Avrupa Yeşil Mutabakatı: Çevresel ve ekonomik hedefler

Öğr. Gör. Dr. Göktuğ Şahin / ORSAM Enerji Çalışmaları Direktörlüğü
7.11.2020

Avrupa Yeşil Mutabakatı, enerji sektörü başta olmak üzere küresel ekonomiye ciddi etkiler yaratacak ve önemli dönüşümleri vaat eden bir süreç olarak ülkeler üzerinde baskı oluşturacaktır. Türkiye gibi planın yoğun etkilerinin görülmesi muhtemel olan ülkeler, sektörel açıdan gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte çevresel ve ekonomik yönleriyle son derece önemli bu planı ekonomilerine fayda sağlayarak fırsata çevireceklerdir.


Avrupa Yeşil Mutabakatı: Çevresel ve ekonomik hedefler

Avrupa Birliği, genel olarak küresel iklim değişiminin neden olacağı düşünülen çevresel felaketlerle mücadele adına sürdürülebilir yeşil geçişte öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Ve bu amaç doğrultusunda ısınan atmosfere, değişen iklime ve kirli havaya bir tepki olarak Avrupa Komisyonu tarafından 2019 yılının aralık ayında “Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)” adında yepyeni bir plan ortaya konmuştur. Planın temelinde Sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar yarıya düşürülmesi ve 2050 yılına gelindiğinde net olarak sıfır düzeyine indirilerek karbon nötr ve hatta iklim nötr bir kıta olunması hedeflenmektedir. Burada belirtilen karbon nötr ifadesinden kasıt aslında sıfır emisyon anlamına gelmemekte, 1980 yılına göre sıfır emisyon artışını ifade etmektedir.

Günümüze kadar küresel boyutta iklim ve çevre ile ilgili ciddi adımlar atılmıştır. Bunlardan en önemlileri BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1992); bu sözleşmeyle paralellik gösteren uluslararası bir çevre anlaşması olan Kyoto Protokolü (1997); ilk evrensel ve yasal bağlayıcılığı bulunan küresel iklim anlaşması olarak tanımlanabilecek Paris Anlaşmasıdır (2015).

Kaynak bağımlılığı

Avrupa Yeşil Mutabakatı, çevresel hedeflerinin yanı sıra kaynak bağımlılığından arındırılmış bir şekilde ekonomide büyüme/kalkınma ve ayrımcılık gözetmeden uygulanabilirlik temel alınarak hazırlanmış bir plandır. COVID-19 Pandemisi öncesindeki dönemde ortaya konan plan, Avrupa Birliği açısından sonrasındaki dönem için ekonomik toparlanmanın anahtarı şeklinde yeni bir büyüme stratejisi olarak da nitelendirilmektedir.

Avrupa Birliği’nin çevresel duyarlılığı, küresel düzeyde etkileri muhtemel olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda detaylı olarak görülmektedir. Bu noktada Avrupa Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı belirli sektörlerle sınırlandırmamıştır. İklim değişikliği açısından olumsuz etki sağlayan birçok alana dair düzenleme getiren plan, çok geniş bir yelpazede emisyonlar açısından çevresel olumsuzlukları bertaraf etmeyi amaçlamaktadır. Planın diğer bir ayırt edici özelliği iklim değişikliği ile mücadeleyi küresel ölçekte ortaya koymasıdır. Ayrıca Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece iklim değişikliği ile yetinmeyip biyolojik çeşitlilikten, atık ve hava kirliliğine kadar tüm çevre konularını ele almaktadır.

Avrupa Birliğinin plana dair ortaya koyduğu politikalar ve düzenlemeler; Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi, Üye Devletlerin Emisyon Dışı Ticaret Sektörlerine İlişkin Hedefleri, Orman ve Arazilerin İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Katkısı, Taşımacılıkta Sera gazı Emisyonlarının Azaltılması, Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Yatırımları, Düşük Karbon Teknolojilerinin Desteklenmesi, Florlu Sera Gazlarının Aşamalı Olarak Azaltılması, Ozon Tabakasının Korunması, İklim Değişikliğinin Etkilerine Hazırlanılması, İklim Değişikliği Yatırımları şeklinde listelenebilir. Avrupa Birliği plan kapsamında iklim kanunu ve karbon sınır vergisi düzenlemeleri olmak üzere çok çeşitli uygulamalar ortaya koymuştur. Dahası bu düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi için oluşturulan çevresel fonların miktarı 1 trilyon doların üstündedir.

