Büyük bir güvenlik sınaması: Medya ve terör

Necdet Özçelik / Yazar
4.06.2022

Yeni medya, düşük maliyet ve hukuki yaptırımlar boşluğu avantajı sağladığından terör örgütleri için ucuz ve hesabı sorulmaz propaganda paylaşımları için yaygın bir şekilde tercih edilmektedir. Terörizm ve medya ilişkisi terörle mücadele eden devletlerin önündeki en büyük güvenlik sınamalarından biridir.


Büyük bir güvenlik sınaması: Medya ve terör

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği süreciyle bir kez daha gündeme gelen PKK'nın bu ülkelerdeki medya faaliyetleri dikkatleri yeniden terör örgütleri ve medya arasındaki ilişkiye çekti. Bilgi aktarmak, belirli verileri depolamak ve yaymak, kitlesel iletişimi sağlamak amacı ile kullanılan araçların genel bir ismi olarak adlandırılan medya, varlığını şiddet üzerine inşa eden terör örgütleri için de bir yaşam aracı olarak ifade edilebilir. Zira terör örgütleri medyayı enformasyon-dezenformasyon bağlamında etkin bir şekilde hem de hiçbir kanun ve kurala tabi olmaksızın kullanmaktadır. Bu bakımdan, terörizm ve medya ilişkisinin terörle mücadele eden devletlerin önündeki en büyük güvenlik sınamalarından biri olduğunu ifade etmek abartılı olmaz.

Terör örgütlerinin medya hedefleri

Terör örgütleri medya faaliyetlerini üç kategorik kitle üzerinde yoğunlaştırırlar; örgüt karşıtı kitle, örgüte müzahir kitle ve örgüt hakkındaki görüşü olmayan kitle. Bu çerçevede, terör örgütlerinin medya ile olan ilişkisinin amaçları da şu şekilde sıralanabilir; (i) eylemlerinin propagandasını yapmak ve hedef kitle üzerinde korku ve kaygı oluşturmak, (ii) devlet kurumları ve güvenlik güçlerini karalamak suretiyle bu kurumların terörle mücadele uygulamalarını demokrasi ve hukuk dışı olduğu iddialarıyla engellemek, bozmak veya yavaşlatmak, (iii) müzahir kitlesine ulaşarak, bunları hedefleri çerçevesinde harekete geçirmek ve uluslararası ortamda davalarının haklılığını savunmak, (iv) kendi üyelerine ilham ve cesaret vererek onların saldırı potansiyelini artırmak ve (v) uluslararası ortamlarda kötülüğü kabul görmüş bir aktöre karşı değerler mücadelesi verdiği söylemiyle sempatizan kitlesini genişletmek. Yerel, bölgesel ve küresel ölçekteki finans, insan ve lojistik kaynak faaliyetlerini meşrulaştırmak ve geliştirmek.

Televizyon, haber ajansı, gazete, radyo ve dergi gibi tek yönlü iletişim sağlayan kitle iletişim araçlarını kapsayan geleneksel medya uygulamaları işletme açısından terör örgütleri için maliyetli, hukuki açıdan da sorunlu olmasına rağmen fiziki çatışma alanlarının dışındaki ülke topraklarından yayın yapabilme imkanı bulabilmişlerdir. PKK'nın Almanya, Belçika, Danimarka, İsveç gibi Avrupa ülkelerinde süregelen geleneksel medya uygulamaları arasında Roj TV, MED TV, Radyo Welat, Serxwebun Dergisi, RoJ Radyo, ANF ve DİHA haber ajansları yer almaktadır. PKK ile mücadelenin derinleştiği 2015-2017 yıllarına kadar birçok yerel ölçekli radyonun örgüt propagandası yaptığı unutulmamalıdır. PKK/PYD'nin Uluslararası camiada PKK/PYD'nin DEAŞ karşıtı mücadele eden bir aktör olarak sunulmasının ardından Fransız sinemacı ve gazeteci Caroline Fourest'ın çektiği belgesel ile birlikte terör örgütü sinemayı da örgütsel maksadı içim manipüle etmeye başlamış oldu.

