Biden'ın bir yılı

Faruk Önalan / Yazar
3.12.2021

Artan enflasyon, yükselen benzin fiyatları, marketlerdeki pahalılık, ekonomik toparlanmanın oldukça yavaş seyretmesi, ülkenin güney sınırında yaşanan büyük göçmen krizi yanında Afganistan'dan geri çekilme sürecinde yaşananlar ve müttefiklerinin ABD'ye olan güven duygusunun azalması Biden'a verilen desteğin önemli oranda gerilemesine neden oldu.


Biden'ın bir yılı

Amerika Birleşik Devletleri'nin 46. Başkanı olan Joseph Robinette Biden Jr'nin koltuğa oturmasının üzerinden yaklaşık 11 ay geçti. Yüzde 51,3 oyla Başkan olan Biden'a verilen destek 13 puanlık düşüşle bugün yüzde 38 seviyesinde. Suffolk Üniversitesi/USA Today anketine göre, Amerikalıların yaklaşık üçte ikisi (yüzde 64), Biden'ın 2024'te ikinci bir dönem için aday olmasını istemediklerini söylüyor. Başkan yardımcısı Kamala Harris ise daha kötü durumda. Ona verilen destek sadece yüzde 28. Ankete katılanlar bugün seçim olsaydı, Cumhuriyetçi kongre adaylarına Demokrat adaya karşı %46-38 oranında oy vereceklerini belirtiyorlar. Sonuçlar, 2022 ara seçimlerine doğru giderken Cumhuriyetçilerin hem Senato hem de Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu kazanabileceklerine dair oldukça önemli bir olgu. Böylesi bir durumda "topal ördek" konumuna düşecek olan Biden, istediği yasaları kongrede geçirmekte oldukça zorlanacak. Demokratlar Temsilciler Meclisi'nde 5 kongre üyesi ile çoğunluğa sahip iken Senato'da, Kamala Harris'in oyu ile eşitliğin bozulabildiği bir denge söz konusu.

Kaleler düşüyor

8 Kasım 2022 tarihinde yapılacak olan Amerika Birleşik Devletleri ara seçimleri öncesinde, Virginia ve New Jersey valilik seçimleri sonuçları Demokratlarda büyük bir panik yarattı. Biden'ın 10 puan farkla kazandığı (%54 Biden, %44 Trump) Virginia eyaletinde valilik seçimlerini Cumhuriyetçi Glenn Youngkin, yüzde 50.57 oy oranıyla kazandı. Cumhuriyetçi Youngkin seçim kampanyasını yalnız yürütürken Demokrat aday Terry McAuliffe, Başkan Biden, Başkan Yardımcısı Harris, eski Başkan Obama ve Georgia eyaleti eski vali adayı Stacey Abrams gibi Demokrat Parti'nin üst düzey isimleri ile birlikte mitingler düzenledi.

Demokratların bir nevi kalesi durumundaki New Jersey'de Biden, Trump'a 16 puan fark atarak kazanmıştı. Geçtiğimiz ay yapılan eyalet seçimlerinde Demokrat Parti'nin adayı posta ile gelen oyların sayımı sonrası çok küçük bir farkla, kıl payı kazanabildi. Başkan Biden seçim sonuçlarındaki olumsuz tabloya ilişkin olarak; kovid salgını, eğitim, ekonomi ve petrol fiyatlarındaki artış da dahil olmak üzere pek çok şey hakkında yaşanan belirsizlik yüzünden seçmenin tercihini bu yönde kullandığını açıkladı.

Artan enflasyon, yükselen benzin fiyatları, marketlerdeki pahalılık, ekonomik toparlanmanın oldukça yavaş seyretmesi, ABD'nin güney sınırında yaşanan büyük göçmen krizi yanında Afganistan'dan geri çekilme sürecinde yaşananlar ve müttefiklerinin Birleşik Devletlere olan güven duygusunun azalması Biden'a verilen desteğin önemli oranda gerilemesine neden oldu.

