Azerbaycan'ın Filistin meselesine yaklaşımı

Doç.Dr. Eldar Hasanoğlu/ Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
29.01.2024

Azerbaycan İsrail'in bölgedeki işgalini meşru saymamakta, bir devlet olarak Filistin'in kendi toprakları üzerindeki egemenlik hakkını desteklemektedir. Durum böyleyken Türkiye kamuoyunda kafa karışıklığına sebep olan ve Azerbaycan'ı karalayan iddiaların belli hedeflere matuf olarak belirli mahfillerin etkisiyle maksatlı olarak üretildiği anlaşılmaktadır.


Azerbaycan'ın Filistin meselesine yaklaşımı

Filistin-İsrail meselesi yaklaşık 100 senelik tarihe sahip olmakla birlikte 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı Operasyonu'nun başladığı günden itibaren tüm dünyanın ilgi odağına dönüşmüştür. Ortadoğu'daki Müslüman ülkeler coğrafi ve dini bağlarından dolayı bu sorunun doğal tarafı konumuna yerleşmişlerdir. Bu ülkelerin liderleri ister İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgüt çatısı altında, ister müstakil olarak ülke bazında konuya tepkilerini ortaya koymuşlardır. Hem toplum hem ülke yönetimi düzeyinde İsrail'e tepki bağlamında Türkiye sergilediği hassasiyet bakımından hayli öne çıkmaktadır. Türkiye İsrail'in sergilediği şiddeti durdurmak için uluslararası mahfilleri harekete geçirmek için gayret etmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hamas'ın terör örgütü olmadığı açıklamasında bulunmuştur.

Türkiye'nin İsrail'e tepkisi en sert söylemlerle devam ederken, en sık ilişki kurduğu ülke olan Azerbaycan'ın İsrail ile ilişkileri geleneksel ve sosyal medyada gündem edilmiştir. İleri sürülen iddialara göre Azerbaycan İsrail ile ileri düzeyde ilişkiler geliştirmiş ve Türkiye'den farklı olarak Filistin ve Gazze hususunda İsrail'in safında yer almıştır. Azerbaycan halkı ve yönetimi tarafından Filistin için ortaya konulan destekleri yok sayma yönünde algı yöneten bu söylemler, Türkiye halkı nezdinde özbeöz yakın gördükleri Azerbaycan'ı sorgulamaya yol açmaktadır. Binaenaleyh, söz konusu söylemlerin doğruluk payının bilinmesi adına, genelde Filistin İsrail sorununa özelde bölgedeki son gelişmelere Azerbaycan'ın yaklaşımının ne olduğuna ışık tutulması faydalı olacaktır.

İşin aslı nedir?

Azerbaycan, Filistin ilişkilerinin tarihi ve içeriği göz önüne alındığında, ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkacaktır. Azerbaycan, Filistin ile ilişkilerini İsrail ile ilişkilerinden bağımsız olarak geliştirmiştir. Filistin-İsrail sorununa Azerbaycan'ın yaklaşımı diğer Müslüman ülkelerle eşit düzeyde olmuştur ve üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ve Türkiye'nin tutumuyla aynıdır. Müslüman dünyasının bir parçası olan Azerbaycan, Filistin halkının dertlerini paylaştığı gibi, başlangıçtan itibaren Azerbaycan yönetimi bu sorunun çözümünün iki devletin kurulmasından geçtiğini ve tüm alakadar meselelerde uluslararası hukuk kurallarının uygulanması gerektiğini vurgulamıştır. Azerbaycan, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin bağımsızlığını net şekilde desteklemiş, ilkesel olarak uluslararası hukuk ve BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarının esas alınması gerektiğini deklare etmiştir. Özetle, Azerbaycan İsrail'in bölgedeki işgalini meşru saymamakta, bir devlet olarak Filistin'in kendi toprakları üzerindeki egemenlik hakkını desteklemektedir.

Önceki Azerbaycan Cumhurbaşkanı merhum Haydar Aliyev, Ermenistan ile sorunlarda Azerbaycan'a açıkça desteğini beyan etmeyen Yasir Arafat ile 1994'te Kazablanka'da ve 1997'de Tahran'da olmak üzere iki defa bir araya gelmiş ve Filistin'e desteğini beyan etmiştir. Mahmud Abbas döneminde ise karşılıklı desteklerle Azerbaycan Filistin ilişkileri yükseliş seyrine girmiştir. Mahmud Abbas Karabağ'ın işgali bağlamında Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne desteğini açıklamış, Azerbaycan siyasi ve maddi destekleriyle Filistin'in safında olmuştur.

