Demokrasi neden ve nasıl temsil gerektirir?

Süleyman Ülker / Yazar
7.01.2017

Temsili demokrasi fonksiyonunda kişi seçmene, halk evrensel seçmen kümesine, iktidar kuvvete, normatif iktidar yasama kuvvetine, pozitif iktidar yürütme kuvvetine, negatif iktidar yargı kuvvetine, iktidarlar ayrılığı kuvvetler ayrılığına, iktidarlar bölünmesi kuvvetler bölünmesine, kolektif ve genel olan merkeze, otonom ve özel olan çevreye (çevredeki otonom birimlere) dönüşür.


Demokrasi neden ve nasıl temsil gerektirir?

Bundan önceki yazılarda, halkın iyi yönetinimi demek olan demokrasinin hayata geçmesiyle oluşacak iyi demokrasinin, en genelinden en özeline her düzeyde kamunun iyi yönetinimini gerektirdiğini görmüştük. Her düzeyde halkın iyi yönetiniminin ise, halkın demokratik egemenliğinin teminatı altında sağlanabileceğini gördük. Demokratik egemenliğin ise, halkın, genelinden özeline her düzeyde insan grubu üzerinde yetkili olmak üzere sahip olduğu normatif iktidar ve negatif iktidar ile halkın tamamının en büyük özel grup niteliğine büründüğü durumda kullanmak üzere sahip olduğu pozitif iktidarın toplamından oluşan halk iktidarı demek olduğunu gördük. İktidarların genel ve özel olmak üzere iki temel düzeyi, iktidarların kullanımının ise doğrudan ve temsili olmak üzere iki temel şekli var. İktidarların düzeyi ve kullanım şekli arasında da birebir ilişki söz konusu. Bir başka deyişle iktidarların kullanım biçimlerinde düzeyleri belirleyici. Genel düzeydeki iktidarların kullanımı ancak temsil ile mümkün olur. Bir iktidar genelleştikçe kullanımında doğrudanlık imkanı azalır, temsil mecburiyeti artar; aksine, özelleştikçe doğrudanlık imkanı artar, temsil mecburiyeti azalır. Öznesi halk olduğu için genel düzeyde olan, halkın her üç iktidarının kullanımı da ancak temsil ile mümkün olur. Normatif iktidar ve negatif iktidar genelden özele doğru seyreden, genel öncelikli yapıda oldukları için, bu iktidarların kullanımında, temsil ve, genelleşmenin temsili durumda kullanımının gerektirdiği merkezileşme kaçınılmazdır. Tabiatı gereği otonom yapıda olan pozitif iktidar ise özel olduğu için, onu kullanacak kendi kendinelik grubunun üye sayısı azaldıkça kullanımda doğrudanlık eğilimi artar, temsil azalır. On kişilik bir kendi kendinelik grubu, kendine ait pozitif iktidarı kullanırken bunu temsilciler aracılığı ile yapmaz ve pozitif iktidarını doğrudan kullanır, ama on bin kişilik bir kendi kendinelik grubunda pozitif iktidarı doğrudan kullanmak mümkün olmadığından temsile başvurulur. İyi yönetinimi uygulayacak bir kendi kendinelik grubunda kullanılacak üç iktidardan normatif ve negatif iktidarlar genel öncelikli oldukları için temsili biçimde kullanılırlar ve bu iktidarların kullanım hakkı grubun parçası olduğu en genele aittir. Kendi kendinelik grubunda kullanılacak pozitif iktidar ise özel önceliklidir ve grubun üye sayısı müsaade ettiği ölçüde doğrudan kullanıma açıktır. 

