CHP 6 okun gölgesinde

0
2.09.2012

CHP’nin tek parti ideolojisi ve 6 ok zihniyetiyle ifadesini bulan kökleri üzerinden demokrasi inşa edilemez. Halkın derin bir basiretle gördüğü ama CHP’li siyasi elitlerin görmediği bu gerçeklik, CHP’yi daha uzunca bir süre iktidardan uzak tutacağa benziyor.


CHP 6 okun gölgesinde

MEHMET METİNER / Siyasetçi

HP’nin, “Demokrasi ve Değişim” adını verdiği 34. Kurultay’ı bitti. Kılıçdaroğlu’nun tek aday olarak girip Genel Başkan seçildiği Kurultay’a beklendiği üzere Parti Meclisi (PM) seçimi dolayısıyla karşımıza çıkan parti içi muhalefet görüntüsü damgasını vurdu. Daha açık bir ifadeyle belirtmek gerekirse, dizayn edilen CHP olmadı, PM oldu. Yani yeni bir CHP çıkartılamadı, yeni CHP’nin siyasi yol haritası belirlenmedi, yeniden CHP denilerek vitrin değişikliği yeterli görüldü. Kılıçdaroğlu’nun eski-yeni karışımı yol arkadaşlarının belirlendiği Kurultay’da “Yeni CHP” iddiası da tarih oldu.

CHP’ye Kılıçdaroğlu ile birlikte yüz nakli yapıldığında kimi çevreler “Yeni CHP” adına umutlanmıştı. CHP’nin Kılıçdaroğlu’yla beraber devletin değil halkın partisi olacağına inanmışlardı. Kılıçdaroğlu bu inancı boşa çıkardı. Bu Kurultay’da bir kez daha görüldü ki CHP’nin 6 ok zihniyetinden kopmak gibi bir amacı zinhar yok. Demokrasiyle zerre miskal alakası olmayan 6 ok zihniyetiyle nasıl demokrasi ve değişim vaatleri hayata geçirilecek anlamak mümkün değil doğrusu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dikkatlice dinledim. Demokrasi ve değişim adına ne söyleyecek, CHP’nin yeni siyasi yol haritasını nasıl şekillendirecek diye merakla kulak kesildim. Ben demokrasi ve değişim adına yeni bir şey bulamadım. Buldum diyen varsa söylesin de bilelim.

Kılıçdaroğlu’nun demokrasi anlayışı nedir? CHP nasıl bir demokrasi istiyor? Demokrasi hür ve eşit vatandaşları olan bir rejimin adıdır. Eğer bir ülkede vatandaşların tümü temel hak ve özgürlüklerde eşit değilse orada tanımına uygun bir demokrasiden söz etmek olanaksızdır. Sözgelimi, başı örtülü bir vatandaşımız eğer başı açık bir vatandaşımızın yararlandığı haklardan ve hürriyetlerden yararlanamıyorsa ortada demokrasi adına ciddi bir sorun var demektir. Şayet birileri laiklik ilkesinin arkasına sığınarak başı örtülü vatandaşlarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsiline ve kamusal alanlarda görünürlük arz etmesine karşı çıkıyorsa o birilerinin demokrasi anlayışı “taraflı özgürlük” savunusu dolayısıyla ayıplı ve özürlüdür. Şimdi soruyorum: CHP eksiksiz bir demokrasiden yana mıdır değil midir? Yana ise niçin çıkıp bu eşit vatandaşlık anlayışını gayet net ve somut bir biçimde savunmuyor?

