Davalar kaybetmez

Dr. Hülya Bulut/ Yazar
2.04.2024

CHP, PKK ile iş birliği yaparak Kürdistan, özerklik, yerel yönetimlerde tavizler gibi başlıklarda güya bugünü kurtararak 2028'e hazırlandığını düşünedursun… AK Parti, Türkiye'nin yarınlarını bugününe feda etmedi. Evet seçmen her zamanki ferasetiyle bir mesaj verdi, ama mesajı alan ve gereğini yapacak olan milletin adamı davasını da yürütecektir.


Davalar kaybetmez

Ülkemizin 2024 yerel seçimlerine gittiği süreçte kaleme aldığım son yazılarımda Ekrem İmamoğlu ve CHP'nin yetersizlikleri ile DEM/PKK iş birliğine değinmiştim.

'I am ok' Ekrem İmamoğlu'nu kişisel çıkarları dışında herhangi bir becerisi, vizyonu ve davası olmayan bir profil; CHP'yi de kültürel ırkçılık odağından kurtulamayan, tarihi sıkışmışlığını ise PKK/DEM ile iş birliği yapan ve terör örgütlerine taviz verecek kadar çaresiz bir parti olarak değerlendirmiştim.

İnsanın kendisiyle yüzleşmesi

Şimdi, her şeyden önce sıradan bir vatandaş olarak kendi kendimle yüzleşmek isterim. Benim için değişen bir şey yok. Yani hala düşünerek ve inanarak yazdıklarımın arkasında olduğum kadar, bütün benliğimle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet varlığı, bütünlüğü ve tam bağımsızlığının tarafında ve bunun için de İHA'nın, SİHA'nın, KIZILELMA'nın, KAAN'ın... yanındayım.

Dolayısıyla da; 'Türkiye'de yerel seçimler Erdoğan'ın adayları için yenilgiyle sonuçlandı. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu ve Ankara'da Mansur Yavaş'a tebrikler. Bu Recep Tayyip Erdoğan'a açık bir mesaj: İsrail'e saldırmak artık işe yaramıyor, yeni malzemeler bulması gerekli' diye tebrik ve kutlama mesajı yayımlayan Gazze'de soykırım yapan işgalci Siyonist İsrail'in ve onun gibi düşünenlerin de karşısındayım.

Seçimde öne çıkanlar

PKK'nın eski üyelerinden Şemdin Sakık'ın ağabeyi ve 2023 genel seçimlerinde Yeşil Sol Parti'den Ağrı milletvekili olan Muş'lu Sırrı Sakık, seçim sırasında bir okul koridorunda başka şehirden seçmen getirildiği iddiasıyla askeri ve polisi hedefe koyarak bağırıp çağırdı. Bu esnada yaptığı provokasyonu çeken kişiye de kısık sesle talimat vererek 'bunları hızlı bir şekilde tüm Türkiye kamuoyuna...' dedi. DEM Parti Ağrı Belediye Başkan Adayı Hazal Aras da kameralar kendisini çekerken ekşittiği suratıyla yine benzer bağırış çağırışla okullara oy kullanmaya gelen asker ve polislere gaspçı diyerek hakaret etti.

2024 yerel seçim sonuçları itibarıyla; AK Parti 16.313.661 oy, CHP 17.345.876 oy alırken, oy kullanmayanların sayısı ise 13.277.000 oldu. Bu rakamlar, 2019 yerel seçiminde ise şu şekilde gerçekleşmişti: AK Parti 19.766.640 oy, CHP 13.218.754oy, sandığa gitmeyen 8.753.000 kişi.

Demek ki...

-Türkiye'nin seçim sistemi güvenilirdir!

Bu noktadan hareketle, CHP 2024 yerel seçimlerinde geçerli oyların yüzde 37,7'ini oluşturan 17.245.876 oyla 14 büyükşehir, 21 il, 332 ilçe, 37 belde olmak üzere toplam 404 belediye aldı. Böylece, 2019'da kazandıklarının üzerine 3 büyükşehir, 11 il, 141 ilçe ve 14 belde eklemiş oldu.

