Antep fıstığının cücesi

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut / Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü
10.06.2022

Bitkisel tedavilerle ilgili modern bilimsel araştırmalar, çocukların ve yaşlı bireylerin beslenmesinde önemli bir yeri olan menengiçin üriner antiseptik nitelikler taşıdığını, peptik ülser yani midenin içi ile ince bağırsağın üst kısmında oluşan yaralar ile güneş çarpması tedavisinde faydalı olduğunu tespit etmiştir.


Antep fıstığının cücesi

Sakızağacıgiller familyasından olan menengiç aslında çalı bitkisi. Çalıların meyveleri faydasız gibi görünse de aslında kafeinsiz olması, aynı zamanda sağlığa faydalı olması oldukça önemli. Antepfıstıkları menengiçle boyundan dolayı dalga geçerlermiş. Geçerlermiş de bakalım boyundan büyük ne meziyetleri varmış. İçerisinde kafein bulunmayan, bundan dolayı da hem içimi yumuşak hem de kokusu hoş olan bu kahve, bölgede doğal ve yaygın olarak yetişen yabani menengiç bitkisinin tohumlarının önce kurutularak kavrulması, ardından da ezilerek macun kıvamına getirilmesi ile elde edilen menengiç kahvesidir. İşin doğrusu sağlık açısından oldukça faydalı da olan menengiç kahvesini Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun hemen her şehrinde bulabilirsiniz. Fakat bu kahvenin anlamı Gaziantep için biraz daha farklıdır. Osmanlı sultanlarından 4. Murat'ın Bağdat seferi dönüşü uğradığı yer olan Gaziantep'te menengiç kahvesi içtiğinden ve geleneksel bir hale gelen menengiçi, Gaziantep Belediyesi 2020 yılında coğrafi işaret alarak "Gaziantep Menengiç Kahvesi" ismiyle tescil ettirmiştir.

Kürt hindibası

Ayrıca Diyarbakır, Adıyaman, Elazığ (çedene) Maraş Urfa ve Şırnak doğu güneydoğu ile Ege kıyılarında yetişen bir bitki. Kavrulmuş ve öğütülmüş meyveler, 20. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa'ya ve dünyaya ihraç edilmektedir. Fransa'da Chicorée au Kurde , "Kürt hindibası " veya kahve ikamesi olarak adlandırıldı. Peki, bu şekilde kültürel bir değer haline getirilmesi ile de bağlantılı olarak son yıllarda giderek daha fazla bilinir hale gelen menengiç kahvesinin üretildiği bitki nasıl bir bitkidir ve başka ne için kullanılır? Sağlığa faydaları nelerdir? Bakalım.

Çalı deyip geçmeyin

Sakız ağacıgiller (Anacardeacaea) familyasına mensup bir bitki olup halk arasında bölgelere ve farklı tiplerine göre menengiç, menengül, çitlembik, çıtlık, çitemik, çıtımık, çedene, çöğre, sakızlak, sakız ağacı, bıttım, yabani fıstık ve cüce antepfıstığı gibi isimlerle de bilinen pistacia terebinthus (menengiç), ortalama iki ila üç metre boylanabilen bir çalı ya da altı metreye kadar ulaşabilen kalın gövdeli ve daire şeklinde geniş tepeli bir ağaç formunda ortaya çıkar. Antepfıstığı ile aynı bitki ailesine mensup olan menengiç, Nisan ve Haziran aylarında çiçek açan ve meyveleri Eylül ayında toplanan, kışın ise yapraklarını döken bir bitkidir. Kuraklığa karşı dirençlidir. Kuru ve sıcak toprakları sevmesinin yanında ışık gereksinimi yüksektir. Aromatiktir. Meyvelerinin kendine özgü bir tadı ve kokusu bulunmaktadır. Yuvarlak veya yumurta şeklinde olup eriği andıran kokulu ve yağlı meyvesi (aşağı yukarı beş ila altı mm boyunda ve dört ila altı mm eninde olur) ilk halinde kırmızı olmakla birlikte olgunlaştıkça mavi ya da yeşile çalan siyah bir kisveye bürünür. Hem kökleri, hem kabukları, hem mazıları, hem taze eşkinleri, hem çiçekleri, hem de meyveleri gerek gıda olarak gerekse tıbbî amaçlarla kullanılmaktadır.

