Büyük güçlerin Afganistan satrancında Türkiye'nin stratejisi ne olmalı?

Umut Berhan Şen / SASAM Uzmanı
9.07.2021

Afganistan'daki gerilimli durumu ve yüksek yoğunluklu çatışmaları gözlemleyen Pentagon, Çin'in 'Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nde önemli bir istasyon ve kilit ülke olan Afganistan'daki NATO ve ABD unsurlarının çekilmesi halinde, buradaki güç boşluğunun Çin tarafından doldurulmasından endişe ediyor.


Büyük güçlerin Afganistan satrancında Türkiye'nin stratejisi ne olmalı?

Türkiye ve Afganistan arasında yoğun bir diplomatik emek sonucunda tesis edilen olumlu ilişkiler, bir asrı geride bırakırken ve Afganistan, küresel hegemonya satrancında Avrasya'ya hakim olmak isteyen büyük güçlerin ana oyun sahası haline gelirken, Türkiye'nin yeni bir misyonla ve her zamankinden kalabalık bir askeri güçle bu coğrafyada olması birçok dengeyi de değiştirecek gibi görünüyor. Bu bağlamda hem Ankara-Kabil hattının hem Ankara-Washington hattının yeni jeopolitik dengeler oluşturması bekleniyor.

Barış hala belirsiz

Afganistan'da barış ve istikrar süreci belirsizliğini korurken saldırılar devam ediyor. Son aylarda Kunduz'un ilçelerinde devam eden çatışmalar yüzünden 8 bine yakın aile bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Kunduz kentindeki 26 Haziran cumartesi günkü çatışmalarda son olarak 29 sivil hayatını kaybederken 225 kişi yaralandı. Afganistan'ın kuzeyindeki Faryab vilayetinin Andhoy ilçesi de son olarak Taliban'ın kontrolüne geçti. Afganistan Savunma Bakanlığı, ülkenin 10 vilayetinde Taliban'a karşı operasyon düzenlendiğini açıkladı. Operasyonda 248 militanın öldürüldüğü kaydedilen açıklamada, 137 militanın yaralandığı, 12 militanın da esir alındığı açıklandı.

Çatışmalar sürüyor

Taliban, 21 Haziran'da da ülkenin kuzeyindeki Belh vilayetinin Devlet Abad, Şolgere ve Kişindeh ilçelerinin kontrolünü ele geçirmişti. Taliban, kent merkezleri hariç ülke topraklarının yüzde 50 ila 70'ini elinde bulunduruyor. BM'nin son açıkladığı verilere göre, Taliban 407 ilçeden 130'dan fazlasını, merkezleri dahil olmak üzere ele geçirmiş durumda. Bunlardan 60 kadar ilçedeki bazı beldeler Afgan güvenlik güçlerinin kontrolünde bulunuyor. Ülkenin 34 vilayet merkezi de hükümetin kontrolü altında. Afganistan topraklarının büyük bölümünde güvenlik güçleri ile Taliban arasında mücadele sürüyor, 407 ilçenin 200 kadarında çatışmalar devam ediyor.

Güç boşluğu

Afganistan'daki gerilimli durumu ve yüksek yoğunluklu çatışmaları gözlemleyen Pentagon, Çin'in 'Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nde önemli bir istasyon ve kilit ülke olan Afganistan'daki NATO ve ABD unsurlarının çekilmesi halinde, buradaki güç boşluğunun Çin tarafından doldurulmasından endişe ediyor. Afganistan 11 Eylül sonrası süreçte yeniden bir hegemonya mücadelesine tanık oluyor. Bu durum ülkede barış ve istikrarın sağlanması yolundaki en büyük engel.

Kilit ülke

Bugün 40 milyona yaklaşan nüfusuyla Afganistan; Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, İran, Pakistan ve Çin ile komşudur. Güney Asya bölgesinde yer alan Afganistan, komşusu olan devletlerden de anlaşılacağı gibi, Ortadoğu ile Orta Asya arasında bağlantı kuran bir geçit konumundadır. Dolayısıyla İngiltere, Rusya ve ABD arasında süren "Büyük Satranç Tahtası''ndaki oyunda Avrasya coğrafyasına hâkim olmak için kilit bir ülke olan Afganistan, daima büyük güçlerin 'grand stratejilerinin' pik noktası olmuştur.

