Çalışma hayatında Türkiye Yüzyılı

Prof. Dr. Vedat Işıkhan/ T. C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
12.05.2024

Önümüzdeki dönemde ikiz dönüşüm dediğimiz yeşil dönüşüme ve dijital dönüşüme hazırlık kapsamında önemli çalışmalar yapıyoruz. İkiz dönüşümde adil geçişin bir aşaması olarak işgücü piyasasında özel politika gerektiren gruplara yönelik politikalar geliştiriyoruz. Son dönemde uygulamaya koyduğumuz İş Pozitif Programının başarısı bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. İş Pozitif Programımız kapsamında 3 ay gibi kısa bir sürede yaklaşık 170 bin kadın vatandaşımızı işle buluşturduk.


Çalışma hayatında Türkiye Yüzyılı

Prof. Dr. Vedat Işıkhan/ T. C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

Türkiye olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını "Türkiye Yüzyılı" olarak tanımlamıştık. Türkiye Yüzyılı vizyon belgesinin tanıtımı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 28 Ekim 2022 tarihinde yapılmıştı. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılının kızıl elması Türkiye Yüzyılı vizyonumuz olmuştur. Ülkemiz her dönemde yaşadığı zorluklarla mücadele ederek bugünlere gelmiştir. Yeni hedeflere yürürken hem küresel şartların getirdiği zorluklarla mücadele edecek hem de yeni politikaları hayata geçireceğiz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak bu dönemde en önemli hedefimiz çalışma hayatında Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu uygulamaya geçirmektir. Ayrıca Mayıs ayı bakanlığımızın faaliyet alanları bakımından önemli bir zaman dilimidir. Çünkü bu ay içerisinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü, 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası, 13-19 Mayıs Sosyal Güvenlik Haftası yer almaktadır. Bu vesileyle de 1 Mayıs, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik ve istihdam politikalarına ilişkin konuları yazının sınırlılığı içinde ele alarak ilgili konularda önümüzdeki döneme ilişkin çalışmalarımızı paylaşacağız.

YENİ RİSKLER, YENİ FIRSATLAR

Hem dünyada hem de bölgemizde jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmalar yaşanıyor. Bunlara ilaveten pandemi gibi salgın hastalıklar, doğal afetler, göç hareketleri, savaşlar, su, gıda ve enerji krizleri, yeni riskleri ve belirsizlikleri beraberinde getiriyor. Türkiye olarak bu belirsizliklerin getireceği her türlü riske karşı alınacak tedbirlere yönelik dikkatle çalışıyoruz.

Bakanlık olarak ise, küresel riskleri analiz ederek ve ülkemizin yapısal dinamiklerini dikkate alarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu ile daha güçlü, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayacak politikaları uygulamaya devam ediyoruz. Nihai hedefimiz ise Türkiye Yüzyılını; emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmaktır.

1 MAYIS EMEĞİN VE DAYANIŞMANIN GÜNÜ OLDU

1 Mayıs, işçilerin haklarına ve emeğin değerine dikkat çeken önemli bir gün. Bu nedenle 1 Mayıs gibi anlamlı bir günü, barışçıl ve bir arada kutlama geleneğini güçlendirmek için çaba sarf ettik. 2009 yılında 1 Mayıs'ın Cumhurbaşkanımız tarafından resmi tatil yapılmasıyla bazı algılar ters yüz oldu.Tüm ezberler bozuldu. Kendilerine sözde emekçi dostu diyenlerin yapmadığını Cumhurbaşkanımız yaptı. 2010 yılında ise 32 yıl sonra Taksim'i kutlamalara açtı.

