Daha insani bir dünya için 2016 Zirvesi, Türkiye ve insani yardım sektörü

Dr. Kerem Kınık - Kızılay Genel Başkan Vekili
24.10.2015

Yüzleştiğimiz insani krizler devletlerin, uluslararası sistemin, sivil toplumun ve bireylerin tüm çabalarına rağmen aşılamıyor ve uçurum gün geçtikçe büyüyor. Günümüzde çeyrek asırlık mevcut yapının köklü bir reforma ihtiyacı olduğu artık tüm taraflarca kabul ediliyor. Önümüzdeki yıl İstanbul’da yapılacak olan Dünya İnsani Zirvesi’nde bu tartışmalar ete kemiğe bürünecek.


Daha insani bir dünya için 2016 Zirvesi, Türkiye ve insani yardım sektörü

Dünya İnsani Zirvesi-DİZ (World Humanitarian Summit,WHS) 23-24 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Birleşmiş Milletlerin inisiyatifi ile küresel insani sorunların, çok boyutlu ve çok taraflı bir şekilde ele alınacağı bu zirve, özellikle 2015-sonrası insani yardım sistemi, kalkınma ve gelişmişlik hedeflerinin güncellenmesi açısından kilometre taşı niteliğinde. Zirvede uluslararası insani hukuk, insani müdahale ve yardımlar alanında 2015-sonrası gündeminin belirlenmesi ve bu alanda uluslararası hukuku ve uygulamayı güçlendirici reformların şekillendirilmesi hedeflenmektedir. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Zirve’nin İstanbul’da yapılmasında şehrin tarihsel özelliklerinin ve lojistik yeteneklerinin yanı sıra, Türkiye’nin özellikle insani alanda uluslararası, bölgesel ve ulusal düzeylerde sağladığı önemli katkıların rol oynadığını vurgulamıştır.

DİZ ayrıca 2015-sonrası dönemin yol haritasının belirlenmesi açısından planlanan ve gerçekleştirilen diğer bazı zirvelerin önemli bir bütünleyicisi niteliğinde olacaktır. Bu bağlamda Afet Risklerinin Azaltılmasına yönelik Sendai Çerçevesi, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Zirvesi, İklim Değişikliği Konferansı, Barışın Korunması ve İnşası Toplantısı, 32. Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Hareketi Konferansı, İnsani Yardım Finansmanı ve Sağlık Krizlerine Küresel Müdahale Yüksek Seviyeli Panelleri 2015-sonrası gündeme yönelik uluslararası yaklaşımlarının belirleneceği etkinlikler olacak.

Önemli kilometre taşları

1990 yılında New York’da gerçekleştirilen Çocuklar İçin Dünya Zirvesi, çocukların sağ kalım, koruma ve gelişimleri için alınmış önemli bir inisiyatifti. Yine Yokohama’da 1994’te gerçekleştirilen Doğal Afet Risklerinin Azaltılması için Dünya Zirvesi de uluslararası afet müdahale sisteminin oluşturulmasına büyük katkılar sağlamıştı. İstanbul’un ev sahipliği yaptığı 1996 Habitat ve 2010 En Az Gelişmiş Ülkeler Zirveleri sürdürülebilir kalkınma için tarihsel önemi haizdiler.

2000 New York Milenyum Zirvesi ve Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDGs) ise insanlık tarihinde kararı kolektif olarak alınmış en büyük yoksullukla mücadele ve kalkınma seferberliği idi. Binyıl Kalkınma Hedefleri, uluslararası düzeyde farkındalık oluşturmuş, aynı zamanda en az gelişmiş, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hedeflerin hayata geçirilmesine yönelik çabaların artırılmasını da teşvik etmiştir. Bu anlamda 8 amaç belirlenmişti. Aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması, herkes için temel eğitim sağlanması,  kadınların konumunun güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, HIV/AİDS, sıtma ve diğer salgın hastalıklarla mücadele, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması, kalkınma için küresel ortaklıklar geliştirilmesi anlamında ciddi ilerlemeler sağlandı.