Temsili iyi yönetinim

İyi yönetinimin gerçekleşebilmesi için üç iktidarın kullanılması, bu üç iktidarın birbirini sınırlamak ve dengelemek üzere birbirleriyle çelişen yetkiler içermesi ve bu sebeple ayrılmaları gerektiğini biliyoruz. Halkın geneli düzeyinde iyi yönetinimde halkın nüfusu, halkın kendine ait iktidarları doğrudan kullanamayacağı kadar çoktur. Üstelik doğrudan kullanımda, halkın demokratik egemenliğini oluşturan ve birbirleriyle çelişen yetkiler içeren üç farklı iktidarın da uygulayıcısı aynı halktır ve aynı uygulayıcı için birbirleriyle çelişen yetkiler içermesinin doğal sonucu olarak iktidarlar ayrılmış ve dolayısı ile dengeli ve sınırlı da olamazlar (Halbuki iyi yönetinim için iktidarların dengeli ve sınırlı, ve bu sebepten de ayrılmış olmaları gerekirdi. ). Öyle olunca da iyi yönetinim (yani demokrasi) gerçekleşmiş olmaz. Bu sebeplerin doğal ve kaçınılmaz sonucu olarak halk, kendi iktidarlarını doğrudan kullanamaz. “Kendi kendinelik ilkesi sağlansın ki iyi yönetinim gerçekleşsin” diye başvurmayı düşündüğümüz iktidar kullanımında doğrudanlığı, görüldüğü gibi iyi yönetinim açısından engelleyen başka sebepler var. Doğrudan kullanımın olmadığı durumda ise geriye kaçınılmaz olarak tek seçenek temsili kullanım kalıyor. Peki, iktidarların temsili kullanımında, doğrudanlığı iyi yönetinim açısından engelleyen sebepleri ortadan kaldırmak ve eş zamanlı olarak yine temsili kullanımda kendi kendineliği ve dolayısı ile iyi yönetinimi sağlamak mümkün mü? Temsili kullanımda, tabiatları gereği birbirleriyle çelişen yetkiler içeren farklı iktidarları farklı uygulayıcılar aracılığı ile kullanmak mümkün olduğu için, iktidarlar iyi yönetinimin gerektirdiği şekilde ayrılmış, sınırlı ve dengeli olabilir. Temsili kullanımda uygulayıcıların sayısı da iktidarı kullanmaya mani olacak kadar çok değildir. O halde geriye sadece “İktidarın temsili kullanımında iyi yönetinim şartlarından olan kendi kendinelik nasıl sağlanabilir?” sorusu kalıyor. Kendi kendinelik, özne ve nesnenin aynı olması, başka bir deyişle, nesne olanın belirleyici irade sahibi olması demekti. Özne dediğimiz belirleyici irade sahibi, kendini nesne kılarken bir araç kullanırsa kendi kendineliğe halel gelmez. Mesela, kendi kendinelik (dönüşlülük) içeren yıkanmak eyleminde, yıkanan özne bu esnada tas kullansa da yıkanmış olur. İktidar, kullanımında haklarının ve iradelerinin payı olan irade sahiplerine aittir. O halde temsili kullanımda, kullanım hakkı sadece halka ait olan iktidarın gerçekten ve sadece halka ait kalabilmesi için uygulayıcıların iradelerine –belirleyici iradenin eş paydaşlarından sadece biri olmak dışında- hiç pay verilmemesi gerekiyor. Eğer temsili kullanımda uygulayıcıların iradesine hiç pay verilmezse, uygulayıcılar neredeyse iradesiz bir nesne ya da belirleyici iradeye tavsiye veren, seçenek sunan ama son tahlilde iktidarın sahibi belirleyici iradeye sadakat gösteren ve onlara tabi olan bir akıllı araç haline getirilirse, kendi kendinelik ve dolayısı ile iyi yönetinim sağlanmış olur.Temsilcilerin temsil edilenlere sadakati sadece iyi yönetinimin kendi kendinelik ilkesi gereği değil, aynı zamanda demokratik egemenlik gereği de şart. Demokratik egemenlikte üç iktidar var ve üçünün de kullanımı halka ait. Halk da bu iktidarlarını temsili şekilde ancak kendisine sadık temsilciler eliyle kullanır. Temsilciler halka sadakat göstermezse halk iktidarlarını kullanmış olamaz, çünkü halka ait iktidarları başka iradeler başkalaştırarak kullanmıştır ve dolayısı ile böyle bir durumda demokratik egemenlikten bahsedilemez. Demokratik egemenliğin var olabilmesi için temsilcilerin halka sadık olmaları şarttır.İktidarın, sahipleri tarafından doğrudan kullanılamadığı durumlarda temsile başvurulur. İktidar sahipleri, iktidarlarını sanki kendileri doğrudan kullanarak iyi yönetinimi gerçekleştiriyormuşçasına bir araç/uygulayıcı olarak kendilerine sadık temsilci belirler. Halkın, iyi yönetinimi gerçekleştirmek amacıyla kullanım hakkı kendisine ait olan iktidarları, çeşitli sebeplerden ötürü kendisi doğrudan kullanamadığı için, belirlediği kendisine sadık temsilciler eliyle kullanmasına temsili iyi yönetinim denir. Görüldüğü gibi temsili iyi yönetinimin amacı da iyi yönetinimi yani demokrasiyi gerçekleştirmektir. Temsil, iyi yönetinimin kullanım şekillerinden biriydi. O halde iyi yönetinimde temsil dahil hiçbir şeyin kullanılmadığı bir durum da söz konusu. İşte bu durumdaki, iyi yönetinimi uygulama hakkı olan halkı, halkın iyi yönetinim esnasında kullanacağı iktidarları ve iktidarların aralarındaki ilişkileri ve özelliklerini barındıran bu alana demokrasinin çekirdek alanı diyelim. Çekirdek alandakilerin temsili karşılıklarının oluşturduğu alana ise demokrasinin temsili alanı diyebiliriz. Bu durumda, amacı iyi yönetinim olan, iyi yönetinim özelliklerini taşıyan, demokrasinin çekirdek alanından demokrasinin temsili alanına tanımlanmış dönüşüme demokratik temsil (temsili demokrasi fonksiyonu) diyebiliriz. Bir dönüşüm olarak demokratik temsil, kaynağın genetiğini koruyan yapıda olmalıdır ki iyi yönetinim gerçekleşebilsin. Yani demokratik temsil dönüşümü, demokrasinin çekirdek alanındaki unsurlarını demokrasinin temsili alanına taşırken, unsurların çekirdek alandaki özelliklerini aynı ile korumalı.

