Akdeniz'deki jeopolitik mücadele güç dengesizliğine mi evriliyor?

Necdet Özçelik / Yazar
16.10.2021

ABD ve Fransa, Yunanistan üzerine jeopolitik bir yatırım yapsa da her iki ülkenin birlikte hareket etmediğini ifade etmek gerekir. ABD şimdilik Fransa'nın Yunanistan'a silah satışına ses çıkartmıyor. Ama Yunanistan silah pazarını da Fransa'ya kaptırmayacaktır. ABD'nin Türkiye'nin F-16 talebine olumlu bakma ihtimali bu noktada muhtemeldir.


Akdeniz'deki jeopolitik mücadele güç dengesizliğine mi evriliyor?

Yunanistan'ın, Türkiye ile ABD ve AB arasında son yıllarda kötüleşen ilişkileri kullanmak suretiyle Akdeniz ve Ege'deki yeni jeopolitik denklem içinde, üzerine askeri yatırım yapılan bir devlet olma arayışında olduğu bilinmekteydi. ABD'nin, Çin'in Kuşak-Yol ile Rusya'nın enerji akımı projelerini akamete uğratma istasyonlarından biri olarak belirlediği Yunanistan Fransa'nın Doğu Akdeniz açılımı için de uygun bir çevre ülke konumundadır. Görüldüğü kadarıyla, ABD açısından Çin ve Rus projeleri üzerinde önemli bir role sahip Türkiye'nin Yunanistan üzerinden çevrelenmesi bu projelerin akamete uğratılması için düşük maliyetli jeopolitik bir hamle olarak hesaplanmaktadır. Doğu Akdeniz açılımının önündeki en büyük engeli Türkiye olarak değerlendiren Fransa'nın da Türkiye'nin Yunanistan üzerinden çevrelenmesinin kârlı bir jeopolitik yatırım haline getirmeye çalıştığı görülmektedir. Yunanistan, ABD ve Fransa'nın kullanımına sunduğu askeri üsleriyle hem bir ileri karakol ülkesi haline gelmekte hem de bu ülkelerden tedarik ettiği silah, sistem ve platformlar ile dış politikasını süratle askerileştirme yoluna gitmektedir. Her iki durum da dikkate alındığında Yunanistan'ın, ABD ve Fransa ile geliştirdiği askeri işbirliğini agresif bir şekilde Akdeniz'deki güç dengesini kendi merkezine kaydırabilmek için büyük bir çaba içinde olduğu görülmektedir. Şüphesiz bu durumun Türkiye üzerinde jeopolitik etkileri ve riskleri bulunmaktadır.

Jeopolitik fırsatçılık

Türkiye'nin F35 savaş uçağı programından çıkartılmasını fırsat bilen Yunanistan 2021 yılını silahlanma ve ikili savunma/askeri işbirliği anlaşmalarıyla geçirdi. Bu kapsamda Yunanistan, ilk olarak Fransa ile Ocak 2021'de askeri işbirliği anlaşması imzalayarak bu ülkeden 18 Rafale savaş uçağı satın alıp, daha sonra da bu sayıyı 24'e çıkarttı. İlk etapta Fransız Hava Kuvveleri envanterinde ve kullanılmakta olan 12 adet Rafale, Yunanistan Hava Kuvvetlerine teslim edilmiş durumda. Geri kalan 12 uçağın yeni üretim olacağı ve Dassault firmasınca üretimini müteakip bu yıldan başlayarak peyderpey Yunanistan'a teslim edileceği bu sürecin 2023 yılı sonunda tamamlanacağı öngörülmektedir. Eylül 2021'de Yunanistan ile Fransa arasında imzalanan yeni bir anlaşma ile ilk anlaşmanın kapsamı genişletilmiş, Yunanistan'ın Fransa'dan 3 adet fırkayken alması da anlaşma kapsamına dahil edilmiştir. Böylelikle, Yunanistan Fransa'dan 5,5 Euro değerinde hava, deniz platformu, sistemi ve mühimmatı savunma ürünü alımıyla Ege ve Akdeniz'deki askeri güç dengesini bozabilecek bir adım atmak istemektedir. Öte yandan anlaşma, Fransa ve Yunanistan arasında operasyonel anlamda karşılıklı askeri yardım hususunu da içermektedir. Öyle ki Fransa ile imzalanan anlaşmayı adres gösteren Yunanistan Başbakanı Kyriako Mitsotakis, anlaşmayı Avrupa'nın stratejik özerkliği için ilk adım olarak nitelendirdi. Yunan Başbakanı bu ifadelerini anlaşmanın AB ve NATO'nun savunma sütunlarını sağlamlaştıracağını iddia ederek yumuşatmaya çalışsa da, anlaşma Yunan Parlamentosu tarafından onaylanmasından kısa bir süre sonra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından eleştirildi. Stoltenberg, NATO'nun Avrupa güvenliğinin temel taşı olduğunu ve NATO dışında herhangi bir girişimin (Yunan Başkanı'nın ifadelerini işaret ederek) NATO'nun kopyası olabileceğini belirtti. Öte yandan, AB kurumları ve diğer üye ülkelerden anlaşmayı destekleyecek nitelikte bir açıklama duyulmadı.

