Başarı oyununda çığ etkisi ve derinleşen eşitsizlikler

Mahmut Özer/TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı
24.08.2023

Modern zamanlar, küreselleşme ile dünyadaki her şeyin birbiri ile bağlantılı olabilmesini sağlayarak başarının ödülünde çığ etkisini mümkün kılmıştır. Her alanda çok az sayıda birim (insan, sanatçı, şirket vs) sınırsıza yakın bağlantıya sahip merkezlere dönüşebilmekte ve o alandaki tüm başarı ödülünü almaktadır/gasp etmektedir. Dolayısıyla küresel medeniyet her alanda bağlantı sayılarını inanılmaz derecede artırdığı için ‘bağlantıdaki sınırsızlık' ödül dağılımını normal dağılımdan güç yasası ile modellenen bir dağılıma taşımıştır.


Başarı oyununda çığ etkisi ve derinleşen eşitsizlikler

'Sıralama Oyunu ve Ödülün Asimetrik Dağılımı' başlıklı bir önceki yazıda Peter Erdi (2020)'nin Barabasi'ye atıfla belirttiği gibi başarının bireyin kendi performansı ile ilgili olmadığına, tam tersine toplumun bireylerin performanslarını değerlendirmesi ile ilgili olduğuna değinmiştik. Bir başka deyişle bireysel performanslara dayalı olduğu varsayılan başarılar, bu performansların toplumdaki karmaşık ağ yapıları ile etkileşimine bağlı olarak toplum tarafından o performanslara ne kadar değer/itibar verildiği ile ilgilidir.

Elbette tüm bireylerin toplumsal bir itibar beklentisi ile performans sergiledikleri söylenemez. Öyle insanlar vardır ki bir performans sergilediklerinde olay bitmiştir ve sonrası önemli değildir. Niyeti toplumsal bir beklenti ile ilişkili değildir ve bu niyetle eylem yapıldığında hikâye orada tamamlanmıştır. Dolayısıyla toplumsal başarı onlar için bir değer ifade etmemektedir. Bu kısım için Barabasi ve ekibinin yapacağı hiçbir şey yoktur. Kim ki bunun ötesine geçiyorsa orada artık Erdi (2020)'nin ifade ettiği gibi oyun kuramına göre oynanan bir başarı oyun alanına geçilmektedir. Ancak oyun tek başına bireyin oynadığı performansa dayalı bir oyun değildir. Oyunun kuralları ve çok sayıda görünen veya görünmeyen bileşeni vardır.

Bu bağlamda oyun alanına dâhil olanların bir kısmı bu kurallar ve süreçlerden habersiz olabilirken bazıları da başından beri oyunu kuralına göre oynayabilmektedir. Dolayısıyla birileri bilinçli bir şekilde görünürlüğü/bağlantıları/itibarı kurgularken birileri farkında bile değildir. Bu durumda çoğu zaman performansa dayalı başarı elde edilemezken başarı kurgulu adımlar veya başarıyı belirleyen ağlarla ilişki ölçeği çok düşük performansla büyük başarıların elde edilmesini sağlayabilmektedir.

İşte Barabasi (2022) 'Formül:Başarının Evrensel Kanunları' kitabı modern zamanlarda başarının nasıl elde edildiğini, bunun altında nasıl örüntüler bulunduğunu ve bunların ağlarla ilişkisi ve başarının nasıl ödüllendirildiğini anlamamıza yönelik önemli katkılar sağlıyor. Barabasi birinci kanunu 'Performans başarıya ulaştırır, fakat performans ölçülemediğinde başarıya ulaştıran ağlardır' şeklinde ifade ediyor (Sh.27). Tabii bu ifade kitabın bağlamı düşünüldüğünde biraz eksik kalıyor, çünkü performans tek başına başarıya ulaştırmıyor, performansa sosyal ağlar yoluyla toplum tarafından değer verilmesi sağlanırsa yani bir toplumsal bağlama ulaşırsa başarı üretebiliyor.

Ancak performansın metrikleştiril(e)mediği sanat gibi performansın ölçülmesinin oldukça zor olduğu alanlarda ise tamamen ağlar devreye giriyor. Sanat galerileri, koleksiyonerler, müzeler, sanat simsarları, eleştirmeler vb çok sayıda aktörün ve bunların gömülü olduğu ağların ürettiği değer verme ve dolayısıyla fiyatlandırma süreci başarıyı belirliyor. Dolayısıyla, Barabasi'nin de vurguladığı gibi aynı noktadan başlayan ve benzer yeteneklere sahip iki sanatçı yaptıkları tercihler ve takip ettikleri yörüngelere göre farklı görünürlüklere sahip olarak farklı şekilde ödüllendirilebiliyor. Barabasi, özellikle sanat alanında çok sayıda galeri ve müze olmasına rağmen ödülü belirleyenin çok az sayıda galeri ve müze olduğunu belirtiyor ve bunların merkezi öneminin altını çiziyor (Sh.53). Bir başka deyişle, sanat yaşamınız başarıyı belirleyen bu az sayıdaki merkezle bir şekilde kesiştiğinde başarı kaçınılmaz olmaktadır.

