Bourdieu ve sosyolojinin sosyolojisi

0
2.04.2016

Sosyoloji Meseleleri, Bourdieu sosyolojisinin gerek temel kavramlarını gerek yaklaşım tutarlılığını ve ilgi çeşitliliğini gerekse gücünü iş başında görmek için birebir.


Bourdieu ve sosyolojinin sosyolojisi

İİkinci Büyük Savaş sonrası Fransız sosyolojisinin en verimli ve verimli olduğu kadar da titiz ve çığır açıcı araştırmacılarından biri Pierre Bourdieu. Sosyolojik yaklaşımını geliştirirken Marksizm, Pascal, Wittgenstein, yapısalcılık, fenomenoloji gibi birçok akım ve isimden etkilenen Bourdieu’nun sosyolojik girişimi eğitimden başlayarak çeşitli kültürel alanlardaki üretim, yeniden üretim, ayrışım mekanizmalarını inceler.

Sosyoloji Meseleleri, Bourdieu’nun farklı zamanlarda muhtelif konularda verdiği röportaj ve meslekten sosyolog olmayan çeşitli kişilere yaptığı sunumlardan oluşuyor. Bourdieu bu röportaj ve sunumlarda spordan modaya, gençlikle ilgili konulardan müzik, beğeni ve dil meselelerine kadar birbiriyle doğrudan herhangi bir bağlantısı olmayan meseleler etrafında, teorik çalışmalarında geliştirdiği kavramların kısa ve özlü anlatımlarını dile getiriyor. Simgesel sermaye, alan, habitus gibi temel kavramlarının bu sorunlarda nasıl işe koşulabileceğini ve ne denli kavramsal aygıtlar olabileceğini berrak ve anlaşılır bir dille açıklayan Bourdieu’nun bu söyleşi ve tebliğleri onun sosyolojik yaklaşımına ilişkin iyi bir giriş niteliği de taşıyor.

Handikap ve avantaj

Kitapta siyasal eylemi ve siyaset-kültür ilişkisini de konu edinen Bourdieu aynı zamanda sosyologların sosyolojisi, sosyolojinin sosyolojisi diyebileceğimiz alanlarda da söz sahibi olduğunu gösteriyor. Ona göre sosyolojinin diğer bilimlerden ayrıldığı en önemli nokta herkes tarafından anlaşılabilir oluşunun ondan talep edilişi. Sosyolojinin sadece uzmanlara, yetkinlik tekellerine bırakılamayacak bir uzmanlık alanı bilgisi oluşu belki onun en önemli handikapı ve aynı zamanda avantajı.

Bourdieu için, sosyolojik bilimsel söylemin toplumda sesi en çok çıkanlara karşı verdiği mücadelede tüm şartlar onun aleyhinedir; çünkü sosyoloji, mücadele edip mantığını ifşa etmek istediği toplumsal oyunlara ancak bizzat iştirak ederek bunu yapabilir. Peki ama nasıl? Belki uzlaşma şüphesini baştan kabul ederek, ama sözün söylendiği mecrada en son söylenmesi bekleneni, söylenmesine en az ihtimal verileni, o alanda en abes görüneni söylemek suretiyle... Böylelikle sosyoloji Bourdieu’nun deyişiyle insanlara sırf duymak istediklerini söyleyen alelade söylemlerden sıyrılır, “iman etmişleri imana çağıran” bir söylem olmayı reddeder.

Bourdieu sosyolojisinin gerek temel kavramlarını gerek yaklaşım tutarlılığını ve ilgi çeşitliliğini gerekse gücünü iş başında görmek için birebir Sosyoloji Meseleleri. Sadece meslekten sosyolog olanlar için değil, genel okura da yönelik çözümlemeleriyle Bourdieu sosyolojisine tam bir giriş dersleri kitapta yer alan metinler.

[email protected]

Sosyoloji Meseleleri Pierre Bourdieu çev. F. Öztürk,  B. Uçar,  M. Gültekin, A. Sümer Heretik, 2016

Siyasal güvenin unsurları

Demokrasilerde siyasal meşruiyetin kaynağı olan “halk”, güven duydukları siyasetçilere ya da liderlere, kendini yönetmesi için belirli dönemlerle sınırlı haklar tevdi eder. Siyasal güveni Türkiye’ye uyarlanmış siyasi liderler, kurumlar ve siyasal süreçler gibi faktörler bağlamında tanımlamaya, tasvir etmeye ve konumlandırmaya çalışan İslam Can, bu unsurların Türkiye’nin siyasal kültüründeki karşılığını, Cumhuriyetten bu yana şekillenen siyasal güven kodlarının analizi, bugünün siyasi lider, kurum ve süreçlerine yönelik siyasal güvenin düzeyi ve son dönemde yaşanan önemli siyasi olayların siyasal güven perspektifinden çözümlüyor.

Türkiye’de Siyasal Güven, İslam Can, Açılım, 2016

Tarih yazımında öteki sorunu

Adem Tüllüce kitabında Bizans tarihyazımını dikkate alarak isimler, unvanlar, şahıs adları, Türkçeleşmiş ifadeler vb. üzerinden Selçuklu tarihi ve kimliğini okuma denemesine girişiyor. Tüllüce bunu yaparken, farklı kimliklerin birbirleri hakkındaki bilgileri ve kodlarıyla ilgili kimi ipuçlarını dikkate alarak farklı kimliklerin kaderini çizen olayların ruhuna nüfuz etmek için dilin kendisine başvuruyor. Anadolu’nun Türkleşmesi ve Anadolu Türk kimliğinin oluşumu sürecini, üzerinde daha önce hiç durulmamış bir çalışma yöntemi aracılığıyla inceleyen Tüllüce’nin kitabı birçok bakımdan zihin açıcı.

Bizans Tarihyazımında Öteki/ Selçuklu Kimliği, Adem Tülüce, Doğu Batı, 2016