Cumhurbaşkanlığı 2020 programında çalışma hayatı hedefleri

Tarkan Zengin / Çalışma Hayatı Uzmanı
24.11.2019

2020 yılında ekonomideki toparlanma süreci ve yüksek büyüme oranları çerçevesinde istihdam artışının ivme kazanmasıyla istihdamın bir önceki yıla göre1 milyon 52 bin artacağı, işsizlik oranının ise yüzde 11,8’e gerileyeceği öngörülmektedir. Ayrıca işgücüne katılma oranının yükselişini sürdürerek 0,6 puan artışla yüzde 53,4’e ulaşması hedefleniyor.


Cumhurbaşkanlığı 2020 programında çalışma hayatı hedefleri

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan “2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”1733 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı olarak 3 Kasım 2019 tarihinde onaylanarak, 4 Kasım 2019 tarihli ve 30938 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Türkiye ve Dünya ekonomisindeki gelişmeler, ikinci bölümde ise programın makroekonomik amacı, hedefleri ve politikaları yer alıyor. Programın hedefleri ve politikalarının yer aldığı ikinci bölümde, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi Rekabetçi Üretim ve Verimlilik, Nitelikli İnsan Güçlü Toplum, Yaşanabilir Şehirler Sürdürülebilir Çevre, Hukuk Devleti Demokratikleşme ve İyi Yönetişim başlıklarında beş bölüm bulunuyor. Beş ana başlığın her birinin altında farklı başlıklarda yer alan konulara göre oluşturulmuş tabloların ilk sütununda politika ve tedbirlerin ne olacağı, ikinci sütunda bu politika ve tedbirlerden sorumlu olacak ve işbirliği yapılacak kurumların hangisi olduğu, son sütunda ise yürütülecek faaliyetlerin ve projelerin neler olacağı yer almaktadır. Programda alt hedefler hariç olmak üzere 845 ana hedef yer alıyor.

Cumhurbaşkanlığı yıllık programında Doğrudan Çalışma Hayatına İlişkin Hedefler İstihdam ve Büyüme, İnsan Kaynağı, İstihdam ve Çalışma Hayatı, İstihdam ve Kamuda İnsan Kaynakları başlıkları altında yer alıyor. Bu başlıklarda yer alan politika ve tedbirlerin gerçekleşme ve hedeflerin gerçekleşmesi için yürütülecek faaliyetlerin uygulanabilme imkanlarını değerlendirmeye çalışacağız.

İşsizlik ve istihdam meselesi

İşsizlik, uzun yıllardır ülkemizin en önemli sorunlarından biri olma özelliğini koruyor. Genç bir nüfusa sahip olmamız dolayısıyla her yıl işgücü piyasalarına ortalama 700 bin kişi giriyor. İşsizliği sabit tutmak için bile ortalama her yıl 700 bin kişiye iş bulmak zorundayız. Genç nüfusta ise işsizlik oranı genel işsizlik oranının iki katı seviyesinde. Bu nedenle son yıllarda çeşitli istihdam politikaları ve teşvikler yoluyla istihdamı artırmak hedefleniyor. Teşviklerin istihdama olumlu etkilerini gördük. Programda istihdam ve işsizlik meselesi ve bunlara ilişkin faaliyet ve programlar önemli yer tutuyor.  

Ağustos 2019 dönemi (Temmuz-Ağustos-Eylül) İşgücü İstatistikleri verilerine göre işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2,9 puanlık artış ile yüzde14,0 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,6 puanlık artış ile yüzde 27,4 olarak gerçekleşti. Programda, 2020 yılında ekonomideki toparlanma süreci ve yüksek büyüme oranları çerçevesinde istihdam artışının ivme kazanmasıyla istihdamın bir önceki yıla göre1 milyon 52 bin artacağı, işsizlik oranının ise yüzde 11,8’e gerileyeceği öngörülmektedir. Ayrıca işgücüne katılma oranının yükselişini sürdürerek 0,6 puan artışla yüzde 53,4’e ulaşması hedefleniyor.

