Bilgi toplumunun sonu: TOPLUM 5.0

Serkan Yorgancılar/ Yazar
15.05.2021

İnsanlık teknoloji devrimi sayesinde bilgi toplumundan yeni bir evreye doğru geçmektedir. 'Toplum 5.0' idealinde bireyselliklerin ortadan kalkacağı, milliyet, ırk gibi ayrımcılıkların törpüleneceği, farklılıkların azalacağı, eşitsizliklerin sınırlanacağı, herkesin her şeye daha kolay ulaşabileceği, zenginliğin tekelleşmeyeceği gibi büyük vaatler bulunmaktadır.


Bilgi toplumunun sonu: TOPLUM 5.0

Modern toplumların yaşamını derinden ve geri döndürülemez biçimde etkileyen büyük anlatılar içerisinde Sanayi Devrimi'nin kendine has özel bir yeri vardır. 18. yüzyılda başlayarak 19. yüzyılı da içerisine alarak devam eden Avrupa-merkezci makinalaşma süreci sonucunda Batı Avrupa ülkelerinde bilim, teknoloji ve endüstriyel alanda daha önce görülmemiş bir hızla büyük yenilikler meydana gelmiştir. Bu yenilikler Avrupa toplumlarını etkilediği gibi Batı dışı toplumları da etkilemiştir. Günümüz sosyal bilimcileri hala bu etkilerin derinliklerini, boyutlarını ve biçimlerini tartışmayı sürdürmektedir.

Sanayi Devrimi süreci tamamlanmış ve bitmiş bir tarihsel dönemi ifade ediyor olsa da tarihsel bir süreklilik içerisinde tetiklediği dönüşümlerin etkilerinin izleri hala hepimizin yaşamında bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

Köklü değişim

İnsanlık tarihinin ilk evreleri avcı-toplayıcı toplum olarak tanımlanmaktadır. Ardından gelen süreçte ise insanlık tarım toplumuna geçiş yapmıştır. Sanayi Devrimi bu iki sürecin ardından gelmekle birlikte insanlık tarihindeki ikinci köklü değişim sürecini başlatmıştır. Ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda eskinin tamamen atılarak ortaya yeninin konulmasını temsil eden bilgi toplumu ise üçüncü değişim sürecini göstermektedir. Bilgi toplumu, kendini hazırlayan öncülü olan sanayi toplumundan farklılıklar taşımaktadır. Genellikle buhar makinasının 1769'da James Watt tarafından bulunması ile başlatılan Sanayi Devrimi öncelikle İngiltere'de başlamış ama ardından hızlı bir biçimde Fransa, Almanya ile birlikte ABD ve Japonya tarafından da ilerletilmiştir. Sosyolog Hans Freyer Sanayi Devrimi'ne esas teşkil eden ana değişimleri İngiltere'yi baz alarak altı dalga halinde özetlemiştir. Buna göre birinci dalga dokuma endüstrisinde meydana gelen değişimlerle başlamış ve hemen ardından onu ikinci dalga olan demir-çelik endüstrisindeki üretimler takip etmiştir. Özellikle demir-çelik endüstrisindeki olumlu gelişmeler gemi ve demiryolu taşımacılığını hızla geliştirmiş bu da üçüncü dalga olan ulaştırmayı yaratmıştır. Suni gübreleme yöntemi sonrasında tarım alanında yapılan yenilikler ve kimya dalgasıyla dördüncü dalga, telefon ve telgrafın kullanımıyla beşinci dalga doğmuştur. Freyer'in altıncı dalga olarak nitelendirdiği süreç ise benzin motoru ile çalışan araçların kullanılmasıyla başlamıştır.

