Din felsefesinin tarihe etkileri

Murat Güzel / Açık Görüş Kitaplığı
7.01.2023

Hegel'in, Ebu Nasr Farabi, Baruch Spinoza ve Carl Schmitt gibi teolojik politiğe sahip filozof olmasından yola çıkan Ceyhan Işık, çoğu araştırmada ihmal edilen Hegel'in din felsefesinin, mantık, devlet ve tarihle yakından ilgili olduğunu ifade ediyor.


Din felsefesinin tarihe etkileri

Beşeri bilimler arasında sayılan Uluslararası İlişkiler disiplini adı üstünde ulusların siyasi ve hukuki ilişkilerini irdeleyen bir disiplin olagelmiştir. Hans Joachim Morgenthau, Edward Hallett Carr, Kentehh Wlatz gibi müelliflerin yazıp çizdikleriyle dikkatleri çeken disiplin içindeki birçok düşüncenin ise köklerinde Francis Suarez, Thomass Hobbes, John Locke, Jean-Jacques Roussseau, Christian Wolf, Jurgen Habermas gibi düşünürlere ait görüşlerin olduğu görülür. Sözü edilen düşünürler arasında ismi geçen G. W. F. Hegel'in uluslararası ilişkilerle ilgili müstakil bir eser üretmemesine karşın çok yönlü bir biçimde devletler hukukunu tartıştığı da bilinir.

Hegel'in uluslararası ilişkilerle ilgili düşüncelerinde Kant'ın aksine savaşa tarafgir ve anti-kozmopolit bir isim olduğunu vurgulamak elzemdir. Hegel'e zıt olarak Kant'ın barış yanlısı olması hasebiyle özellikle ABD'de hakkında yapılan çalışmaların Hegel'e nazaran daha yoğun olduğunu da söylemeli.

Teolojik politik

Uluslararası kurumların bekleyen etkiyi üretememesi ve savaşların önüne geçilememesi Hegel'in devletler hukukunu irdeleyen felsefesinin bazı yönlerden hâlâ koruduğunu da bize gösterir. Genelde Hegel'in devletler hukuku üç perspektif üzerinden ele alınır: i) Savaş, ii) Devletler paktı, ki Hegel için varış anlamına gelir ve iii) Tanıma, ki bunun da Hegel için savaş ve barışla yakından ilgili olduğunu söylemek gerekir.

Hegel'in Ebu Nasr Farabi, Baruch Spinoza ve Carl Schmitt gibi teolojik politiğe sahip filozof olmasından yola çıkan Ceyhan Işık, çoğu araştırmada ihmal edilen Hegel'in din felsefesinin mantık, devlet ve tarihle yakından ilgili olduğunu ifade ederek dinin Hegel'in devletler hukukunu açıklığa kavuşturan en temel öge sayılması gerektiğine işaret ediyor.

Hegel'in devletler hukuku felsefesinin İkinci Dünya Savaşı sonrası ilgi görmeye başladığını söyleyen Işık, bu ilginin de savaştan sorumlu düşünür arama peşine düşmeleri sebebiyle genelde olumsuz geliştiğini kaydediyor. Immanuel Kant'ın bile kategorik buyruk öğretisi dolayısıyla Fichte, Nietzsche, Schmitt, Heidegger gibi Nazizme yol açan düşünceler üreten filozoflar kervanına dahil edildiğini belirtiyor. Kurduğu hipotezler etrafında Hegel'in devletler hukukunu irdeleyen Işık, felsefi tezinde Hegel'in birlik anlayışının salt bir özdeşleşim olmadığını tasrih ederek onun "çoklukta birlik" ilkesini temel aldığına dikkat çeker. Işık'a göre Hegel, düşünceleri ayırdığı gibi birleştirir de; aklîlik-gerçeklik, tinsellik-hakikat, devletler-tarih, zorunluluk-imkan bu birlik düşüncelere örnektir. Felsefi teziyle yoğun bir biçimde harmanlayarak dile getirdiği dinî tez bağlamında devlet, felsefe, tarih, yurttaşlık, kültür, sömürgecilik, devletler paktı, çokluk, savaş, tanıma, evlilik gibi temaları din ile birlikte ele alırken politik tezde ise idealizm-realizm ilişkisini birliktelik perspektifiyle yorumluyor. Hegel'in felsefesinin en genel anlamıyla teslis akidesine yaslandığını vurgulayan Işık, Hegel için din felsefenin temelindedir; Hegel, dini "kitleler için bir felsefe" sayar, diyor. Hegel için önemli olanın bizzat devletin kendisi ve tarih olduğunu, buna karşın onun dış siyasetini bilmeden devlet ve tarih düşüncesinin yeterince anlaşılamayacağını belirten Ceyhan Işık Hegel'in devletler hukukunun uluslararası ilişkiler teorisine biçim verecek yanlarını, onun din, devlet ve tarih etrafında dile getirdiği düşünceleri ekseninde yorumluyor.

Din Devlet Tarih Ceyhan Işık Paradigma 2022

Bir Bektaşi tekkesinin son postnişini

Kurtuluş Savaşı esnasında Eskişehir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin esir aldığı, Kurtuluş Savaşı sonrasında da tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla Seyit Battal Gazi dergahından çıkarılan Mustafa Şükrü Metin Baba'nın hayatı etrafında kaleme aldıkları kitaplarında Ahmet ve Hakkı Taşğın, Osmanlı'nın son yıllarında ve Cumhuriyet döneminde Bektaşi şeyhlerin tekke faaliyetlerini nasıl sürdürdüklerine ve sıkıntılı bu dönemleri nasıl atlattıklarına ilişkin akla gelebilecek sorulara cevap arıyor. Kitapta Balım Sultan erkanına tabi, Şücaattin Veli tekkesinin postnişini Mustafa Şükrü'nün Arapça yayınlanan Tarihçey-i Seyitgazi ve Divan-ı İlhami eserlerinin tercümesine de yer veriliyor.

Mustafa Şükrü Metin Baba, Ahmet Taşğın-Hakkı Taşğın, Çizgi, 2022

Müttefiklerin İstanbul işgal komutanı

Birinci Dünya Savaşı sonrasında işgal edilen İstanbul'a Charles Harington, Müttefik İşgal Orduları Başkumandanı olarak General George Milne'nin yerine atandı. 1920 ve 1922 yılları arasında İstanbul'un İşgal Orduları Başkumandanı olarak görev yaptı ve bu sırada Milli Mücadele'ye tanık oldu. Türkçede ilk kez tamamı yayımlanan hatıratında İngilizlerin işgal komutanı Harington, Sultan Vahideddin'in İstanbul'dan kaçırılışından Mustafa Kemal'le temaslarının olup olmadığına, İsmet İnönü Paşa'yla dostluğundan Refet Paşa'yla aralarındaki gerilime kadar birçok soruya da kendi bakış açısıyla cevaplar veriyor. İşgal ordularının İstanbul'u nasıl terk ettiğine ilişkin bilgiler de içeren hatırat İstanbul'un ve Anadolu'nun o dönemki ahvaline de ışık tutuyor.

İngiliz Komutan Anlatıyor, Charles Harington, çev. Tuğçe Akyüz, Kronik, 2022

@uzakkoku