Batılılardaki sonu gelmez Haçlı ruhu Paris’te bir papazla tartıştım

Cemal Aydın / Yazar
15.04.2017

15 Temmuz kalkışmasının hemen ertesinde bir papazla buluştuk. FETÖ konusunda papazın en iyi anlayacağı kelime olan secte kelimesini kullandım. Secte, dini başka menfaatler için kullanıp saptıran sapkın tarikat anlamına gelir. Papaz efendi bağırmaya başladı: Erdogan bir İslamcıdır! Avrupa’yı Müslümanlaştırmak istiyor! Onu indirmek gerekir!


Batılılardaki sonu gelmez Haçlı ruhu Paris’te bir papazla tartıştım

15 Temmuz’da Paris’teydim. Bir papazla öğle yemeğinde buluşacaktık. Kendisi Paris’e 50- 60 kilometrelik bir ilçede bulunan dostlarımın tanıdığıydı. Benden bahsetmişler, o da mutlaka tanışmak istemiş. Randevumuz salı günüydü. Fakat birkaç gün öncesinde o meşum 15 Temmuz kalkışması olmuştu. Sabaha kadar öfkeyle, kızgınlıkla takip ettiğim o yüzkarası darbe teşebbüsü. Bir lokantada buluştuk. Solumda evin hanımı, karşımda papaz, onun yanında da evin beyi. Genç gösteren papaza içimden “Bu adam Allah rızası için çaba gösteren biri, kendisine saygı duymam gerekir” diye geçirdim. Öyle ya, geçerliliğini kaybetmiş bir dinin din adamı da olsa, Allah rızası için bekâr kalmayı seçmiş ve Papalık nereyi emrederse oraya gidip görev yapmış birini hor görmemem gerektiğini düşündüm.

İster istemez açılan ilk konu ve bana yöneltilen ilk soru, 15 Temmuz kalkışması oldu. Bütün samimiyetimle olup biteni anlattım. Dahası FETÖ konusunda papazın en iyi anlayacağı kelime olan secte (sekt) kelimesini kullandım. Secte (sekt), dini başka menfaatler için kullanıp saptıran sapkın tarikat anlamına gelir. Sıradan bir Fransız bile bunu bilir, hele bir papaz çok daha iyi bilir. Çünkü Batı ve Fransa bu tür sapmalardan çok çekmiştir.

Benim bütün içtenliğim ve sâfiyâne hâlimle yaptığım açıklamanın ardından papaz efendi yemekte, sofra başında, herkesin içinde sağ elini havaya kaldırdı ve yanımızdaki masadakilerin de duyacağı bir ses tonuyla adeta bağırmaya başladı: Erdogan (yumuşak geyi telaffuz edemedikleri için öyle derler) bir İslamcıdır! Avrupa’yı Müslümanlıştırmak istiyor! Onu indirmek gerekir!

Türklere verilen söz...

Şok geçirdim. Dondum kaldım. Benim daha baştan “saygı duymam gerekir bu kişiye” diye düşündüğüm ve değer verdiğim adam meğer ne kadar da saygısızın biriymiş! Beni evlerinde misafir eden karı koca da şaşırdılar, baktım yüzleri kızarmıştı. Onun bu çıkışına bir anlam verememişlerdi. Bir müddet sessiz kaldım. Üzerimdeki şoku atlattıktan sonra, ben de patladım. Bu papaza haddini bildirmem gerekiyordu. Bana bak, dedim, sizler saygıya layık olmayan din adamlarısınız! Sizin başka dinden olanlara hiç saygınız yok! Bizim İstanbul’da sayısız kilise varken siz burada Müslümanlara cami yaptırmamak, mescit açtırmamak için elinizden gelen bütün engellemeleri yapıyorsunuz! Siz Türklerden sırf Müslüman oldukları için nefret ediyorsunuz!

Hemen araya girip “Yok öyle bir şey!” dedi.

Nasıl yok, dedim, işte az önce ettiğin sözler! Bir millet korkunç ve kanlı bir darbeden kurtuldu. Ülkeyi mahvedecek bir teşebbüsten yakasını kurtardı. Sizse darbenin başarılı olmasını istiyorsunuz. O gece internetten takip ettim basınınızı, hepsi de “Darbe oldu!” diye yazıyordu. Siz de Erdoğan’a karşı az önceki tavrınızla o darbeyi yürekten desteklediğiniz itiraf etmiş oldunuz. İtiraz edecek oldu, susturup devam ettim: Zaten siz bizden hep nefret ettiniz. Hatta eski papalarınızdan Dördüncü Eugenius (Öjeniüs) şöyle demişti: “Her millete verilen söz tutulmalı, fakat Türklere verilen söz asla tutulmamalıdır!” Sizdeki bu Müslüman nefretini anlayamıyorum.

Şimdiki papanız da Papa Dördüncü Öjeniüs’le aynı yolda. Baksanıza, halkın demokratik bir seçimle iktidara getirdiği adamı Mısır’da deviren faşist General Sisi’yi Vatikan’da kabul etti! Hem de hiç utanmadan. Açıkça söylüyorum: Sizin o papanızı ben nefretle kınıyorum!

Ama o aynı zamanda devlet adamı, onun için, demesin mi? İyice tepem attı. Bunun adına bizim dinimizde münafıklık denir dedim, münafıklık! Yani ikiyüzlülük! Papanız hem de devlet adamıysa, o zaman örnek alınması gereken bir devlet adamı numunesi vermeliydi. Sisi denilen o faşist generali alenen reddetmeliydi. Batı dünyasına da böylece hem insanî, hem de dînî bir mesaj vermeliydi! Efendiler, demeliydi, biz Batılılar demokrasiyi sadece Batı’da değil, bütün dünyada savunmalıyız! Onun için ihtilâlcilere yüz vermeyelim! Evet, gerçek din adamı olsa böyle derdi.

