Cumhurbaşkanlığı adaylık krizinden milletvekili aday listelerinin belirlenmesi krizine

Dr. Murat Yılmaz / Siyaset Bilimci
8.04.2023

Basına akseden son iddialara göre, Kılıçdaroğlu anketlerde küçük sağ partilerin çok zayıf olduklarını gerekçe göstererek her parti için 3'er kontenjan vermeyi kabul etmiş durumda... Bu durumun çok daha fazla kişiye milletvekilliği vaat eden küçük sağ partilerde ciddi elit krizine yol açması kuvvetle muhtemel.


Cumhurbaşkanlığı adaylık krizinden milletvekili aday listelerinin belirlenmesi krizine

Türkiye, ülkenin ve dünyanın kaderine tesir edecek çok ehemmiyetli bir seçim olan 14 Mayıs 2023 seçimlerine doğru ilerlerken seçim takvimi işliyor. Bugün itibarıyla seçimlere 35 gün kalmış durumda ve seçim takvimi ilerledikçe siyasetçiler, siyasi partiler ve ittifaklar yeni krizler ve meydan okumalarla karşı karşıya kalıyor. Seçmen ve kamuoyu siyasetçi, siyasi parti ve ittifakların bu kriz ve meydan okumalar karşısında sergilediği performansları, neler yapıp yapmadıklarına, nasıl yapıp yapmadıklarına, kimlerle beraber yapıp yapmadıklarına, zamanlamalarına, tutarlılıklarına, becerilerine, liderliklerine, uyum ve tutarlılıklarına vb birçok hususa bakıp değerlendirme yaparak karar veriyor, verecek... Bütün bu süreç boyunca siyasetçi, siyasi partiler ve ittifaklar türlü araştırmalardan, danışmanlardan, siyasi kampanya yöneticilerine, kanaat önderlerine, medyaya, teşkilatlara, eski siyasetçilere, yeni siyasetçilere, siyasi programlarına, vaatlerine, siyasi faaliyetlerine tecrübeye ve liderlik öngörülerine kadar birçok veri ve kapasiteyi kullanarak seçmeni ve kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar, çalışacaklar... Görüldüğü gibi siyaset ve seçim kampanyası birbirinin içine girmiş ve birbirini etkileyen süreçler toplamı olarak karşımıza çıkıyor. Siyaset, bir bilim ve meslek olmanın yanında bu süreçleri azami başarıyla yürütme sanatı...

Seçimin kaderini ne belirleyecek?

Seçim takvimi siyasetin bilim, meslek ve sanat olarak en yoğun yaşandığı bir dönemi ifade diyor. Bu bağlamda seçim takviminin en mühim ve sonuçlara etki edecek konuları, Cumhurbaşkanlığı adaylarının ve milletvekili adaya listelerinin belirlenmesidir. Cumhurbaşkanları adayları belirlendi ve milletvekili aday listeleri de 9 Nisan 2023 tarihi itibarıyla YSK'ya teslim edilmiş olacak. Şimdi bu seçimin kaderini tayin edecek bu süreçlere biraz daha yakından bakalım.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde seçmenin önüne iki sandık konuyor. Sandıklardan birinde Cumhurbaşkanı diğerinde TBMM seçimleri var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50+1 oy alma mecburiyeti cumhurbaşkanlığı seçimlerinde siyasi partilerin ittifak halinde seçime girmelerini icbar ediyor. Seçim kanununda bu yönde yapılan düzenlemeler, seçim ittifakına cevaz veriyor. Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesinde Cumhur İttifakı açısından bir problem yaşanmadı. Millet İttifakı ise cumhurbaşkanlığı aday belirme sürecinde dağılmanın eşiğinden döndü. Evet, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adaylığı krizini sonunda aşmayı başardı ama bu krizin milletvekili aday listesine etkileri olan bir tahribat bıraktığı açıktır. Daha da önemlisi Memleket Partisi Genel Başkanı ve 2018'de CHP'nin ve Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce ile İyi Parti'den ayrılan Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi'nin içinde bulunduğu Ata İttifakının adayı olan Sinan Ogan'ın yüz bin kişilik imza barajını aşarak birer alternatif olarak ortaya çıkmalarıdır.

