Avrupa'daki PKK algısı dönüşür mü?

Necdet Özçelik / Yazar
31.12.2022

Avrupa'daki PKK yapısal bir sorundur ve yapısal çözüm gerektirmektedir. Avrupa'daki PKK algısı için bir zihni dönüşümün ortamı şu an mevcuttur.


Avrupa'daki PKK algısı dönüşür mü?

Avrupa'da kendi sosyal değerleriyle karakterize olan ırkçılık, göçmen karşıtlığı ve İslam düşmanlığıyla birlikte son yıllarda açıktan bir terör seviciliği de görülmeye başlandı. Bunun son örneği 23 Aralık'ta Fransa'nın başkenti Paris'te PKK'lılara ait ve kültür merkezi adı altında faaliyet gösteren bir örgüt evine düzenlenen silahlı bir saldırının müteakibinde meydana gelen olaylarda görüldü. Saldırıya tepki gerekçesiyle sokak eylemleri düzenlemek için Fransa'nın başkentine gelen PKK destekçilerinin kullandığı sokak terörü ve vandallıklara ilave olarak yerel güvenlik kuvvetleriyle girdikleri çatışmaları dahi yumuşatmaya çalışan manipülatif bir bilgi ortamı oluşturuldu.

Sol ile ideolojik bağ

Kullanılan argüman ise saldırının Türkiye tarafından organize edilerek Fransa'daki Kürtleri hedef aldığı yönünde. Bu iddiaları dile getiren kesimlerin Türkiye'yi işaret ederek ırkçı terörü gizlemek, PKK'yı Kürtlerin temsilcisi olarak görmek, PKK ile ırkçı terörün karşı karşıya gelmemesi için bir gayret içinde olmak gibi bir söylem ve eylem içine girdikleri rahatlıkla anlaşılmaktadır. Şüphesiz bunda en büyük rolü PKK ile ideolojik bir illiyet bağı kuran sol görüşlü parlamenterler etkin bir rol oynamaktadır.

Vekiller destek verdi

Fransa Komünist Parti Milletvekili Sebastian Delogu ve Sosyalist Parti milletvekili Jerome Guedj PKK'ya destek olmak için sokak eylemlerine katıldı. Terör örgütünün elemanlarıyla birlikte Türkiye aleyhinde slogan atan bu vekiller bir taraftan Avrupa'da yaşayan Türkleri de dolaylı bir şekilde PKK'nın hedefi olarak işaret etti. Aynı zamanda etnik Kürt kimliğinin PKK ideolojisinin altında temsil edildiğine dair bir kanaat oluşturmaya çalıştırdılar. Buna benzer şekilde Fransa dışında Alman, Belçikalı, Hollandalı ve İsviçreli parlamenterlerin de Türkiye karşıtı bir söylemle Avrupa'daki Türk toplumunu ötekileyici, etnik Kürt toplumunu da terör örgütünün idelojik kimliği altında birleştirici bulunduğuna şahit olduk.

PKK terörünün araçsallaştırılarak Avrupa'daki göçmen nüfus arasında mikro çatışma dinamiklerine neden olacak kadar yüceltilmesi sorunludur. Bu durum aynı zamanda Avrupa'daki aşırı sağcı terör kadar da tehlikelidir. Dolayısıyla Avrupa'nın PKK'lılaşmasındaki en önemli nedenlerinden birinin parlamenter sorumsuzluğu olduğunu söyleyebiliriz.

İsveç'te milletvekili olacak kadar siyasi alan bulan PKK destekçisi Amineh Kakabaveh, İsveç Meclisini işlevsiz hale getirecek bir etki yaratmıştı. Bu vekil İsveç'in NATO üyeliğinin önünde bir engel olacağını bilmesine rağmen İsveç hükümetin bütçe tasarılarına destek vermeyerek Türkiye'ye silah ihracatı yapılmayacağına dair bir dayatmada bulunmuştu.