‘Sandık demokrasisi’yle barışmak

Görünen o ki, CHP’nin eşitlik söylemi sözdedir özde değil. CHP hâlâ bir kısım vatandaşların bir kısım vatandaşlardan imtiyazlı olduğu bir rejimden yanadır. Türkiye’nin kadim sorunlarına çözüm bahsinde CHP’nin tam olarak ne dediği hâlâ bilinmiyor. Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda en iddialı olduğu konulardan biri olan Kürt meselesi konusunda nasıl bir çözüm modeli önerdiği de hâlâ bir muamma. Dahası ve en önemlisi dağdaki PKK’lıların silahsızlandırılması konusunda Kılıçdaroğlu CHP’sinin ne tür önerilere sahip olduğu da kamuoyunun bildiği bir şey değil. Adı “Demokrasi ve Değişim” olan Kurultay’da Kılıçdaroğlu’ndan beklenen CHP’yi nereye oturttuğunu ve CHP üzerinden Türkiye’yi nereye taşıyacağını ortaya koymasıydı. Ama hiçbirini yapmadı. Sadece içi boş sloganların arkasına sığındı. Devrimci-sol soslu bir romantizm havası estirdi. CHP üç harfli bir parti. Aslında ortasındaki harfi olmayan bir devlet partisinden ibaret. Baas tipi bir Cumhuriyetçi Parti demek en doğrusu. Halkı olmadığı için bir türlü iktidar olamıyor. İktidarı halka rağmen elde tuttuğu o meşum ve zalim tek parti dönemini dışarıda tutacak olursak, sandık demokrasisine geçtiğimiz yıllardan itibaren iktidar yüzü görememiş bir partidir. Göreceğe de hiç benzemiyor. Çünkü Türkiye’nin bu Baasçı partisinin halkı yok. Halksız Cumhuriyet’in halka rağmen partisi olan CHP’nin halkın belirleyici olduğu Demokratik Cumhuriyet’in partisi olamaması ideolojik genleriyle alakalı. CHP’nin ideolojik genleri değişmediği sürece demokrasi adına varılacak bir menzil yoktur. CHP’yi organ veya yüz nakliyle demokrat ve değişimci diye göstermek bir aldatmacadan ibarettir.

Hem İnkılapçılık hem Cemevi...

6 ok zihniyetini ideolojik bir dogma gibi sahiplenen bir CHP, demokrasi ve değişim iddiasını nasıl hayata geçirebilir? Baas tipi bir “Cumhuriyetçilik”, devlet marifetiyle homojen-tek tip bir yeni halk yaratmayı amaçlayan “Halkçılık”, Kürtlerin bir halk olarak varlığını inkar ettiği için bu ülkenin başına “Kürt sorunu” diye bir belayı saran “Milliyetçilik”, dinin sadece devlet hayatından değil memleket ve toplum hayatından da sökülüp atılmasını öngören otoriter-jakoben “Laiklik”, miadını çoktan doldurmuş anakronik “Devletçilik” yukarıdan aşağıya zecri yöntemlerle bireylerin ve toplumun hayatına müdahale etmeyi öngören zaptu raptçı ve yasakçı “İnkılapçılık” oklarıyla CHP Allah aşkına hangi demokrasiyi inşa edebilir? CHP’nin “İnkılapçılık” oku varken cemevlerini savunması da bahsi diğer bir ilginçlik ve çelişki. Hem tekke ve zaviyeleri kapatan inkılap kanuna sonuna kadar sahip çıkmak, hem de cemevlerinin Meclis’te dahi açılmasını talep etmek sizce ilkesel bir tutarlılık mıdır? (Cemevlerinin de, tekke, zaviye ve dergahların da açık faaliyet icra etmeleri benim açımdan demokrasinin bir gereğidir. O yüzden ilgili inkılap kanunun değişmesi gerektiğine inananlardanım. Umarım CHP’liler beni böyle düşündüğüm için Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk düşmanı olarak ilan etmezler!) CHP’nin tek parti döneminde 6 ok böyle anlaşıldı ve uygulandı. Bugünkü CHP yetkilileri geçmişin 6 ok zihniyetini demokrasi adına nasıl bir değişime uğrattıklarını çıksın açıklasınlar da bilelim. Eğer anlattıkları şey demokrasiyle uyumlu yeni tanımlarsa, yani o eski tanımların dışında yeni tanımlarsa o zaman 6 ok zihniyetinde ısrarcı olmak niye? Hem geleneksel köklerine sımsıkı bağlı olduğunuzu söyleyeceksiniz, hem de demokrat ve değişimci olduğunuzu iddia edeceksiniz, olur mu öyle şey!

CHP hâlâ kendisini devletin sahibi olarak görüyor. “Devleti kuran parti” olarak kendini tanımlamaya devam etmesi ve Mustafa Kemal’in 6 ok rozetiyle çekilmiş fotoğraflarına sırtını yaslıyor olması CHP’nin kendi kökleri üzerinden değişmeye hazır olduğu imajını oluşturmaya dönük.

CHP’nin tek parti ideolojisi ve 6 ok zihniyetiyle ifadesini bulan kökleri üzerinden demokrasi inşa edilemez. Halkın derin bir basiretle gördüğü ama CHP’li siyasi elitlerin görmediği bu gerçeklik, CHP’yi daha uzunca bir süre iktidardan uzak tutacağa benziyor.

Kim ne derse desin asıl gerçek şu: CHP Türkiye’nin Baas Partisidir ve kaybetmeye mahkumdur.

[email protected]