Hizipler ve rahatsızlıklar

Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı İyi Parti başta olmak üzere küçük dört partinin tabanında ve hatta CHP'nin Atatürkçü ve ulusalcı kanadında büyük rahatsızlıklar meydana getirdi. Buna aynı zamanda CHP ve Millet İttifakının cumhurbaşkanı aday adayları görülen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın hiziplerinin rahatsızlıklarını da eklemek lazım. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in masadan Kemal Kılıçdaroğlu ve küçük dört partiyi zehir zemberek açıklamalarla eleştirerek kalkması, CHP tabanının Meral Akşener'e, İyi Partililere hakarete varan bir linç kampanyasıyla cevap vermesi ve Akşener'in mutsuz bir şekilde masaya dönmek zorunda kalması hafızalardaki yerini aldı. Bu durum, Meral Akşener'in liderliğinin tartışılması ve İyi Parti'nin oylarının dramatik bir şekilde düşmesiyle sonuçlandı. Kemal Kılıçdaroğlu'na Atatürkçü ve Ulusalcı damardan gelen tepki, Kemal Kılıçdaroğlu'na HDP ve PKK çevrelerinden gelen coşkulu desteğin yarattığı tepkiyle beraber, Muharrem İnce ve Sinan Ogan'ın önünü açtı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığından önce olmayan bu destekler, bilhassa Muharrem İnce ve Memleket Partisine yönelik destek siyasi yelpazeyi ve belki de seçim sonuçlarını etkileyecek bir sürpriz etkisi uyandırdı. Buradaki tepki ve dalgalanma henüz bitmeden milletvekili aday listeleri pazarlıklarının yaşanması, bu tepkiyi ve dalgalanmayı nereye taşıyacağı sorusu, bu dönemin en merak edilen sorusu haline geldi.

Akşener'in stratejik hatası

Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan Meral Akşener ve İYİ Parti'yi tecrit edebilmek için dört küçük siyasi partiyle ilişkilerini geliştirdi ve onlarla milletvekili seçimlerinde pazarlık kapısını açık tuttu. Bu kapı sayesinde dört küçük sağ parti, Kılıçdaroğlu'nu destekledi ve diğer adaylardan uzak durdu. Meral Akşener ve İyi Parti baştan bu ilişkiyi görmezden gelerek büyük bir stratejik hata yaptı. Kılıçdaroğlu ise bu ilişki sayesinde stratejik bir başarı kazandı. Basına aksettiğine göre Kılıçdaroğlu, dört küçük sağ partiyi ikna edebilmek için 54 milletvekilliği vaat etti. Bu halihazırda 134 milletvekili olan CHP grubunun yüzde 40'ına denk geliyor. Kılıçdaroğlu'nun CHP grubu, teşkilatı ve delegasyonu üzerindeki neredeyse mutlak hakimiyeti, Kılıçdaroğlu'na güçlü bir pazarlık imkanı veriyordu. Kılıçdaroğlu bu pazarlık imkanını kullandı ve bu sayede masadan adaylığını çıkarmayı başardı. Şimdi bu pazarlığın ikinci aşamasına geçildi ancak pazarlık şartlarını bozacak olağanüstü gelişmenin; yani, Muharrem İnce'nin oylarındaki sürpriz sıçramanın pazarlığı etkilediği görülüyor. Kılıçdaroğlu, İnce'nin anketlerdeki büyük sıçramasından sonra küçük dört sağ partiye CHP'nin yüzde 40'ını verecek rahatlıkta değil.

Ciddi bir paradoks

Kılıçdaroğlu ciddi bir paradoksa girmiş durumda. Eğer daha önce söz verdiği gibi küçük dört sağ partiye CHP listesinden 54 milletvekili kontenjanı verirse bu Muharrem İnce, CHP'li Atatürkçüler ve Ulusalcılar için kendisine karşı güçlü bir argümana dönüşecek. Eğer bu sözünü yerine getirmezse, daha Cumhurbaşkanı olmadan sözünü tutmayan güvenilmez bir siyasetçiye dönüşecek. Basına akseden son iddialara göre, Kılıçdaroğlu anketlerde küçük sağ partilerin çok zayıf olduklarını gerekçe göstererek her parti için 3'er kontenjan vermeyi kabul etmiş durumda... Bu durumun çok daha fazla kişiye milletvekilliği vaat eden küçük sağ partilerde ciddi elit krizine yol açması kuvvetle muhtemel. Küçük partilerin, bu krizi ne ölçüde yönetebileceğini birkaç gün içinde göreceğiz. Seçim kanununda yapılan değişiklikle küçük siyasi partilerin avantajları, ortadan kalktı. Bu yüzden küçük partilerin Kılıçdaroğlu'na karşı masada güçlü bir kozları kalmadı. Millet İttifakındaki küçük sağ partiler, bu süreçten daha da zayıflamış bir şekilde çıkacaklar. Ancak Kılıçdaroğlu ve CHP, her halukarda yeni bir krizle karşı karşıya kalacak. Bu krizin büyüklüğü her ne olursa olsun bundan Muharrem İnce ile Memleket Partisi, Sinan Ogan ve Ata İttifakı, TİP ve Sol İttifak becerileri ölçüsünde faydalanacak.

[email protected]