Afganistan'da NATO'nun geri çekilmesi bölgede yeni bir jeostratejik sürecin başlangıcı olabilir. Zira, artık Türkiye'nin Kabil'de kalacağı netleşmiş gibi görünüyor. Macaristan ve Pakistan'ın da bizimle beraber burada konuşlanacak olması jeostratejik ve konvansiyonel açıdan iyi bir güç konfigürasyonu olarak karşımızda duruyor. Hatırlayalım; 2018'de Macaristan'ın Türk Konseyi'ne katılmasıyla beraber, üye ülkeler arasında iş birliği ve liderler arası iletişim oldukça arttı. Kuşkusuz, Macaristan bu yeni süreçte bir yandan savunma bütçesinde ciddi artış kaydedip, bir yandan da çok yönlü bölgesel ittifaklara katılırken, NATO içerisindeki etki alanını ve gücünü de arttırmak istiyor. Pakistan ise, zaten her dönem Türkiye'nin yanında olmaktan memnun ve Avrasya coğrafyasında oyun kurucu olarak yer almaktan da son derece hoşnut görünüyor.

Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde Afganistan'a emperyal amaçlarla yaklaşmamıştır. Çünkü güçlü ve istikrarlı bir Afganistan'ın varlığı da Türkiye'nin arzusudur. Türkiye'nin kalkınma yardımları konusunda da en çok pay ayırdığı ülkelerden biri Afganistan'dır. Özellikle son 15 yılda TİKA aracılığıyla Türkiye, Afganistan'a eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlarda çeşitli yardımlarda bulunmuştur. Türkiye, Afganistan'ın kalkınma yardımlarına 150 milyon dolar ve NATO çerçevesindeki savunma yardımlarına 60 milyon dolar yardım yapmıştır. Afgan halkı, ülkelerindeki tüm yabancı kuvvetleri işgalci olarak görürken; Türk ordusuna yaklaşımı bunun tam tersi yönündedir. Bunun nedeni, Türkiye'nin, Afganistan'a sadece güvenlik perspektifiyle bakmaması ve Afganistan'ın sosyal ve ekonomik kalkınmasına destek vermesidir.

Asırlık kaos

100 yılı aşkın süredir hep inişli çıkışlı bir ülke profili çizen ve gerilimin, terörün ve yüksek yoğunluklu çatışmaların eksik olmadığı Afganistan ancak bölgesel iş birliğine dayalı bir güç konfigürasyonu ile istikrara kavuşabilir. Ayrıca Afganistan'ın kuzeyindeki Türkçe konuşan toplulukların güven içinde yaşaması ve bu coğrafyanın demografik bir değişime uğramaması için de Türkiye'nin bölgede güçlü biçimde yer alması gerekiyor. Bu konuşlanma ve mevzilenme hem Afganistan-Türkistan hattının güvenliği açısından hem de Türkiye'nin Afganistan'daki tarihi ve jeostratejik menfaatleri açısından oldukça kritik bir öneme sahip. Bölgedeki Türk nüfusun korunması başarılırsa Türkiye'nin Avrasya coğrafyasındaki ve hatta NATO'daki gücü artacak ve Afganistan'dan Türk dünyasına yönelik göç tehlikesi önlenmiş olacaktır.

Türkiye, Pakistan ve Macaristan'ın bölgede kuracağı bu güç konfigürasyonuna Özbekistan'ın da dahil olması, jeopolitik açıdan son derece yararlı ve verimli sonuçlar doğurabilir. Nihayetinde "Büyük Satranç Tahtası''ndaki oyun çerçevesinde küresel hegemonya amacıyla Afganistan'ı istikrarsızlaştıran ve istikrarsızlaştırmak isteyen devletlerin ve devlet dışı aktörlerin sıkça konuşulduğu yeni süreçte Türkiye-Afganistan ilişkilerinin her zamankinden daha güçlü ve daha kararlı bir sürece girmesi elzem hale gelmiştir.

[email protected]