Sığınmacı PKK'lılar

Paris'te 23 Aralık saldırısının düzenlendiği yerlerden birisi olan Ahmet Kaya Kültür Merkezi, şarkıcı Ahmet Kaya'nın Paris'te ölümünden bir yıl sonra, Avrupa'daki PKK diasporası tarafından 2001 yılında açıldı. Şarkıcının popülaritesinden istifade etmek için PKK tarafından Ahmet Kaya'nın adına atfedilen Ahmet Kaya Kültür Merkezi, PKK'nın Avrupa'daki yerel makamlarla siyasi bağlantılar geliştirmek, etnik Kürt toplumu üzerinde himaye kurarak örgüte finans ve insan kaynağı toplamak ve kültürel argümanlar kullanılarak PKK'nın Avrupa'daki propagandasını yapmak, ideolojisini yaygınlaştırmak için bir örgüt karargahı olarak kullanılmaktadır. Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne düzenlenen saldırıda hayatını kaybedenlerin kimliği de bu gerçeği doğrular niteliktedir. Ölenlerden birisi henüz 14 yaşındayken 1988 yılında örgüte katılan Şırnak Uludere'de doğumlu Evin Goyi kod adlı PKK'lı Emine Kara'dır. Bu teröristin Irak kuzeyindeki Hakurk ve Kandil bölgelerinde uzun süre PKK'nın silahlı kadrosunda aktif olarak faaliyette bulunduğu ve birçok terör eylemine katıldığı da biliniyor. 2013 yılında KCK kadrosunda yer bulan terörist, sağlık sorunları nedeniyle 2020 yazında Süleymaniye'den Fransa'ya giderek bu ülkede sığınmacı statüsünde yaşamaya başladı.

Mikro çatışma dinamikleri

PKK'nın Fransa'daki kadın yapılanmasının sorumlusu olarak örgüt kadrosundaki faaliyetlerine bu şekilde devam ediyordu. Saldırıda ölen diğer bir kişi ise M. Şirin Aydın kod adlı Mir Perwer'di. O ise aktif bir HDP üyesiyken Türkiye'de terör üyeliği nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığı için tıpkı Emine Kara gibi Fransa'ya sığındı. Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV-ÇAND) adlı örgütün PKK yanlısı medya kültür yapılanmasının üyesiydi.

Saldırıların ardından Avrupa'nın dört bir yanından Paris'te toplanan PKK'lılar, araç ve işyerlerini ateşe vererek, kamu mallarını tahrip ederek, polisle çatışarak yaygın şiddet gösterileri düzenlediler. Avrupa'daki PKK varlığı Avrupalı güvenlik ve istihbarat bürokrasisi ile siyasiler tarafından uyuşturucu, göçmen/mülteci kaçakçılığı ve sığınmacı statüsünün istismar edildiği kriminal faaliyetlerinden dolayı zaten biliniyordu. PKK'lıların Paris sokaklarındaki şiddet eylemleri PKK'yı Avrupa kamuoyunda daha görünür kıldı. Avrupalı siyasiler ve bürokratların Türkiye karşıtlığı için araçsallaştırarak büyüttüğü Avrupa'daki PKK, artık Avrupalı toplumlar için de bir güvenlik meselesidir ve birçok kesimce bir iç tehdit olarak algılanmaya başlanmıştır. Paris'teki saldırı ve müteakibinde gerçekleşen PKK'nın organize ettiği sokak olaylarının iki çatışma dinamiğini harekete geçirebileceği değerlendirilmektir. Bunlardan birincisi Avrupa'daki PKK yanlısı gruplar ile yerel ırkçı ve fanatik gruplar arasında olası çatışma dinamiği, ikincisi ise PKK terörist ve yandaşlarının Fransa ve diğer AB ülkelerindeki Türk şahıslara, işyerlerine, camilere ve diplomatik misyonlara gerçekleştirebileceği saldırı dinamiğidir. Fransa İçişleri Bakanı Darmanin de geçtiğimiz hafta bu iki ihtimale dikkat çekerek PKK yanlısı oluşumlar ile Türk diplomatik temsilcilikleri çevresinde güvenlik önlemlerinin artırıldığını duyurdu. Ancak bu tedbirlerin önleyici kozmetik çözümlerin ötesine geçmesi beklememektedir. Avrupa'daki PKK yapısal bir sorundur ve yapısal çözüm gerektirmektedir.

Avrupa'daki PKK algısı için bir zihni dönüşümün ortamı mevcuttur. Fransa'da PKK'ya karşı başlayan iç tehdit algısı, PKK'nın sosyal ve kültürel oluşumlar adı altında aktif olarak faaliyet gösterdiği diğer Avrupa ülkelerine de yayılmaya başlamıştır. Bu da Avrupa için PKK'ya dönük yapısal bir çözüm için fırsat penceresi aralamaktadır. Bunun için ortalama bir akıl, AB üyesi devletlerden Türkiye ile bir iş birliğine dayalı bir şekilde PKK yanlısı bireylere yönelik göçmen, mülteci ve iltica politikasını yeniden gözden geçirmesini, PKK yanlısı kültürel, sosyal ve medya kuruluşlarının faaliyetlerinin sonlandırmasını ve PKK'nın Avrupa'daki organize suç faaliyetlerine son vermesini bekler. Aksi halde PKK'lılaşan bir Avrupa senaryosu kaçınılmaz görülmektedir.

@necdet4059