Enformasyon toplumu

Bilgi toplumu kavramı bir toplumsal yaşam biçimini ve sosyal olayları anlama yöntemini belirtmektedir. Bilgisayar teknolojilerinin insanların yaşamlarında çok daha fazla yer kaplamaya başlamasıyla birlikte toplumda belirleyici olan şeyin "bilgi" olduğu bir sürece girilmiştir. Bu süreçte kitle iletişim araçları yaygınlaşmış, üretim ve tüketimde ağır sanayi maddelerinin ve hammaddenin yerini "bilgi ve bilgi teknolojileri" almıştır. Dolayısıyla insanlık özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren sanayi toplumundan farklılaşmıştır. Sosyal bilimciler yaşanan toplumsal değişimleri isimlendirmede birbirinden farklı nitelendirmeler yapmıştırlar. Günümüze dek uzanan etkileri olan bu süreci kimileri üçüncü dalga (Alvin Toffler), kimileri endüstri sonrası toplum (Daniel Bell), kimileri teknokratik çağ (Brezezinski) olarak isimlendirmiştir. Bu isimlendirmelere ek olarak Masuda yaşanan süreci enformasyon toplumu ve bilgi toplumu olarak nitelendirmiştir. Bu son yaklaşım diğerlerine göre daha fazla tercih edilmiştir. Masuda sanayi toplumu ve bilgi toplumu arasında, yenilikçi teknoloji, sosyo-ekonomik yapı ve değerler olmak üzere üç ana konuda farklılık belirlemiştir. Buhar makinasından bilgisayara, fiziksel emeğin kullanımından zihinsel emeğin kullanımına, maddi üretimden bilgi üretimine geçildiğini ifade etmiştir. Sanayi toplumu ile bilgi toplumu arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklara gelirsek... Bilgi toplumu ile geleneksel yapılar ortadan kalkmaya başlamış ve bunun yerine yeni toplumsal oluşumlar meydana gelmiştir.

Sanayi toplumunda toplumsal sorunlar işsizlik, savaş ve faşizm gibi ana başlıklar altında toplanmışken bilgi toplumunun toplumsal sorunları ise terör, kişisel dokunulmazlıkların ihlali ve katılımcı demokrasilerin aşınması gibi unsurlara dönüşmüştür. Sanayi toplumlarında maddi değerler öncelikli iken bilgi toplumlarında zaman değeri daha ön plana çıkmıştır. Son olarak Masuda, zamanın ruhunu sanayi toplumunda Rönesans'ın bilgi toplumunda küreselleşmenin temsil ettiğini söylemektedir.

Kuantum devrimi

Bilgi toplumunda en önemli olgu bizzat bilginin kendisidir. Bilginin üretimi, yayılması, paylaşımı, değişimi, depolanması ve pazarlanması söz konusudur. Tüm bu olgularla birlikte değerlendirildiğinde bilgisayarların bilgi toplumunun en önemli taşıyıcıları olduğu görülecektir.

Bilgi toplumunu hazırlayan süreçler içerisinde en çok tartışma yaratan konu şüphesiz Newton düşüncesinden Kuantum devrimine geçiş olmuştur. Newton'un mekanik paradigmasında, bilimsel düşüncenin mutlak olduğu, determinist yasalara göre dizayn edildiği, atomun parçalarının önemli bir yer tuttuğu ve neden-sonuç ilişkileri ile doğa ve yaşam ilişkisinin açıklanabileceği inancı vardı. Kuantum fiziği ise bütün bu düşünceleri köklü bir biçimde değiştirdi ve belirsizlik ve olasılığı düşüncenin merkezine yerleştirdi. Tek yönlü nedensellik ilkesi yerine çoklu etkileşimi savunan Kuantum düşüncesi sistem ve yapıları derinden etkiledi. Bu değişim sayesinde bilimsel bilgi Kuantum düşüncesi doğrultusunda yeniden şekillendi.