Temsilci nasıl belirlenir?

Temsil varsa, temsil edilen ve temsil eden vardır. Peki, temsilci nasıl belirlenecek? Burada bahsettiğimiz temsil, iyi yönetinimi amaçladığı için temsilin kendisinin de iyi yönetinim özelliklerini taşıması gerekir. Açarak ifade edersek, iyi yönetinimi amaçlayan bir temsilin temsilcisinin de, iyi yönetinim içeren bir yöntemle belirlenmesi gerekir. Bu da seçimi ve dahası iyi yönetinim ilkelerinin uygulandığı bir seçimi gerektirir. Temsilci, halka sadık bir araç olarak, halk tarafından iyi yönetinimi içeren yöntemlerle, yani iyi yönetinim ilkelerinin uygulandığı seçimle belirlenmeli. Dolayısı ile demokratik temsil varsa seçim, seçim varsa da seçmen var demektir. Seçmen, demokratik temsil işlediğinde ortaya çıkacağı için, bir unsur olarak haliyle demokrasinin temsili alanına aittir. Seçmen, demokrasinin temsili alanında, iktidarlardaki payı temsil edilecek kişidir. İktidarlar da kişilerden oluşan halkın tamamına ait olduğu için, temsili alanda halkın tamamı seçmenlere, seçmenlerden oluşan en geniş kümeye, yani bir evrensel seçmen kümesine dönüşür. İşte böylesi bir dönüşümde kişi seçmene, halk evrensel seçmen kümesine, iktidar kuvvete, normatif iktidar yasama kuvvetine, pozitif iktidar yürütme kuvvetine, negatif iktidar yargı kuvvetine, iktidarlar ayrılığı kuvvetler ayrılığına, iktidarlar bölünmesi kuvvetler bölünmesine, kolektif ve genel olan merkeze, otonom ve özel olan çevreye (çevredeki otonom birimlere) dönüşür. Halk, demokrasinin temsili alanında evrensel seçmen kümesi sıfatıyla, iktidarların temsili alandaki yansımaları olan kuvvetlere, kendi içindenseçtiği kendisine sadık temsilciler aracılığıyla, çekirdek alanda doğrudan kullanamadığı iktidarlarını temsilen kullanır. Temsilci, demokrasinin çekirdek alanından bir unsurun, demokrasinin temsili alanındaki doğrudan yansıması değildir. Temsilci, demokrasinin temsili alanının içindeki süreçlerde belirlenir. Peki nasıl? İlk olarak, kişi demokrasinin temsili alanında seçmene, halk evrensel seçmen kümesine dönüşür. Bunu takiben, demokrasinin temsili alanındaki evrensel seçmen kümesi, kendisine temsilci seçilecek ilgili kuvvetin yapısının gerektirdiği şekilde tasnifle, ayrık alt kümelerin birleşimi halini alır [bunun ayrıntıları gelecek yazıda]. Evrensel seçmen kümesinin tasnifi sonrası, iyi yönetinim özelliklerini taşıyan seçimlerle temsilci ortaya çıkar. Her kuvvetteki temsil, genel olarak iyi yönetinim özelliklerini içermeli. Yukarıda sebepleriyle açıklandığı gibi temsilcilerin seçilmesi iyi yönetinim özelliklerini taşıyan bir seçimle olmalı. İşte bu sebeple, iyi yönetinimin temsil modeli olan “demokratik temsil”, hem temsil eden hem de temsil edilen bakımından iyi yönetinim özelliklerini taşımalı. Bunun için;