Yunanistan ikinci olarak, 6 Kasım tarihinde bitecek olan İkili Savunma İşbirliği Anlaşmasını uzattı. Geçtiğimiz günlerde ABD ve Yunan Dışişleri Bakanlarınca imzalanan ve 5 yıl süreyle uzatılan anlaşma çerçevesinde, Trakya'dan Girit'e kadar bazı kara, hava ve deniz üsleri ABD ordusunun kullanımına sunulmaktadır. Halen Dedeağaç'taki Kara Üssü, Larissa'daki Hava Üssü, Araksos Hava Üssü, Siroz Hava Üssü ve Girit'teki Suda Hava ve Deniz Üssü ABD tarafından kullanılmaktadır. Buna mukabil, ABD'den F35 almaya da umutlanan Yunanistan esas itibariyle Türkiye'ye karşı bir ABD askeri cephesi oluşturmuş olmakla ilgilenmektedir.

Türkiye'nin F-16 hamlesi

Yunanistan Hava Kuvvetleri'nde toplam 228 savaş uçağı (153 F-16 C/D Blok, 42 Mirage, 33 F-4E), Türk Hava Kuvvetleri'nde 293 (245 F-16 C/D Blok ve 48 F-4E) bulunuyor. Zira Türk Hava Kuvvetleri, Irak kuzeyi, Suriye sınırı, Akdeniz ve Libya'daki askeri faaliyetlerden dolayı oldukça yoğun. Bu yoğunluk Türk Hava Kuvvetlerine Yunan Hava Kuvvetlerine nazaran daha fazla yük getirmektedir. Bu durum, Ege ve Akdeniz hava sahasında iki ülke arasında sık sık yaşanan karşılaşmalarda Yunan Hava Kuvvetleri'nin harekat üstünlüğü elde etme ihtimalini güçlendirmektedir. İlave 24 Rafale uçağı ile Türkiye'nin batı sınırında uçacak ABD Hava Kuvvetleri Yunanistan'ın Ege/Akdeniz'de Türk uçaklarını ilaveten meşgul edecek gibi görünmektedir.

Fransa-Yunanistan ve ABD-Yunanistan savunma/askeri işbirliği anlaşmalarının kapsamına bakıldığında, Yunanistan'ın bu anlaşmalara dayanarak önümüzdeki süreçte Türkiye'ye karşı özellikle hava sahası üzerinden Ege ve Akdeniz'de meydan okuma girişimlerinde bulunabileceği değerlendirilebilir. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan'ın Fransız savunma ürünlerini satın almasının Türkiye ile Yunanistan arasındaki güç dengesini değiştiremeyeceğini ifade etti. Bununla birlikte, Türkiye'nin Yunanistan'ın askeri işbirliği anlaşmalarından endişe duyduğu da bilinmekte. Dolayısıyla Türkiye, Yunanistan ile gelişebilecek muhtemel güç dengesizliğini önleyebilmek için şimdiden çok kritik bir adım attı. ABD ile gergin ilişkilere ve ABD Kongresinin muhtemel vetosuna rağmen, Türkiye ABD'ye 40 F-16V uçağı ve 80 adet modernizasyon kiti alımıyla ilgili niyet mektubu bildirdi.

