Bir cam hikayesi

Prof. Dr. Evren Kutlay / Yazar
16.04.2022

Külkedisi masalındaki cam ayakkabılar genç kızın kendine has özelliklerini, gerçek kimliğini temsil eder. Verilen mesaj kişinin öz değerinin sözle, rolle, arkadan iş çevirmeyle düşürülemeyeceği, ona ait olanın onu bulmasına hükmedilemeyeceğidir.


Bir cam hikayesi

Cam bir metafor olarak kurumsal hayatta cam tavan kavramı ile karşımıza çıktı. Cam tavan iş dünyasında, toplumsal eşitsizlik mağduru demografik bir gruba, talip olacakları belli bir seviyenin üstü pozisyon için yeterli donanıma sahip olsalar da uygulanan görünmez engellere, sınırlamalara atfen kullanılır. Burada toplumsal eşitsizliği cinsiyet, etnisite, ırk gibi genel temsillere bağlayabileceğimiz gibi doğrudan kişinin standart üstü vasıf ve niteliklerine de yöneltebiliriz. Cam tavanda kültürel kodlar kadar zaman ve mekân farklılıklar gösterdiğinden doğrudan tek yönlü sorgulamalarımız bizi yanıltabilir. En nihayetinde bu kavramın oluşturulup tanımlanması bile bir sorun olarak göründüğünün ispatı, farkındalığıdır. İnsanlık mikro ve makro düzeyde, yani insan kişisel ve toplum bütünsel olarak zaman içinde tecrübeleriyle tekâmül ettiğinden ve dünya üzerindeki tekâmül hızı, ulaşılan mertebe mekânsal olarak değişiklik gösterdiğinden, ilk kez 1978 yılında Amerika'da ortaya çıkan Cam tavan kavramının öğelerini tarihsel ve kültürel bağlamda tekrar tekrar tanımlamak gerektiğini düşünüyorum.

Görünmez engeller

Engel bir işi yapılamaz duruma sokan nedendir. Engelin görünür olması onun gerçekleşmesini önleme becerisini zayıflatır. Çünkü görünürlük açıklığı, tutarlılığı, dürüstlüğü, yapıcı iletişimi, sorumlu ve etkili bilgi aktarımını benimser. Görünmezlik ise somut bir veri sunamadığından göreceliliğin doğurduğu önyargıya mahkumdur. Bu mahkûmiyet karar mekanizmalarını sakatlar. Engellenen kişinin nezdinde topluma zarar verir. Toplumu o kişiden faydalanmaktan mahrum bırakır. Görünmez engelleri bertaraf etmek üzere yazılı kültür mensubu ya da benimseyeni birçok kurum beğendiği başvurandan onun önereceği en az üç kişiden yazılı, sistemlerine kaydedilen, dosyalanan referans mektubu ve/veya kayıt tutulan görüşme talep eder. Yazılı kültürde görünmez olanla mücadelede başvuranın kendi referanslarını öneriyor olması beyanda doğruluğu perçinleyen karşılıklı helalleşme gibidir. Sözlü kültürü uzun yüzyıllar benimseyen toplumlarda ise dedikodu işleyen bir engel mekanizmasıdır. Sözün kulaktan kulağa aktarımı, ortada görünen ve sözü söyleyenin altına imzasını atarak topluma beyan ettiği, özgüvenli tasdikini içeren bir belge olmadığından beyan sahibini hataya, iftiraya, manipülasyona, çıkarcılığa ve sorumluluk almamaya teşvik ederken, dinleyen, yanılgıya düşme ihtimalini ve algısının yönetimini teslim edeceğini peşinen kabul eder.

Cam tavana maruz kalan grupları sadece son iki-üç yüzyıla bakarak irdelediğimizde cinsiyet ve ırk üzerinden ayrımcı örneklerin varlığını tespit edebiliyoruz. Büyük besteci Wolfgang Amadeus Mozart'ın ablası Nannerl, iyi bir piyanist ve besteci olabilecekken toplumsal cinsiyet eşitsizliği mağduru olarak sahneyi kardeşine bırakmak zorunda kalmış; insanlığa bilgisi ve yeteneği ile katkı sunması engellenmiştir. 19. yüzyıla geldiğimizde ise Felix Mendelssohn'un kız kardeşi Fanny Mendelssohn'un aynı kaderi yaşadığını görüyoruz. Keza siyahi piyano virtüözünün yaşadığı engelleri işleyen, en iyi film Oscar'ıyla ve sayısız uluslararası ödülle taçlandırılmış "Yeşil Rehber" filmini hatırlarsınız.

Dünyanın her noktasında zaman eş zamanlı tecelli etmez. Kişiler de toplumlar da zamanlarını kendi fıtrat ve donanımlarına göre seçerler. Bugünün küreselleşen dünyasının bilgi akışında zaman seçimi bir tercih meselesine indirgenmiştir. Cam tavan uygulamalarına başvurmak, bir kişi, grup ya da topluluğun üzerinden diğerlerini zamanı seçme özgürlüğünden mahrum bırakmak ve makro boyutta insanlığın vebalini üstlenmektir. Bir insanın üstü örtülemeyen üstün vasıflarından faydalanamamanın eksik kadroyla dünya hayatında varoluş maçına soyunma cehli olduğunu idrak eden topluluklar, dünyadaki tekamülün hızlandığı mekanlardan insanlığa hizmet etmektedirler.