1990 ve 2015 yılları arasında günde 1 Dolar’ın altında geliri olan insan sayısının yarıya indirilmesi, 5 yaş altı çocuk ölümlerinin üçte iki oranında, anne ölümlerinin dörtte üç oranında azaltılması, temiz içme suyu ve temel hijyen ihtiyaçlarından mahrum olan nüfus oranının yarı yarıya azaltılması gibi somut hedeflere büyük oranda ulaşıldı. Ancak halen günde 1.2 Dolar altında gelirle yaşayan 1.5 Milyar insan, her yıl yarısı açlık nedeni ile 5 yaşını göremeden ölen 7 Milyon çocuk, 1 Milyara yakın açlık çeken ve içme suyuna erişemeyen insan olduğunu düşündüğümüzde daha kat edilecek çok mesafeler olduğu aşikâr.

Reforma ihtiyaç var

DİZ’de Hükümetler, Kızılay ve Kızılhaç Hareketleri dâhil insani yardım organizasyonları, krizlerden etkilenmiş olan topluluklar, yeni paydaşlık tesis edilmeye çalışılan özel sektör kuruluşları, medya ve akademik kuruluşlar, doğal ve beşeri afetlerden etkilenmiş milyonların insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yeni gündemleri ve mekanizmaları tartışıp karara bağlayacak. 

İnsani yardım sistemi ve insani krizler için uluslararası ortak stratejiler yaklaşık 25 yıl önce masaya yatırılmıştı. Günümüze dek bu alanda en kapsamlı gözden geçirme ve reform 2005 yılında yapıldı. İnsani Yardım Reformunun üç temel karakteristiği vardı; Koordinasyon ve liderlik mekanizması kuruldu (OCHA), uzmanlık kümeleri oluşturuldu (Clusters) ve insani yardım finansman sistemi tesis edildi (FLASH, CERF, CAP, ERF). Tüm bu üçlü mekanizmanın da paydaşlık modeli ile çalıştırılması sağlandı.

Günümüzde çeyrek asırlık mevcut yapının köklü bir reforma ihtiyacı olduğu artık tüm taraflarca kabul ediliyor ve önümüzdeki yıl İstanbul’da bu tartışmalar ete kemiğe bürünecek. Yüzleştiğimiz insani krizler devletlerin, uluslararası sistemin, sivil toplumun ve bireylerin tüm çabalarına rağmen aşılamıyor ve uçurum gün geçtikçe büyüyor. Bugün 60 milyon insan çatışma ve şiddet nedeni ile evlerini terk etmek zorunda kalmış durumda. Son yirmi yılda 218 milyon insan afetlerden doğrudan etkilendi ve yardıma muhtaç hale geldi. Yine son yirmi yılla kıyaslayacak olursak yıllık insani desteğe muhtaç yaşayan nüfus 30 ila 40 milyondan yaklaşık iki kat artarak 60 ila 80 milyona yaklaştı. Birleşmiş Milletler yönetiminde yapılan insani yardım operasyon maliyetleri de 2003’deki seviyesi olan 3.4 Milyar Dolardan 2014’de 18.7 Milyar Dolara yükseldi. 2015 bütçesi 20 Milyar Doları aşsa da BM’nin yaptığı çağrıların sadece yüzde 42’sinin fonlandığını düşündüğümüzde gerçek ihtiyacın ve sahadaki dramın büyüklüğünü de daha iyi anlayabiliriz. Çatışma sayısı ve sıklığının artması, çatışma sürelerinin uzaması, etkilenen nüfusun fazlalığı ve iklim afetlerinin artması nedeni ile yerlerini terk etmek zorunda kalan insanların yurtlarından uzakta geçirdiği süre ortalama 17 yıla yükseldi.

Bugün dünya çapında 4880 insani yardım kuruluşu 450.000 çalışanı ve 25 Milyar Dolarlık bütçesi ile afetlere ve krizlere müdahale etmek için çalışıyor. NGO’lar toplam yükün yaklaşık yüzde 50’sini kaldırıyorlar. Kızılay ve Kızılhaç hareketi ile devlet kuruluşları da yüzde 25’erlik bütçe payları ile doğal ve beşeri afetlere müdahale ediyorlar. 

Önümüzdeki yirmi yılda bölgesel ve küresel nitelikte çatışma ve doğal afet sıklığının artması, artan ve şehirleşen nüfusun doğal ve beşeri afetlerden daha yüksek oranda etkilenmesi ve tüm bu durumların oluşturacağı insani krizlere yönelik müdahale kapasitesinin ve verimliliğinin arttırılması gerekliliği önümüzde bir gerçeklik olarak duruyor. 