-CHP kazandığında da, kaybettiğinde de halk cahil ve aşağılık değildir!

2023 mayıs genel seçimlerinde Cumhur İttifakı'na oy verdiği için cahil ve köylü olarak aşağılananlar, asrın felaketi depremzedelere yapılan yardımlar nedeniyle her türlü bedduaya ve hakarete maruz kalanlar, toplu taşımalarda giyim kuşamı nedeniyle küfredilen, itilen kakılanlar CHP'ye oy verildiğinde 'bir başkadır benim memleketim diyerek' sevgi yağmuruna tutuldu.

-AK Parti, ekonominin zor zamanlar yaşadığı bir dönemde bile yüzde 41,5 oranında oy almıştır!

Cumhur İttifakı yüzde 41,5; CHP yüzde 37,7; YRP yüzde 6.19; DEMParti yüzde 5.68; İYİ Parti yüzde 3,77. Sandığa gitmeyen ve toplam seçmenin yaklaşık yüzde 35'lik kısmını oluşturan AK Parti seçmeni de ağırlıkla ekonomik kapsamlı sebepler nedeniyle belli ki bir uyarıda bulunmak istedi. Bu sorunu çözerse yine Erdoğan çözer diye düşündü ve CHP'ye oy vermedi. Yani CHP, geçim sıkıntısı çekiyor olsa bile davasını satmayan AK Parti tabanından seçmen koparmayı çok büyük ölçüde başaramadı.

Neden DEM?

AK Parti'den CHP'ye geçmesi muhtemel 2.000.000 civarındaki oyun Kürt seçmenden geldiğini söylemek mümkün. Yazılarımda da belirtmişimdir, Erdoğan döneminde Kürt seçmen adeta bir demokrasi şöleni yaşadı. İade-i itibarını kazandı. Açılımla ilgili samimi çaba gösterildi. Kültürel ve insani haklar teslim edildi. Gerçek anlamda, terör örgütlerinden büyük ölçüde temizlenen bölgeye her türlü yatırım yapıldı.

Ancak;

(1) Bunun gibi pek çok vizyoner, devrimci ve demokratik faaliyet hayata geçirildi geçirilmesine de; neden Kürt seçmenin ağırlıklı olarak tercihi AK Parti olmadı da, bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan DEM oldu? Neden daha şimdiden CHP'ye haddini bildirenler olduğu kadar, hemen Kürdistan ve özerklik naraları atanlar oldu?

(3) Seçim öncesi yapılan anketlerde seçmenin yüzde 51'i DEM Partiyi PKK'nın uzantısı olarak gördüklerini ifade etmesine rağmen, yüzde 15'i bunu oy verirken dikkate almayacağını belirtmiş. Bu noktada seçmenin; genel seçim ile yerel seçimi farklı motivasyonlarla değerlendirdiğini söylemek mümkün.

Son olarak

Cumhur İttifakının da bu yerel seçimleri bir boyutuyla kazanım olarak değerlendirme olasılığının bulunduğunu söylemek mümkün. Yani, CHP her zamanki gibi PKK ile iş birliği yaparak Kürdistan, özerklik, yerel yönetimlerde tavizler gibi başlıklarda güya bugünü kurtararak 2028'de İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı yapmak için şimdiden sevinedursun....

Orta ve uzun vadede ekonomi, eğitim ve diğer sosyal sorunların çözümüne yönelik stratejilerini, halkın mesajları ile harmanlayacak olan AK Parti de, Türkiye'nin yarınlarını bugününe feda etmedi. Tabiri caiz ise, gözünü toptan ayırmadı ve Türkiye'nin büyük fotoğrafına odaklandı. Yani Erdoğan milli ve yerli duruşunu hep korudu. Popülizme prim vermedi. Evet seçmen her zamanki ferasetiyle bir mesaj verdi, ama mesajı alan ve gereğini yapacak olan milletin adamı davasını da yürütecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü, gerçek davalar asla kaybetmez!