Böbreklerde taş kalmasın düşsün

Mustafa Çiftçi / Yazar
5.03.2021

Gelenek ile tıp bir araya gelseler, ikisi de kibirli olmayı bırakıp bildiklerini ortaya koysalar ne güzel olur. Ama açık konuşalım bu işte daha çok kibirli olan taraf tıp bilimidir. Doktor kısmı geleneksel bilgiye biraz hor bakar. Böyle olmasa keşke.


Böbreklerde taş kalmasın düşsün

Bazıları sıcak tutsun diyerek beline kuşak sarar. Kuşak sarmak işin başında iyidir insanın belini, böbreğini sıkı tutar lakin bünye hemen alışıyor. Her daim aynı sıcaklığı bulamayınca böbrekler sızlamaya başlıyor. Belki de insan vücudunda rahata en çabuk alışan böbreklerdir. Bol su içeceksin. Tuzu azaltacaksın. Ve hareket edeceksin. Bunlar olursa böbrekler rahat eder. Böylesi konforu kim sağlayabilir?

Meşhur türkücü Hakan Taşıyan için de acil böbrek nakli çağrısı yaptılar. Çünkü insanın kalbi bile iflas etse pilli kalp takıyorlar da böbrek iflas ederse çaresi yok. Böbrekler nazlı gelin kısmı gibidir. Nazlı gelinler başına gelen her belaya sabredip sonunda devrilir kalırlar bir köşede. Zamanında bakmazsan sonunda iflas etmiş böbrekler seni küt diye devirir.

Acı bir efsane

Böbrek konusunda acı bir efsane ile büyüdüm ben. Bir akrabamız yaşı on yedi iken arkadaşlarıyla heves etmişler spor salonuna gitmişler. Orada voleybol oynamışlar. Sonunda kan ter içinde kalmışlar. Sonra kim aklı ettiyse buz gibi gazoz getirmiş. İnsan genç olunca aklıyla pek arası olmuyor. O kadar terlemişken buz gibi gazozu üç nefeste bitiren akrabam daha sonra acil kaydıyla hastaneye kaldırılıyor. Yoğun bakımda kaç gün kaldı meçhul. Ama yoğun bakımdan çıktığında böbreklerini kaybetmişti. Bu hikayeyi o kadar çok dinledim ki azıcık terlesem, içim yansa, bir şeyler içmek istesem bu hikayeyi dinledim. Çocukken anlatılan hikayeler taşa kazınmış gibi kalıcı oluyor. Ben de "soğuk içiniz" denilen her içeceğe karşı mesafeli oldum. Bir de anlamakta zorlandım. Soğuk içecek nasıl oluyor da bütün gücüyle böbreklere saldırıyor? İnsan bünyesinden iyi anlayan akıllı bir doktor bulursam sorayım istedim. Soğuk olarak tüketilen bir nesne nasıl odu da bizim akrabanın böbreklerini sıfıra çıkardı? Doktor kısmının yaptığı işi anlayan ve güzel anlatabileni azdır. Genelde anlatmayı sevmezler. Bir tek ekrana çıkınca her sorulana cevap verirler onun haricinde anlatmak doktor kısmına zulüm olur. Ben de bizim akrabanın durumunu anlayıp bana anlatacak doktora rastlamadım.

Hareket kurtarır

Doktorlar söylemese de dedem bir hikaye anlatırdı. Oradan kendime dersler çıkardım. Hikaye şu; bir adam tarlada kan ter içinde çalışıyor. Güneş tepeye dikilmiş adamın canını alacak. Adam çok terlemişken çalışmaya ara veriyor ve gölgede bekleyen buz gibi testiden soğuk suya dadanıyor. O sırada yoldan geçmekte olan Lokman Hekim yanındakilere diyor ki bakın bu adam şimdi ölecek. Fakat adam suya doyunca tekrar çalışmaya başlıyor. O zaman Lokman Hekim; "...işte şimdi kurutuldu." demiş. Yani vücut kızınca soğuk su içersen ya ölürsün ya da ölüme eş değer bir sıkıntıya düşersin. Ama çalışmaya yani harekete devam edersen o zaman kurtarmış oluyorsun. Bu hikayeden anladığım; insanı soğuk içmek kadar harekete devam etmemek de öldürüyor. Hareket edersen vücudun kurtarıyor. Dedemin bu hikayesinden kendime ders çıkardım ve anladım ki bizim akraba eğer voleybol maçından sonra gazoz içip oynamaya devam etseydi, belki hasta olmayacaktı. Ama kimse benim kıssadan kendine hisse çıkartmasın sonunda hareket etmek bile olsa terliyken su içmesin. Doktor kısmı bize sağlıklı bilgi vermeyince biz de dede hikayelerinden kendimize ders çıkarıyoruz.

