Dubai EXPO: Yeni hezimet mi?

Hamdullah Baycar / Yazar
5.03.2021

Dubai için EXPO ciddi avantajlar getirecek olsa da turizm alanındaki durgunluğunun 2022'nin sonlarına kadar düzelmeyeceği ve bundan ciddi anlamda etkileneceği biliniyor.


Dubai EXPO: Yeni hezimet mi?

FIFA Dünya Kupası ve Olimpiyat oyunlarından sonra dünyanın en popüler üçüncü organizasyonu statüsünde olan EXPO'nun (Dünya Fuarı) ilki 1851'de İngiltere Kraliçesi Victoria döneminde yapıldı. 1928'de Uluslararası Sergiler Bürosu'nun kurulmasıyla sistematik bir hal alan EXPO kapsamında özellerin yanı sıra beş yılda bir yapılan ve altı ay süren çok sayıda genel EXPO organizasyonları da düzenlendi. Düzenlendiği ülkede Eiffel Kulesi gibi birçok kalıcı eser bırakan EXPO, hazırlık ve organizasyon sürecinde ülke ekonomisini canlandırmanın yanı sıra tanıtım ve reklama büyük katkı sağlamakta. 75 milyondan fazla ziyaretçiyle tarihi ilgi ve gelir yakalayan 2010 Şanghay EXPO'su başarı hikayelerinin en günceli. Ancak her EXPO bu başarıyı elde edemiyor hatta büyük hezimetle sonuçlanabiliyor. Bunlardan en bilineni ise 2000'de yapılan ve hedeflediği 40 milyon ziyaretçinin sadece yarısına ulaşabilen Hannover EXPO'su. Yine Louisiana, New Orleans'ta yapılan 1984 EXPO'su da devam ederken iflasını açıklayan ilk EXPO. Bu çerçevede, 2020'de yapılması planlanan ancak Kovid-19 salgınından ötürü 2021'e ertelenen Dubai EXPO'sunun durgunluk içinde olan Dubai ekonomisine can suyu mu yoksa yeni bir EXPO hezimetine mi sahne olacağı merak konusu.

33 milyar dolarlık umut

Birleşik Arap Emirlikleri'nin yedi emirliğinden en zengin ikincisi olan Dubai 2013'te EXPO-2020 adaylık yarışına 2009'da içine düştüğü borç krizinin getirdiği daralmayı hafifletmek ve oluşacak yeni fırsatlarla yabancı yatırımı çekmek ümidiyle katıldı. Ne var ki Dubai'nin büyük hayallerle giriştiği EXPO'dan umduğunu bulamama riski salgının getirdiği ekonomik daralma nedeniyle ciddi bir ihtimal. 2013'ten beri bu büyük organizasyon için adeta bir şantiye alanına dönen ve gerek inşaat sektörü gerekse de turizm, eğlence, finans ve diğer yabancı yatırımı çekecek alanlarda ciddi yatırımlar yapan Dubai'nin salgın öncesi beklentisi 25 milyon ziyaretçi ile 33 milyar dolarlık bir gelir sağlamaktı.

Ülkenin lokomotifi ve ekonomik hegemonyasını elinde tutan Abu Dabi'nin petrol kaynaklı ekonomisinin aksine, Dubai ekonomisi turizm, inşaat ve hizmet sektörüne dayanıyor. Sanılanın aksine Dubai petrol veya gaz zengini bir emirlik değil. Petrol ekonomisinin Dubai'nin GSYH'ne katkısı yüzde 5'in altında. Bu nedenle, bölgenin diğer merkezleri Abu Dabi, Doha ve Riyad gibi petrol ve gaz zengini olmayan Dubai, ekonomisini turizm, inşaat, ulaşım ve bunlara dayalı diğer hizmet sektörlerini çeşitlendirmiş durumda. Ancak bu alanların devamlılığını sağlamak ve planlamasını sürdürmek oldukça güç. Nitekim Dubai Emirliği'nin devlet firması Dubai World 2009'da bu plansızlıktan dolayı neredeyse iflasını açıklayacak duruma geldi. Dünyanın en büyük liman projesi, Palmiye Adası olarak bilinen yapay adanın inşası ve daha birçok mega projeye girişerek 60 milyar dolar borçlanan Dubai World'ün, borcunun yaklaşık yarısını yapılandırmak istemesiyle Dubai'nin içine girdiği borç krizi ayyuka çıktı. Bu borç krizinden BAE'nin birinci ekonomisi Abu Dabi tarafından -oldukça isteksizce- kurtarılsa da Dubai için tek risk plansızlık ve yatırımın devamlılığını sağlayamamak değil. Bölgesel ve küresel istikrarsızlıkların da yatırım yapılan tüm alanları zora soktuğu ve söz konusu süreçlerin uzaması gerçeği dikkate alındığında Dubai'nin çok fazla etkilenmesi kaçınılmaz. Nitekim Kovid-19 salgını Dubai'nin uzun süreden beri karşılaştığı en uzun süren tehdit. 2019'da 16 milyondan fazla turist ağırlayan Dubai 2020'de 20 milyon turist hedeflerken yılı bu hedefin çeyreğiyle kapattı. Dubai'nin bayrak taşıyıcısı Emirates Havayolları 2020'yi 3,4 milyar dolarlık bir zararla kapatarak 1987-88 yılından beri devam eden kârlılığını rekor bir kayba çevirdi.

