Doğum günü kutlamanın metotları

Mustafa Çiftçi / Yazar
6.11.2020

Doğum günü için evi süslemek ayrı bir maharet. Evde doğum günü yapılacaksa. Olmazsa olmaz şart evi süslemektir. Bence doğum günü evler süslendikçe sünnet düğünlerinde acemice süslenmiş evlere benziyor. Gerçi bu meselede de “Nasıl süslenir?” diye hazırlanmış videolar var. Lakin her iş video seyretmekle olmuyor. Biraz da göz nizamı lazım, kabiliyet lazım. Yoksa kes yapıştır metotlarla ev çerçi çanağına dönüyor.


Doğum günü kutlamanın metotları

Doğum günü kutlamak artık mühim meseledir. Alışverişi günler öncesinden başlayan. Küçük bir nişan töreni kadar şatafatlı olan bir faaliyettir. Doğum günü organizasyonu için herkese düşen bir iş oluyor. Balon şişirmek de bana düştü. Nefesimin bu kadar yeteceğini hiç hesap etmemiştim. Gerçi tütün içmem ama yine de balon bu kadar büyük olunca insan tedirgin oluyor. Yarıda tıkanıp kalmak da var işin ucunda. Ama kamuoyu önünde rezil olmadan boyum kadar büyük balonu şişirdim. Her işte olduğu gibi bu işi yaparken de fotoğrafımı çektiler. Fotoğraf çektirmek evvelden merasimli bir işti hatırlarsanız. Ama şimdi merasimsiz hemence çekiliyor fotoğraf. Belli bir yaşın üstündekiler poz vermeye çalışıyorlar. Düzgün çıkalım gayretindeler ama cep telefonuyla büyümüş olanlar her durumda fotoğraf çekiyorlar. Onlar için fotoğraf yüzlerce, binlerce andan bir an. Hiç üzerinde durmaya değmez. Beğenmediysen sil yeniden çek.

Ev nasıl süslenir?

Doğum günü için evi süslemek ayrı bir maharet. Evde doğum günü yapılacaksa. Olmazsa olmaz şart evi süslemektir. Bence doğum günü evler süslendikçe sünnet düğünlerinde acemice süslenmiş evlere benziyor. Gerçi bu meselede de “Nasıl süslenir?” diye hazırlanmış videolar var. Lakin her iş video seyretmekle olmuyor. Biraz da göz nizamı lazım, kabiliyet lazım. Yoksa kes yapıştır metotlarla ev çerçi çanağına dönüyor. Bilenler bilir “çerçi” denen kişiler köy köy dolaşır satış yaparlardı. Aklınıza gelecek her şey vardı onlarda. Eskinin yürüyen mağazalarıydılar. Ve o mağaza hep çok karışık olurdu. İşte doğum günü ev süsleyenler de işi bilmiyorlarsa ev çerçi çanağına dönüşüyor.

O gün ne giyilecek?

Bizim doğum günü merasimimiz kızım için yapıldı. Kendisi on üç yaşına girdi. Pek heyecanlıydı. Aylar öncesinden beklemeye başladı. O gün kimleri çağıracağı neredeyse kesin belli olduğu için. İl dışından gelecek olanların izinleri zamanında ayarlandı. Gerçi şimdi okul olmadığı için okul arkadaşlarına el yapımı davetiye hazırlama işi yoktu. “Çağırılacaklar” olduğu gibi “çağrılmayacaklar” listesi de vardı tabi. Benim gözlemim; kız çocukları bu listelere daha bir düşkün oluyorlar. Oğlum da doğum günü yaptı ama onun böyle kesin riayet edilecek listesi yoktu. Kızlar sadece listeye değil o gün ne giyilecek meselesine de epey vakit ayırıyorlar. Daha o yaşta bu kadar kılık kıyafete düşkün olması marazi bir durum mudur sormak isterim. Gerçi kılık kıyafeti terziye sipariş verenler bile varken. Hazır giyimden nefsini körleyen kızlar artık ehveni şer sayılıyor. Yani kızlar büyüdükçe her adımları bir maliyet hesabı çıkarıyor ortaya. Ev süslerken sergilenen acemilikler kıyafet alımında da göze çarpıyor. Değişik olacağım diyerek ipin ucunu kaçıranlar çoktur. Mesela ayakkabıda bu çok rahat gözlenebilir. “Bu ayakkabıları kimler alıyor acaba?” diyerek hayretle baktığım modeller işte herkesin kendini gösterdiği doğum günlerinde sahiplerini bulmuş halde karşımıza çıkıyorlar. “Meğer o ayakkabıları giyenler varmış, hem de çokmuş.” diyorsunuz.

