Dünya sanayi fuarlarından Teknofest'e

Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
12.05.2023

Zbigniew Brzezinski'ye göre savunma sanayiinde bir gelişme kaydetmeyen ülke, tarihin herhangi bir evresinde hegemonik güç olamamıştır. Sanayi ve teknoloji alanında gelişmiş olmak dış politikadaki etkinliği artırmaktadır. Savunma sanayii, teknolojik gelişmelerin kapısını açan ve ekonomiye yön veren bir sektör olduğu gibi uluslararası ilişkilere de katkı vermektedir.


Dünya sanayi fuarlarından Teknofest'e

Türkiye'de Teknofestlere milletin özellikle gençlerin ilgisi büyük oldu. Teknofestlerin düzenlendiği günlerde ülke çapında büyük heyecan dalgası oluştu. Bu heyecanın kökeninde 250 yıldır devam eden muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma ülküsü yatmaktadır.

James Watt'ın 1769'da patent başvurusu yapıp 1776'da satışını gerçekleştirdiği buharlı makinasının başarısıyla tetiklenen Sanayi Devrimi 18. Yüzyılın sonu ve 19. Yüzyılın hemen başında İngiltere'de gerçekleşti. 1825'e gelindiğinde İngiltere'deki Manchester, Birmingham, Liverpool, Leeds, Sheffield ve Newcastle gibi şehirler dokuma, metal işleme, çelik üretme, tekstil ve çeşitli mühendislik sektörlerinde öne çıktı. Bu şehirler, Sanayi Devrimi'nde yeni üretim yöntemleri, teknolojiler ve endüstriyel işletme modelleri gibi birçok yeniliklerin geliştirilmesinde öncü oldu. Bu şehirler, baştan başa buharlı makinalarla işletilen fabrikalarla donatıldı.

Bundan sonra Batı Avrupa'da sanayileşme yarışı başladı. Hollanda ve Fransa İngiltere karşısında rekabet güçlerini ortaya koyarken Almanya ekonomik ve siyasi açıdan parçalı bir tarım ülkesi durumunda idi. Alman ticaret ve sanayi adamları gümrük kapılarında zaman ve yüksek vergiler nedeniyle kazanç kaybına uğrarken rakipleri aradaki mesafeyi açıyordu. Bu yüzden, Frederick Lizst öncülüğünde Almanlar önce ekonomik birleşmeyi sağladı. 1834'de Alman Gümrük Birliği kuruldu. 1862'de Bismarck Prusya Başbakanı olduğunda siyasal birlik de sağlandı. 1871'de Fransa'yı yenen Bismarck Versay'da Alman İmparatorluğu'nu ilan etti. Almanya bundan sonra ikinci sanayi devrimini gerçekleştirdi. İngiltere, Fransa ve Rusya'yı yanına alarak Almanya'ya karşı Birinci Dünya Savaşı'nda nihai bir üstünlük kurmaya çalıştı. Askeri ve siyasi üstünlük kurma çabası sanayi yarışıyla başlamıştı. 1919 Versay Antlaşması ile Almanya'nın ekonomik kapasitesi sınırlandırıldı siyasi ve askeri gücü kırıldı. Ancak, Almanya'daki teknolojik know-how yok edilemedi. Kısa bir sürede toparlanan Almanya Hitler ile Avrupa'nın başına büyük dertler açtı. İkinci Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılan Almanya bu kez daha ağır koşulları kabul etti. Ancak baştan ayağa yıkılan ülke, teknolojik know-how sayesinde ikinci kez yeniden inşa edildi. Almanya'nın sanayileşme ve teknolojik hamleler hikayesi birçok ülke ve Türkiye için ilham kaynağı oldu.

ABD'yi 'güç' yapan devrim

Amerika Birleşik Devletleri'nde Sanayi Devrimi, İngiltere'den sonra oldu. Buna rağmen ABD, kısa zamanda İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerini geçti. ABD, Sanayi Devrimi sırasında İngiltere ve Avrupa'yı geçmek için çok sayıda avantaja sahipti:

ABD, geniş toprakları, zengin ormanları, kömür yatakları ve diğer maden kaynakları sayesinde endüstriyel üretim için gerekli malzemeleri sağlamada İngiltere ve Avrupa'dan daha avantajlıydı. ABD, demiryolu ve telgraf hatları gibi yeni teknolojilere öncülük ederek iletişim ve ulaşım altyapısını hızla geliştirdi. Bu sayede üretim ve mal ticareti için daha hızlı, daha güvenilir ve daha ucuz bir taşıma imkanı sağladı. ABD, Avrupa'dan daha geniş bir pazar büyüklüğüne sahipti. Ayrıca ABD'nin nüfusu, İngiltere ve Avrupa'nın nüfusundan daha hızlı büyüyordu. Bu, üreticilere daha büyük bir müşteri tabanı ve daha fazla fırsat sağladı.

