ABD Kongre seçimlerinde Biden kaybetmedi, Trump kazanamadı

Hakan Çopur / Araştırmacı, Yazar
11.11.2022

Seçimlerde Cumhuriyetçilerin ezici bir çoğunluk elde edeceğine yönelik "kırmızı dalga" beklentisi gerçekleşmedi. Ekonomik kırılganlık ve enflasyona rağmen halkın önemli bir bölümü Biden'a ve Demokratlara sarı kart göstermekle yetinirken, Trump'a ise net bir şekilde "ajandanın tamamını desteklemiyorum" mesajı verdi.


ABD Kongre seçimlerinde Biden kaybetmedi, Trump kazanamadı

8 Kasım'da yapılan ABD Kongre ara seçimleri, 2024'te yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde ülkedeki siyasal istikamete ilişkin önemli bir gösterge olarak kabul ediliyordu. Yüksek enflasyon, ekonomideki düşük performans, Rusya-Ukrayna savaşının yansımaları, benzin fiyatları ve Biden'ın sorgulanan liderlik performansı gibi etmenler, bu seçimlerde Cumhuriyetçilerin güçlü bir şekilde Kongreye döneceği beklentisini yükseltmişti. Seçim sonuçlarının tamamı netleşmiş olmasa ve Cumhuriyetçiler önceki seçimde iyi bir performans sergilemiş olsa da çoğu Trump'ın desteklediği Cumhuriyetçi adaylar beklentilerin kısmen altında kaldı.

'Kırmızı dalga' gerçekleşmedi

Seçimlerde Cumhuriyetçilerin ezici bir çoğunluk elde edeceğine yönelik "kırmızı dalga" beklentisi gerçekleşmedi. Özetle ekonomik kırılganlık ve enflasyona rağmen halkın önemli bir bölümü Biden'a ve Demokratlara sarı kart göstermekle yetinirken, Trump'a ise net bir şekilde "ajandanın tamamını desteklemiyorum" mesajı verdi.

Dünya kamuoyu büyük ölçüde Rusya-Ukrayna savaşını ve bunun ekonomik yansımalarını konuşurken Amerikan halkı içeride artan enflasyon, FED'in faiz artışlarıyla birlikte resesyona giden ekonomi ve Biden yönetiminin bu süreci yönetmedeki zayıflığı ile uğraşıyordu. Trump ve destekçilerinin 2020'deki seçimlerinin "çalındığına" yönelik söylemlerinin eşliğinde oluşan ve yüksek enflasyonla yoğunlaşan atmosferde genel kanı, 8 Kasım seçimlerinden Cumhuriyetçilerin ezici bir çoğunlukla çıkacağı ve Temsilciler Meclisini rahat bir şekilde, Senatoyu ise az farkla bile olsa alacakları yönündeydi. "Kırmızı dalga" olarak nitelendirilen fenomen ülke geneline yayılmazken, Trump'ın parti içindeki potansiyel rakibi Florida Valisi Ron DeSantis'le birlikte adeta Florida'yla sınırlı kaldı.

Cumhuriyetçiler son güncel sonuçlara göre 435 sandalyenin tamamının yenilendiği Temsilciler Meclisinde 208, Demokratlar ise 188 sandalyeye ulaşmış durumda (bu yazının kaleme alındığı an itibariyle). Ancak mevcut projeksiyonlarda, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisinde çoğunluğu ele geçirmesine kesin gözüyle bakılıyor. Öte yandan 35 sandalyenin yenilendiği Senatoda ise Cumhuriyetçiler 49, Demokratlar ise 48 sandalyeye ulaşmış durumda. Geriye kalan eyaletler Arizona'da Demokratlar, Nevada'da ise Cumhuriyetçiler önde götürüyor. Georgia'da ise hiçbir adayın yüzde 50 oy oranına ulaşamaması nedeniyle 6 Aralık'ta 2. tur seçimlerin yapılacağı açıklandı. Eğer Demokratlar Georgia'da 2. Turda kazanırsa o zaman son iki yıldır olduğu gibi Senatoda yine 50-50 eşitlik olacak ve bu durumda Kamala Harris faktöründen dolayı Demokratlar Senato çoğunluğunu ellerinde tutmuş olacak. Bu da mevcut koşullar altında Biden ve Demokratlar için hiç de fena olmayan bir tablo anlamına gelecek.

Trump neden seçimleri süpüremedi?

