Deprem ve insan kaynağı

Recep Durul / İş Adamı
25.03.2023

Depremin insan kaynağı anlamında ortaya çıkarabileceği maliyetler, üzerinde en çok durulması gereken konulardan biri. Bölgedeki çalışanların deprem nedeniyle alanları dışında istihdam edilmeleri ya da düşük kapasite ile üretimin sürdürülmesi yetenek körelmesi sorununu beraberinde getirebilir.


Deprem ve insan kaynağı

Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkileri sadece 11 vilayette değil, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da daha doğrusu ülkemizin tamamında hissedilmektedir. Devletimizin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşlarımızın dayanışması insanlık için asırlarca unutulmayacak bir model olmuştur. Herkes gücü yettiği kadar maddi ve manevi emeğini ortaya koymakta sevgisini de katarak destek olmaya çabalamaktadır. Deprem yaraları sarılmaya çalışılırken ekonominin çarklarının yeniden çalışması ve işletmelerin kapılarını yeniden açması için sürdürülen çabalar artırılarak sürdürülmelidir.

Tarımsal potansiyel

Depremden etkilenen illerimizin güçlü bir tarımsal üretim potansiyeli bulunmaktadır. Tarımsal gıda ihtiyacımızın kayda değer bir bölümü bu illerimizden karşılanmaktadır. Öte yandan ekonomimize katkı yapan çok sayıda firma faaliyette bulunmaktadır. Bu firmaların ara malı üretimindeki rolleri ve dış ticaretimize katkıları yadsınamayacak düzeylerdedir. Deprem konusunda çok sayıda bilimsel etkinlik düzenlenmekte ve konunun farklı boyutları tartışılarak çözüm önerileri ortaya konmaya çalışılmaktadır. En son Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen bir Çalıştay dikkatimi çekti. Prof. Dr. Nedim Sözbir ve Prof. Dr. Ayfer Gedikli koordinasyonu ile gerçekleştirilen Çalıştay'da davetli değerli bilim insanları tarafından politika yapıcıların dikkate alması gereken çok güzel öneriler sunuldu. Bu önerilerin her biri dikkate alınması gereken çok değerli fikirlerdir.

Yetenek körelmesi

Söz konusu öneriler arasında özellikle insan kaynağı noktasında yapılan tespitler ve değerlendirmelerin oldukça önemli olduğu kanaatindeyim. Bu etkinliğin yanı sıra inceleme fırsatı bulduğum bazı bilimsel toplantılar ve yazıları değerlendiğimde, depremin insan kaynağı anlamında ortaya çıkarabileceği maliyetler ve üzerinde durulması gereken bazı tedbirler aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

- Deprem bölgesinde birçok işyerinde vasıflı işçi istihdamı ile üretim yapılmaktadır. Vasıflı işçi yetiştirmek oldukça güç ve zaman isteyen bir iştir. Deprem ile birlikte çok sayıda çalışan hayatını kaybetmiş ya da başka illere göç etmek zorunda kalmıştır. Bölgede kalanlar ise, işyerlerinin kapalı olması ya da düşük kapasite ile üretim yapmaları nedeniyle üretime yeterli ölçüde destek verememektedirler. Çalışanların ilgili alanları dışında istihdam edilmeleri ya da düşük kapasite ile üretimin sürdürülmesi halinde yetenek körelmesi sorunu ile karşılaşmaları muhakkaktır. Deprem bölgesinde kurumsallaşma noktasında kayda değer mesafeler kaydetmiş saygın firmalar bulunmaktadır. Bu firmalarda işyeri – işveren ve çalışanlar arasında güçlü bağlar kurulmuştur. Sürdürülebilir üretim açısından hayati önem arz eden bu kazanımın heba olmaması için bölgeden göç eden çalışanların yeniden çalıştıkları yerlere dönmelerini teşvik edecek önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin yükü sadece firmalara yüklenmemelidir. Başka bölgelere göç ederek istihdam edilen ya da işsiz kalanların kendi bölgelerinde yeniden çalışma ortamına dönmeleri için her türlü kamusal teşvik ve destek sağlanmalıdır. Firmaları ayakta tutan çalışanların başka bölgelere göç etmesi depremden etkilenen illerdeki üretim birimlerinin gelişimini sekteye uğratacaktır. Özel uzmanlık gerektiren yetişmiş elemanların yerine işe yeni alınan bireylerin istihdam edilmesi firma açısından maliyet ve üretim kaybı sonucu doğuracaktır. İşe yeni alınan elemanların eğitilmesi ve belirli bir uzmanlık seviyesine erişmesi hem zaman hem de ilave maliyet anlamına gelecektir. Üretimleri deprem nedeniyle sekteye uğrayan firmaların bu tür bir zaman kaybına katlanmaları hayli güç olacaktır. İşyerlerinde uzun süre istihdam edilen çalışanlar çalıştıkları birimlerin doğal eğitmenleridir. Bu kişiler işyerinin kurumsal kimliğinin temsilcileridir. Yeni işe girenler bu kişilerden hem üretim bilgi ve becerisi hem de kurumsal kimliğe uygun davranış kalıpları öğrenirler. Öğrenme süreci ciddi zaman ve emek gerektiren uzun bir süreci ifade etmektedir. Firmaların kurumsal değerleri ve üretim becerileri yıllarca görünmeyen emekler ile ortaya çıkan kazanımlardır.

