Bir yeryüzü hikayesi: SOMALİ

Havva Sula / Doktor
7.02.2015

Hoyo hoyo vanba hana hoy! * Anne anne açım anne! Gözlerdeki derin acı tarifsiz. Anlatamayacağım derinlikte. Konuşmaya gerek kalmıyor. Çıplak vücudu da anlamını yitiriyor. Doktorluğum ve muayenem de. Izdırap, acı, keder. Fırın gibi sıcak bu memlekette ateşten yanan insanlar, hastanenin boş odalarında kimsesiz. Hiç kimsesiz...


Bir yeryüzü hikayesi: SOMALİ
Hikâye, gazeteden okunan bir haberle, yürekleri delip geçen bir fotoğrafla, okunan uluslararası bir raporla ya da yardım isteyen bir maille başlar. 
 
Afrika’nın en fakir ülkelerinden Somali açlık ve kuraklıkla pençeleşiyor... Euronews 
Son üç ay içinde açlıktan ölen çocukların sayısı 29 bin. CNN Türk “Dear Brothers and Sisters,  Assalamu Alaikum! Somalia and surrounding regions are facing their worst humanitarian disaster ever experienced over past few decades...” (Somali ve çevresi son yıllarda görülen en kötü insani felaketle karşı karşıya ...) Ashraf Jedaar: The Chairpersons/FIMA Relief Coordinators 
Hemen ihtiyaçları belirlemek üzere bölgeye gidilir. Durum raporlanır. 
Orada şu anda yaklaşık 400,000 Somalili mülteci var. Bunlara hergün 1300 kişi ilave oluyor. 
Artık herkes nelerin nasıl yapılacağı konusunda kafa yormaya başlar. 
BM OCHA raporlarıyla durum yakından izlenir, neler yapılabileceği araştırılır. 
Sınırdaki Somalili ve Kenyalı Müslümanlara gıda, ilaç yardımı ve sağlık hizmetleri alanında çalışma yapsak, 
Hemen bir yardım çağrısı metni hazırlasak ve yayımlasak, 
Bölgeye gidebilecek ekipler oluştursak, 
Ağır malnütrisyonlu çocukları kamyonete alıp hızla en yakın tedavi merkezine götürebilsek...  
Kararlar alınır, yol haritası çizilmeye başlanır. Artık tüm iletişim mecralarında iyiliğe çağrı mesajları dolaşmaktadır. 
Ve Somali kamplarında kazanlar kaynamaya başlar, iyiliğin güzel haberleri ulaşır. 
7 Ağustosa kadar IFOR kamplarında toplam 1100 kişiye yemek dağıtıldı. İhtiyacın çok fazla olduğu bölgede sıcak yemek dağıtan tek STK Yeryüzü Doktorları. 
Asıl yaraya derman arama zamanı gelmiştir artık, Mogadişu destek beklemektedir. 
Şimdi hemen hepimiz: 
Mogadişu’ya gitmek gerektiği- 
Toplanan ilaçların buraya sevkedilip bir an önce dağıtılmasının hayırlı olacağı, burada yapılacak ihtiyaç analizi sonucu bir sağlık merkezi açıp çalıştırmanın gerekliliği ve faydası ile birlikte çalışılacak partnerlerin ayarlanması konusunda hemfikiriz. 
Fizibilite çalışmalarının sonuçları, yapılan yardımlar ve yapılması gerekenler yurtiçi ve yurtdışı kurum ve kuruluşlara raporlanır. 
Öncü ekip gider, bir merkez kurar, partner kişi ve kuruluşlarla işbirliği anlaşmaları yapar, yapılacak işler projelendirilir. 
Çocuklar açlıktan ölüyor 
Doğu Afrika Sağlık Programı “Afrika’ya Hayat Operasyonu” kalıcı yardımların ilk temellerinin atıldığı bir bayramda Şifa Hastanesi kiralanır. 
Somali’de 190.000 çocuk ölüyor. 
“Hoyo hoyo vanba hana hoy” (anne anne açım anne) 
Yardım çağrıları yinelenir. Anaların ve bebelerin gözlerindeki yaşı silmek için daha çok ele ihtiyaç vardır. 
Şifa Hastanesinin donanımı için Medical Park el verir. 
“Öncelikle katkılarınızdan ve sosyal sorumluluk bilincinizden ötürü tüm Medical Park ve Fom ailesine şükranlarımızı bildirmek isterim.” 
Çalıştığımız bölgede yasal olmak önemlidir ve gereklidir. 
Somali hükümetinden Somali’de faaliyet yapmak için izin alınır. Bir NGO kurulur; Fıqhi Foundation. 
Herkes Somali’yi konuşur, Somali’yi yazar, Somali’yi yaşar. 
Gözlerdeki derin acı tarifsiz. Anlatamayacağım derinlikte. Konuşmaya gerek kalmıyor. Çıplak vücudu da anlamını yitiriyor. Doktorluğum ve muayenem de. 
Izdırap, acı, keder. 
Sıcak, daha doğrusu fırın gibi bu memlekette ateşten yanan insanlar, hastanenin boş odalarında kimsesiz. Hiç kimsesiz. Ben dahi yokum. 
Mektup var Somali’den.  
Ucu siyahî asite batırılmış. 
Hepimize, bize, bana. 
Hiç unutamadan, kalbimde yazılan. 
Eczacıların desteği ve katkısı yadsınamaz. 
Değerli eczacı dostlar, 
Sizleri Afrika çalışmalarımızda desteğe davet ediyoruz! 
Yeryüzü Doktorları olarak önümüzdeki dönemlerde Kenya ve Somali’ye gidecek olan gönüllü ekiplerimizde en az bir aktif eczacımızın olmasını planlıyoruz. 
Yeni yardımlar, yeni yükler... Gıda kolileri, hastane malzemeleri, mamalar, ilaçlar yeni gemileri beklemektedir limanda. 
TİKA aracılığıyla bölgeye giden iki ambulans Somali temsilcisine teslim edilir. 
Yapılan çağrı “Ne yapabilirim?” derdi taşıyan gönüllüler tarafından hemen karşılık bulur, ekipler hazırlanır; seyahat, konaklama, çalışma ortamı ve şartlar konusunda bilgiler verilir. 
Gönüllüler gönüllerini açarlar bize bazen. 
 