İstihdam ve çalışma hayatı 

Cumhurbaşkanlığı yıllık programında başta dijital beceriler olmak üzere piyasanın ihtiyaç duyduğu alanlarda işgücünün niteliğinin geliştirilmesi, aktif işgücü programlarının yaygınlaştırılması ve etkinliğinin artırılması, esnek çalışma biçimlerinden daha geniş kesimlerin faydalanması, özel politika gerektiren grupların işgücü ve istihdama katılımlarının artırılması, kayıt dışı istihdamın azaltılması ile iş sağlığı ve güvenliği alanında yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliğinin yükseltilmesi hususları temel başlıklar olarak ele alınıyor ve bir dizi düzenleme öngörülüyor.

Eğitim-istihdam-üretim

Bu çerçevede dijitalleşmenin iş ve meslekler üzerindeki etkilerini ölçmeye yönelik saha araştırmaları yapılmasının hedeflenmesi önemlidir. Zira bugün var olan bazı mesleklerin gelecekte olmayacağını, bugün olmayan bazı mesleklerin gelecekte en fazla ihtiyaç duyulan meslekler olabileceğini biliyoruz. Programda yer verilen esnek çalışma biçimleri sosyal taraflar arasında önemli bir tartışma alanı. Ancak esnek çalışma biçimleri konusunda yürütülecek çalışmaların işçi ve işveren sendikaları konfederasyonları ile meslek kuruluşlarıyla birlikte yapılacağına programda yer verilmiştir. Özel politika gerektiren gruplara yönelik işe yerleştirme hizmetleri, bu grupların ve işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi ile engellilerin işgücüne katılımlarının ve istihdamlarının artırılması programın hedefleri arasında yer almaktadır.

Tüm dünyada yaşanan dijital dönüşüm işgücü piyasalarını da etkiliyor. Dijitalleşmenin getirdiği becerileri kazanan çalışanlara duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bu çerçevede programda dijital dönüşümün gerektirdiği becerilerin işgücüne kazandırılması, mesleki eğitimin ve yüksek öğretimin iş dünyası ile entegre edilmesi, nitelikli insan kaynağı için istihdam teşviklerinin basitleştirilmesine ilişkin çeşitli politika ve tedbirler öngörülüyor. Ülkemizin önemli sorunlarından biri olan “ara eleman” sorununa da mesleki ve teknik eğitime ilişkin çok sayıda faaliyet ve proje ile çözüm öneriliyor. Öncelikli sektörlerde mevcut işgücünün niteliğini artırmak, bu sektörlerde çalışabilir nitelikte insan kaynağı yetiştirilmesine öncelik vermek, mesleki ve teknik eğitimde üretime yönelik yapısal dönüşüm sağlamak programın istihdama yönelik önemli hedefleri arasında yer almaktadır. Bu çerçevede dijital becerilerin öncelikli sektörlerin ihtiyaç duyduğu seviyeye yükseltilmesi için aktif işgücü programları düzenlenmesi, eğitim-istihdam-üretim ilişkisini güçlendirmek amacıyla eğitim-sektör işbirliği protokolleri yapılması, eğitim ve öğretim desteği verilen özel mesleki ve teknik Anadolu liseleri ve meslek yüksekokullarında destek verilen alanlar güncellenerek bu okulların öncelikli sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ihtisaslaşması politika ve tedbirlerine de programda yer verilmiştir.

Ülkemizin işgücü piyasalarının temel sorunlarından biri mesleksizlik ile nitelik ve beceri uyumsuzluğudur. Sorunun çözümü ise eğitim-istihdam-üretim ilişkisini güçlendirmektir. Programda bu sorunun çözümüyle ilgili önemli tedbirler düşünülmektedir. Mesela programda Geleceğin Meslekleri Projesi kapsamında İŞKUR tarafından düzenlenen mesleki eğitim kurslarının yeniden tasarlanması, sanayinin ihtiyaç duyduğu işgücü profilinin belirlenerek, bu ihtiyaca dönük mesleki ve teknik eğitim, ortaöğretim, fen liseleri ve yükseköğretim kurumlarının öğretim programlarının güncellenmesi, mesleki ve teknik eğitimle ilgili tüm paydaşlara ait verilerin bir araya getirilerek arz- talep eşleşmesinin sağlanması, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında sektör talepleri ve ihtiyaçlar doğrultusunda öğretim programlarının güncellenmesi, fiziki ortam ve malzeme ihtiyaçlarının giderilmesi politikaları/tedbirleri de programda öngörülmüştür.