Azerbaycan ile Filistin arasındaki ilişkiler 2009'dan itibaren ciddi ivme kazanmıştır. Azerbaycan, Filistin halkının ve devletinin yasal temsilcisi olarak Batı Şeria'daki yönetimi kabul etmiştir. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki'nin 2009 Ekim ayında Bakü ziyareti taraflar arasındaki ilk temas olmuştur. Bu ziyarette iki ülke arasında siyasi istişarelere ilişkin mutabakat zaptı imzalanmış, uluslararası örgütlerde işbirliği ve karşılıklı destek hususunda anlaşmaya varılmış, Filistinli diplomatların Azerbaycan'da eğitim alması karara bağlanmıştır. Ziyaretin ardından ilişkiler sıklaşmış, Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas 2011 Haziran ayında Azerbaycan'ı ziyaret etmiş ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmüştür. Taraflar arasında ilk üst düzey resmi ziyaret özelliği taşıyan bu görüşme sonrasında yapılan basın açıklamasında Aliyev, Filistin'in egemenliğini desteklediğini açıklamış, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasını vurgulamış ve tüm uluslararası kuruluşlarda Filistin'in yanında olduğunu ve buna devam edeceğini deklare etmiştir. Filistin'in Azerbaycan'daki akredite büyükelçiliğine 2011 Ekim ayında doğrudan büyükelçi atanmasıyla aradaki diplomatik ilişkiler daha da güçlenmiştir. 2013'te İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı çerçevesinde Bakü el-Maliki'yi tekrar ağırlamıştır. 2017 Temmuz ayında Azerbaycan Kudüs sorunuyla ilgili uluslararası konferansa ev sahipliği yapmış, aynı yılın Aralık ayında ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına binaen İstanbul'da düzenlenen Acil Durum Zirvesi'ne katılan Aliyev bu kararı eleştirmiş ve bu durumun uluslararası hukuka aykırı olduğunun vurgulamıştır. 2018 Nisan ayında Bakü, Bağlantısızlar Hareketi'nin 18. Ara Dönem Toplantısı çerçevesinde el-Maliki'yi ağırlamıştır. Filistin yönetimi Bakü'den Filistin'in Asya'daki Büyükelçileri Konferansı'na ev sahipliği yapmasını talep etmiş, olumlu cevap üzerine bu toplantı 2018 Kasım ayında Bakü'de gerçekleşmiştir.

İsrail'in Azerbaycan'ın yanında yer aldığı Karabağ Zaferi'nin ardından da Azerbaycan Filistin konusundaki hassasiyetini sürdürmüştür. 2022 Kasım ayında Azerbaycan Millet Meclisi Filistin'de Azerbaycan temsilciliği açılması kararını onaylamıştır. İşaret edilmelidir ki bu tarihte Azerbaycan'ın İsrail'deki Büyükelçiliği henüz mevcut değildi. 2023 Mart ayında Azerbaycan'ın İsrail'de Büyükelçiliği açılmış, bu çerçevede İsrail'de resmi ziyarette bulunan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ile de bir araya gelmiş ve Azerbaycan'ın Filistin'deki temsilciliğini açmıştır. Bu ziyarette Filistin'de Azerbaycan'ın okulunun açılması da karara bağlanmıştır.

Filistin'e maddi yardım

Siyasi ve jeopolitik arenada dayanışmanın yanı sıra, ekonomik destek bağlamında da Azerbaycan Filistin'in yanında olmuştur. 2013 Haziran ayında Filistin'in kalkınması için fon oluşturma ve maddi yardım için İslam maliye ağının kurulması konulu konferansa ev sahipliği yapan Bakü, konferansın sonucu olarak beş milyon dolar yardımı Filistin'e iletmiştir. Azerbaycan Uluslararası Kalkınma Ajansı (AIDA) Gazze'nin imarı için 2014 Eylül ayında Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) 635.000 dolar aktarmıştır.

7 Ekim 2023'te Hamas'ın başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu'nda da Azerbaycan diğer Müslüman ülkeler gibi Filistin'in safında yer almıştır. Hem Cumhurbaşkanlığı Kurumu (Prezident Aparatı) hem de Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada Azerbaycan çatışmanın bir an önce sona ermesini dilediğini, sivillere yönelik saldırıları şiddetle kınadığını belirtmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerin Ekim ve Kasım aylarında konuyla ilgili düzenlediği toplantılarda Azerbaycan, bağımsız Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurgulamış ve Gazze'de süren çatışmalarda sivillerin zarar görmesinin kabul edilemez olduğunu belirtmiş, acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunmuştur. Gazze'de çatışmalar sürerken Aliyev 15 Kasım Filistin Bağımsızlık Günü nedeniyle Mahmud Abbas'a tebrik mesajı göndermiş, bu vesileyle Filistin'in yanında olduğunu belirtmiştir. Aynı gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen "Filistin Tek Yürek" toplantısına video ile katılan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mehriban Aliyeva, çatışmaların sebep olduğu trajediden ciddi endişe duyduğunu ve bir an önce ateşkes yapılmasını dileğini vurgulamıştır.

Azerbaycan'ın genel olarak Filistin konusunda, özelde Aksa Tufanı bağlamındaki tutumu yukarıda anlatıldığı şekildeyken, Türkiye kamuoyunda kafa karışıklığına sebep olan ve Azerbaycan'ı karalayan iddiaların belli hedeflere matuf olarak belirli mahfillerin etkisiyle maksatlı olarak üretildiği anlaşılmaktadır. Bu iddiaların devreye sokulması Türkiye ile Azerbaycan'ın sıkı ve sıcak ilişkisini sindiremeyenlerin bir şekilde araya anlaşmazlık sokma gayretinden kaynaklanmaktadır. Bu tezviratlar her iki ülkede toplumun sinir uçlarını kaşıyarak sosyal istikrarı bozmayı, yalnızlaştırma amacıyla Türkiye ve Azerbaycan yönetimi üzerinde baskı oluşturmayı hedeflemektedir. Azerbaycan'ın Filistin konusundaki gayretlerine gölge düşürerek İslam ülkeleri içerisinde itibarını zedelemeyi hedefleyen kötü niyetli bu iddialara karşı, Azerbaycan halkı ve yönetimi Filistin halkına desteğini dün olduğu gibi bugün de sürdürmekte kararlıdır.

[email protected]