Gelinen süreçte günümüz toplumunu adlandırmada bilgi toplumu kavramı da yeterli kalmamaktadır. Bu yüzden sosyal bilimciler hem günümüz toplumunu hem de gelecek toplumu isimlendirmek için yeni bir kavram bulmuşturlar: Toplum 5.0 (Society 5.0). Geldiğimiz sürecin bir sonraki durağının ne olacağı, insanlığın ve toplumsal ilişkilerin nasıl bir dönüşüm yaşayacağı şimdiden konuşulmakta ve tartışılmaktadır. Bununla birlikte gelecek toplum tasarımlarına "değer ve anlam" yüklemek, yani onların evrilme süreçlerine müdahale ederek, insanlığın geleceğini belirlemek amacıyla yeni isimlendirmeler tercih edilmektedir.

Keidanren'in ideali

Toplum 5.0 kavramı ve akıllı toplum Japonya'nın Liberal Demokrat Partili eski Başbakanı Shinzo Abe tarafından 2016 yılında Almanya'da CeBIT fuarında dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Japonya'nın en köklü iş adamları dayanışma sivil toplum örgütlerinden olan Keidanren tarafından daha sonra Toplum 5.0 ile ilgili geniş bir değerlendirme ve kavramın içeriğini doldurma amaçlı bir kitapçık hazırlanmıştır. Japonya'da bin 376 temsilcilikle birlikte 109 dernek ve 47 bölgesel ekonomik organizasyonun birleşiminden oluşan Japonya İş Federasyonu (KEIDANREN) misyonunu Japon ekonomisinin kendi kendini sürdüren gelişimine ve Japon halkının yaşam kalitesinde iyileşmeye katkıda bulunan şirket faaliyetlerini desteklemek için kurumların, bireylerin ve yerel toplulukların birlikteliğini sağlamak amacıyla iş yapan bir kurum olarak açıklamaktadır. Bu anlamda gerek Japonya Başbakanının gerekse geleneksel Japon kültürel kodları üzerine kurulan bu kurumun ortak bir paydada buluşarak temellendirmeye çalıştıkları Toplum 5.0'ın altında Japonya'nın daha iyi bir geleceğe sahip olma ideali yatmaktadır.

Aslında akıllı toplum olarak nitelendirilen süreç ve süreci hızlandıran öncüller yanlızca Japonya'da yaşanmamaktadır. Ancak görünen o ki Japonya, Toplum 5.0'ın küresel ölçekte kültürel bir söylem olarak inşa edilme sürecinin baş aktörü olmak istemektedir. Bu isteğini de şimdiye kadar Toplum 5.0 üzerine üretilen e-kaynaklarla ortaya koymaya çalışmıştır. Henüz bu konu üzerinde yeterince kaynak olmasa da Toplum 5.0'ın ana çerçevesi Keidanren tarafından inşa edileceğe benzemektedir.

Nesnelerin interneti

Keidanren'e göre dünya ekonomisinin yönü Japonya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin ekonomilerinde gösterilen büyük dönüşümler sayesinde Batı'dan Doğu'ya doğru kaymaktadır. Bu anlamda Japonya, Hindistan ve Çin ile ciddi bir rekabet içerisindedir. Bu rekabet ortamında Japonya dışındaki ülkeler de aynı hızla gelişmeye ve ilerlemeye devam etmektedir. Toplum 5.0 ile Japonlar yeni üretimler yapacakları inancı ile dünyada yaşanmakta olan belirsizlik ve güvensizlik ortamından güvenli bir ortama geçiş hayal etmektedir.

Keidanren için Toplum 5.0'ın en önemli bileşeni 'İnsan Toplumlarının Gelişimi' başlığı altında ele alınmıştır. İnsan toplumlarının gelişimi ve değişiminin tarih boyunca farklı biçimlerde ve farklı zamanlarda gerçekleştiğinden yola çıkan bu düşünce internet ve akıllı telefonların dünya ölçeğinde yaygın kullanımları sayesinde bol miktarda veri üretildiği ve bu verilerin kolayca paylaşıldığını ifade etmektedir. Bu düşünceler çerçevesinde bilgi toplumu kavramının zamanını doldurduğunu, bu kavramın yaşamakta olduğumuz akıllı toplum ve nesnelerin interneti dönemini açıklamakta yetersiz kaldığını varsayar. İnsanlık teknoloji devrimi sayesinde bilgi toplumundan yeni bir evreye doğru geçmektedir. Henüz geçilecek olan evre hakkında pek kehanete sahip olunmasa da devrim içerisinde anahtar rol oynayanlar olmak, göstergeleri yönlendirmek ve geleceği yaratmak için çeşitli işbirlikleri gerekmektedir.