Tüketici fiyatları Ekim ayında geçen yıla göre %6,2 arttı ve bu oran 1990'dan bu yana tüketici enflasyonundaki en hızlı yıllık artış olarak kayıtlara geçti. Biden, gittikçe kötüleşen piyasalar karşısında Temmuz ayında fiyat artışlarının "geçici" olduğunu açıklamıştı. Ancak hafta içi Senato Bankacılık Komitesi'ne konuşan FED Başkanı Jerome Powell, enflasyonun beklenenden daha güçlü ve kalıcı olduğunu kabul etti. Enflasyon için "geçici" kelimesinin artık "emekli" edilmesi gerektiğini vurgulayan Powel: "Muhtemelen bu kelimeyi bir kenara bırakıp ne demek istediğimizi daha net bir şekilde açıklamak için iyi bir zaman." FED Başkanı ayrıca, Kovid-19 vakalarındaki son artışların ve Omicron varyantının ortaya çıkmasının, istihdam ve ekonomik faaliyet üzerinde aşağı yönlü riskleri ve enflasyon için belirsizliği artırdığını belirtti. Geçtiğimiz hafta demeç veren San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de "geçici enflasyon" kelimesini artık kullanılmaması gerektiğini söylemişti. "Etkili iletişimin birinci ilkesi, insanlar anlamıyorsa, daha yüksek sesle ve daha vurgulu konuşmamaktır."

Üç çözüm maddesi

Öte yandan artan benzin fiyatlarına karşı, Amerikan Stratejik Petrol Rezervi 50 milyon varil petrolü piyasaya sürme kararı aldı. Daha önce de, 2011 Libya iç savaşının başlamasıyla stratejik rezerve ihtiyaç duyulmuştu. ABD'nin, Meksika Körfezi kıyısında depolanan 612 milyon varil petrolün olduğu Stratejik Petrol Rezervi bulunuyor.

Biden, ağırlaşan şartların, fiyatların yükselmesinin en önemli nedeni olarak, Kovid-19'un tedarik zincirini etkilemesi olarak görüyor. Ulusal Ekonomi Konseyi direktörü Brian Deese bir haber kanalına verdiği röportajda, ABD'nin ekonomik durumunu kabul etmek zorunda kaldı; "Şüphesiz enflasyon şu anda yüksek ve Amerikalıların cüzdanlarını etkiliyor. Bakış açılarını etkiliyor."

Krizin çözülmesi için ise üç maddenin gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorlar.

* Koronavirüsün yayılmasını engellemek için daha fazla aşı (100 veya daha fazla çalışanı olan işyerlerinde aşılanmanın zorunlu olması yönündeki talimat, bir ABD temyiz mahkemesi tarafından geçici olarak engellenmişti)

* Asya'dan gelip ve Pasifik Kıyısı açıklarında demirleyen konteyner gemilerindeki tüketim mallarının boşaltılarak "tedarik zinciri" sorununun çözülmesi

* Orta ve yoksul kesime daha fazla finansal destek, eğitim ve sağlık yardımı sağlamak için yaklaşık 2 trilyon dolarlık sosyal güvenlik yasasının senatodan geçmesi. (Kongreden 220-213 oy ile geçmişti)

Biden yönetimi krizi kabul etmekle beraber, "enkaz devraldık" söylemini ön plana çıkarıyor. "Başkan göreve geldiğinde, topyekûn bir ekonomik krizle karşı karşıyaydık. On sekiz milyon insan işsizlik maaşı alıyordu. Günde üç bin kişi KOVİD'den ölüyordu. Başkanın aldığı önlemler nedeniyle, çoğu insanın o zamanlar mümkün olduğunu düşünmediği bir ekonomik toparlanma görüyoruz." Beyaz Saray her ne kadar kendini aklamaya çalışsa da göstergeler aksini gösteriyor.