Bir yıllık hekim olan Furkan ¨Dünyanın her hangi bir yerinde ihtiyacı olan bir ülkeye, halka yardıma gitmekte çekinmeyiz ama Somali bizim için başka bir anlam ifade ediyor. Biz ‘Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse kıyamet günü Allah da O’nun sıkıntısını giderir.’ diyen bir Peygamber’in ümmeti olduğumuz için oraya gitmek, yaralarını sarmalarına yardımcı olmak zorundayız.¨ der ilk gönüllülük tecrübesinin arefesinde. 
 
Dr. Sümeyye niçin gönüllü olduğunu şöyle ifade eder. ¨Zorlu mücadelelerle geçen hem katsayı hem örtü sorunlarının arasından geçip doktor olduktan sonra bana verilen bu büyük nimetin şükrünü ve zekâtını verebileceğim en iyi yerin Somali olduğunu düşündüğüm için orada  bulunup hizmet etmek istedim.¨ 
 
Hemşire Engin’in ¨Kanaatimce, hiçbir savaş, hiçbir düşünce, hiçbir kültür, hiçbir değer yargısı, bir bebeğin, bir çocuğun gözlerinden akan yaşlardan daha değerli değildir. Bu maksatla o topraklara gidip, naçizane ellerimizi, kalplerimizi insanlığa uzatacak olmamız mutlu olmamıza yetecektir¨ sözleri Yeryüzü Doktorları’nı anlatmaktadır tam da. 
¨Benim hekim olma isteğimin temelinde garibana yardım etme niyeti var. İşçi çocuğuyum ve yoksul mahallelerde büyüdüm. Evinin önünü süpürmek, temiz tutmak gibi benim için. Ateşi söndüremesem de belki bir an serinletebilirim” diyerek ekipte yer alır başka bir gönüllü. 
 