ABD, Avrupa'dan gelen göçmenler sayesinde ucuz işgücüne sahipti. Bu işgücü, endüstriyel üretim için daha fazla işçi sağlamada İngiltere ve Avrupa'dan daha avantajlıydı. ABD, yeni teknolojileri benimseyen ve bunların patentlerini alan işadamları sayesinde inovasyon konusunda da öncü oldu. Yeni işletme modelleri ve yönetim yöntemleri, üretim verimliliğini artırdı ve ABD'yi rakiplerinin önüne geçirdi.

Kısacası ABD, Sanayi Devrimi sırasında birçok avantaja sahip olduğu için İngiltere ve Avrupa'yı geçti. ABD'nin doğal kaynakları, iletişim ve ulaşım altyapısı, pazar büyüklüğü, ucuz işgücü ve inovasyon konusundaki üstünlüğü, onu dünyanın en büyük endüstriyel güçlerinden biri haline getirdi.

Sanayileşen dünyada Osmanlı

Osmanlı Devleti de 18. Yüzyılının sonunda yenileşme reformları başlattı. Osmanlı Devleti 19. Yüzyılın başında giriştiği reformlarda kısmen de olsa başarı sağladı. Ama sanayileşme alanında hedeflenen gelişme ortaya çıkmadı. 1838'de İngiltere ile yapılan Baltalimanı Ticaret Antlaşması Osmanlı pazarlarını İngiliz ürünlerinin işgal etmesine yol açtı.

Dünya Sanayi Fuarları, endüstriyel gelişmeleri ve teknolojik yenilikleri sergilemek, ticareti artırmak ve ülkeler arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkileri güçlendirmek için düzenlenen önemli etkinliklerdi.1851 Londra Dünya Sanayi Fuarı, Kristal Saray olarak bilinen devasa bir sergi binasında gerçekleştirildi ve 100.000'in üzerinde sergi öğesi sergilendi. Osmanlı Devleti'nin Londra Dünya Sanayi Fuarları'na katılımı, sanayi ve teknolojik yenilikleri takip etmesi, ticari ilişkilerini geliştirmesi, modernizasyon çabalarını tanıtması gibi birçok fayda sağladı. Büyük heyecanla katılım sağlanan 1851 Londra Fuarı Osmanlı heyetinin Türk ürünlerini sergilemeleri bakımından çok başarılı geçmedi. Zira, Osmanlı'nın sergilenecek ürünleri fuar açıldıktan sonra Londra'ya ulaştığından sergi kataloğunda bu ürünler yer almadı. Ancak 1855 Paris fuarına iyi bir hazırlık yapıldı. Son derece görkemli bir fuar alanı düzenlemesi yapan Osmanlı Heyeti, hem sundukları ürünlerin kalitesi hem de Türklerin üretim gücünü teşhir etme noktasında prestij kazandıran bir tutum içindeydi. 1862 Londra Fuarı ise Osmanlı Devleti'nin katılımı büyük eyaletlerinin destek vermesiyle görkemli bir etkinlik halini aldı. Bu konuda doktora çalışması yapan Şefik Memiş'in tespitine göre, Osmanlılar sanayi fuarlarına katılmayı, boy göstermek dışında o dönemde dile getirilen "hayırlı bir imtihan meydanı" anlayışı içinde değerlendirdi. Çünkü Osmanlı Devleti de sanayi devriminin gerisinde kalmamak için yarışıyordu. Kendi ürünleriyle Avrupa ürünlerinin kıyaslanması ve nihai olarak alıcılar tarafından tercih edilebilen bir alternatif olmasını hedefliyordu. Osmanlılar o sırada ihtiyaçları olan her çeşit eşyayı zaten üretiyordu. Ancak sanayi devrimiyle birlikte yeni üretilen ürünleri ithalat ile temin etmek yerine kendi kaynaklarıyla üretmek için gayret içindeydi. Bu yüzden sanayi alanındaki icat ve yenilikleri yakından takip etmek için bu fuarlar iyi bir fırsat idi.