Savaş dönemlerinin gıdası

Kanarya adalarından başlayan bir coğrafi hat üzerinden Doğu Akdeniz (İtalya, Yunanistan, Türkiye, Suriye, Tunus) ve Anadolu'ya dek ulaşan bir yayılım alanına sahip olan menengiç bitkisine, genel manada yabani bir formda görüldüğü ülkemizin batı ve güney kesimlerinde (yoğun olarak Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa illerimizde) sıkça rastlanır.

Özellikle yarımadamızın kuzey ve güney kesimleri ile Marmara ve Akdeniz bölgeleri menengiç için uygun yetişme koşullarına sahiptir. Bir başka ifadeyle Anadolu'nun soğuk kesimleri dışında hemen her bölgesinde yetişen menengiç, yerelde genellikle yağ ve sabun üretiminde kullanılmaktadır. Yapılan arkeolojik çalışmalar, yabani bir meyve olduğu için tıpkı diğer yabani meyveler gibi muhtemelen savaş ve kıtlık dönemlerinde önemli bir gıda kaynağına dönüşen menengiçin coğrafyamızda eski çağlardan beri özellikle gıda ve baharat olarak tüketildiğini ortaya koymuştur. Reçine ve tanen bakımından zengin olması, bitkinin eskiden beri tıbbî amaçlarla da kullanıldığı yönündeki düşünceyi desteklemektedir.

Toprağı koruyor

Uyum kapasitelerinin yüksek olması dolayısıyla erozyon kontrol çalışmaları bağlamında da ümit veren gelişmiş kök sistemleri sayesinde bitki üretim süreçlerinde aşı altlığı olarak kullanılan ve özellikle kalem aşısı yoluyla kendisine yaygın olarak antepfıstığı aşılanan menengiç birçok şekilde kullanılmaktadır. Meyveleri kavrulup çerez olarak tüketilmekte olan bitki, gıda ve parfümeri sanayii ile eczacılık alanları açısından oldukça işlevseldir. Bunun yanında menengiç tohumlarından elde edilen yağdan biyodizel yakıt elde etme imkânları üzerinde çalışmalar yapıldığını, dünyanın muhtelif bölgelerinde çerez ve fırıncılık ürünlerinde kullanıldığını, örneğin kuru incir ve ceviz gibi gıdalarla karıştırılıp kavrulduktan sonra böreklerde iç malzemesi olarak tercih edildiğini ve yine menengiçten üretilen kahve ile bıttım sabununun her geçen gün giderek daha fazla talep edilen ürünler haline geldiklerini de belirtelim. İlaveten böcekler tarafından yapraklarında meydana getirilen mazılar tütsü maddesi, ipek boyası ve şarap renklendirici olarak kullanılmaktadır. Özellikle kahve ve bıttım sabunu ulusal ve uluslararası ticaret hatlarına dâhil olan turistik nitelikli ürünlere dönüşmüştür. Bu durumun önümüzdeki dönemlerde menengiçin ticarî değerini arttıracağını söylemek mümkündür.

Yüksek miktarda yağ içeren (özellikle de uçucu yağ) ve meyvelerinin sıkılması ile elde edilen yağının yemek ve helva yapımında da kullanıldığı bilinen menengiçin içerisinde insan sağlığı açısından faydalı olan birçok farklı madde de yer almaktadır. Tohumlarındaki antioksidan kapasitesi yüksek ve doymuş yağ oranı oldukça düşük olan menengiçin olgunlaşmış meyvesinin içeriğinde protein (yüzde 9.7), yağ, lif (yüzde 10.9), kül (yüzde 3.1), nem, rezin ve doymamış yağ asitlerine (oleik asit, palmitik asit ve linoleik asit) ilave olarak sodyum, potasyum, fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum, çinko, bakır ve selenyum gibi mineraller bulunmaktadır. Meyvenin muhteviyatındaki sodyum ve fosfor miktarının muz ile zeytinden; potasyum, fosfor, kalsiyum ve demir miktarının ise patatesten daha yüksek olması ilgi çekicidir. Dolayısıyla menengiçin doğru bir planlama ile gıda alanında daha yaygın bir kullanım alanına kavuşturulabilme olasılığının ekonomik açıdan ciddi bir katma değer üretebileceği ifade edilebilir.

