Dediler “Reis hasta!”

Mehtap Şahin / Yazar
6.05.2023

Bir yarım saatlik kayboluşun bize neler neler öğretti, bize neler neler hatırlattı. Reis'e dünyayı zindan etmeye ahdetmiş yerli ve yabancı, ulusal ve uluslararası adresler, epeydir saldırıdaydılar. O bir gitse, gerisi onlara kalsaydı. Psikolojimizi, ruhsal dünyamızı sarsan ne çok yalan tedavüle sokuldu o yarım saatte...


Dediler “Reis hasta!”

Donakaldım, arkadaşım aradığında çocukları yatmaya hazırlıyordum. Rutin bir günün akşamı, çocuklar, iş, güç. Her zamanki gibi.

Haberi aldığımda sadece donakalmak, evet sadece donakalmaktan bahsedebilirim. Ülke TV'de yayını izleyen bir meslektaşım, duraklatılan yayından tedirgin olmuş ve aklı sıra bir nefes almak için de çareyi beni aramakta bulmuş.

İkimiz de bittik. Neye üzüleceğimizi, neye kahrolacağımızı bir kenara bıraktık; donakaldık.

İçeriğini pek fazla bilmiyorum. Herkes gibi ben de hemen sosyal medyaya yöneldim. Allah'ım, felaket tellalları, troller, yankesiciler, hırsızlar, arsızlar Reisi çoktan mezara göndermiş, tamtam ayinine başlamışlardı.

O anı anlatmak zor. Ardı önü yarım saati bulan duraksama anında neler düşündüğümü, neleri dert edindiğimi anlatmaya kalemim kifayet etmez.

Reis de bir insan, o da hepimiz gibi bir fani. Her nefis gibi o da vakti, saati gelince ölümü tadacak. Allah gecinden versin, ama bu seferki başka. Sahi neden hemen aklımıza ölüm geldi, neden kötü bir yeis, neden kaygı, neden, neden, neden?

Ne çok yalan tedavüle sokuldu

Reis'e dünyayı zindan etmeye ahdetmiş yerli ve yabancı, ulusal ve uluslararası adresler, epeydir saldırıdaydılar. O bir gitse, gerisi onlara kalsaydı. Psikolojimi, ruhsal dünyamı sarsan ne çok yalanlar tedavüle sokulmuştu, ne çok iftira ortalıkta dolaşır olmuştu.

Üzüldüm, ya dedikleri gibiyse? Ya gerçekten Reis bize veda edecekse. Sahi, Allah saklasın sonrası ne olurdu? Bizi bekleyen neydi?

Lider kolay yetişmiyordu. Reis dediğin koca bir gerçekti. Türkiye'nin çeyrek yüzyılını acılarla, kederlerle yaşamış, olmadık sıkıntılara tanıklık etmiş biri olarak, artık bunların çoğunu geride bırakmış hür vatandaş sıfatıyla Reis'in yokluğunu hayal etmek ne kadar acı ve ne kadar kötü.

Bir an bütün bu süreçleri düşündüm. Yapılanlar, ortaya konulanlar, inşalar, yatırımlar kazanımlar. Ne güzel şeylere eşlik ettik, ne güzel şeylerden nasiplendik, şükür olsun, şükürler olsun.

Dava adamı

Peki ya korktuğumuz başımıza gelirse. Onu çok sevdik. Ona hikayemizi, tarihimizi, hayallerimizi, neşemizi, umutlarımızı bir bir yükledik. Reis bizim için sadece bir lider değildi, o bir başka açıdan da kayıpların, hüzünlerin, kaygıların, çelişkilerin, ayrışmaların arasından çıkıp gelen bir karakterdi. Karizması yüksek, duyguları derin, özlemleri şiddetli bir dava adamıydı. Bunları kaybetmek asla tahammül edilebilecek gibi değil.

Neyse ki yayın kısa bir aradan sonra açıldı. Koca bir Türkiye sanıyordum, hayır koca bir dünya tıknefes dikkat kesilmiş Reis'ten gelecek haberlere odaklanmıştı. Şükür, Reis yaşıyordu. Edirne'den Van'a, Kudüs'ten Saraybosna'ya milyonlarca insanın duası kanatlanmış ve bizim semalarımıza ulaşmıştı. Şükür, işte ekranlardaydı. Yorgun, biraz yorgun; sesi titrek ama coşkuyu kaçırmamaya çalışan bir irade.

Yorulma Reis, kendini yıpratma! Senin çilelerine ortak olmak bizim için en büyük şereftir. Sen doğru yolu tutturduğun ölçüde biz de seninle aynı yolları kat etmeye hazırız. Biz de seni ve yolunu seçtik.

Bir yarım saatlik kayboluşun bize neler neler öğretti, bize neler neler hatırlattı. Şakasına bile dayanamayacağımız bu kara haber şükür ki boşa çıktı.

Dediler, "Reis hasta!". Toparlanırız Reis, biraz dua, biraz gayret. Rabbim başımızdan eksik etmesin. Amin.