Tercihli bağlantı

Günümüzde her alanda buna benzer merkezler söz konusu olup bu merkezler görünürlüğün artırılmasını, yani 'tercihli bağlantı'nın artmasının yolunu açmaktadır. İnsanlar çok satan kitapları okumayı, çok dinlenen müzikleri dinlemeyi, çok izlenen filmleri izlemeyi tercih etmekte, böylece bağlantı sayısı fazla olan, yani çok tüketilen nesnesinin bağlantı sayısı/tüketilme sayısı sürekli artmaktadır. Dolayısıyla başlangıçta bağlantı sayısı güçlü olanın, sonrasında bağlantısının daha fazla artması bu merkezler/hublar devreye girdiğinde çok daha olası olmaktadır. Bir başka deyişle Erdi (2020)'nin ifade ettiği gibi önceki başarılar gelecekteki başarıları belirlemektedir.

Bu durumda başlangıçta şanslı olmayanların durumu ne olacaktır? Barabasi, çok çarpıcı bir soru sormaktadır: "Eğer herhangi bir elde edilen başarı, nasıl desem...zaten elde edilmiş olan başarıya bağlıysa o halde bir kişi nasıl en başından başarılı olabilir? Tercihli bağlantıyı nasıl terbiye edebiliriz?" (Sh.105). Bu soruyu soran Barabasi'den tercihli bağlantıyı 'terbiye' etmeye yönelik anlamlı bir çözüm önerisi beklerken kitabının ilerleyen sayfasında bizi hayal kırıklığına uğratmakta ve tercihli bağlantıya bağlamının ötesinde garip anlamlar yüklemektedir: "Tercihli bağlantı, iyilerin gücüdür. O, kendisini alçakça kullanılabilecek kişilere hizmet etmeyi reddeder." (Sh.113)

Burada ilgi çekici olan bu merkezlerin nasıl oluştuğu ve piyasayı domine etme özelliğine nasıl sahip olduğudur. Bu merkezler oluşmadan önce başarı çok hiyerarşik bir şekilde dalga etkisine benzer şekilde bireyden çevresine doğru yayılırken modern zamanlarda oluşan piyasa koşulları bu etkiyi kendi lehine sınırsız bir şekilde çevirmek için ne yapmıştır? Diğer taraftan madem önceden bir şekilde başarılı olanlar gelecekteki başarıları garanti ediyorsa, bu önceki başarı nasıl elde edilmektedir? Bir başka deyişle, başlangıçtaki başarı bireysel midir? Yoksa yine Matta etkisinin bir sonucu mudur? Barabasi her ne kadar bu soruya net bir cevap vermese de benzer bir soruyu o da soruyor: "Yani tekrar tekrar kazanan insanların başarılı olmalarının nedeni basitçe daha iyi olmaları mı yoksa mütemadiyen daha iyi kaynaklara sahip olmaları mıdır?" (Sh.106)

Performans sınırlıdır, fakat başarı sınırsızdır

Barabasi'nin belirlediği ikinci kanun ise 'Performans sınırlıdır, fakat başarı sınırsızdır' şeklinde ifadesini bulmaktadır (Sh.59). Bir başka deyişle her alanda insanın performansının bir sınırı varken performansın harekete geçirdiği ağlar sayesinde başarı gelirse verilen ödülde bir sınırlama söz konusu değildir. Dolayısıyla başarılı bilim insanının aldığı atıflar, başarılı bir romancının sattığı kitap veya bir sanatçının sattığı albüm sayısı, bir ressamın bir tablosunun fiyatı her bir alanda geriye kalan diğerlerinin elde ettikleri ile karşılaştırılamaz bir ölçekte anormal bir seviyeye yükselebilmektedir. Bir başka deyişle başarı ve ödül miktarı, benzer performans sergileyenlerin aleyhine az sayıda insan, şirket vs de toplanmaktadır.

