DNA hasarını önleyen mavi altın

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut / Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü
7.10.2022

1950'li yıllarda özellikle Norveç'te çok talep gören ve gece karanlığında görmeyi sağladığına inanıldığı için askerlere yedirilen yabanmersini bugün Avrupa'da çok yaygın olarak kullanılan bir meyve. Sağlığa faydaları nedeniyle "superfood" (harika besin) olarak nitelendiriliyor.


DNA hasarını önleyen mavi altın

20. yüzyılın başlarında Amerika'da gerçekleştirilen ıslah çalışmaları ile gündelik hayata daha yoğun bir biçimde dâhil olan ve "rubel" olarak bilinen türü üretilen yabanmersini, 1920'li yıllarda kurulan bahçelerde yetiştirilmeye başlanarak ticari ürüne dönüştürülmüş ve bu tarihlerden sonra market raflarına girerek hızlı bir biçimde bütün dünyaya yayılmıştır. Yine Almanya'da yapılan geniş ölçekli ıslah çalışmaları ile "blauewiss-goldtrauble" ve "blauewiss-zuckertrauble" türleri yetiştirilen yabanmersininin yeni türlerinin kültüre kazandırıldığını da belirtelim. 1950'li yıllarda özellikle Norveç'te çok talep gören ve gece karanlığında görmeyi sağladığına inanıldığı için askerlere yedirilen yabanmersininin bugün Avrupa'da çok yaygın olarak kullanılan bir meyve olduğunu ve özellikle de sağlığa faydaları nedeniyle "harika besin" (superfood) olarak nitelendirildiğini not etmeden geçmeyelim. Yetiştirme şartları zor ve meşakkatli olduğu için dünyada üretimi çok fazla değildir. Sektörün en büyük üreticileri Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'dir.

Yabanmersini cenneti Karadeniz

Puslu ve parlak mavi rengi dolayısıyla "Mavi Altın" olarak da nitelendirilen yabanmersini, başta Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzey kesimleri olmak üzere Anadolu'nun birçok bölgesinde (en fazla Giresun, Sürmene, Rize, Erzurum, Trabzon ve Uludağ) yetişmekte olup ülkemizin farklı yerlerinde muhtelif isimlerle bilinmektedir. Mosi (Ardahan), Likapa (Rize), Ligarba/Trabzon çayı (Trabzon), Çalıçileği (Karakavuz/Zonguldak), Kaskanaka (Pazar/Rize), Çera/Çela (Ardeşen/Rize), Morsvi/Mahabak/Mesi (Artvin), Çalı Çiçeği (Giresun), Cırtlak Çileği (Ordu), köpek üzümü (Yozgat), ayı üzümü, mavi yemiş, çay üzümü ve çoban üzümü gibi isimlendirme biçimlerini bunlar arasında zikredebiliriz.

Çalımsı bitkisi ile on cm ile dört metre arasında değişebilen yabanmersini (vaccinium myrtillus), fundagiller (ericaceae) familyasına mensup olan üzümsü bir meyvedir. Ekşimsi tatlı bir tadı vardır. Ahududu, böğürtlen, Frenk üzümü ve çilek gibi meyvelerle aynı ailedendir. Mavi ve mor renkli meyvelere sahip çok yıllık çiçekli bitkiler arasında yer almaktadır. Rakım olarak yüksek, asit karakterli ve organik madde açısından zengin olan ormanlık ve fundalık bölgelerinde birçok yabani türüne rastlanan yabanmersininin ılıman iklimleri sevdiği bilinmektedir. Anavatanı Kuzey Yarımkürenin serin ve yüksek kesimleridir. Ağırlıklı olarak yabani türleri ile asırlardan beri insan hayatında olan yabanmersinin örneğin kadife yapraklı yabanmersini, yer yabanmersini, kısa boylu yabanmersini, kısa çalı formlu siyah yabanmersini, yüksek çalı formlu yabanmersini, tavşan gözlü yabanmersini, bataklık yabanmersini ve adi yabanmersini gibi türleri en çok bilinenleridir.

Avrupa'da eskiden beri yaygın

Eski zamanlardan beri Güney Amerika ve İskandinavya ülkelerinde tüketilen ve geçmişi neolitik dönemlere kadar takip edilebilen yabanmersininin tarihî dönemlerde çeşitli şekillerde kullanıldığı bilinmektedir. 16. yüzyılda Alman botanikçi Hieronymus Bock yabanmersinini öksürük ile mücadele için önermiş, yine aynı dönemlerde İtalyan hekim Andrea Mottioli ile Alman botanikçi Adam Lonitzer meyvenin terletici ve idrar söktürücü etkilerini keşfetmişlerdir. 18. yüzyıl tababet metinlerinde dolaşım sistemi rahatsızlıklarına karşı tedavi için kullanıldığı kaydedilen ve 20. yüzyıla gelindiğinde halen bu amaçla tavsiye edildiği belirlenen yabanmersininin 19. yüzyılın başlarında tifo ile mücadelede ateş düşürücü olarak kullanıldığı görülmektedir. Yine 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'daki tıp merkezlerinde şeker hastalığı ile mücadele süreçlerinde önemli bir ilaç olduğunun öğretildiğini ve bu amaçla yaygın bir kullanım alanına sahip olduğunu da belirtelim.

