Bay Kemal istekli, ama işi zor

Doç. Dr. Yusuf Özkır / İstanbul Medipol Üniversitesi
17.09.2022

Şu ana kadar yapılan açıklamalar sürecin büyük ihtimalle çoklu aday bağlamında şekilleneceğini ve her siyasi partinin ilk turda kendi genel başkanını aday göstereceğini ortaya koymaktadır. Muhalefet partileri açısından bu yaklaşımın riskli tarafını ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi ilk turda kazanabilme potansiyelinin bulunmasıdır.


Bay Kemal istekli, ama işi zor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay tarafından birer gün arayla yapılan açıklamalarda 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylarının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu belirtilmektedir. Engin Altay tarafından 1 Ağustos'ta yapılan açıklamada ise Kılıçdaroğlu için "Gönüllerdeki aday falan değil düz söylüyorum adayımız Bay Kemal..." ifadeleri net şekilde bulunmaktadır. Peş peşe gelen bu açıklamalar ana muhalefet partisi CHP'de genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu etrafındaki mutabakatın büyük ölçüde sağlandığını göstermektedir. Parti içinde bu konsolidasyonun sağlanmış olması Kılıçdaroğlu açısından bir başarı olarak okunabilir.

Kılıçdaroğlu'nun yol haritası

Çünkü yakın döneme kadar hem CHP içinde hem de kamuoyunda Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ikinci veya üçüncü planda kalıyor ve gerçekçi bulunmuyordu. Aday olarak CHP'nin İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının adı daha fazla ön plandaydı. Fakat süreç içerisinde Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından uygulanan strateji resmen açıklanmamış olsa da CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu olabildiğince öne çıkartmış durumda. CHP'li siyasetçiler önceleri "gönlümüzün adayı" dedikleri Kılıçdaroğlu için artık "adayımız" ifadesini kullanmaya başladılar. CHP genel merkezi tarafından Kılıçdaroğlu'nun adaylığını sağlamak için dinamik bir yol haritası takip edildi. Bundan sonrasını ise ittifak ortaklarının ikna edilmesi oluşturmaktadır. CHP, Millet İttifakı'nın kurucu aktörü olsa da masada oturan diğer beş siyasi partinin yaklaşımı hassas dengelere sahip seçim sürecinde kritik önemini korumaktadır. Özellikle İyi Parti genel başkanı Meral Akşener ve kurmaylarının Kılıçdaroğlu'na "kazanacak aday" gözüyle bakmamaları ve bunu da farklı içeriklerle kamuoyu ile paylaşmaları CHP açısından bir bariyer olarak varlığını korumaktadır.

HDP-CHP İşbirliği

Resmi olarak masada bulunmasa da CHP-HDP ilişkisi de sürecin önemli bir belirleyeni konumunda. Millet İttifakı'nın parçası olan İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin dışında DEVA ve Gelecek Partisi de muhalefet masasındaki yerlerini almış durumdalar. Halkların Demokratik Partisi (HDP) de bu masada bulunmadığını açıklamasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu CHP'siyle yakın iş birliği içerisinde hareket etmektedir. Bu iş birliğinin ürettiği somut çıktılardan bahsetmek de mümkündür. Mesela CHP milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele kapsamında sınır dışında operasyon yapabilmesine yönelik TBMM'de yapılan oylamada evet oyu kullanmadılar. HDP'nin çağrısı sonrasında bu davranışın gelmesi iki siyasi parti arasındaki ilişkinin somut bir sonucu şeklinde değerlendirilmektedir. Benzer şekilde TBMM'de bir HDP milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması konusundaki oylamaya HDP ile CHP'nin destek vermemiş olması da bu doğrultudaki adımlardan birini oluşturmaktadır.

Dolayısıyla CHP bir taraftan altılı masa kapsamında beş siyasi parti ile yol yürümekte diğer taraftan da HDP ile somut çıktıları olan bir diyalog sürecini devam ettirmektedir. HDP kanadından yapılan açıklamalarda doğrudan olmasa da dolaylı şekilde Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını destekleyecek şekilde bir söylemin kullanılmasını da bu iş birliğine eklemek gerekir. HDP'li siyasetçiler tarafından yapılan açıklamalarda sık sık Mansur Yavaş ve Meral Akşener isimlerinin muhalefet tarafından aday gösterilmemesi gerektiği yönünde bir vurgu yapılmaktadır. Muhalif kesimlerde belirli bir karşılığı bulunan iki ismin HDP tarafından dışlanması aslında Kılıçdaroğlu'nun elini kuvvetlendiren dolaylı bir hamle olarak görülmektedir.