Barabasi başarının birinci ve ikinci kanununu üçüncü kanun olarak ifade ettiği "önceki başarı x uyum gücü = gelecekteki başarı" ifadesi ile bir düzeltmeye tabi tutmaktadır (Sh.97). Böylece önceki başarı tek başına gelecekteki başarıyı belirlememekte, uyum gücü önemli bir değişken olarak devreye girmektedir. Böylece, oyuna yeni katılan bir oyuncu uyum gücü yüksekse başarılı rakiplerini yakalayabilmekte ve hatta geçebilmektedir (Sh.129). Uyum gücü performansla ilişkili gibi görünse de aslında aynı alandaki rakiplerin etkisini azaltan rekabet gücünü temsil etmektedir: "Biz bu özelliğe, evrimden ilham alarak "uyum gücü" adını verdik. Bu uygun bir seçimdi. Çünkü uyum gücü "nitelik" ile eş anlama gelmez, tabii her ne kadar ona bağlı olsa da. Bir değer muhakemesi yapmak yerine uyum gücü bize bir ürünün özünde yatan; aynı alıcıyı, aynı seyirciyi ya da aynı hayran kitlesini hedef alan öteki ürünleri oyun dışı bırakabilme becerisini tespit edebilme imkânı verir." (Sh.129-130)

Barabasi performans ve başarının dağılımı arasındaki bu uyumsuzluğu matematiksel olarak normal dağılım ile güç kanunu dağılımını kullanarak açıklamaktadır (Sh.83). Performans normal dağılım (çan eğrisi) göstermektedir. Buna göre performansın bir sınırı vardır ve başarıyı yakalayan performansa çok yakın olan çok sayıda performans bulunmaktadır. Az farkla yakalanan dolayısıyla performanstan bağımsızlaşan başarının getirileri ise güç kanununa göre logaritmik dağılmaktadır. Çok az farkın karşılığı olamayacak şekilde ödülde çok çok büyük farklar elde edilmektedir. Örneğin az sayıda bilim insanı atıfların çok büyük bir kısmını kapmakta, bir romandan inanılmaz gelirler elde edilmekte, bir tablonun fiyatı on binlerce ressamın hayatı boyunca tüm tablolarından elde ettikleri toplam fiyatın üzerinde gerçekleşebilmekte veya birkaç şirketin karı milyarlarca insanı barındıran çok sayıda ülkenin gelirinin çok üzerine çıkabilmektedir.

Normal dağılımdan güç dağılımına geçiş fiyatlandırması nasıl üretilmektedir? Eşitsizlikleri derinleştiren bu mekanizma nasıl işlemektedir? Bu konu maalesef Barabasi'nin kitabında teğet geçilmektedir. Hatta Barabasi, naif bir şekilde "Golyatlar çağında –CEO'ların, popstarların ve şirketlerin orantısız kazanımlar elde ettiği dönemde- dünyadaki Davut'ların hala mücadele edebileceğine inanmamız gerekir. " derken (Sh.95) kitabın aynı bölümünün bir başka yerinde mücadele yerine işbirliği önermektedir: "Onlara karşı mücadele ettiğimiz takdirde süperstarlar sizi ezecektir fakat onlarla işbirliği yaparsanız sizi ileriye taşıyabilir." (Sh.92) İşbirliği yapılması zaten 'tercihli bağlantı' sayısını anormal artırarak normal dağılımdan güç dağılımına sıçramaya yol açmayacak mıdır?

Diğer taraftan sosyolog Merton'un (1968) Matta etkisine göre avantaj avantajı artırırken bu avantajın Barabasi'nin belirttiği güç yasasına göre bir sınırı olmadan çığ gibi büyümesi gerçekte modern zamanlara ait yeni bir durumdur. Bir başka deyişle, Matta etkisi Barabasi'nin 'tercihli bağlantı' tanımıyla daha fazla netlik kazanırken modern zamanlarda yeni olan Matta etkisi değil, bu etkinin ölçeğini belirleyen bağlantı sayılarının sınırsızlığıdır.

Modern zamanlar, küreselleşme ile dünyadaki her şeyin birbiri ile bağlantılı olabilmesini sağlayarak başarının ödülünde çığ etkisini mümkün kılmıştır. Her alanda çok az sayıda birim (insan, sanatçı, şirket vs) sınırsıza yakın bağlantıya sahip merkezlere dönüşebilmekte ve o alandaki tüm başarı ödülünü almaktadır/gasp etmektedir. Dolayısıyla küresel medeniyet her alanda bağlantı sayılarını inanılmaz derecede artırdığı için 'bağlantıdaki sınırsızlık' ödül dağılımını normal dağılımdan güç yasası ile modellenen bir dağılıma taşımıştır. Bu, küreselleşmenin yol açtığı hiper sosyal ağların sonucu olan yeni bir durumdur. Dolayısıyla, başarı ve getirdiği ödüllerin sınırsızlığı, doğal yasalar olmaktan ziyade modern medeniyetin toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren sisteminin ürettiği bir sonuçtur. Oyun buna göre oynanmaktadır.

Kaynaklar

Barabasi, AL (2022). Formül: Başarının Evrensel Kuralları. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Erdi, P (2020). Ranking: The Unwritten Rules of the Social Game We All Play. Oxford University Press.

Merton, RK (1968). The Matthew effect in science. Science, 159:56-63.