Göç sorunu

Biden'a olan desteğin önemli ölçüde düşmesinin bir diğer nedeni de, etkin bir strateji geliştiremediği göç sorunu. ABD sınırlarındaki düzensiz göçmen sayısı son bir yıl içinde en yüksek seviyelere ulaştı. Guatemalalılar ve Honduraslılar sınıra gelen göçmenlerin yarısından fazlasını oluşturuyor. Ve tabi akın akın gelen Haitilileri de unutmamak gerek. Açlık, yetersiz beslenme ve sefaletle boğuşan Orta Amerikalılar daha iyi bir yaşam umuduyla yollara düşüyor. Foreign Policy dergisi, göçmenlerin eve geri gönderdikleri paranın (işçi dövizleri), Guatemala ekonomisinin yaklaşık yüzde 15'ini, Honduras ekonomisinin ise beşte birinden fazlasını oluşturduğunu yazdı. Guatemala hükümeti, San Pedro Necta şehrinde hastane yapamazken, yurtdışındaki akrabalarından para alan ailelerin, yakınlardaki özel kliniklerde sağlık hizmetlerine erişebildiği veya çocuklarını devlet hastanesi olmasa bile özel üniversitelere gönderebildiğine vurgu yapıldı. ABD'nin, yakında üçüncü dünya ülkesi sayılacağını söyleyen eski Başkan Trump, "Sınırımızda yaşananların bir benzeri daha önce hiç olmadı. Hâlihazırda milyonlarca insan sızdı, ancak daha fazlası yolda" açıklamasında bulunmuştu. Şu gerçeği de unutmamak lazım; bugün ABD sınırına gelen göçmenler, geçmişte ABD'nin "DEMOKRASİ GETİRMEK" (!) adına müdahalelerde bulunduğu Guatemala, Haiti, Meksika, Grenada, Honduras, El Salvador, Kolombiya, Nikaragua, Guyana, Uruguay gibi ülkelerin vatandaşları...

Afganistan hezimeti

Seçmenlerin Biden'a tepki gösterdiği bir diğer konu da hiç şüphesiz Afganistan'dan çekilme süreci. Hem tahliye operasyonlarında yaşanan beceriksizlikler hem istihbarat başarısızlıkları hem de geri çekilmenin zamanlaması ve şekli çok fazla tartışıldı. Bunun yanında ABD'ye umut bağlayan müttefikler tarafından da büyük bir endişe ve tedirginlikle karşılandı. Obama döneminde Afganistan, Pakistan ve Orta Asya'dan sorumlu eski savunma bakan yardımcısı olan David Sedney'in tepkisini yeniden hatırlamakta fayda var; "Burada çıkarılması gereken ders, ister Ukrayna, ister Vietnam, ister Tayvan veya herhangi bir ülke olsun, kimsenin ABD'ye güvenmemesi gerektiğidir."

Biden'ın "onay notu" göreve başladığından bu yana en düşük seviyede. Seçim sürecinde Trump'a karşı, Biden'a yoğun destek veren CNN bile, Demokratların 2022 ara seçimlerine kadar durumu toparlayamayacağını yazıyor. CLF İletişim Direktörü Calvin Moore bir nevi Amerikan halkının bakış açısını yazdı: "Demokratlar kafalarını kuma gömdüler, enflasyon alevini körükleyen politikaları ikiye katladılar ve şimdi orta sınıf aileler bunun bedelini ödüyor. Fiyatlar arttı, ücretler düştü. Meclisteki Demokratlar ise pervasız ve büyük harcama gündemleri var."

Son olarak; New York Post köşe yazarı Miranda Devine'in hazırladığı "Laptop from Hell: Hunter Biden, Big Tech, and the Dirty Secrets the President Tried to Hide" (Cehennemden Gelen Dizüstü Bilgisayar: Hunter Biden, Büyük Teknoloji Şirketleri ve Başkan'ın Saklamaya Çalıştığı Kirli Sırlar) kitabı, Joe Biden'ın başını epey ağrıtacağa benzer. Biden'ın seçmen nezdinde ilk ciddi sınavına 11 ay gibi kısa bir süre kaldı. Soru şu: 2024 seçimlerine güçlenerek mi yoksa "topal ördek" olarak mı girecek? Şu durumda ikinci madde oldukça ağır basıyor.

[email protected]