PKK'ya güzelleme

Öte yandan Deutche Wella, BBC, Voice of America, CNN International, Al Arabiya, Washington Post, Wall Street Journal, New York Times, Independent, Telegraph, Guardian, Economist, Financial Times, Spiegel, RT, France 24 ve Reuters zaman zaman konjonktürel gelişmelere bağlı olarak PKK/PYD ile ilgili haber, görüş ve yorumlara yer vermektedir. Böylelikle Türkiye karşıtlığı üzerinde birleşen bu medya kuruluşları daha yumuşak tonlarla PKK/PYD'yi uluslararası kamuoyunda meşrulaştırmak için gayret göstermektedir. Bunlardan bir devlet kuruluşu olan BBC 2006 yılında PKK ile ilgili bir belgesel hazırlayarak yayınlamış, İngiliz devletinin terör örgütü olarak tanıdığı PKK'dan isyancı grup olarak bahsederek güzellemişti. Buna benzer yabancı medya kuruluşlarının çokça yayını bulunmaktadır.

Geleneksel medya araçları üzerinden yürütülen iletişim tek yönlü olduğundan PKK/PYD terör örgütü hakkında pek bilgisi olmayan uluslararası kamuoyu genellikle liberal değerlerle işlenmiş yayınları kendisine sunulduğu şekliyle kabul etmektedir. Verilen mesaj okur/izleyici ile ikili iletişim kurulamadığından tek yönlü olarak gitmektedir. Üzücü olan şu ki bu tür haberleri dengeleyecek, çürütecek veya yalanlayacak şekilde uluslararası alternatif özel medya kuruluşu yok denecek kadar azdır. Devlete ait medya kuruluşlarının son yıllarda artan çabalarının etkisi ise yabancı kurum ve kuruluşlarca taraflılık gerekçesi öne sürülerek yabancı kamuoyu nezdinde akamete uğratılmaya çalışılmaktadır.

Yeni medya ise geleneksel medyanın kitle iletişim araçları dışında kalan dijital iletişim araçlarını ve dijital iletişim mecralarını kapsayan bir kavramdır. Yeni medyanın kaynağında sosyal medya, internet haberciliği, online mecralar ve dijital kanallar bulunmaktadır. İnternetin gelişimiyle birlikte geleneksel medyadan yeni medyaya bir döşümüm yaşandığı gözlenmiştir. Geleneksel medya ve sosyal medya arasındaki en büyük fark iletişim kurulan araçlardır. Geleneksel medyada TV, radyo, dergi ve gazete yer alırken sosyal medyada twitter, facebook, Instagram, Linkedin gibi sosyal ağlar, blog siteleri, forumlar, dijital ansiklopediler ve mobil sosyal platformlar bulunmaktadır. Terör örgütleri de medyadaki dönüşüme ayak uydurarak geleneksel medyadan yeni medya uygulamalarına yönelmişlerdir. Bu kapsamda tek yönlü ve interaktif olmayan televizyon, radyo, gazete ve dergilerin yanı sıra iki yönlü ve karşılıklı etkileşime dayalı yeni medya platformları aracılığıyla daha aktif bir hedef kitleye ulaşabilme imkanı bulmuşlardır. Böylelikle hem örgüt propagandasını yakalanması güç bir hızla işlemeye başlamışlar, diğer taraftan da radikalleşme süreçlerini bu mecra üzerinden kolaylıkla yürütebilmişlerdir. Yeni medya aynı zamanda düşük maliyet ve hukuki yaptırımlar boşluğu avantajı sağladığından terör örgütleri için ucuz ve hesabı sorulmaz propaganda paylaşımları için yaygın bir şekilde tercih edilmektedir.