Cumhurbaşkanımızın 1 Mayıs'ı resmi tatil yapması, milletimizin ve emekçilerin önemli bir bölümünün 1 Mayıs'a olan ilgilerini artırmıştır. 1 Mayıs, düne kadar ideolojik bir kesimin günü olmaktan çıkmış ve kitleşelleşmiştir. Bunu unutturmak isteyen kişiler, belli dönemlerde Taksim tartışmaları çıkararak kaos ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu yıl da benzer bir tartışmayla 1 Mayıs'ı gölgelemek ve ideolojik bir araca dönüştürmek istediler. Ancak emekçiler ve emek örgütleriyle açık iletişimimiz oyunları bozdu. Emekçilerin önemli bir bölümü 1 Mayıs'ı ülkemizin her köşesinde barış içinde kutladılar. 78 ilde 210 etkinlikle 1 Mayıs birlik ve dayanışma içinde kutlandı. İdeolojik saplantılarla 1 Mayısı huzursuzluk gününe çevirmek isteyenlerin oyunları bozuldu.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İş sağlığı ve güvenliği konusu bakanlığımızın temel çalışma alanlarından biridir. Bu alana ilişkin temel hedefimiz önleyici bir yaklaşımla iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemektir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için tüm dünyada yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmaktadır. Ülkemizde müstakil ilk iş sağlığı ve güvenliği kanunu 2012 yılında çıkarıldı. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin tüm işyerlerini kapsamaktadır. Kanun ile birlikte 36 Yönetmelik, 11 Tebliğ, 94 İSG Uygulama Rehberi ve 37 Kontrol Listesi bulunmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği politikalarının güncel bir şekilde uygulanabilmesi için devlete, işverene ve çalışanlara görevler düşmektedir. Tüm paydaşların sürece katkı sağlamasının temelinde de geniş eğitim ve güvenlik kültürü politikalarının oluşturulması gelmektedir. Bakanlığımızın buradaki görevi koordinasyonu sağlamak, mevzuatı düzenlemek (güncel tutmak) ve icraat makamı olarak yer almaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kültürünün çalışma ortamında sağlanabilmesi için devlet, işçi/çalışan ve işverenin ortaklaşa çalışmalar yürütmesi gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir. Tüm paydaşların katılımı ile uygulanan İSG politikaları ile güvenlik kültürünün oluşmasının zemini oluşturulmuş olunacaktır. Biz de göreve geldiğimiz günden bu yana sürekli bu birliktelik içerisinde çalışmalar yapmaktayız.

İş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için yeni birtakım düzenlemeleri de hayata geçiriyoruz. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farklı kurumlar tarafından toplanan verilerin tek bir veri tabanına aktarılması ve tüm bu verilerin iş kazası ve meslek hastalıklarını önleme odaklı işlenmesine yönelik bir sistem geliştiriyoruz.

Geleceğin İSG profesyonellerini yetiştiren üniversitelerimiz ile iş sağlığı ve güvenliğindeki bilimsel gelişmeleri ele alıp öğrencilerimizin günün gelişmelerinden geri kalmayacak şekilde eğitilmesini hedefliyoruz.

"Ağaç yaşken eğilir" düsturunu kılavuz edinerek çıktığımız yolda, İSG farkındalığını artıracak etkinlikler düzenlemek suretiyle Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarımızda eğitim alan çocuklarımızın, gelecekte çalışma hayatına daha bilinçli giriş yapmalarına zemin hazırlayacağız.

İSG farkındalığını artırarak, olumlu yönde davranış değişikliğine yol açacak; İSG alanında rehberlik ve bilgilendirme amaçlı internet sitesi, rehber, broşür, afiş, vb. materyaller hazırlamaya devam edeceğiz. Böylelikle İSG'nin daha görünür kılınmasını da sağlamış olacağız.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

Sosyal Güvenlik Kurumumuzun temel amacı; sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir. Sağlık hizmetleri açısından ise; 2002 yılından itibaren farklı kanunlar kapsamında farklı norm ve standartlarla sunulan hizmetler sosyal güvenlik reformu ile tek çatı altında birleştirilmiş ve 2006 yılında mevzuatta yerini alan genel sağlık sigortası 2012 yılında zorunlu olarak uygulanmaya başlanarak herkesi kapsamı altına almıştır. Sosyal güvenlik şemsiyesi altındaki nüfus oranı 2012 yılında yüzde 70 iken, 2023 yılında neredeyse nüfusumuzun tamamına ulaşmış durumdadır.

Sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmak için kayıt dışıyla mücadele önemli çalışma alanlarımızdan biridir. Kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda cezanın yerini teşvikin, denetimin yerini rehberliğin aldığı bir anlayış benimsiyoruz. Bununla birlikte kayıt dışı istihdamla mücadelede sadece SGK'nın yaptığı çalışmalarla başarılı olunamayacağı; bu sorununun ortadan kaldırılması için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile toplumun ilgili kesimlerinin de katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz ve tüm taraflarla iş birliği içinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Kurumumuz 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla toplamda on altı farklı sigorta primi teşvikine ilişkin iş ve işlemleri yürütmektedir. Son üç yılda (2021-2024 Ocak) aylık ortalama 2 Milyon iş yeri ve aylık ortalama 13 Milyon sigortalımıza toplam 410 Milyar TL teşvik/destek verilmiştir. Gençlere, kadınlara ve girişimcileri yönelik prim teşvikleriyle kayıtlı istihdamı destekliyoruz.

Dijital dönüşüm kapsamında, sigortalılarımıza ve emeklilerimize sunulan neredeyse tüm hizmetler e-Devlet platformuna taşınarak hizmetlere erişimde büyük kolaylıklar sağlanmıştır. 2024 yılı itibarıyla e-Devlet üzerinden 171 uygulama ile hizmet verilmektedir. Toplam tıklanma sayısı açısından e-Devlet uygulamaları içerisinde tüm kamu kurumları ile mukayese yapıldığında Kurum uygulamalarının en çok aranan uygulama olduğu görülmektedir.

Sosyal Güvenlik Sistemimiz bütünleşik bir sistem olup temel giderleri emekli aylık giderleri ve sağlık harcamalarından oluşurken, gelirleri ise çalışanların ödediği primlerden oluşmaktadır. 2002 yılında gelirlerin gideri karşılama oranı yüzde 71,5 iken 2023 yılında bu oran yüzde 98,2 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında prim gelirlerin emekli aylık giderlerini ve sağlık harcamalarını karşılama oranı yüzde 60,9 iken 2023 yılında bu oran yüzde 76,4 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında Açık/GSYH oranı yüzde 2,20 iken 2023 yılında bu oranın yüzde 0,15 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz, gelişmiş ülkelere göre her ne kadar şu anda genç nüfusa sahip olsa da gelecekte yaşlanma riski ile karşı karşıyadır. Yaşlanma ile beraber EYT uygulamasının etkisiyle sağlık ve emeklilik ödemelerinin ilerleyen yıllarda daha da artacağı düşünülmektedir.

Sonuç olarak nimet-külfet dengesi gözetilerek çalışanlar ile emeklilerin yaşam standartları korunup yeterli sağlık hizmetleri almaları sağlanırken aynı zamanda sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi oluşturma adına önemli adımlar atıyoruz. SGK sürekli iyileşen teknolojik altyapısı ve elektronik ortamda sunulan hizmetler ile vatandaşımıza kolay ve etkin hizmet vermeye devam etmektedir. Etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sisteminin devamını sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdüren Sosyal Güvenlik Kurumumuz, finansal açıdan istikrarı sağlamış olarak önümüzdeki yıllarda da kaliteli ve vatandaş odaklı hizmet anlayışından taviz vermeden güçlü ve saygın bir Kurum olarak sağlık, emeklilik, sigortacılık hizmetlerini en iyi şekilde sunarak yoluna devam edecektir.

ÇALIŞMA HAYATININ DİNAMİKLİĞİ

Günümüzde çalışma hayatı, hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıya. Dijitalleşme, yapay zeka, otomasyon gibi faktörler; çalışma hayatındaki rolleri ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibariyle gerçek bir dönüşümün içindeyiz.