Yurtiçi tasarrufları 

Programda cari işlemler açığının azalması ve Türkiye ekonomisinin olası şoklara daha dayanıklı bir hale gelmesi için yurt içi tasarrufların artırılmasına ilişkin çeşitli tedbirler öngörülmektedir. Bu çerçevede vatandaşların tasarruflarının artırılması için borçlanarak harcama yerine harcama öncesinde tasarruf etme davranışını destekleyecek faaliyetler ve düzenlemeler öngörülmektedir. Herhangi bir tüketim için önceden tasarruf etme borçlanmayı azaltacak ve tasarrufları artıracaktır. Çeyiz hesabı, konut hesabı gibi halen uygulanmakta olan tasarruf sağlayan programların artırılmasına ilişkin tedbirlerin yanı sıra, BES’te uzun süre kalmayı sağlayacak tedbirler de programda ele alınıyor.

Bireysel emeklilik uygulaması uzun vadeli tasarruflar için önemli bir araçtır. Gönüllü BES’te 2012 yılında 3,1 milyon olan katılımcı sayısı bugün itibariyle 6,8 milyona, fon büyüklüğü ise 20,3 milyar TL’den 108 milyar TL’ye yükselmiştir. 2017 yılında yürürlüğe giren otomatik BES’te ise katılımcı sayısı 5,8 milyon ve fon büyüklüğü ise 7,3 milyar TL’ye ulaşmıştır. Uzun vadeli tasarrufları artırmak amacıyla BES’teki mevcut devlet desteğinin gençlere daha fazla verilmesinin yanı sıra BES katılımcılarının kısa vadeli nakit ihtiyaçları nedeniyle sistemden çıkışlarını önlenmek amacıyla sağlık, evlilik, eğitim, mülk sahibi olma gibi ihtiyaçlar nedeniyle bireylere sistemden çıkmadan birikimlerinin bir kısmını çekme imkanı verilmesi öngörülmektedir. Program, sosyal tarafların mutabakatı ile tamamlayıcı emeklilik sistemini (TES) hayata geçirmek, vatandaşın kumbara hesabı gibi uygulamalar ile finansal sisteme katılımını sağlamak ve tasarrufları erken yaşta teşvik etmek için bir dizi faaliyet öngörmektedir. Ancak burada çalışanlar açısından tamamlayıcı emeklilik sisteminin kıdem tazminatı ile ilişkilendirilip ilişkilendirmeyeceğine dair bir açıklık yoktur. Sosyal tarafların mutabakatının aranması demokratik katılımcılık açısından önemlidir. Ayrıca tamamlayıcı emeklilik sistemi uygulaması için işçi ve işveren örgütlerinin mutabakatının aranacak olması çalışanların kazanılmış haklarının korunmasında önemli bir güvencedir.

Kamuda insan kaynakları

Programda, “kamu personelinin işe alımı, terfisi, disiplin ve ödüllendirme sistemi, personel dağılımında dengenin sağlanması gibi kamu personel yönetimine ilişkin tüm süreçlerin gözden geçirilmesi ihtiyacı devam ettiği” belirtilmektedir. Bu çerçevede program, kamuda hizmet sunumunda verimlilik ve etkinliğin artırılması, kamu çalışanlarının memnuniyet seviyesinin yükseltilmesi, kamu kurumlarının insan kaynakları yönetimi konusunda kapasitelerinin güçlendirilmesi ve personele yönelik uzaktan eğitim dahil eğitimlerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi gibi ana hedeflere yer vermektedir. Programa göre bundan sonra insan kaynakları konusunda önemli bir aktör olacak Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinin kapasitesinin artırılmasına ilişkin tedbirler öngörülmektedir.