Dezenformasyon süreçleri

Yeni medyanın terör örgütleri için sunduğu en önemli avantajlarından biri de dezenformasyon kolaylığıdır. Hatırlanacağı gibi 21 Mayıs 2022 tarihinde Türk istihbarat teşkilatı tarafından Irak'ın Süleymaniye ve Kerkük şehirleri arasında Çemçemal yakınlarında PKK terör örgütüne ait bir araca SİHA ile hassas angajman düzenlenmiş ve içindeki beş terörist etkisiz hale getirilmişti. PKK kaynakları bu operasyonda etkisiz hale getirilen teröristleri siviller olarak sunup, Türkiye'nin Irak kuzeyindeki bu tür operasyonlarını sorunlaştırarak uluslararası kamuoyunda bir algı yaratmayı arzuladı. Kendisini gazeteci olarak tanımlayan PKK'lı bir twitter kullanıcısı (@ameddicleT), operasyonun hemen ardından bu operasyonu hem twitter platformunda hem de YouTube yayınında "siviller öldürülüyor" şekilde kitlesine duyurmaya başladı. Oysa bu operasyonda PKK'nın aktif silahlı kadrosundan üç terörist ve örgütün Süleymaniye çevresindeki yeraltı teşkilatının iki elemanı etkisiz hale getirilmişti. Öldürülen teröristlerden birinin PKK'nın Kerkük bölge sorumlusu Mehmet Doğan olduğu ise güvenlik kuvvetlerince 2 Haziran 2022 tarihinde açıklandı. 21 Mayıs ile 2 Haziran arasında geçen sürede istihbarat teşkilatının etkisiz hale getirilen teröristlerin kimliğinin belirlenmesi için bir teyit çalışması yaptığı anlaşılmaktadır. Devletin güvenlik kurumunun angajman ve teyit hassasiyetine rağmen, aradan geçen 12 günlük teyit süresi zarfında hem yurt içinde hem de yurt dışında PKK'nın propaganda hedefindeki birçok çevre örgüt hesaplarının yaptığı anlık paylaşıma itibar edildi.

@ameddicleT adlı hesabın PKK kadrolarıyla iltisakına bakıldığında, bu hesabın ilgili operasyonun gerçek sonucunu bilmemesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor. Ne var ki, bu sosyal medya hesabı dezenformasyon maksatlı İngilizce ve Türkçe olarak yaptığı sosyal medya paylaşımını hala muhafaza ederek sivillerin öldürüldüğü yalanını duvarında muhafaza etmektedir. Kendisini bağımsız bir gazeteci olarak tanımlayan Hollandalı başka bir şahıs da Erbil çevresinden yaptığı paylaşımlarla Suriye ve Irak kuzeyindeki gelişmeleri PKK/PYD zaviyesinden sunarak uluslararası kamuoyunda örgüt propagandası yapmaktadır. Benzer bir durum bir CHP milletvekili tarafından birkaç yıl önce TSK'nın SİHA angajmanıyla Hakkari'nin Oğul Köyü kırsalında etkisiz hale getirdiği teröristleri piknik yapan siviller olarak sunduğunda yaşanmıştı.

Sosyal farkındalık

Geçtiğimiz Mart ayında Anadolu Yayıncılar Derneği ve İletişim Başkanlığı'nın Ankara'da ortaklaşa düzenlediği Yerel Medya Çalıştayı'nda dezenformasyon riskinin altı çizilerek sosyal farkındalık yaratılmaya çalışıldı. Yine aynı ay içerisinde RTÜK ve Uluslararası Medya Enformasyon Derneği tarafından Görsel ve İşitsel Medyada Dezenformasyonla Mücadele Çalıştayı düzenlendi ve dezenformasyonun bir milli güvenlik sorunu olduğu ifade edildi. AK Parti ve MHP tarafından hazırlanarak yeni medya uygulamalarına yönelik düzenlemeleri içeren "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşmeleri TBMM Dijital Mecralar Komisyonunda halen yürütülmektedir. Şüphesiz bu çabalar önemli ve yerindedir. Ancak, geliştirilmeli ve genişletilmelidir.

Kamu diplomasisi terörle mücadelede yürütülen istihbarat ve operasyonel faaliyetleri bütünleyen ayrı bir mücadele alanıdır. Bu mücadelenin temelini ise zamanında ve doğru bilgi paylaşımı ile dezenformasyonu önleyici çabalar oluşturmaktadır. Terör örgütleri istihbari ve operasyonel çatışma alanlarında kaybettikçe, kamu diplomasisi alanındaki aktörleri devreye sokarlar, mücadeleyi bu alanda yoğunlaştırırlar. Terörle mücadele etmenin temel ilkeleri arasında yer alan istihbarat, operasyon ve kamu diplomasisi uygulamalarına bakıldığında, önceliğin somut çıktıları olan operasyonel alanda yapılmasına dair genel bir kanaat hakimiyetinden bahsedilebilir. Oysa, enformasyon çatışmasının çevresindeki mücadele de en az silahlı çatışma çevresindeki istihbarat-operasyon mücadelesi kadar değerlidir. Bu konuda atılacak her adım aynı zamanda terör örgütlerinin ideolojisiyle de mücadele anlamına gelmektedir. Terörle mücadele istihbarat-operasyon-kamu diplomasisi üçlemesi arasında sürekli uygulamayı gerektirir.

@necdet4059