Taze meyve olarak sevilerek tüketilmesinin yanında bir çeşit baharat olarak da değerlendirilen yabanmersininin birçok kullanım alanı vardır. Nektarından lezzetli bir meyve suyu üretilen ve kurutulan meyveleri öğütülerek şeker hastaları için bir çeşit tatlandırıcıya dönüştürülen yabanmersininin kökleri, yaprakları, meyvesi ve kuru meyvesi örneğin ilaç sanayiinde kullanılmakta, meyve ayrıca çeşitli süt ve yoğurt türlerine ilave edilmektedir. İnsülinin keşfinden önce şeker hastalarına tavsiye edilen ve halen diyet menülerinin vazgeçilmez kalemleri arasında yer alan ve unlu mamul üretiminde de talep gören yabanmersini ekmek, yulaf ezmesi, krep, turta, çörek, kek, puding ve pastalara lezzet vermektedir. Yine meyve salatalarına eklenmekte, reçel, marmelat, pekmez ve konservesi yapılmakta, yapraklarından ve kuru meyvesinden çay demlenmektedir.

Antioksidan kaynağı

Meyveye aynı zamanda koyu mavi rengini de veren antioksidan içeriği en yüksek bahçe bitkisi olan ve örneğin antiinflamatuar ve antimikrobiyal nitelikleri ile dikkat çeken yabanmersininin muhtevasında birçok önemli madde bulunmaktadır. Meyve, az miktarda protein ve yağ ile bol miktarda suya ilave olarak muhtelif karbonhidratlar, posa, A, B (düşük miktarda), C ve E vitaminleri, folik asit, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir ve çinko gibi vitamin ve mineralleri ihtiva etmektedir. Yine yabanmersininin meyve ve yapraklarında başta kinik asit, malik asit, sitrik asit ve gallik asit olmak üzere birçok asit türü de yer almaktadır. Bütün bunlara ilave olarak, yabanmersininin meyve türleri içerisinde mevcut olduğu tespit edilen altı doğal antosiyanin türünden beş tanesini (siyanidin, delphinidin, malvidin, peonidin ve petunidin) içerdiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Göz için mucizeler yaratıyor

İçeriğinde henüz herhangi bir alerjik bileşik tespit edilmeyen, ayrıca nem ve lif oranı yüksek olmakla birlikte düşük kalorili olan yabanmersininin insan sağlığı açısından birçok faydalı etkiye sahip olduğunu biliyoruz. Özellikle göz ile ilgili rahatsızlıklarda oldukça etkili olan yabanmersini göz yorgunluğu, miyopluk, halk arasında karasu olarak bilinen göz tansiyonu, katarakt, şeker hastalığından kaynaklanan görme bozuklukları ve tavukkarası da denilen gece körlüğüne karşı olumlu sonuçlar vermektedir. Aynı şekilde gece görüşünü arttırmakta, göz kamaşmasını gidermekte, retinayı güçlendirmekte ve gözlerdeki kılcal damar çatlamalarını engellemektedir. Yine cilt sağlığına iyi gelmekte ve yaşlanmayı önleyici etkiler ortaya koymaktadır. İlaveten, yapılan yeni araştırmalarla birlikte yabanmersininin DNA hasarını önlediği ve kanserli hücrelerin artışına mani olarak muhtelif kanser türleri ile savaştığı, tümörlerin gelişimine set çektiği, yanı sıra çeşitli kalp ve damar rahatsızlıklarını önlediği tespit edilmiştir.

UV radyasyonuna karşı mücadelede önemli bir rol üstlendiği de ortaya konmuş olan yabanmersininin şifa olduğu rahatsızlıklar bu kadarla sınırlı değildir. Kan şekerini ve kolesterolü düşürdüğü, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hafızayı kuvvetlendirdiği, ağız ve diş sağlığına katkı sağladığı, yüksek tansiyonu engellediği bilinen meyve göz ile alakalı birçok rahatsızlığın yanı sıra kabızlık ve bulantıya iyi gelmekte, mide kramplarını gidermekte, obezite ve ülser ile mücadele etmektedir. İltihaplanmayı önlemekte, kollajen dengesini düzene sokmakta ve pıhtılaşmayı azaltarak damar sertliğinin önüne geçmektedir. Öte yandan varis ve hemoroid türü rahatsızlıklara da şifa olduğu tespit edilen yabanmersininin yapılan son araştırmalarla birlikte zekâyı geliştiren besinler arasında yer aldığının belirlenmiş olduğunu da vurgulayalım.

Son olarak belirtilmesi gereken bir başka nokta da haddinden fazla yabanmersini tüketiminin zararlı sonuçlarının olabileceği meselesidir. Yabanmersinini fazla tüketmek müshil etkisi yapabilmekte, ayrıca içeriğinde yer alan ve aspirinde bulunan salisilik asit nedeniyle kanı gereğinden fazla sulandırabilmektedir. Bu durum, kontrol edilemez olduğu takdirde istenmeyen sonuçların ortaya çıkabilmesine sebebiyet verebilmektedir.

[email protected]