriyetler alanındaki kısıtlayıcı ceberrut tavrını, devlet- millet arasında oluşan mesafeyi, devletin iş yapmaz tutumunu ve daha birçok kangren olmuş meseleyi bugüne kadar iktidar olmuş bütün siyasi partilerin fevkinde bir öngörü ve vukufiyetle tespit etti. Bir araştırmacı titizliği ile ülke problemlerinin önceliğini belirledi ve halkın canını en çok yakan konuları bir bir tespit edip, tasnif etti. AK Parti; bu tanımlamaların bir kısmını kamuoyu yoklamalarıyla, bir kısmını vatandaş şikayetlerinin tespit edilmesiyle, diğer bir kısmını ise ülke genelindeki dinamik örgüt yapısından gelen değerlendirmelerle ele aldı. Kuruluşunun ilk aylarında dahi ne yapacağını bilen bir parti olarak Türk siyasi hayatına girdi.

Geriye dönüp 16 yıllık AK Parti iktidarına baktığımızda, önüne koymuş olduğu hedeflerin tamamına yakınını başarmış olduğunu görürüz. Bugün için AK Parti yeni kurulmuş olsa ve ülke problemlerini tasnif etse; muhtemelen eski listeden bugüne aktaracağı fazla bir meselenin kalmadığını görecektir. Aşağıda büyük başlıklarla anmaya çalıştığımız içerik, AK Parti’nin üstesinden geldiği konulardır.

-Ekonominin iyileşmesi

-Ülkenin yatırım ihtiyacı olan bütün alanlarında yatırım seferberliğinin başlatılması

-Demokratikleşme süreçlerinin geliştirilmesi

-Vesayetle mücadele ve ülkenin normalleşmesi

-İçerik sorunu yaşanmasına karşın; eğitimde derslik, mekan ve kaynak sorunun çözülmesi

-Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele

Yenilenme söylemi

AK Parti bir yenilenme çabası içerisindedir.  Hakim parti pozisyonunda olan bir parti için bu oldukça anlamlı. 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olacak kadar oy alamayan partinin, birkaç ayda yeni kurulmuş bir parti gibi çalışıp; kaybettiği konumunu nasıl geri kazandığını görmüş olduk. Partinin bugünkü yenilenme çabaları kıymetlidir. Çünkü, toplum kendisini sürekli yenilemektedir. Bu hıza ayak uyduramayan partiler tarih sahnesinden çekilir. Sayın Cumhurbaşkanı, değişim ve yenilenme vurgusu yaparken; 2002 Türkiye’sine göre önünde oldukça farklı zorluklar olduğunu; bu zorlukların kavranması ile hakim partinin, ömrünü tekrar uzatacağı bilinciyle hareket etmektedir.

Değişen zaman zarfında AK Parti’nin yeni bir toplum ve yeni bir seçmen kültürü ortaya çıkardığı zikredilmektedir ki; bu yeni toplum yapısı geçmiş dönemlerde olduğu kadar kolay tatmin olan bir özelliğe sahip değil. Yeni seçmen sınıfının talepleri, gelir düzeyi 10 bin doların üzerine çıkmış bir sınıfın talepleridir. Daha eğitimli, daha zengin, dünya ile daha çok entegre olmuş; hepsinden öte AK Parti’nin 2013 yılına kadarki performansını görmüş, bundan ötesini isteyen bir seçmen bakışı ile karşı karşıyadır.

AK Parti’nin karşı karşıya kaldığı bir diğer mesele de cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmeye karar veren Türkiye’yi yeni sisteme hazırlamaktır. Referandum esnasında AK Parti’nin vaadı; daha demokratik, daha yönetilebilir, daha dinamik, daha gelişmiş, daha zengin, daha güçlü bir devlet yapısı, sorunlarını daha pratik yollardan çözen bir hükümet ve kuvvetler ayrımının hakkıyla işlediği bir sistemdi. AK Parti, yapmış olduğu uygulamalarla beklenti oluşturmayı başarmış bir partidir. Oluşturulan beklentilerin çözüme kavuşturulması da iktidar başarısını ortaya koymaktadır. Parti elitleri, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra neler yapacağını anlatma yoluna gidebilir; fakat AK Parti’nin ilgi ve beklenti çıtasını oldukça yükseğe çektiği yeni seçmen, bu vaat ile tatmin olmayabilir. Bugünden yeni sistemin temel karakteri hakkında ipuçları, toplumun önüne konulmalıdır.

AK Parti hükümetleri, ülkenin birikmiş problemlerini göz önünde bulundurarak; oldukça yüksek bir hızla hareket ederek meselelere hızlı çözümler getirmiştir. Teknik meselelerin çözümünde hız oldukça önemlidir. Meclis, milletin beklentisi olan on yıllardır kangren olmuş meselelerde, hızlı çözümlere gitti. Seçmen, bu durumdan oldukça memnun kaldı ki; AK Parti’yi hâkim parti konumuna getirdi. Hükümet, teknik alanlardaki hızlı tavrını sosyal meselelerde de uygulamaya çalıştı; fakat sosyal meseleler teknik konular kadar kesin sonuç vermedi. Örneğin Çözüm Süreci başladığında, Türk halkının ikna edilmesi zor olmadı. Çözüm için en çok korkulan halk ayağı iken; halk büyük oranda devletin bu çabasına olumlu cevap verdi. Fakat konu çok katmanlı ve uluslararası ayağı oldukça derin bir mesele idi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kıymetli fikri olmasına rağmen, ince ayar çalışmalarının iyi yapılamamasından ve uluslararası güçlerin PKK’yı tam tersi bir amaçla motive etmelerinden dolayı süreç çöktü. Kürt meselesi konusunda AK Parti’nin atmış olduğu adımlar sayesinde bölge halkı, PKK’nın bölücülük ve özerklik taleplerine büyük oranda cevap vermemiştir.