Sonra bir gün birbirlerini daha önce hiç tanımayanlar, daha önce hiç görmedikleri bir yere, hiç bilmedikleri insanların dertlerine çare aramak için havaalanında buluşurlar. 
Ve iyilik yeryüzüne yayılmaya başlar; raporlar gelir Somali’den. Bir sonraki ekip için ihtiyaçlar belirlenir merkeze gönderilir. 
125 Dâhiliye polikliniği, 150 Pediatri polikliniği, 13 cerrahi polikliniği, 2 sezeryan, 1 guatr,1 hidrosel ameliyati, 2 abse drenaji... 
Tüm dikiş malzemeleri, ipek, prolen, bisturi, disposable abeslang, cerrahi hasta örtüleri, cerrahi önlükler, koter, yanık tedavisi için pomad, kremler... 
Her gidiş sadece Somali’de değil gidenlerde de çok şey bırakır, kalanlar sadece duygular değil sorumluluklardır. 
 Yeryüzü’nden kalanlar 
Dayanabilen de çıkar elbet 
Titreyerek ayakta 
Uzun göç yollarında. 
Çünkü bazen göremeyiz vardığımızda 
Kardeş, anne ve bazen baba yoktur yanımızda. 
Kimsesiz yapayalnız 
Bazen gözleri semada, bekler dururuz Afrika’da. 
Dostlarımız, herkes, kendi alanlarında, yürekleriyle destekler bizi. 
“Kibritçi Kız’ı bilenler cemaati, 
Bir kış gecesi Kibritçi Kız buz kesilerek yeryüzünden uzaklaşırken caddeden geçen insanlar hiçbir şey görmemişlerdi. Yeryüzü Doktorları bunu yaz kış hatırlıyor. Yine yola düştüler. Onları gökyüzünde ak bir bulut gibi süzülen turnalara benzetiyorum. Beyaz gömlekleriyle sınır engeli tanımadan uçuyorlar. Doktor arkadaşım Havva Sula şimdi Mogadişu’da, YDD organizasyonuyla Benadir Hastanesi’nde şifa dağıtan meslektaşlarıyla birlikte. İmam Şafi Okulu’nun bahçesinde Bayram namazı kıldılar ve kurban kestiler. Bu kaçıncı mevsim? Somali YYD için dönemsel bir merhamet adası değil...” Cihan Aktaş 
“Kardeş payının kardeşimizde olması gerekiyor bizde değil, 
“Yeryüzü Doktorları’nı biliyorsunuz. İsmiyle müsemma sahiden yeryüzünün doktoru onlar. Son On Beş Dakika romanımdaki Doktor Nermin karakterini Yeryüzü Doktorları’ndan ilhamla inşa ettim. Yeryüzü Doktorları ile gönül köprüm Dr.Havva Sula. Değerli arkadaşım Somali’ye gidiyorum diyerek bana şu satırları gönderdi: Ben ve arkadaşlarım birkaç saat sonra Somali’ye uçuyoruz. Yeryüzü Doktorları Somali’de birçok proje yürütüyor...” Fatma Barbarosoğlu Merkezden destek ve dua mesajları, dostlar bizi hiç yalnız bırakmaz. 
 
Efendimiz Resûlullah (AS) buyurdular ki: “Ancak bu iki kişiye karşı hased caizdir: Birincisi, Allah’ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolda sarfeden zengin kimse.” 
 
İkisi de sizsiniz. Yerimizde duramıyor, sizi kıskanıyoruz ve yanınızda olmak istiyoruz. Gökyüzünde ak bir bulut gibi süzülen turnalara selam olsun. Bu bayram beyaz gömlekleriyle uçup Mogadişu’ya konanların, bebeğine yananlarla beraber yüreği yananların, Kibritçi kızlara ağlayanların... Tüm yeryüzü doktorlarının bayramı mübarek olsun. Her geçen gün nerede olduğumuzu daha iyi anlar, Somali’nin geçmişi ve geleceğiyle yüzleşiriz. 
“2000 yılında 23 ortak kurmuş Hayat Enstitüsünü ve hastaneyi. Şehrin iyi bir semtinde, yakınlarda başka hastane de yokmuş. Herşey özenle seçilmiş, perdesinden seminer salonuna, arşivinden göz polikliniğine... 
Ultrason, CT, herşey. Doktorlara lojman yapmışlar, hemşire okulu açmışlar... 
 
2006’da savaş başlamış, heryer yıkılmış, insanlar kaçmış, güzelim semt harabeye dönmüş. 
Doktorlar kendilerine mesleklerini icra edecek başka ülkeler aramış: Kenya, İsveç, Kanada... 
Hastaneyi Afrika Birliği askerleri işgal etmiş. 
 
İki ay önce askerler çekilip gidince ve ülkede bazı şeyler değişmeye başlayınca ümitlenmiş doktorlar yine. Geri dönmeye başlamış, hastaneyi tekrar açabilir miyiz diye araştırmaya başlamışlar bile.