Bağışıklığı artırıyor

Menengiç bitkisinden elde edilen meyvelerin halk arasında doğal bir şifa kaynağı olarak görüldüğü bilinmektedir. Köy ekmeklerine ilave edilmesinin ve taze eşkinlerinin konserve şeklinde hazırlanıp yemeklere konmasının yanında çay ve kahve şeklinde de tüketilen söz konusu meyvelerin iştah açıcı olarak kullanıldığını belirtelim. Yine kurutulmuş menengiç yapraklarından elde edilen çayın çeşitli bağırsak ve mide rahatsızlıklarına (gastralgia), karın ağrılarına, enfeksiyonlara ve astım krizlerine iyi geldiği düşüncesi de halk arasında oldukça yaygındır. Ayrıca romatizma, ayak terlemesi, yara ve yanıklara (menengiç ağacının kökleri kaynatılarak yaralara uygulanır) da iyi gelen menengiçin sinir sistemine etki ederek dikkat, farkındalık ve uyanıklığı arttıran bir uyarıcı, ateş dürücü, idrar sökücü ve öksürük kesici olduğunu not edelim.

Bitkisel tedavilerle ilgili modern bilimsel araştırmalar, çocukların ve yaşlı bireylerin beslenmesinde önemli bir yeri olan menengiçin üriner antiseptik nitelikler taşıdığını, peptik ülser (midenin içi ile ince bağırsağın üst kısmında oluşan yaralar) ile güneş çarpması tedavisinde faydalı olduğunu tespit etmiştir. Yapılan araştırmalarda herhangi bir toksik etkisinin bulunduğu görülmeyen ve herhangi bir yan etkisi bulgulanmayan menengiç, aynı zamanda nezle ve grip türü rahatsızlıklarla mücadele ederek göğsü yumuşatmakta ve nefes darlığına iyi gelmekte, bağışıklık sistemine güç kazandırmakta, kalp yetmezliği riskini azaltmakta ve cinsel gücü arttırmaktadır. Öte yandan menengiç kahvesinin de sağlık açısından yararlı olduğunu vurgulayalım. Yazımızın başında da sözünü ettiğimiz menengiç kahvesi idrar yolları enfeksiyonunun tedavisinde etkili olmakta, böbrek taşı ve kum dökenleri de ferahlatmakta, romatizmal sancıları hafifletmekte, vücuttan ödem atılmasını sağlamakta, egzama türünden cilt sorunları ile mücadele etmekte ve kolesterol seviyesini dengede tutmaktadır. İdrar ve adet söktürücü, süt artırıcı olan bitki ayrıca hemoroid, romatizma, saçkıran, egzama, sivilce ve çıbanların tedavisinde ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu bitkinin beyaz kan hücrelerini(WBC) artırdığı bilinmekte olup vücut savunma sistemi için önemlidir. Hastalıklara karşı koruyucudur özellikle Covid-19 sürecinde bağışıklık sisteminde oldukça etkili bulunmuştur.

Son olarak menengiçten elde edilen yağ ve sabunun da sağlık açısından oldukça faydalı olduklarını kaydederek bitirelim. Antioksidan nitelikli olup B ve E vitaminlerini ihtiva eden menengiç yağı hücrelerin yenilenme süreçlerini hızlandırarak yaşlanmayı geciktirmekte, kanser hücrelerinin büyüme ve çoğalma süreçlerine ket vurmakta, karın bölgesine masaj şeklinde uygulandığında adet sancılarını azaltmakta ve iştah açmakta; bıttım sabunu olarak bilinen menengiç sabunu hem egzamadan mantara, ergenlik sivilcelerine, cilt tahrişlerine ve varislere kadar birçok cilt rahatsızlığına şifa olmakta, hem de saçlara canlılık ve nem kazandırmaktadır.

[email protected]