ABD'den muhtemel dört cevap

ABD de Fransa da Yunanistan üzerine jeopolitik bir yatırım yapsa da her iki ülkenin birlikte hareket etmediğini ifade etmek gerekir. Fransız-ABD rekabetinin Yunanistan'a abartılı bir jeopolitik kıymet biçtiği de söylenebilir. ABD şimdilik Fransa'nın Yunanistan'a silah satışına ses çıkartmıyor. Ama Yunanistan silah pazarını da Fransa'ya kaptırmayacaktır. ABD'nin Türkiye'nin F-16 talebine olumlu bakma ihtimali bu noktada muhtemeldir. Zira, ABD'nin Türkiye'nin hava kuvvetlerinin operasyonel etkinliğini F-16'lar ile sürdürebilmesinin Fransa'nın jeopolitik açılım stratejisini de dengeleyebileceği değerlendirilebilir. Ayrıca, Türkiye'nin talebinin karşılanmaması durumunda ABD'nin, NATO'nun güney kanadının askeri kapasitesinin zayıflattığı eleştirisiyle karşı karşıya kalmak istemeyeceği de beklentiler dahilindedir. Öte yandan, ABD'nin Türkiye'nin başka tedarik kaynaklarına yönelmesini önlemek için bu tedarike olumlu bakabileceği de söylenebilir. Ne var ki ABD'nin Türkiye'ye dönük geliştirildiği irrasyonel politik yaklaşımlarından dolayı bu talebin olumsuz sonuçlanması da mümkündür. Bu çerçevede dört muhtemel senaryodan bahsedilebilir;

(i) Tedarikin geciktirilmesi: ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaybetmesini umarak tedarik işlemini önümüzdeki ilk seçim sonucuna kadar erteleyebilir.

(ii) Talebin tamamen reddedilmesi: Bu seçenek Türkiye'yi yeni alternatifler aramaya itebilir. Türkiye, Hırvatistan'ın yaptığı gibi başka kaynaklardan F-16 tedarik yoluna gidebilir.

(iii) Talebin tamamen onaylanması; bu seçenek, Fransa'nın NATO için bir Avrupa Ordusu alternatifi oluşturma arzusunu frenlemek (en azından dengelemek) için daha uygun olarak değerlendirilebilir.

(iv) Kısmi kabul, kısmi ret: ABD, 40 F-16V uçağının satışını reddedebilir, ancak 80 adet modernizasyon kitinin satışını onaylayabilir. Böylelikle bir taraftan Türkiye ile olan ilişkisini yumuşatma işareti verirken diğer taraftan da havacılık sanayiindeki bağımlılığını hatırlatmayı arzu edebilir.

Türkiye F-35 programına dönme ümidini yitirmiş ve milli muharip uçağı (TFX) geliştirme çabalarını yoğunlaştırmış görülmektedir. Yapılan projeksiyonlara göre, TFX'in hava kuvvetleri envanterine en iyi ihtimalle 2030-2032 yıllarında girebileceği değerlendirilmektedir. Bu durumda, kısa ve orta vadedeki bölgesel operasyonel üstünlüğünü devam ettirmek için Türkiye'nin önündeki en rasyonel teknik seçenek, mevcut ve yaşlı F-16'larını modernize etmek ve aynı uçaktan ihtiyaç kadar yeni konfürigasyonu tedarik etmektir. Türkiye'nin ABD'den talep ettiği bu alım aynı zamanda ABD yönetimini siyaseten test etmektedir. Bu talebe verilecek cevabın, Türkiye uluslararası siyasi seçeneklerine de bir istikamet vereceği beklenebilir.

[email protected]