'İnşa et, onlar gelir' modeli

"İnşa et, onlar gelir" politikası Dubai'nin on yıllardan beri nispeten başarı ile yürüttüğü bir ekonomik model. Bu model ile talebin olup olmamasına bakılmaksızın ofis, konut ve oteller inşa ederek bölgesel ve küresel yatırımcıların ilgisini çekme amaçlanıyor. On yıllardır bu modelin kriz dönemleri dışında oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Bu modele paralel olarak "en büyük," "en uzun," "en pahalı" gibi "en"lere dayalı reklam ve pazarlama modeliyle Dubai uluslararası alanın gündemine girmeyi başardı. EXPO yatırımları bu bağlamda düşünüldüğünde, aslında Dubai'nin çok yabancısı olmadığı bir politika. Ancak salgından önce bu sistemin artık sürdürülemeyeceği yönünde tartışmalar başladı. Nitekim bu tartışmalardan etkilenmiş görünen Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Râşit Al Maktum, Dubai'yi geçici yatırım yeri yapmaktan çıkarmak istiyor. Yabancılara daha uzun ikamet hakkı ve yüzde yüz firma sahipliğinin önünü açmak gibi birtakım reformlar yaparak bu süreci tersine çevirme yönünde adımlar attı.

Bu kırılganlıklar çerçevesinde Dubai'nin EXPO'dan beklentileri organizasyon öncesi, süresince ve sonrası olmak üzere üç aşamada incelenebilir. EXPO öncesi inşaat ve hizmet sektörünün canlandırılıp yaklaşık 10 milyar doları; organizasyonun devam ettiği altı aylık sürecin turizm gelirlerinin de 6 milyar doları aşması yönünde beklenti mevcut. Ancak EXPO'nun yatırımlarının çoğunun organizasyon sonrasında kullanılacağı düşünüldüğünde bu süreçte de 15 milyar dolara yaklaşan girdi bekleniyor. Bu bağlamda, EXPO yatırımları dikkate alındığında Dubai'nin "inşa et, onlar gelir" modelinden vazgeçmediği görünüyor.

Dubai, yıllardır hazırlandığı ve milyarlarca dolar yatırım yaptığı bu etkinliğin kusursuz geçmesi ve tüm dünyaya duyurmak için Messi'nin oynadığı reklamlardan uçakları EXPO-2020 logolarıyla süslemeye birçok reklam çalışmasına imza attı. Ancak Dubai çok geleneksel olmayan reklam modelleri de kullandı. Bunlar arasında en provakatifi de İsrail'in ('normalleşme' öncesi) ve Abu Dabi'nin ciddi kriz yaşayıp üç seneden fazla ablukaya aldığı Katar'ı EXPO'ya daveti. Dubai bu davetlerle bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyor. Ocak 2021 normalleşmesine kadar düşman sayılan komşu Katar'ın ve Arapların ezeli düşmanı sayılan İsrail'in fuara katılmasıyla hem fuarın reklamı yapılacak hem de davet edilen iş insanları EXPO'da firma çeşitliliği sağlayacak. Ayrıca, Dubai bütün dünyaya bu iki davetten dolayı EXPO'nun her türlü din, dil, ırk ve siyasetin üzerinde olan kucaklayıcı bir etkinlik olduğunu göstermeyi hedefliyor. Nitekim sadece bu iki davetin dahi uluslararası medyadaki yansımaları dikkate alındığında, iyi bir reklam stratejisi olduğu söylenebilir.

2021 Ekim'den Mart 2022'ye kadar devam edecek olan EXPO'nun düzenleyicileri, her ne kadar organizasyonun Dubai turizmine katkı sağlayacağını bekleseler de bu katkının salgın öncesi beklentilerin çok altında olacağına ikna olmuş durumdalar. Buna karşın, 25 milyon ziyaretçi tahminini değiştirme konusunda çekingen dursalar da salgın ve dünyada salgının yarattığı ekonomik kırılganlık nedeniyle bu sayıya ulaşmanın hayal olduğu ortada. Bu anlamda, her şeye rağmen EXPO'nun Dubai için ciddi avantajalar getirecek olsa da turizm alanındaki durgunluğun 2022'nin sonlarına kadar düzelmeyeceği ve bundan ciddi anlamda etkileneceği biliniyor. EXPO'nun hayal kırıklığına dönmesi ise son zamanlarda daha da duyulur olan "yabancılar kaçıyor" algısını daha da güçlendirecek ve Dubai'yi daha da zor duruma sokacak.

2021'de EXPO'yu ne bekliyor?

2020'yi Kovid-19 kısıtlamalarından dolayı ciddi ekonomik kayıpla kapatan Dubai 2021'de oluşacak kriz ihtimalinde Abu Dabi'yi 2009'daki gibi yanında bulamayabilir. Abu Dabi'nin petrole dayalı ekonomisini çeşitlendirmek için Dubai'ye rakip olabilecek sektörleri seçmesi de Dubai'nin BAE'nin tartışmasız turizm merkezi olmasına zarar verebilir. Zira Abu Dabi, Dubai'nin Emirates Havayolları'na karşı Etihad Havayolları'nı kurdu. Yine Louvre, Guggenheim ve Zayid Milli Müzesini de kurarak Dubai'nin lider konumda olduğu turizm sektöründen rol çalmaya çalışması Abu Dabi'nin, Dubai'yi daha da zayıflatma arzusu olduğu yönündeki tartışmaları güçlendiriyor. Öte yandan, Dubai EXPO'sunun hedefe ulaşması veya yakınlaşması sadece Dubai veya BAE için değil genel olarak EXPO algısı için de önemli. Nitekim tarihteki başarısız EXPO örneklerine Dubai'nin de eklenme ihtimali bu organizasyonların cazibesini daha fazla sorgulatır hale getirebilir.

[email protected]