Yani gelenek ile tıp bir araya gelseler, ikisi de kibirli olmayı bırakıp bildiklerini ortaya koysalar ne güzel olur. Ama açık konuşalım bu işte daha çok kibirli olan taraf tıp bilimidir. Doktor kısmı geleneksel bilgiye biraz hor bakar. Böyle olmasa keşke.

Taş yerini sevmiş

Böbrekler konusuna devam edersek. Böbrekler bünyesinde taş oluşan nadir organlardan. Bildiğim kadarıyla safra kesesinde de taş oluyor. Bünyesinde yaptıkları taşın bir kıymeti yok. Mesela inci gibi değerli olasa böbrek taşı kıymete biner ama böbrek taşı düşürüp kurtulmak istediğin bir taştır. Geçmiş zaman bir aile dostumuz bir ara ortalıktan kayboldu. Aradık sorduk; "...ameliyat oldum. Böbrek taşı aldılar benden." dedi. Biz de "Geçmiş olsun" dedik ama pek üzerinde durmadık. Böbrek taşı düşürmeyen mi var? Ama dostumuzun durumu ciddiymiş. Gazetelere haber vermek istemişler çünkü yetişkin erkek yumruğu kadar taş varmış mesanesinde. O kadar taşı yıllarca taşımış da hiç hissetmemiş. Demek ki taş yerini sevmiş. Yerinden memnun olmasa sancı yapardı. Böbrek taşında orantı ters işliyor. Taş küçüldükçe sancı artıyor. Büyük taşlar sancı yapmıyor. Ya da daha tahammül edilir sancısı oluyor. Ama taş küçüldükçe gıcıklığı artıyor diyelim de anlaşılsın.

Böbrek taşı düşürme hikayelerinde her zaman su çok önemli bir faktördür. Susuz taş düşüremezsin. Bolca su içeceksin su yukarıdan baskı yapacak sen de aşağıdan hareket edeceksin ki taş oynasın da düşsün. Hatta bu konuda kendince çare bulanlar da vardır. Mesela taş sancısı tutunca bol su içip taşlı yolda traktöre binip zıplamak yoluyla taşı düşürmek isteyenler olur. Ama dikkat etmek lazımdır ki taşı düşüreceğim diye beline zarar verenler olabilir. Zaten bel ağrısıyla böbrek sancısı kardeştir. Böbrek sancısı bele vururmuş. Bel sancısı ise ayağın çekmesiyle anlaşılırmış.

Böbrek sancısı taş böbrekten çıkana kadar oluyor. Böbrekten çıkana kadar taş mide bulantısı ve ishal de yapıyor. Küçük bir taş nasıl oluyor da bütün bünyeyi sarsıyor hayret ederim hep. Taş böbreği terk ettikten sonra mesaneye doğru yol alırken pek sancı yapmıyor. Ama taş büyükse mesanede durmuyor. Sancı ile biliyorsun ki taş artık başka yerden ses veriyor. Her meselede olduğu gibi böbrek taşı düşürmek için de türlü yönetmeler var. Mısır püskülünü kaynatıp suyunu içmek. Maydanoz kaynatıp suyunu içmek. Bunlar makul metotlar. Artık mideniz hangisini kaldırıyorsa içersiniz. Ama bir de biracıların metodu var. Kişi yarılana kadar bira içer ve taşın düşmesini bekler. Hareket eder hoplar zıplar . Ama tedavi için bile olsa alkol almak doğru değil. Yani hem metodunuz hem niyetiniz hayır olacak ki akıbetiniz de hayır olsun. Yoksa şeytana uyup biraya yüklenirsen taşın düşmez ama sarhoş olduğun ve harama bulaştığın yanına kalır.

Yağ böbreğe gider mi?

Taş düşürme metotlarından en komiği zeytinyağı içmektir. Zeytinyağı içersen belki bağırsakların yumuşar ama o yağ böbreklere uğramaz ki taşa bir faydası olsun. Su ile yağın gittikleri yer aynı değildir ki. Bu itirazımı söylediğim bazı kişiler bana pek itibar etmediler. İnsanlar inanmak istediklerine inanıyorlar. Böbrek taşı için zeytinyağı içmeye devam edenlere Allah yardım etsin. Akıllara zarar bir iştir bu.

Ben bu kadar böbrek taşı muhabbeti yapabiliyorum çünkü ben de aynı derdi çeken bir kişiyim. Böbreklerim taş ocağı gibi her daim faaliyet içindedir. İrili ufaklı ama sürekli taş dökerim. İstedim ki yaşadığımı paylaşayım da belki bir vatandaşa faydamız olur vesselam. Kalın sağlıcakla taşsız, kumsuz, sağlıklı günler dilerim.

[email protected]