Başta yüksek enflasyon, göçmen politikaları ve Biden'ın zayıf liderliği gibi unsurlar sebebiyle kamuoyunda artan beklentiler, Trump destekli adaylar tarafından yeterince karşılanamadı. Elbette oy oranını en az 6 milyon civarında artırmış olması Cumhuriyetçi Parti için önemli bir başarıdır, ancak özünde algı yönetimi olan siyaset denklemine bakılırsa hem Pennsylvania'da Senato koltuğunu Demokrat rakibine kaptırması, hem de ülke genelindeki Cumhuriyetçi-Demokrat oy farklarının hiç de beklendiği gibi gerçekleşmemesi Trump için olsa olsa "kötünün iyisi" bir durum olabilir. Her iki Kongre kanadını da daha rahat oranlarla kazanmış olmayı ve ardından göğsünü gere gere başkan adaylığını açıklamayı bekleyen Trump, 9 Kasım sabahına mutsuz uyandı. Üstelik Trump'ın muhtemel rakibi DeSantis de uzun yıllardır mor olan Florida'yı artık net bir şekilde kırmızıya çevirip Cumhuriyetçilerin önemli bir kalesi haline getirmeyi başardı. Ancak bu başarı sadece DeSantis'in hanesine yazılan büyük bir puandı.

Mevcut seçim sonuçlarının kısa bir özeti şu şekilde yapılabilir: Seçmenlerin büyük bölümü yüksek enflasyon, sıkıntılı ekonomi yönetimi ve benzeri insanların gündelik hayatını etkileyen konularda Biden yönetimine tepkilerini gösterdi. Ancak aynı seçmen, Trump'ın ortaya koyduğu ajandanın tamamını benimsemediğini, belki de siyasal istikrarı iki yıl daha tercih ettiğini, Trump'ın kutuplaştırıcı ve sert söylemlerini çok da büyük bir iştahla satın almadığını açıkça ortaya koydu. Elbette bu tabloda Trump başarılı olduğunu söyleyecektir, ancak eğer 2024 başkanlık seçimlerini kazanmak istiyorsa Trump'ın mevcut çizgisini, söylemlerini ve politika önerilerini gözden geçirmesi gerekiyor.

DeSantis rüzgarı güçleniyor

2024 başkanlık seçimlerine iki yıl olmasına ve halen Cumhuriyetçi tabanda en güçlü desteğe Trump sahip olmasına rağmen Florida'nın istikrarlı valisi DeSantis, muhafazakar Cumhuriyetçi seçmen kadar eyaletteki Latin Amerikalıların oylarını da almayı başaran yükselen bir figür. Şu anda yüzde 25-30'lar civarında seyreden Cumhuriyetçi tabandaki desteğini bu seçimlerle birlikte artırması muhtemel olan DeSantis'in başkan aday adayı olup olmayacağı en kritik kararı olacak. 9 Kasım sabahından itibaren siyasi analistler nezdinde Cumhuriyetçi Parti içinde muhtemel bir Trump-DeSantis rekabeti iştah kabartmaya başladı. Trump'a kıyasla söylemlerini daha kapsayıcı ve siyaseten makul bulan Cumhuriyetçi kesimler, 6 Ocak Kongre baskını gibi şiddet içeren olaylarla yeniden karşılaşmak istemiyorlar. DeSantis'in Florida'daki parlak yönetimini Washington'a taşıyabileceğini düşünen Cumhuriyetçilerin sayısının giderek arttığı tespiti yapılabilir. Resmin diğer yüzünde duran Trump'ın nasıl bir grafik izleyeceğini ise önümüzdeki aylar gösterecek.

'Trump'sız Trumpizm' mümkün mü?

Amerikan medyasında yazan önemli Cumhuriyetçi analistlerden biri, 8 Kasım Kongre ara seçim sonuçlarını yorumlarken yukarıdaki ifadeye atıf yaparak, Cumhuriyetçi seçmenin Trumpizmi desteklediğini, ancak bunu en iyi uygulayacak kişinin Trump olduğundan çok da emin olmadığını vurguluyordu. Trump'tan kesin olarak emin olamama hali elbette bir gecede Trump'ı sahneden silmez, ancak sisteme inanan ortalama Cumhuriyetçi seçmenlerin Trump'a alternatif isimlere baktığını ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla Biden ve Demokratlar büyük bir yumruk yerine normal bir tokat yiyerek seçimlerden çıktıkları için sevinedursunlar, Cumhuriyetçilerin Trump'sız Trumpizm konusunda bir karar vermeleri ve 2024 başkan adaylarını buna göre belirlemeleri gerekecek.

[email protected]