Ancak dünyanın siyasi ve askeri gündem ağırlığı, ülkeler ve bölgelerin polarizasyonu,sinerji gerektiren bu inisiyatif için en büyük risk.

Etkili yardım nasıl yapılır?

DİZ hazırlık sürecinde 8 bölgesel bir de küresel istişare toplantısı gerçekleştirildi. Ayrıca tematik toplantılar, uzmanlarla görüşmeler ve online istişareler de yapıldı. İstişareler dört tema etrafında gerçekleşti. Etkili insani yardım, kırılganlığı azaltmak ve risk yönetimi, çatışma bölgelerindeki insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve yenilikçi dönüşüm. Bu istişarelerde taraflar somut tekliflerini gündeme taşımaya çalıştılar. Örneğin Avrupa Birliği iki temel öncelik başlığı altında yedi maddelik bir yaklaşım önerdi. İlkeli insani müdahale başlığı altında insani değerlerin tekrar gündeme getirilmesi, yardıma erişimin sağlanması, müdahalenin merkezine koruma hizmetlerinin koyulması; Etkili insani müdahale başlığı altına ise, insani yardım etkinliğinin temelleri konusunda uzlaşma, yerellik ve dayanışma, verimli ve yeterli finansman, gelişmiş toplumlarla paydaşlık önerildi.

Ev sahibi ülke olarak Türkiye’de de Dışişleri Bakanlığı resmi koordinasyonunda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı-AFAD, Türkiye Kızılay Derneği, İnsani Yardım Kuruluşları ve konuyla ilgili akademisyenler hazırlık sürecini takip ediyorlar. Bu bağlamda resmi kurumlarla eşgüdüm ve BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi-OCHA ile koordinasyon konusunda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı, Kızılay-Kızılhaç Hareketi ile eşgüdüm konusunda da Türkiye Kızılay Derneği hazırlıklarını sürdürüyorlar.

Bizim sözümüz ne olacak?

Türkiye’nin ev sahipliği dışında, insani yardım alanında etkili bir küresel aktör olarak söyleyecekleri olmalı. Bu bağlamda küresel adalet söyleminin yükseltildiği 2010 İstanbul En Az Gelişmiş Ülkeler-EAGÜ Konferansı’na Türkiye, entelektüel birikimi ve özgün yaklaşımı ile damgasını vurmuştu. Daha teknik ve daha işlevsel olan DİZ için de benzer bir yaklaşım uluslararası kamuoyunca Türkiye’den bekleniyor. Ancak özellikle, Akademi, Medya, İnsani Yardım ve Kalkınma alanında çalışmaları olan kurum, kuruluş ile STK’lara önemli ödevler düşüyor. DİZ yan etkinlikleri tasarlama, Zirve konusunda ülkelerinde yeterince gündem oluşmamış EAGÜ’ler için farkındalık çalışmaları yapma, küresel vicdanı temsil edecek entelektüel ve akademik çalışma ve yayınlar yapma hemen akla geliverecekler arasında. Ayrıca Türkiye’nin Doğu Afrika açlık ve kuraklık krizi ve özellikle Somali insani ve kalkınma yardımları modeli ile II. Cihan Harbi’nden buyana insanlığın yüzleştiği en büyük kriz olan Suriye krizine yönelik yaptığı kapsamlı müdahale bu Zirve’de tüm boyutları ile sunulmalıdır. Ayrıca krizlere müdahale, göç ve mülteci politikaları, insani yardım güvenliği gibi, Türkiye’nin Uluslararası platformda gündeme taşıdığı pek çok öneri DİZ’de somutlaştırılabilir.

Kızılay olarak Dünya İnsani Zirvesi’ne güçlü bir çalışma grubu ile hazırlanıyoruz. Bu çerçevede gerek Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Hareketi’nin Zirve gündeminin oluşturulması, gerekse Ülkemizde DİZ ile ilgili farkındalık oluşturmaya yönelik ve Zirve boyunca gerçekleştirilecek bir dizi etkinliği de planlamaktayız. Türkiye Uluslararası toplumun saygın bir üyesi olarak İnsan Temalı ve ilki düzenlenen bu Zirveye yapacağı ev sahipliği ile İnsani Yardım Sektöründeki itibarını pekiştirecektir.

[email protected]