Dijital teknolojiler sayesinde özel hayatlar, kamusal yaşam, endüstriyel yapı ve sağlık sistemleri derinden ve köklü değişimler yaşamaktadır. Böylesine derinlemesine yaşanan bu değişimler bir anlamda paradigma değişimi sonucunda meydana gelmektedir. Kuhn'un bilimsel devrimlerin gerçekleşme aşamasında ortaya atmış olduğu paradigma değişimi bu sefer enformasyon çağı sonrasında yeni bir paradigmanın doğuşunu da göstermektedir. Bu kapsamda yeni paradigmanın ilk özelliği hammaddesinin enformasyon olmasıdır. Büyük ölçekli veri toplama, aktarma ve depolama işlemleri ile birlikte çok karmaşık veri analizleri kolay bir biçimde yapılabilmekte ve bu çıktılar da insanlık için olumlu olarak kullanılabilmektedir. Yapay zekâ dâhil olmak üzere bütün bu teknolojik çıktılar insan yaşamında değişimler meydana getirmektedir. Yapay zekâ ve robotlar sayesinde Toplum 5.0'da toplumsal yaşamı oluşturan ana unsurların birçoğunda radikal değişimler meydana gelecektir. Castells, ağ toplumu kavramını ortaya attığında mikro-elektronik ve genetik mühendisliğine atıf yapmasına benzer olarak burada da yapay zekâ ve robotlara atıf yapılmaktadır.

Toplum 5.0'ın ana bileşenlerinden bir diğeri de hayal gücüdür. Hayal gücü ve çeşitliliğin yaratıcılığı sosyal sorunları çözmek ve yeni değer sistemleri yaratmak için işe yarar hale gelecektir. Toplum 5.0'da bu yeni sürecin adı "yeteneklerin dağıtımı ve metalaştırılmasıdır". Toplum 5.0'da bireyler verimliliğe odaklanmadan kurtulacaklar bunun yerine çeşitlenmiş ihtiyaçlarının karşılanması için üretimde bulunacaktırlar. Toplum 5.0 idealinde bireyselliklerin ortadan kalkacağı, milliyet, ırk gibi ayrımcılıkların törpüleneceği, farklılıkların azalacağı, eşitsizliklerin sınırlanacağı, herkesin her şeye daha kolay ulaşabileceği, zenginliğin tekelleşmeyeceği gibi büyük vaatler bulunmaktadır.

Hafife anlınmamalı

Sanayi devrimini, bilgi toplumunu ve daha birçok yeniliği ıskalamış toplumlar yukarıda ifade edilenleri hafife almamalıdırlar. Bu sefer yaşanan süreçlerin gerisinden gitmek yerine, henüz daha konuşulmamış olanı konuşmak, ortaya konulmamış olan üzerinde teoriler üretmek gerekmektedir. "Biz bunları zaten yaptık", "Bizim medeniyetimiz bunları zaten geçmişte başardı" gibi cümleler sadece kitleleri yolda yürümekten alıkoyar söylentiler haline gelmiştir. Bunun yerine Endüstri 4.0, Üniversite 4.0 gibi yine yakalamakta geciktiğimiz süreçler üzerinde oyalanmaktansa gelecek üzerine odaklanmak daha evla gibi görünmektedir. Dolayısıyla bilgi toplumundan akıllı topluma geçiş sürecinde öncü ve belirleyici olabilmek adına teorik ve pratik üretimlerin yapılması zaruridir.

[email protected]