Bu dönüşümün, çalışanları nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ve hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak, geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik öneme sahiptir.

Yaşadığımız dönüşümün merkezinde her zaman insan ve emek olmalıdır. İnsan onurunu koruyarak, adil çalışma koşullarını sağlayarak ve çalışan haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeliyiz.

Sendikal örgütlenme, bu noktada vazgeçilmez bir role sahiptir. Sendikalar, çalışanların haklarını savunmak, onları temsil etmek ve güçlendirmek için kritik bir görev üstlenirler.

İSTİHDAM POLİTİKALARI

Bilindiği üzere tüm dünyada kamu istihdam kurumları, klasik olarak yerine getirdiği iş ve işçi bulma görevlerinden sıyrılmış ve günümüzde işgücü piyasasını yönlendiren aktif kurumlar haline gelmiştir. İŞKUR, bireylere beceri ve meslek kazandırmak, işsiz kalanlara geçici destek sağlamak ve düzenli olarak işgücü piyasasının analizini gerçekleştirmek gibi temel görevleri yerine getirmektedir. İŞKUR, geldiğimiz noktada 1 milyon 200 binden fazla kişinin işe yerleşmesine aracılık eden bir Kurum haline gelmiştir.

Ülkemizde işgücü piyasalarında yaşadığımız önemli sorunlardan biri de işverenlerin istediği nitelikte işçi bulamaması, çalışmak niyetinde olanların da iş bulamamasıdır. Bakanlık olarak geçmişten bugüne odaklandığımız temel hedeflerden biri işverenin işçi bulamama, işçinin de iş bulamama sorununu ortadan kaldıracak çözümleri daha da artırmaktır.

Bakanlık olarak Türkiye Yüzyılı'nda da istihdam politikalarında temel misyonumuz; işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda işgücü arz ve talebinin en doğru şekilde eşleşmesini sağlayabilecek politikaları geliştirmek ve uygulamak, işsizlikle etkin bir biçimde mücadele etmek adına teknolojik gelişmelerle uyumlu, insan merkezli ve kapsayıcı stratejiler oluşturarak yenilikçi aktif ve pasif işgücü hizmetlerini en etkili ve yenilikçi bir şekilde sunmaktır.

Önümüzdeki dönemde ikiz dönüşüm dediğimiz yeşil dönüşüme ve dijital dönüşüme hazırlık kapsamında da önemli çalışmalar yapıyoruz. İkiz dönüşümde adil geçişin bir aşaması olarak işgücü piyasasında özel politika gerektiren gruplara yönelik politikalar geliştiriyoruz. Son dönemde uygulamaya koyduğumuz İş Pozitif Programının başarısı bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. İş Pozitif Programımız kapsamında 3 ay gibi kısa bir sürede yaklaşık 170 bin kadın vatandaşımızı işle buluşturduk. Bununla birlikte ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerimize yönelik projemizle de bu grupta yer alan gençlerimizi çalışma hayatına girişte ve devamında destekliyoruz. Ayrıca engellilere yönelik hibe desteklerimiz var. Özel politika gerektiren gruplarda yer alan vatandaşlarımızı çalışma hayatına kazandırmak için cesur adımlar atmaya devam edeceğiz.

........

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Yüzyılı'nı, yıllarca ülkeyi kutuplaştıran, birlik, beraberlik, kardeşlik ürünü olan muhabbet iklimine zarar veren bütün ayrışmaların bir tarafa bırakılması olarak tanımlamıştı. Türkiye yüzyılını; hakiki icraatları samimi kabullerle buluşturmanın, insani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçirmenin, hakkı teslim etmeyi bağnazlığa yeğ tutmanın, gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin, böylece hep birlikte daha büyük hedeflere yönelmenin yeni bir başlangıcı olarak ifade etmişti.

Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, insan ve emek odaklı politikalarımızla, insanı yaşat ki devlet yaşasın temel anlayışıyla, adil paylaşımı ön planda tutarak, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz.