Cizye ve Osmanlı toplumuna etkileri

Murat Güzel
17.01.2024

Konya şeriyye sicillerinden derlediği malumattan yararlanarak 18. yüzyıldaki cizye uygulamalarında nelerin yer aldığını maddeleyen M. Sami Baybal, derlediği bilgilerin Osmanlı toplum yapısında müslim-gayrimüslim ilişkileri bakımından ne ifade ettiğini de değerlendirmeye çalışıyor.


Cizye ve Osmanlı toplumuna etkileri

Türk tarihinin en uzun ömürlü devletidir Osmanlı devleti. Hakim olduğu topraklar üzerinde 600 yıl süren hükümdarlık bu devleti sadece Türk tarihinde değil dünya tarihinde de benzersiz kılıyor handiyse. Osmanlı devletinin tarihi, siyasi, iktisadi, hukuki ve toplumsal boyutları hem üzerinde hüküm sürdüğü toprakların kültürünü hem de kendi kültürel hayatımızı derinlemesine keşfetmek için büyük önem arz ediyor. Osmanlı devletinin tebası içinde çok çeşitli din ve mezheplere mensup kişileri barındırması, bu kişiler arasında çeşitli ihtilafları çözerek barış içinde bir arada yaşamalarını kolaylaştırması, bu devletin toplum ve devlet yapısının dayandığı ilkeleri de merak ettiriyor bir yerde. Bu ilkeleri belirlemek için gerekli doğru ve sağlam bilgilerin ise tarihi belgelere ve arşiv kayıtlarına dayandırılmasının elzem olduğu söylenebilir.

Osmanlı devletinde birtakım idari, siyasi ve toplumsal mesele ve müşküllerin çözümünde ilk başvurulan yargı organının şer'i mahkemeler olduğunu biliyoruz. Bu mahkemelerde görülen davaların kayıtlarını içeren şeriye sicilleri de bu açıdan belki Osmanlı tarihçiliğinin en önemli yapı malzemesi. Şeriye sicillerinin din, dil ve renk fakı gözetmeksizin toplumun bütünüyle ilgili olayları, bu olaylara ait yargı kararlarını ve idari düzenlemeleri içerdiğini belirtmek gerekir.

15. yüzyılın yarısından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yaklaşık 470 yıllık tarihimizin dini, sosyal, siyasi ve hukuki boyutlarını yakından ilgilendiren ve bu açıdan kültür tarihimizin başlıca kaynağı sayılması gereken şeriye sicilleri Osmanlı toplumu içindeki gayrimüslim unsurlara ait her tülü belgeyi de içermektedir. Bu bakımdan Osmanlı devletinde farklı dini zümrelerin ilişkilerini ya da doğrudan bu zümrelerin durumlarını araştıran herhangi bir uzmanın şeriye sicillerine başvurması kaçınılmazdır.

Toplumsal ilişkiler

Bu perspektifle 18. yüzyıl Konya şeriye sicillerini, cizye beratları ve fermanları ışığında okuyan Osmanlı devletinin Karaman eyaletindeki ve bu eyalete bağlı sancaklardaki müslim-gayrimüslim ilişkilerine dair başta iktisadi olmak üzere bazı sosyal ve ahlaki tespitler yapabilmek için kullanan Prof. Dr. M. Saim Baybal, böylelikle hem sözkonusu bölgede yaşayan gayrimüslim nüfusa ilişkin gerçeğe yakın bilgiler sunuyor hem de İslam hukukunun zimmîlere yüklediği vergi mükellefiyetiyle alakalı esasının 18. yüzyıl Osmanlı toplumunda ne kadar uygulanabildiğini ortaya çıkarıyor.

M. Saim Baybal, iki bölümden oluşan araştırmasının giriş bölümünde hem Konya şeriye sicilleriyle ilgili geniş bilgi veriyor hem de cizye beratı ve fermanının ne olduğunu aralarındaki farka da değinerek açıklıyor. Araştırmasının birinci bölümünde Osmanlı devletinde yaşayan gayrimüslimlerin genel durumunu özetle orta koyan Baybal, ayrıca onların mali yükümlülükleri arasında en önemlisini teşkil eden cizyenin kavramsal anlamını ve tarihi arka planını da açıklıyor. İkinci bölümde ise Konya şeriyye sicillerinden derlediği malumattan yararlanarak 18. yüzyıldaki cizye uygulamalarında nelerin yer aldığını maddeleyen Baybal, derlediği bilgilerin Osmanlı toplum yapısında müslim-gayrimüslim ilişkileri bakımından ifade ettiklerini de değerlendirmeye çalışıyor.

Araştırmasında Baybal'ın sözkonusu yüzyıla ait Şeriyye Sicilleri'nde tespit ettiği cizye berat ve fermanlarını hem orijinal metin halleriyle hem de latinize ederek kitabına dahil ettiğini ifade edelim.

18. Yüzyıl Cizye Uygulamalarında Gayri Müslimler

M. Sami Baybal

Konya Büyükşehir, 2023

Yüzüktaşını nakşeden eser: Nakşu'l-Fusûs

İmam Gazali sonrası klasik İslâm düşünce tarihinin müteahhirun döneminde önemli bir yer tutan İbnü'l-Arabî'nin düşünce sisteminin handiyse tamamlayıcı özeti sayılabilen bir eser olarak görülür genelde Fusûsu'l-Hıkem. Bir yerde Fusûsu'l-Hıkem'i okumak, İbnü'l-Arabî'nin kendisine kadar gelen ve kendisinden sonraki tasavvuf düşüncesi üzerindeki etkisinin neye benzediğini anlamak için de gereklidir. İbn Arabi'nin Fusûsu'l-Hıkem'i ayrıca Nakşu'l-Fusûs özetlediğini belirtmeli. William Chittick hem bu özeti hem de Abdurrahman Cami'nin esere yaptığı şerhin bir kısmını çevirerek birleştiriyor. Kitap ile ilgili olarak Turan Koç'un yazdığı giriş yazısı da önemli.

Nakşu'l-Fusûs: İbnü'l-Arab'i'nin Kendi Fusûsu'l-Hıkem Özeti

Wiiliam Chittick

çev. Turan Koç

İz, 2023

Osmanlı devletine kavramsal yaklaşmak

Ümit Hassan, eserinde Osmanlı'nın devlet örgütlenmesinde ve meşruiyet üretiminde eski/kadim Türk yönetim zihniyetinin ve otorite figürlerinin izini sürüyor. Özellikle Töre-Yasa(k) algısının Osmanlı'daki devletlû-sultanî Kânun/Kânunnâme'ye dönüştüğünü belirten Hassan onun olgun şekli Fatih Kanunnamesi'ni irdeleyerek Osmanlı'yı anlamakta örf-şeriat zıtlığına başvurmanın çok yanıltıcı olabileceğini belirtiyor. Halil İnalcık, Cemal Kafadar, Ahmet Yaşar Ocak, Halil Berktay, Oktay Özel-Mehmet Öz'ün ve Batılı bilim insanlarının "kuruluş"a dair tezlerine de değinen Hassan, Türkiye'nin devlet zihniyetine, siyaset töresine, yönetim örfüne dair önemli şerhler düşmeyi de ihmal etmiyor.

Osmanlı: Örgüt- İnanç-Davranış'tan Hukuk-İdeoloji'ye

Ümit Hassan

İletişim, 2023