Türkiye’ye etkileri

Avrupa Yeşil Mutabakatı, rekabetin korunduğu ve adaletin ön planda olduğu bir ortamda Avrupa Birliği ülkelerinin ve vatandaşlarının çevresel faktörler açısından başkalaşımını hedeflemektedir. Söz konusu bu dönüşümün entegrasyon sürecinde üzerine düşen adımları kararlılıkla atan ve Avrupa Birliği ile yoğun ticari ilişkiler içinde bulunan Türkiye için de çok çeşitli etki ve fırsatları ortaya çıkartacağı; plan dahilinde ortaya konacak kriterler, yaptırımlar ve kısıtlamalar dahilinde birçok açıdan etkileneceği aşikârdır. Türkiye’nin ihracatının neredeyse yarısını gerçekleştirdiği en büyük ticaret ortaklarından olan Avrupa Birliği ile ilişkilerinin sekteye uğramaması, karşılıklı olarak avantaj sağlanabilmesi ve mutabakat kapsamında özellikle etkilenmesi muhtemel olan enerji, tarım, inşaat gibi sektörlerde bir olumsuzluk yaşanmaması adına Türkiye’nin ilgili plan üzerinde ciddi araştırmalar gerçekleştirmesi ve zaman kaybetmeden gerekli uygulamaları hayata geçirmesi gerekmektedir. Ve bu açıdan sevindirici olan bir durum ise Türkiye’nin gerekli çalışmalara vakit kaybetmeden başlamış olduğudur.

Sonuç ve öneriler

Planın enerji sektörü açısından Türkiye üzerindeki etkilerine değinilecek olunursa; Türkiye’de enerji sistemi temel olarak karbon temelli yakıtların yanmasına dayalıdır ve bu durum yoğun olarak kaçak emisyonlara neden olmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan en güncel verilere göre 2018 yılındaki toplam emisyonların temel kaynağı enerji sektörüyle ilgili emisyonlardır. Enerji sektöründen kaynaklanan Sera gazı emisyonları 1990’dan 2018’e CO2 eşdeğeri olarak yaklaşık yüzde 160 oranında artış göstermiştir. Burada açıkça görüleceği üzere özellikle Türkiye’nin enerji sektörü, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ortaya koyduğu düzenlemelerden yoğun olarak etkilenecek ve bu durumun ciddi ekonomik etkileri olacaktır. Ayrıca Türkiye açısından dikkate alınması ve incelenmesi gereken konulardan birisinin de karbon sınır düzenlemesi ile ortaya çıkacak ek maliyetlerin rekabet düzeyi üzerindeki etkileri olduğu unutulmamalıdır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, enerji sektörü başta olmak üzere küresel ekonomiye ciddi etkiler yaratacak ve önemli dönüşümleri vaat eden bir süreç olarak ülkeler üzerinde baskı oluşturacaktır. Türkiye gibi planın yoğun etkilerinin görülmesi muhtemel olan ülkeler, sektörel açıdan gerekli önlemlerin alınmasıyla birlikte çevresel ve ekonomik yönleriyle son derece önemli bu planı ekonomilerine fayda sağlayarak fırsata çevireceklerdir.

Enerjimize enerji katalım

Dikkate değer konulardan birisi de planın gerek coğrafi gerekse ekonomik ilişkiler açısından Avrupa Birliği ile yakın olan ülkeleri de destekleyecek olmasıdır. Bu doğrultuda gelecek için umut vadeden bir plana ülkemizin de katkıda bulunması gerektiği unutulmamalıdır. Fakat bu katkıyı sağlarken de muhtemel olumsuzlukların bertaraf edilmesini mümkün kılacak ve ayağı yere basan bir yol haritası tüm paydaşların bir araya geleceği şekilde ortaya konmalıdır. Son söz olarak; güçlü ve giderek daha da güçlenen Türkiye için ele ele vererek enerjimize enerji katmaya durmaksızın devam etmemiz gerekmektedir...

Sera gazı nedir?

Sera gazı (greenhouse gas); karbondioksit, metan, azot oksit gibi gazlara verilen genel isimlendirmedir. Sera gazı salınımına neden olan temel kaynaklarsa ekonomik sektörlerdir ve beşeri faaliyetler üzerinde ciddi derecede etkileri söz konusudur.

[email protected]