Girişimciler teşvik edilmeli

- Deprem bölgesindeki mevcut firmaların yanı sıra yeni yatırımlar yapacak ya da yeni üretim tesisleri inşa edecek girişimciler teşvik edilmelidir. Mevcut işletmelerin güçlendirilmesi ile birlikte yeni üretim tesislerinin hizmete girmesi bölgedeki vatandaşlarımız açısından istihdam alanlarının gelişmesi anlamına gelecektir. Üretim birimleri teşvik edilirken mevcut potansiyelin yanı sıra bölgenin sektörel gelişim alanları analiz edilerek yeni üretim kollarının gelişimi de teşvik edilmelidir.

Öğretmenlerin rolü

- Bölgede her düzeyde, üniversiteden ilk öğretime kadar hizmet veren eğitim kurumları bulunmaktadır. Üniversite öncesi bütün aşamalardaki eğitim süreçlerinde görev alan öğretmenler kentsel ve kırsal bölgelerin gelişimi açısından hayati bir rol üstlenmişlerdir. Uzun zamandan beri deprem bölgelerindeki yerleşim yerlerinde görev yapan öğretmenler bölgenin kendine özgü dinamiklerini bildiklerinden ya da öğrendiklerinden çocuklarımız, gençlerimiz ve aileleri ile kurdukları etkili iletişim yöntemleri sayesinde başarılı bir eğitim performansı ortaya koymuşlardır. Öte yandan üniversite, yöre halkı ve özel sektör kuruluşları arasında güçlü işbirlikleri gelişmiştir. Bölge üniversitelerinde görev yapan bilim insanları kendi uzmanlıkları ile ilgili alanlarda özel sektör kuruluşlarının gelişimine katkı yapacak işbirlikleri ve eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Çok sayıda vatandaşımız üniversitelerimizin açtığı eğitim programlarına katılarak kendilerini geliştirmektedir. Yüksek lisans ve doktora programlarından mezun olan çok sayıda eğitimli kişi bulunmaktadır. Her düzeydeki eğitim kurumunun yanı sıra üniversitelerin hem iş hayatına hem de toplumsal gelişmeye sağladıkları katkının sekteye uğramaması için deprem bölgesindeki yeniden inşa hizmetleri oldukça önemlidir. Öğretmelerin ve bilim insanlarının bölgede kalmaları gönüllülük esası gözetilerek teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Maaşlar, ders ücretleri ve yayın teşviklerine çok cazip iyileştirmeler sağlanmalıdır. İlk öğretimden üniversiteye kadar her kademedeki çalışanın barınma ihtiyaçlarının depreme dayanıklı lojmanlar inşa edilerek karşılanması yararlı olacaktır.

Sağlık hizmetleri

- Eğitim – öğretim ve bilimsel faaliyetlerin yanı sıra üzerinde durulması gereken başka önemli alanlardan birisi de sağlık hizmetleridir. Beşeri sermaye gücünün artırılması için eğitim faaliyetlerinin yanı sıra kaliteli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi de elzemdir. Bölgede yüksek standartlara sahip sağlık kuruluşları inşa edilmeli ve sağlık personelinin bulundukları yerleşim yerlerinde kalmaları teşvik edilmelidir. Yüksek standartlara sahip fiziki mekanların inşa edilmesi ve her türlü mali desteğin sağlanması elzemdir.

Devletimizin eğitim ve sağlık alanlarında yeni personel istihdam etme konusundaki kararı oldukça yerindedir. Bu kararla birlikte bölgede görev yapan saygıdeğer kamu çalışanlarının aynı kurumlarında gönüllülük esası dikkate alınarak hizmetlerini sürdürmelerinin teşvik edilmesi de gerekmektedir.