 Sahte din adamı mı? diye çıkıştı bana. Öfkeden zaten deliye dönmüşüm. Ya ne? dedim. Osmanlı Padişahlarına, Osmanlı halifelerine bir bakın! Sizin papalarınız gibi “Şuna verilen söz tutulur, buna verilen söz tutulmaz!” diye tek bir sözleri veya davranışları olmuş mu?

Tarihe bakın! Bir ara Fransa ve İtalya Avusturya’ya savaş açıp da Osmanlı’ya “Gel sen de savaş aç da kaybettiğin toprakları geri al!” diye teklif ettiler. Ama Osmanlı şu tokat gibi cevabı verdi: “Ben o ülkeyle anlaşma yaptım, sözümden dönmem!” Osmanlı sultanlarının arkasında “Bütün mazlumların koruyucusu/Veliyyü külli mazlûmîn” yazardı. Onun için İngiltere İrlanda’ya ambargo koyduğu zaman Osmanlı Sultanı oraya gemilerle yiyecek göndermiş ve o Hıristiyan halkı açlıktan kurtarmıştı!

Siz Hazreti İsa’nın haksız kimseyi bağrına bastığını hiç gördünüz mü? Bir papa bir faşiste sahip çıkabilir mi? Çıkarsa ona saygı duyulur mu?

Yüz ifadelerinden onun da çılgına döndüğünü gördüm. Çünkü Katolik mezhebinden olanlar, hele papazlar için papa demek, doğrudan doğruya Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi demektir. Papanın sizi cennete gönderme yetkisi vardır! Öyle bir adam hiç tenkit edilebilir mi? Oysa ben onu münafıklıkla, ikiyüzlülükle, sahtecilikle suçluyordum.

Evet, o da çılgına dönmüştü, fakat verecek cevabı yoktu.

Araya benim evlerinde misafir olduğum aile girdi. Ortam iyice yatışınca Paris’te yaşanan bir sıkıntıdan bahsetti. Kendisini dinledikten sonra onun Müslümanlara ve Cumhurbaşkanımıza neden illet olduğunu biraz olsun anladım. Meğer Paris’in bir semtinde beş market varmış, beşi de Müslümanların marketiymiş ve domuz eti satılmıyormuş. (Oradaki marketler  birbirinden kilometrelerce uzaktadır.) Halk domuz eti bulamadığından şikâyet etmiş. Başbakan, market sahiplerine “Domuz eti satılacak bir reyon açacaksınız!” talimatı vermiş, fakat hiçbiri umursamamış. Mahkemelik olmuşlar. Bana “Yüksek mahkeme kimin lehine karar verdi biliyor musun? Müslümanlar lehine!” dedi. (İçimden “Be papaz efendi, elbette özel şirket orası, devlet müdahale edemez ki! Ülkenizde en basit hukuk anlayışı varsa, elbette öyle karar verir” dedim).Yemekten sonra evin beyi işine gideceği için bizden ayrıldı, papaz evin hanımı ile beni kilisesine götürdü, içeriyi gezdirdi.

Yeni bir Haçlı Seferi

Kendisine kaç kiliseye baktığını sordum. Sekiz kilisede âyinleri o yönetiyormuş! Çünkü Fransa’da artık ailelerin on binde biri bile çocuğunu papaz mektebine göndermiyor. Papaz olanlar iyice azaldı. Pek çok kiliseye tek bir papaz bakıyor. Eskiden her Fransız ailesi çok çocuk yapar ve ilk erkek çocuğunu askerî okula, ikinci erkek çocuğunu da papaz mektebine gönderirdi. Şimdilerde Fransa’daki papazların yaş ortalaması 90 ve 90’ın da üstünde… Misyonerlerin Afrika’da eğittikleri gençleri papaz olarak ithal etmeye başladılar.

Müslümanlarsa bütün Batı dünyasında hızla artıyor. Avrupa’da da, Amerika’da hem Müslüman kökenliler, hem de İslâm’a girenler giderek çoğalıyor. Kiliseler kapanırken, yeni yeni camiler açılıyor! Ve o camiler dolup taşıyor. Cuma günleri sokaklar müminlerin seccadeleriyle kaplanıyor! İşte bu durum Hıristiyan Batılı yobazları kudurtuyor. O yüzden bütün Avrupa’da ve Amerika’da Haçlı ruhu depreşmiş durumda… Açıktan açığa “Müslüman ülkelerine savaş açıp müslümanları ya dize getirelim, ya yok edelim!” diyenkimseler var ve bunlar önemli mevkilerdeler. Türkiye’ye düşmanlıklarının asıl sebebi ise, ülkemizin onların pazarı, IMF’nin kölesi, tek kelimeyle Batı’nın sağmal ineği olmaktan çıkıp kendi ayakları üzerinde doğrulmasıdır. Bir de mazlum ve mağdur İslâm ülkelerinin umudu hâline gelmesidir. Amerika ve Avrupa’sıyla bütün Batı dünyası maskelerini çıkarmış bize karşı yeni bir Haçlı Seferine hazırlanıyor. Bu hakikati her insanımız Müslüman ferasetiyle bilmek ve anlamakla yükümlüdür. Çünkü geleceğimiz bu şuurlanışa bağlıdır.

[email protected]