Cam ayakkabı, cam uçurum

Tüm dünyada kız çocuklarının büyüklerinden defalarca dinlediği Külkedisi masalı, iyiliği temsil eden genç kızın yaşadığı eziyet dolu ortamdan, ona sihirli bir değnekle bahşedilen, asla kaybolmayan, bozulmayan ve türlü süsle bezenmiş yalan, dolanla kendisininmiş gibi rol yapanların üzerinde sakil kalan, sahteliklerini ortaya çıkararak etkisiz bırakan, kendisinden başka kimseye uymayan cam ayakkabıları ile hayalini kurduğu hayata kavuşmasını işler. Genç kızı gizleseler de, hapsetseler de, kötü elbiseler giydirseler de onun ışığını engelleyemezler. Cam ayakkabıları genç kızın kendine has özelliklerini, gerçek kimliğini temsil eder. Verilen mesaj kişinin öz değerinin sözle, rolle, arkadan iş çevirmeyle düşürülemeyeceği, ona ait olanın onu bulmasına hükmedilemeyeceğidir.

Külkedisi masalıyla çelişerek engellere biçilen cam metaforu, 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren cam duvar, cam asansör, cam yürüyen merdiven, cam labirent gibi dallanıp budaklanırken, 2005 yılında literatürde bahsi geçen cam uçurum kavramı hiyerarşide dikey hareketin bitmek bilmeyen engellerine işaret etmektedir. Cam tavanı aşan kadınların riskli ve olumsuz koşullarla muhatap üst düzey pozisyonlara başarısız olmaları için atanmalarıyla cam uçuruma itildikleri ifade edilmiştir. Dolayısıyla cam uçurum kavramı, türlü engelleri bertaraf etse de fırsat eşitsizliğinden kurtulamayan kadın hakkındaki negatif algıları ve önyargıları perçinleyen bir tehlike olarak yeni bir farkındalık alanıdır.

Standart üstü kadın

Toplumsal cinsiyet eşitliği kültürel bir fenomen olduğundan kadının ait olduğu toplum bağlamında cinsiyete bağlı destek ve köstek gruplarından söz edilebilir. Bu farklı tavırdaki cinsiyet örgütlenmelerinin oluşumu ilgili coğrafyadaki diğer kadınların toplumsal statüleriyle doğrudan ilişkilidir. Örneğin bir toplumda kadının kapasitesi hemcinsince takdir edilip karşı cins tarafından tanımlanmakta zorlanılır ya da ihmal edilebilir olarak ifade edilirken, kadının toplumsal hayattaki, kamusal alandaki rollerinin kısıtlılığı nesiller boyunca aktarılan bir kültürel kod olarak benimsenmiş bir başka toplumda kişinin cinsiyetinin değil standart üstü vasıflarının tehdit olarak algılanması dolayısıyla, cam blok uygulamaları cinsiyetler ötesidir.

Camdan engellerle mücadelede özel yaşamdan feragat etme, mesleki donanımını güçlendirme, fazladan sorumluluk ve görev yüklenme gibi tespit edilebilir bireysel stratejiler somut kurumsal stratejilerle ve politikalarla desteklenmelidir. Nitel ve nicel veri toplama ve değerlendirme kurulları oluşturmanın, hiyerarşide tabandan tavana dürüst iletişimi ve kişisel teması desteklemenin, gerektiğinde görünmeyeni sezecek, soruna anında müdahale edecek kapasite ve donanıma sahip yöneticiler yetiştirmenin kurum kültürü olarak benimsenmesi çözüm odaklı bir başlangıç adımı olabilir.

Bilge mekanizmalar

İnsanoğlu, ego tuzağının daimî avı olarak hayat kurgusunu kendi yönetiminde ve becerisinde olduğunu sansa da tarihi boyunca zamansız adaleti kollayan daha üstün bir gücün takdirini yaşayarak dersler almış, fakat yine de topyekûn terbiye olamamıştır. Engelleyeni ciddiye almadan, durmadan, yılmadan yola devam ilkesini, engel tanımayan atalarımızın "Varmak istersen-diyor Sa'dî eğer bir maksada, Tuttuğun yollar tükenmekten muarrâ olsa da; Şedd-i rahl et, durnıayıp git, yolda kalmaktan sakın!" düsturundan okuyabiliriz. Bilge mekanizmaları, benimseyen atalarımın izinden, doğduğum günden beri adım bildiğimden derim ki,

Haddini aştın, nefsine kapıldın

Firavun'u kendine rakip kıldın

Gördün diye semayı dam örer de

Arş-ı ala'ya hükmederim mi sandın?

[email protected]