Çift yönlü bakışla piyasa

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
19.03.2022

İktisat ile sosyolojinin kendileri kalarak var olabilecekleri pratik bir soruşturma alanı açabilmek gerekir. Prof. Dr. Köksal Alver'in baş editörlüğünde yılda iki kez yayınlanan sosyoloji dergisi Sosyoloji Divanı'nın 18. sayısının dosya konusunu teşkil eden ‘piyasa' olgusu bu bakış açısına dayanarak işlemselleştirilmeye çalışılıyor.


Çift yönlü bakışla piyasa

En kısa deyişle "sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlara bir karşılık bulma çabası" olarak nitelendirilen iktisat biliminin üretim, dağıtım, tüketim, ticaret, değişim, bölüşüm vb. faaliyetlerini irdelediğini söyleyebiliriz. İktisat bilimi içinde sık sık kalkınma, arz-talep eğrisi, fiyat oluşumu, iş gücü piyasaları, iktisadi organizasyonlar, işletme verimliliği, kârlılık vb. konuların da çeşitli incelemelere konu edildiği ve böylelikle bir toplumun bütün iktisadi ilişkilerinin çözümlendiği zannedilir. Bu bakış açısı büyük ölçüde problemli ve eksik kalır halbuki. Çünkü duygu ve refleksleriyle, karar alma mekanizmaları ve davranışları, ait olduğu aile, meslek grubu, ideolojik görüşü, sosyal sınıfı ve kültürel varoluşuyla insanı hesap dışı addeden ya da en azından bütün bu faaliyetlerde onu etkisiz bulan bir bakış açısıdır bu.

Oysa tüm iktisadi olaylar ve fenomenlerin tamamen toplumsal alanda, bu alana gömülü bir sosyal iletişim ağı içinde vuku bulduğuna dikkat etmek gerekir. İktisat biliminin kendine özgü bulgularının, sosyolojik bir perspektiften uzak düştükçe eksik kalacağı, bakış açılarını güdükleştireceği açıktır. Sadece ekonomik teorilerle, ekonometrik modellemeler ve sayısal yaklaşımlarla herhangi bir topluluğun iktisadi yapısını, refahını, üretim ve tüketim ilişkilerini, pazar döngüsünü, temel iktisadi parite ve parametrelerini veya parasının değerini anlamaya çalışmak bu açıdan epey müşkül çıkaracaktır ilgililerine. Bu tür konularda daha sağlıklı tespit ve çıkarımlar yapabilmek için iktisat ile sosyolojinin kendileri kalarak var olabilecekleri pratik bir soruşturma alanı açabilmek gerekir.

Prof. Dr. Köksal Alver'in baş editörlüğünde yılda iki kez yayınlanan sosyoloji dergisi Sosyoloji Divanı'nın 18. sayısının dosya konusunu teşkil eden 'piyasa' olgusu bu bakış açısına dayanarak işlemselleştirilmeye çalışılıyor.

Bu olguyu ekonomi ve sosyolojinin perspektifleri aracılığıyla çok boyutlu bir tarzda okuma amacını taşıyan makalelerin yer aldığı dergide bir toplumun iktisadi alanını en canlı hali ve detaylıca görebilmek, en basit düzeyden en karmaşık düzeye derinlik kazanabilmek ve oldukça somut ya da anlaşılması epey güç müteal boyutların işe karıştığı bir alan olarak kavramak bakımından epey elverişli bir kavram ve olgu olan piyasa, önemli bir sosyo-ekonomik enstrüman olarak kullanılıyor.

Örgütlü emek

Arzu edilen mal ya da hizmeti bedelini ödeyerek satın almak isteyen alıcı ile sözkonusu mal ya da hizmeti satanın buluştuğu; örgütlülük esasına dayalı, belirgin kuralları olan, değer ve ritüelleriyle kendine has özellikler taşınan; aktör ve şartlarıyla hepimize aşina; değişen ve dönüşen kırılganlığıyla hassas; ölçekleri itibariyle sınırsız; muhit, mekan ve mekanizmalarıyla yerleşik; zamanı aşan boyutlarıyla sürekli güncel kalabilen bir olgu olarak piyasayı ele alan makalelerde piyasa kültürü ve iş ahlakı ilişkisinden sosyal devlet ve emeğin örgütlenmesine, semavi dinlerin ekonomik yüzlerinden Konya Bedesteni, çarşıları ve pazarlarının tarihi süreçteki yerine, bankacı ve kargocu gibi piyasa tiplerinden piyasa döngüsünün modern çarkı addedilebilecek kredilere, futbol piyasasından sağlıklı yaşam ve fitness pazarındaki marka iletişimine kadar birçok konu bağımsız makalelerde çeşitli araştırmacılar tarafından ele alınıyor. Dergide ayrıca Kenar Kayıt, Hayat Sahnesi ve Kitaplık bölümlerinde de çeşitli yazılar bulunuyor.

Piyasa Sosyoloji Divanı sayı 18, 2021

Psikanalizden sosyolojiye rüyaların yorumu

Psikolojiden psikanalize nörolojik bilimlerden sosyoloji, dilbilim, antropoloji, tarih e kadar çok farklı bilim dallarından gelen, rüya üzerine gerçekleştirilmiş geçmiş ve güncel çalışmalar hakkında edindiği bilgileri yeni ve bütünleştirici bir teorik yaklaşımda geliştirmeye çalışan Bernard Lahire, Freud'un önerdiği sentetik yorumlama modelinden yola çıkarak ve yine Freud'a ait Rüyaların Yorumu kitabının temsil ettiği bilme arzusu dolayısıyla yazılmış makalelerden de faydalanarak bu yorumlama yönteminin zayıflıklarını, eksikliklerini ve hatalarını düzeltmeye çalışıyor. Psikanalizin rüyaların yorumunda taşıdığı anlamın değerini de görmeye böylelikle imkân tanıyor. Kitap her ne kadar başlığında 'sosyolojik' sıfatını taşısa da yazarın psikanalitik bir yol izlediği vurgulanmalı.

Rüyaların Sosyolojik Yorumu, Bernard Lahire, çev. Zuhal Karagöz, Pinhan, 2022

Osmanlı kaynaklarından nasıl yararlanmalı?

Osmanlı tarihinin yazımında kaleme aldığı eserlerle haklı bir şöhrete kavuşan büyük tarihçi merhum Halil İnalcık hemen her çalışmasında tarih yazıcılığının önemi üzerinde durur. Osmanlı kaynaklarının bilimsel yöntemlerle tespitinde ve kullanılmasında metin tenkidi yöntemleriyle çalışılmasının ve yöntemlerin üniversitelerde ayrı bir öğretim birimi olarak yerleşmesinin gerektiğini vurgulayan İnalcık, Osmanistik Bilimi'ne Katkılar'da arşivleri, belge araştırmaları ve yayınlanması metotları üzerinde duran çalışmaları değerlendiriyor. Kitabın ikinci bölümünde şair Ahmedi'nin yaşamı ve tarih alanındaki eserlerini ele alan İnalcık, Ahmedi'nin Gazavatname ve Ahval-i Sultan Mehemmed vakayinamelerinin tıpkıbasımlarını paylaşıyor.

Osmanistik Bilimi'ne Katkılar, Halil İnalcık, haz. Tayfun Ulaş, İş Bankası, 2021

@uzakkoku