Değişerek normalleşme ve nitelikli demokrasi

Adnan Boynukara - Yazar
10.05.2015

Konfüçyüs, öğrencilerine ders veriyordu. Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi. Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde de bir elma vardı. Elmayı vazonun içinde koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi; “Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı alabilir.” Öğrencilerden biri atıldı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu.


Değişerek normalleşme ve nitelikli demokrasi

Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalıştıkça elma elinden kaydı. Bir de elini vazoya sıkıştırdı, bağırmaya başladı “elimi çıkaramıyorum!” Konfüçyüs; “Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmezsen, elini çıkaramazsın.” Öğrenci biraz daha uğraştı, elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda mecburen bıraktı. Elini vazodan çıkardı. Konfiçyus’a sordu “Elmayı vazodan çıkarmanın bir yolu var mı?” Konfüçyüs, “nasıl olacağını göstereyim” dedi ve vazoyu ters çevirdi. Elma kendiliğinden vazonun içinden yuvarlanıp çıktı. Öğrenciler çözümün bu kadar basit olması nedeniyle gülmeye başladı. Konfüçyüs, öğrencilerine elmayı göstererek dedi ki: “Göründüğü gibi basit değil, bazen bırakabilmek daha zordur. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Hayatın akışında bazen ulaşmak istediklerinize onları yakalamaya çalışarak değil, onların size gelmelerine izin vererek ulaşabilirsiniz. Bazen en doğrusu olayları kendi akışına bırakıp müdahale etmemektir. Sorunlara bakış açınızı değiştirdiğinizde farklı çözümler bulabilirsiniz...”

Demokrasi geleneğimiz 8 Haziran’da önemli bir dönemeçten daha geçecek. Hayatın akışına yanlış müdahalelerle geçen darbeler, iç savaşlar ve vesayetle dolu acı bir tarihi olsa da, demokratik düzen, ülkemizin vazgeçemeyeceği önemde ciddi tecrübelerden süzülerek gelişti. Bir yandan güçlü ve köklü monarşik bir siyasal tarihten meşruti bir düzene geçişin yüzyıllık sıkıntılı süreci derinleştirilmiş bir demokrasiyle tamamlanırken, öte yandan kardeş ve komşu birçok ülkeye de örnek olacak zenginlikte bir katılımcı yönetim sisteminin reorganizasyonu yaşanıyor. Sadece son 13 yıla sığan seçimler, referandumlar ve reformlar bile, bu kırıklı, inişli çıkışlı ve sıkıntılı siyasal düzlemin istikrarlı bir zemine oturması, kalıcı bir hukuk düzeniyle taçlanması için çok önemli bir tecrübe biriktirdi. Bundan sonrası artık Türkiye’nin değişerek, dönüşerek devam ettireceği dinamik bir siyasal yapı inşası ve devletin millet tarafından temellükünü içerek sahici ve nitelikli bir demokratik sistemin yerleşmesidir.

Demokrasi, sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde bile çoğu durumda kaotik bir düzensizliğin gerisindeki vesayetçi iradeler veya açık/örtülü oligarşik tahakkümün sürdürülebilir olduğu demagojik bir sistemin adı olagelmiştir. Türkiye örneği, halk iradesinin tecelli ettiği kısa dönemler hariç, bu sancılı deneyimin sergilendiği vukuatlarla doludur. Batılılaşma ile başlayıp modernleşme ile devam eden derin toplumsal değişimin yarattığı sorunlar, geleneksel devlet aklının güvenlik perspektifli denetim çabasıyla çözümsüzlüğe mahkum edilmiş, toplumsal barış ve birliği koruma adına seçilen ideolojik tahakküm biçimi ise millete dar gelen bir gömleği zorla giydirmenin trajedisiyle devleti dar görüşlü bir sığlığa mecbur bırakmıştır.

Devletin kendi eliyle varettiği birçok sorunla tükenen kolektif enerji, akıl dışı baskı ve yasaklara direnen dinamik bir milli enerji üretmiştir.

Eski Türkiye’nin bu trajik düzeninin mağdurları, bugün ne olmaması gerektiğinin bilinciyle, olanı ve olması gerekeni kendi doğal seyrinde hayata geçirmenin imkanını yakalamış durumdadır. Bu bağlamda, yaşanan değişim süreci, bir yanıyla anormal bir düzenden normal bir siyasal hayata geçişi ifade ettiği gibi, demokratik kural ve kurumların ilk defa ve sahiden inşa edileceği, yani gerçekten kalıcı bir niteliğe sahip yerli/milli bir siyasal hukukun yerleşeceği temelleri atmaktadır.

Uygarlık vizyonu

Bu süreçte temel argüman normalleşme, en önemli hedef ise bütün toplumsal kesimlerin bir şekilde içinde yer aldığı, azami katılım ve birlikte dönüşüm perspektifiyle süren milli bir modernleşme hamlesidir.

Normalleşme, devlete ve topluma sürekli elbise biçen, başka bir şey olmaya zorlayan anormal düzenden kurtulma ve hayatı doğal akışı içinde kendi organik yasalarının işleyişine bırakmayı ifade eder. Tarihsel ve coğrafi mirası da göz önüne alarak gelişecek olan bir milli modernleşme süreci ise, buna uygun bir siyasal düzen ve toplumsal motivasyon gerektirir. Devletin salt tahakküm aracı olmaktan çıkıp, bütün etnik, dini, mezhebi, meşrebi çoğulluğu temsil eden dinamik ve organik bir irade olarak yeniden formatlandığı bir vasatta, toplum da yeni ve daha sahici bir milletleşme nosyonuyla donanacaktır.

Milli modernleşme, insanlığa dair alternatif bir uygarlık vizyonu da içeren yeni bir terkibi, hatta tarihsel önemde evrensel bir yeni insanlık paradigmasını işaret eder. Ve bu nedenle yapay sorunlarla enerjisi tüketilen bir toplum, bu evrensel ve tarihsel yürüyüş içinde yeniden millet olma imkanına kavuşabilir. İşte o zaman her şey normal haline avdet edecektir. Ve bu normalleşmenin bizim asıl gücümüz, asıl birlik ve bütünlük sigortamız olduğu daha da netleşecektir.

Türkiye, devleti ve toplumuyla, kendi normal doğasına dönüşle kalmayıp onu geliştirecek ve evrenselleştirecek bir büyük davanın derin ruhuna sarıldıkça büyümekte, toparlanmakta ve yaralarını sarmaktadır.

Normal siyasal, ekonomik, kültürel sorunlar, dinamik çözüm formülleriyle en azından toplumu tüketmeyen bir düzeyde ele alınır olmuştur. Devlet-millet ilişkisi, aradaki mayınlar temizlenerek, eşitsiz, ötekileştirici ve iç düşman konseptinden kurtarılıp, gerçek bir demokratik hukuk düzeninin gerektirdiği zemine çekilmiştir.

Yeni Türkiye’yi kuracak iradenin temeli, toplumun en idealist ve yetenekli gençlerini kurban eden kirli iç savaşlara ebediyen son verecek bir akıl ve vicdandır. Şimdi işte bu yerli/milli iradeyi muktedir kılmanın zamanıdır.

8 Haziran seçimleri, işte bu derin dönüşümün en önemli kavşağı olarak, geleceğe daha bir umutla bakmamızı sağlayacak yeni bir sayfa açacaktır.

[email protected]