1- İyi yönetinimdeki haktan veya iradeden, bunların özelliklerinden ve aralarındaki ilişkilerden kaynaklanan iktidarları kullanma hakkı olanlar, yani temsil edilecekler, temsilcileri kendi içlerinden kendileri belirlemeli. Kendi içlerinden kendilerinin temsilci belirlemiş olmaları için de ilgili kuvvet yapısının müsaade ettiği ölçüde tek dereceli, doğrudan bir seçim yapılmalı (kendi kendinelik şartı).

2- Temsilcileri belirleyen herkesin iradesi kendi aralarında, ve aynı kuvvete mensup seçilmiş temsilcilerin yansıttığı iradeler de kendi aralarında eşdeğer olmalı (iradenin eşitliği şartı).  

3- Temsilin söz konusu olduğu iktidarın ve dolayısı ile yansıması olan kuvvetin yapısı müsaade ettiği ölçüde, her bir temsilci, bir indirgenemez tasarruf konusu olarak belirlenmeli ve her bir temsilcinin temsil ettiği grup (küme) ayrı olmalı (tasarrufların indirgenemezliği şartı). Görüldüğü gibi tasarrufta indirgenemezlik şartı, temsilci ve temsil edilen grup arasında birebir eşleşmeyi, birebirlik ilişkisini gerektiriyor. Bu birebirlik ilişkisi aynı zamanda temsilcinin ismen seçilmesini de gerektirir.

4- Temsil edilecek iktidarın yapısı müsaade ettiği ölçüde, temsilci yarıdan fazla çoğunlukla belirlenmeli (yarıdan fazla çoğunluk şartı).

5- Hak ihlali içermemeli (hak ihlali içermeme şartı). Hak ihlali içermeme şartı sadece seçim süreçlerini kapsamaz, aynı zamanda temsil edilenlerin temsilci üzerindeki haklarını da kapsar. Amacı iyi yönetinimi gerçekleştirmek olan bir kendi kendinelik grubu, bu amacı gerçekleştirmek için kullanma hakkının olduğu iktidarlarını temsilciler aracılığı ile kullanacaksa, iyi yönetinimi gerçekleştirmek için araç/uygulayıcı olmaya gönüllü olan temsilcilerden, iyi yönetinim çerçevesinde sadakat bekleme hakkına sahiptir. Dolayısı ile kuvvetlerdeki temsilcilerin, iktidarların asıl sahiplerine iyi yönetinim çerçevesinde sadakat göstermeleri şarttır.

Temsil edilenlerin, temsilcilerin sadakat gösterip göstermediklerini anlayabilmek için, temsilcilerin görevleriyle ilgili indirgenemez her tasarrufun öncesi, sırası ve sonrasındaki bütün sözlerini ve davranışlarını neredeyse anlık olarak (ya da mümkün olan en kısa sürede) ve tam bir şeffaflıkla bilme ve öğrenme hakları da vardır. Ancak bu şekilde belirleyici irade sahipleri olan temsil edilenler, sorumluluğu kişiselleşmiş temsilcilere,doğru ve hakkaniyetli biçimde hesap sorabilir, onları ödüllendirebilirya da cezalandırabilir. Sorumluluğu kişiselleşmiş temsilciler, kuvvetlerde temsil ettikleri asıl iktidar sahiplerine bu kapsamda sadakat göstermek zorundadır. Bütün bu şartlar, demokrasinin temsili alanındaki temsilcilerin, hak veya irade kaynaklı iktidarlarını temsil edecekleri kişiler tarafından seçilmesini gerektirir. Temsilci belirlemenin demokratik tek yöntemi, kaçınılmaz olarak yukarıdaki şartları taşıyan seçimdir. Demokratik temsil yoluyla uygulanan iyi yönetinimde, temsil edilenin temsilciye verdiği vekalete demokratik vekalet diyebiliriz. Temsili demokrasinin hükûmet sistemi olarak neden ve nasıl başkanlık sistemini gerektirdiğinin anlatılacağı gelecek yazıda, bu yazıda anlatılanlara uygun bir teklife de yer vermeyi düşünüyorum.

[email protected]