Çinli özel güvenlik şirketleri Avrupa'yı neden rahatsız ediyor?

Dr. Mustafa Tüter/ Yazar
21.08.2023

Çin'in globalleşen güvenlik vizyonunu sadece Çinli özel güvenlik şirketlerinin yaygınlaşmasına indirgemek mümkün değil. Ancak giderek gelişmekte olan bu eğilim, Çin'in globalleşen çıkarlarını koruma konusundaki kaygılarını somut bir şekilde göstermesi açısından önemli. Kuşak ve Yol'un uygulandığı görece daha istikrarsız bölgelerde var olan güvenlik sorunlarının çözümü için Çin'in bundan böyle bu yapılanmaları daha aktif bir şekilde kullanmaya niyetli olduğu anlaşılıyor.


Çinli özel güvenlik şirketleri Avrupa'yı neden rahatsız ediyor?

Son yıllarda Orta Asya, Afrika ve Latin Amerika'da Çinli özel güvenlik şirketlerinin görünürlüğünün giderek artması, Çin'in etkin bir global güvenlik aktörü olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in geçtiğimiz yıl düzenlenen 20. Parti Kongresi'nde özel olarak "deniz aşırı güvenlik" konusunu tartışmaya açarak Çin'in yurt dışındaki varlık ve kazanımlarının korunmasını önceleyen bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunun altını çizdiği gelen bilgiler arasında. Çin devlet medyasının 2016 yılında yayınladığı rapora göre 20 ile 40 arasında büyük Çinli özel güvenlik şirketi yaklaşık 40 ülkede faaliyet gösteriyor. Çinli ÖGŞ'nin sayıları giderek artarken örgütlenme yapılarının önemli bir dönüşüm geçirmeye başladığı tartışılıyor. Önceleri Batılı güvenlik şirketleriyle yakın ortaklık ve işbirliği içinde hareket eden bu şirketler son yıllarda bağımsız bir yapılanma eğilimi içine girdi. En dikkat çekici örnek, ABD'li askeri güvenlik şirketi Blackwater ile Hong Kong'da kurulan "Frontier Services" Grubu arasındaki ticari ve operasyonel ilişkinin sonlandırılması oldu. Diğer pek çok alanda olduğu gibi özel güvenlik sektöründe de Çin'in dışarıya olan bağımlılığını azaltma yaklaşımının ağırlık kazandığı görülüyor.

ÖGŞ'nin kuruluş amaçları ve faaliyetleri genel olarak dünyadaki diğer örneklerle ortak motivasyonları yansıtıyor. Ticari şirketlerin çıkarlarını korumak için güvenlik hizmetleri sağlamak veya devletlerin bulundukları ülkelerdeki çeşitli amaçlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olmak. Çin örneğinde ise bazı farklı özelliklerin bulunduğu iddiaları özellikle Batı medyası tarafından öne sürülüyor. Bir yandan Çinli ÖGŞ'nin Çin devletiyle yakın ilişki içinde olduğu iddiası tartışılırken, diğer yandan operasyonel etkinlik anlamında yeni güvenlik kabiliyetleri edinme eğilimi sorgulanıyor.

Çin ise Çinli şirketlerin globalleşen çıkarlarını korumak amacıyla farklı ülkelerde ÖGŞ'ne ihtiyaç duyulduğunu savunuyor. Daha fazla eleştirinin gelmesini önlemek için aynı zamanda çeşitli çatışma bölgelerinde Kuşak ve Yol projelerinde çalışan Çin vatandaşlarının korunması gerekliliğinin altını çizerek "insani koruma" yükümlülüğüne vurgu yapıyor. Fakat, ABD'nin bakış açısına göre; Çin, ÖGŞ'ni ABD'nin dünya genelindeki etkinliğini azaltmanın yeni bir aracı olarak kullanma eğiliminde. Özel güvenlik şirketleri, özel askeri şirketlerden farklı olarak askeri operasyon yürütme görevini üstlenme yetkisine sahip olmamasına rağmen, ABD'li analizciler Pekin'in yapay zeka ve gözetim teknolojilerinin yaygınlaştırılması yoluyla "gizil güç"ün yeni bir formunu oluşturma gayreti içinde olduğunu ileri sürüyor.

ORTA ASYA'DA HEM FIRSATLAR HEM DE SORUNLAR VAR

Çin'in enerji güvenliği açısından özellikle Orta Asya'da görece daha fazla potansiyel risk ve sorunlar bulunduğu bir gerçek.

Afganistan'a olan yakınlığı ve dinamik güvenlik ortamı nedeniyle Orta Asya, Çin'in ekonomik varlıklarına yönelik gelebilecek herhangi bir saldırı açısından ciddiye alınması gereken bir bölge. Çinli enerji şirketlerine yönelik ortaya çıkabilecek potansiyel "ekonomik terör" faaliyetleri dikkate alınması gereken güvenlik risklerinden. Bu güvenlik risklerinin önlenmesi amacıyla 2017 yılında Çin Kamu İşleri Bakanlığı ÖGŞ'nin katılımıyla özellikle Kuşak ve Yol güzergahında yer alan petrol ve gaz boru hatlarının korunmasını içeren sınır ötesi güvenlik odaklı Lianyungang Forumu'nu düzenledi.

Geçtiğimiz on yıllar içinde Çin, yeni bölgelerarası enerji altyapısı ve bağlantısallığını geliştirmek amacıyla Orta Asya'yla ilişkilerini yoğunlaştıran çok önemli global inisiyatifler yürüttü. Deniz yollarına bağımlı enerji güvenliğinde var olan risklere karşın Kuşak ve Yol çerçevesinde Orta Asya güvenilir alternatif kara ulaşım rotası olarak belirlendi. Ne var ki; Çin'in Orta Asya'ya odaklanarak deniz güvenliğine bağlı kırılganlığını azaltma çabaları enerji güvenliği bağlamında nihai bir çözüm olmayabilir. Bölgenin potansiyel istikrarsızlığı ilave önleyici tedbirler alınmasını gerektiriyor.

Kuşak ve Yol dünyanın görece daha istikrarsız bölgelerine doğru genişledikçe sınır ötesi terörist saldırılar Çinli global şirketler açısından ciddi bir sorun oluşturmaya başladı. Örneğin; 2017 yılında Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te gerçekleşen bombalama olayı sonrası Çinli şirketler arasında risklerin azaltılması için alınacak tedbirlerin güçlendirilmesi gerekliliği daha güçlü bir şekilde hissedildi. Sonrasında "Çin Demiryolları Grubu", Çinli ÖGŞ Zhongjun Junhong ile bir anlaşma yaparak Kırgızistan-Özbekistan demiryolu inşası projesinin güvenliğini artırma kararı aldı. Konuyu daha yakından takip edenlere göre; Çin'in Orta Asya'daki enerji yatırımları ve inşası devam eden Çin-Orta Asya gaz boru hattının D hattı benzer saldırılara karşı kırılgan durumda. Bu yüzden Çin'in bölgedeki yatırımları genişledikçe Çinli ÖGŞ'nin, özellikle "Frontier Services Group", önümüzdeki yıllarda Orta Asya'da daha aktif rol oynayacağı yönünde beklentiler gündeme getiriliyor.

AVRUPA NEDEN RAHATSIZ?

Avrupa akademi ve medya dünyası özellikle Afrika ve Orta Asya'da Çinli ÖGŞ'nin yaygınlaşmasından açık bir şekilde rahatsızlık duyulduğunu ifade ediyor.

ÖGŞ yeni ortaya çıkmış bir fenomen olmamasına rağmen, ABD ve Rusya ülke dışı çıkarlarını korumak amacıyla bu yolu özel askeri şirketleri içerecek şekilde çok daha yaygın bir şekilde kullanıyor, özellikle Avrupa medyası çok iyi bilinen hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması gibi hususlarda moral kaygılarını yansıtan bir duruş sergilemeyi tercih ediyor. Fakat, moral diplomasiyi bir kenara bırakacak olursak, Çinli ÖGŞ'ne yönelik getirilen eleştirilerin arkasında yatan gerçek motivasyonlara bakıldığında doğrudan Çin'in artan etkinliğinin dengelenmesine dönük çıkar temelli bir yaklaşımın baskın olduğu anlaşılıyor. Çinli ÖGŞ'nin Avrupa'ya yakın stratejik önemde bölgelere doğru yaygınlaşması siyasi endişelerin yükseltilmesine neden oluyor.