HDP desteğinin dışında Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'li kurmayları Cumhurbaşkanlığı adaylığı için siyasal iletişim kampanyasını başlatmış durumda. Yapılan açıklamalar, hazırlanan görsel içerikler ve ben dilinin merkezine yerleştirildiği vaatlere bakılınca Kılıçdaroğlu'nun aday olmayı istediği somut bir gerçeklik olarak değerlendirilebilir.

Altılı Masa'nın kafası karışık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin ortak adayı olup olamayacağı ise henüz belirsizliğini korumaktadır. Haziran 2023'te yapılması planlanan seçimlere 9 ay gibi kısa bir süre kalmış olmasına rağmen muhalefet partileri Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına kimi aday olarak çıkartabilecekleri konusunda bir mutabakata ulaşabilmiş değil. Altı siyasi partinin genel başkanı tarafından oluşturulduğu için "altılı masa" adıyla ünlenen masadan bu konuda bağlayıcı bir açıklama yapılamamış olmasının arkasında ise aktörlerin zihinlerindeki aday profilinin farklı özelliklere sahip olması rol oynamış olabilir. Çünkü altı lider farklı zaman dilimlerinde altı kez bir araya geldiler ve toplamda 42 saatlik toplantı yaparak bildiri yayınladılar. Bu bildirilerde ise ağırlıklı olarak genel siyasi prensiplerden ve ilkeler düzeyinde yapılması gereken işlerden bahsedilmekle yetinildi. Başta İyi Parti genel başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu olmak üzere muhalif siyasi liderler Kemal Kılıçdaroğlu'nu beğenmekle birlikte seçimi kazanabileceği konusunda pozitif bir kanaate sahip değiller.

'Kazanacak aday' vurgusu

Bu yüzden sık sık seçime "kazanacak aday" ile gidilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Meral Akşener son olarak 13 Eylül'de FOX TV'de katıldığı çalar saat programında bu yaklaşımını tekrarladı. İyi Parti milletvekillerinden bazıları Kılıçdaroğlu'nun adını da vererek onun kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu belirtmek gereği bile duydular. Hatta bir İP milletvekili aynı ittifakın içinde bulunduğu CHP genel başkanı için "Alevi olduğu için Anadolu'dan oy alamaz" bağlamında bir açıklamayı kamuoyu ile paylaştı. Saadet Partisi ise doğrudan belirtmese de satır aralarında Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti seçmeninden oy alamayacağını; hatta sadece onun değil klasik CHP'li bir ismin de muhafazakâr seçmenden oy alamayacağını bu yüzden sağ-muhafazakâr seçmene sıcak gelebilecek bir ismin ortak Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gerektiğini dile getirmektedir. Kuşkusuz diğer siyasi aktörlerin farklı yaklaşımlarından da bahsetmek mümkündür. Dolayısıyla mevcut aşamada CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu altılı masanın ortak cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girmeyi arzu ettiğini gösterse de ittifak yaptığı diğer siyasi partilerden henüz bu yönde açık bir desteği bulabilmiş değil.

CHP içinde konsolidasyon var

Fakat Kılıçdaroğlu, adaylık konusunda kendi partisinde konsolidasyonu sağlamış durumda. Bu özgüvenle devam ederse belki altılı masayı da ikna edebilir. Ama şu ana kadar yapılan açıklamalar sürecin büyük ihtimalle çoklu aday bağlamında şekilleneceğini ve her siyasi partinin ilk turda kendi genel başkanını aday göstereceğini ortaya koymaktadır. Muhalefet partileri açısından bu yaklaşımın riskli tarafını ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi ilk turda kazanabilme potansiyelinin bulunması oluşturmaktadır. Tıpkı 2018'de olduğu gibi. Bu yüzden Bay Kemal çok istese de muhalefet partileri için karar vermek ve açıklamak bir süre daha zor olacak gibi görünmektedir.

[email protected]