Evimizi süsledik, kimleri çağıracağımıza uzun süren müzakereler sonunda karar verdik. Ne giyeceğimize de karar verdiysek artık ne ikram edeceğimiz meselesini konuşabiliriz. Bu başlık belki karar vermesi en uzun süren başlıktır. Çünkü diğer başlıklarda kız çocuğu sağdan soldan duyduklarıyla, moda olan şeyleri seçerek, video seyredip öğrenerek bir karar veriyor. Ama ne ikram edileceği neredeyse tamamen anne kararına muhtaçtır. Anneler sadece doğum günü değil, düğün, bayram her türlü özel günde sofra çıkardığı, ikram düzdüğü için o meselede kızlarına pek laf düşürmüyorlar. Kızlar da annelerin uzmanlıklarına hürmet ettiklerinden ses çıkarmıyorlar. Hürmet etmeyip anneye itiraz edenleri ise doğum gününde mahcup olmak gibi feci bir akıbet bekliyor zaten. Bakın tam burada ikram meselesini kızına bırakan acemi annelerden bahsetmek lazım. Annelik kurs ile öğrenilmeyip yaşamaya tabi olduğundan anneler bazen acemilik gösterirler. Bu acemilikleri de en çok ilk çocuklarında olur. İlk çocuklar anne baba için acemilikten kurtulmanın uygulamalı dersi gibidir. Kızının doğum gününde ikram seçeneğini ona bırakan bir çok anne. Kızlarının kola, cips, pizza rezilliğine düşüklerini gözleriyle görmüşler ve ergen kızlara emanet edilen bir menüye çok itibar edilmemesi gerektiğini yaşayarak öğrenmişlerdir.

İkrama karar vermek

Peki ikram nasıl olacak? Bu soru anneden anneye farklılık gösteren cevaplara sahiptir. “Bazı anne ev yapımına paha biçilmez.” diyerek tatlısından tuzlusuna türlü çeşit hamur işi yapar. Kızlar ise annelerin kendi arkadaşlarına yaptıkları hamur işlerini biraz yaşlı işi bulabilirler. Bu meselede akıl vermek bana düşmez lakin. Kızların istediği az kalorili, bol renkli, doğal beslenmeyi merkeze alan sofralar oluyor. Böylesi daha “kuul” sayılıyor. Yağlı, yüzlü, kaymaklı, ballı bir sofra kızları açmıyor. Esasen erkek çocukları da artık yağlı ballı sofraları kaldıracak bir iştaha sahip değiller. Onlar da hazır yiyeceklerin kurdu ama iyi beslenmek namına bildiğimiz her şeyden uzaklar. Kızların doğal ve “kuul” sofralara daha yakın olduklarını belirtince bir başka ayrıntıyı atlamadan geçmeyelim. Sofra hazırlanırken anneler o kadar ince bir ayar verirler ki kızlar sofrayı kendileri hazırlamış hissederler ama esasen sofra anne maharetiyle hazırlanmış olur. Bazı anneler acemilik yapıp “kızım sofranız tamam” diyerek güya kızına iyilik yapmış zannetseler de esasen, ergen kişiye hazır sofrayı kabul ettirmek deveye hendek atlatmaktan zordur. Öyle bir ayarda söyleyeceksin ki ergen kişi sofrayı kendi istediği gibi yapmış zannedecek.

Emekli erkeklerin dramı

Doğum gününde kıyafeti, ikramı, ortamı tamam olan kızlar ev halkını o gün ayak altında görmek istemezler. Bu işten en çok emekli babalar mustarip olur. Herkes kendine gidecek bir yer bulur da emekli erkek kimsenin istediği bir misafir değildir. Emekli erkeklerin dramı bu yazının boyunu aşar lakin şu kadar söyleyelim ki kahve köşelerinde nöbetinin bitmesini bekleyen epeyce bir erkek nüfusu var. Onlar kızlarının misafirleri rahat etsin diyerek evden gönderilmişlerdir. Ve akşam olmasını sabırla beklerler. Ama esasen emekli erkekler bizim memleketimizde ölümü bekler gibi yaşarlar. Ömür sürmek değil ölüm gözlemektir onların hayatı...

Doğum günü kutlamasını dışarda yapanlar, doğum günü gurbette geçirenler, askerdeyken doğum günü gelenler gibi daha pek çok başlık var ama yerimiz bitti, bu haftalık bu kadar olsun, kalın sağlıcakla...

[email protected]