Bununla beraber Avrupa perspektifinden bakıldığında yöneltilen eleştirilerin kaynağının esasında iş çıkarlarına odaklı bir yaklaşımı temsil ettiği görülüyor. Yaklaşık 100 milyar ile 250 milyar dolar arasında değişen bir değere sahip global özel güvenlik sektöründe Çinli ÖGŞ'nin piyasa payları giderek artıyor. Çinli ÖGŞ, Batılı ortaklarından ayrılma eğilimi taşıdığından Avrupa merkezli güvenlik şirketleri için potansiyel iş fırsatları giderek azalıyor. Çinli ÖGŞ, ev sahibi ülkelerde sağladıkları hizmetlerin karşılığında görece daha avantajlı fiyatlar teklif ettiklerinden global piyasa daha rekabetçi bir hal almaya başlıyor. Özellikle Çinli ÖGŞ'nin Pakistan ve Rusya gibi ülkelerde yerel güvenlik şirketleriyle kurdukları ortaklıklarda daha başarılı oldukları söyleniyor. Artan bu iş fırsatlarıyla beraber Çinli ÖGŞ'nin dünya genelindeki imajının daha çekici hale gelmeye başladığı düşünülüyor. Böylece Batılı ÖGŞ'nin Avrasya'dan çekilmesiyle beraber piyasada oluşan boşluğun Çinli ÖGŞ tarafından doldurulacağı beklentisi hakim olmaya başlıyor.

Çinli ÖGŞ'nin dünya çapında yaygınlaşmasıyla beraber önümüzdeki yıllarda global özel güvenlik piyasasında rekabetin hızlanacağı öngörülebilir. Bu rekabetin nasıl şekilleneceği var olan risklere karşın global Çinli şirketlerin yatırımlarının sürdürülmesine bağlı. Güvenlik risklerinden kaçınma amacı taşıyan global şirketlerin belirli bölgeler ve ülkelerde yaptıkları yatırımlar Çinli ÖGŞ tarafından takip ediliyor. Orta Asya özel olarak değerlendirildiğinde Çinli devlet ve özel şirketlerin artan yatırımlarıyla paralel bir şekilde Çinli ÖGŞ bölgede daha aktif rol oynayacak gibi görünüyor. Diğer yandan Rus Wagner Grubu'nun Ukrayna Savaşı ve Afrika'daki artan meşguliyetleri ve ABD'nin Afganistan'dan geri çekilişi gibi faktörlerin Çinli ÖGŞ'ne Orta Asya'da yeni bir fırsat penceresi açacağını düşünmek yanıltıcı olmaz.

Çin'in globalleşen güvenlik vizyonunu sadece Çinli ÖGŞ'nin yaygınlaşmasına indirgemek mümkün değil. Ancak giderek gelişmekte olan bu eğilim, Çin'in globalleşen çıkarlarını koruma konusundaki kaygılarını somut bir şekilde göstermesi açısından önemli. Kuşak ve Yol'un uygulandığı görece daha istikrarsız bölgelerde var olan güvenlik sorunlarının çözümü için Çin'in bundan böyle ÖGŞ'ni daha aktif bir şekilde kullanmaya niyetli olduğu anlaşılıyor. Aynı zamanda global düzeyde geliştirilmek istenen "sorumlu büyük güç" imajını güçlendirmek için Pekin'in BM'nin barışı koruma operasyonlarında bu enstrümanı kullanmaya eğilimli olduğu değerlendiriliyor. Fakat Çin'in daha fazla askeri bir tutum geliştirme konusunda benimsediği stratejik isteksizliğin ve risk azaltmayla sınırlı genel yaklaşımının en azından yakın bir gelecekte değişmeyeceğini de belirtmek gerekir.

[email protected]