Eğitim ve kültür 

Eğitim ve kültür alanındaki durumda bundan farklı değildir. Hükümet ulaşım ve sağlık alanında olduğu gibi eğitim alanında da büyük bir seferberlik örneği sergileyerek; okul sayısı ve derslik sayısını ihtiyaca cevap verecek hale getirmiş, üniversite kapasitesini artırmış, ihtiyaç olan öğretmen ve maddi kaynağa güç getirebilmiştir. Fakat, eğitim sistemi gereken sonucu henüz vermemiştir. Eğitim alanı oldukça sofistike bir süreçtir. Kaliteli öğretmen yetiştirmekten tutun da devletin ve özel sektörün ihtiyaçlarının ne olduğuna kadar alt başlıkları çokça olan bir alandır. Maddi yeterwlilikten öte,vizyon isteyen bir konudur.

Kültür meselesinde, doğu batı arasına sıkışmış bir millet olarak; ne kendi kültürümüzü özümseyip öğrenebildik, ne de Cumhuriyet’in kuruluşundan beri temel gaye haline getirilen batı kültürü hakkında bilgi sahibi olabildik. Kültür Bakanlıkları bir nazariyata ve paradigmaya sahip değiller. Bugün lise mezunu bir genç; kendi milletinin ve tarihinin kaç bilim adamını, kaç denizcisini, kaç büyük komutanını, kaç müzik dehasını, kaç edebiyatçısını tanımakta yada kendi kültürel ve tarihi değerlerinin neye karşılık geldiğinden ne kadar haberdar olmaktadır? Üniversite müfredatlarında kendi kent tarihimizle ilgili kayda değer bir planlama yoktur. Herhangi bir Alman yada Amerika müfredatının kötü kopyasını okullarımızda uygulamaktayız. Medeniyet değerleri ancak hamaset düzeyin de gündem olabiliyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Türk Dil Kurumu’nda yapmış olduğu konuşma, bu milletin derin kültürünün bir metne nasıl dönüştüğünün oldukça iyi örneklerindendi. Acaba bu konuşma hantal devlet yapımızın hangi eğitim ve kültür kuruluşuna ilham vermiştir?

AK Parti’nin kuruluş yıllarında kentlerin kaynak sorunları, çevre sorunları vardı. Aynı şekilde, temiz suya, temiz havaya, sağlıklı konuta ve sağlıklı bir şekilde işleyen yollara erişim sorunu vardı. Kanuni Sultan Süleyman devrinden sonra Türkiye’de, yerel yönetimlerin en fazla kaynak kullandıkları dönem yaşandı. Fakat şehirlerde ortaya çıkan manzarayı, başta İstanbul olmak üzere ancak ‘’ihanet’’ kelimesi ile tanımlayabildik.

Mücadele uluslararası

Bugüne kadar AK Parti’nin mücadelesi Türkiye içi bir mücadele idi. AK Parti Türkiye sorunlarını ve çözüm yollarını bilen bir partidir ve bu konuda ortaya koyduğu başarılı mücadele ortadadır. Gelinen noktada mücadele, uluslararası bir boyut kazanmıştır. Batılı devletleri bir bütün olarak ele alırsak; gizlenmeyecek düzeyde bir Türkiye perspektiflerinin olduğunu görürüz. Türk milleti, zor zamanlarda ve teyakkuz halinde başarılı bir millettir. Mücadele metotlarında bazı değişikliklere gidilerek, bu zorlukların da üstesinden gelebilir.

Bir lider olarak Sayın Cumhurbaşkanı, olağanüstü bir çaba içerisindedir. Lider tarafından ele alınan herhangi bir meselenin, uzmanlar ve devlet bürokrasisi tarafından derinlemesine ele alınıp; zenginleştirilmesi gerekmektedir. Görünen o ki; liderin başlatmış olduğu bir konuyu dönüp kendisi sürüklemek zorunda kalıyor. Dış politikadan ekonomiye, meseleler oldukça sofistike ve karmaşık bir hal aldı. Bu meselelerin çözümünde yavaşlık ve teenni uzun vadede başarıyı artıracaktır. Teknik meselelerde hız ne kadar önemli ise; diğer meselelerde yavaşlık o denli önemlidir. AK Parti ustalık dönemini yaşamaktadır.

Devletin yeniden yapılanması, demokrasinin gelişmesinin sürekli kılınması, üretim ekonomisinin merkeze alınması; bilgi teknolojileri ve savunma sanayi alanındaki yerli girişimlerin sistematik bir şekilde olgunlaştırılması hayati önemdedir. Türkiye nasıl ki bugün dünyanın ilk yirmi ekonomisi arasında yer almaktadır, üniversitedeki bilimsel kapasiteden kurum kültürüne eğitimden şehirciliğe kadar her alanda kapasitesini ilk yirmi misyonuna göre şekillendirmelidir.

[email protected]