Cumhuriyet'in hamlesi: İzmir Fuarı

Türkiye İstiklal savaşını kazandığı şehirden ekonomik savaş başlattı. Yeni kurulan Cumhuriyet'in ekonomik politikalarının neler olacağını belirten İzmir İktisat Kongresi 1923'te düzenlendi. İzmir İktisat Kongresi ile birlikte düzenlenen "Yerli Malı Sergisi" de, Türkiye'nin ekonomik vizyonuna katkı veren bir organizasyon oldu.

İzmir İktisat Kongresi'ne çiftçiler, tüccarlar, işçiler gibi farklı kesimler katılarak kendi görüşlerini paylaştı. Kongrede girişimciliğin desteklenmesi, yatırımcıyı destekleyen bankaların kurulması ve vergi indirimleri gibi kararlar alındı. İzmir Enternasyonal Fuarı, 1933 yılında bugünkü Kültür Park'ta açılmış ve 1936 yılında ilk kez yabancı ülkelerin de katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu fuar, Türkiye'nin fuarcılık alanındaki gelişimine önemli bir katkı sağladı ve ilerleyen yıllarda daha da büyüyerek uluslararası düzeyde önemli bir etkinlik haline geldi.

Karadeniz gemisi ve yüzen fuar

1926 yılında Karadeniz Gemisi ile yapılan proje, Cumhuriyet döneminin başında gerçekleşen önemli bir organizasyondur. Bu fuar aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk'ün kalkınma hedefi güden önde gelen projelerinden biridir. Karadeniz Gemisi ile, Türk ürünleri taşıyan bir yüzen fuar, 86 günlük bir seferle 16 farklı limana ulaştı. Bu limanlarda yerli ürünler tanıtıldı ve ihracat fırsatları arandı.

Türkiye'nin sanayileşme hamlesi 1950'de DP iktidarında hız kazandı. 1970'lerde Necmettin Erbakan ağır sanayi hamlesini her politik ortamda dillendirdi. Heyecanlı konuşmalarla yatırımlar yapıldı, temeller atıldı. 1980 sonrası Turgut Özal'la birlikte, dışa açık ekonomi anlayışı sayesinde ihracata yönelik hamleler yeniden ivme kazandı. Özellikle tekstil sanayiinde ciddi gelişmeler oldu. 1990'lı yıllarla birlikte, fuar sayısı, katılımcı sayısı ve organizatör sayısı önemli ölçüde arttı. 2000'li yıllardan sonra ise teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte fuarcılık anlayışı, uygulamaları ve fuar kavramının içerdiği anlamlar başkalaştı.

Teknofestler Türk sanayiine katkı verdiği gibi fuarcılık anlayışını da derinden etkiledi. Teknolojinin Türkler tarafından da gerçekleştirileceği duygusunu verdi. Türk kimliği güçlendi. Ben yaparım duygusu yani öz güven gelişti.

Savunma sanayii güç yarışına girişen ülkelerin en fazla özen gösterdikleri alandır. Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'ye göre savunma sanayiinde bir gelişme kaydetmeyen ülke, tarihin herhangi bir evresinde hegemonik güç olamamıştır. Sanayi ve teknoloji alanında gelişmiş olmak dış politikadaki etkinliği artırmaktadır. Savunma sanayii, teknolojik gelişmelerin kapısını açan ve ekonomiye yön veren bir sektör olduğu gibi uluslararası ilişkilere de katkı vermektedir.

Milli Teknoloji Hamlesi mottosuyla, İstanbul Havalimanı'nda Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ortaklığında 2018 yılında ilk kez Teknofest fuarı yapıldı. Her eğitim kademesinden öğrenci ve öğretmenin proje ekipleriyle katıldığı, havacılık, uzay ve teknoloji alanında faaliyet gösteren büyük şirket ve kuruluşların yer aldığı bu fuar dünyanın en büyük fuarlarından biri oldu. Bu fuar her yıl başka şehirlerde de tekrarlanarak gençlerin teknolojik yarışa adım atmasına imkan tanıdı. Aynı zamanda, gençler arasında milli heyecan oluşturarak teknolojik keşif duygusu aşıladı. Gençler için akranlarının teknolojik projeleriyle giriştikleri yarış ortamında yepyeni bir heyecan dalgası oluşturdu. Bu heyecan, Türkiye'de yüzbinlerce mucit adayının 250 yıldır yapmak istediği gerçek bir sanayi devriminin ayak sesidir. Bu gençler içinden Türkiye'nin James Wattları ve Edisonları çıkacaktır. Bugün Teknofestler onların projeleriyle dolmaktadır. Türkiye havacılık ve uzay sanayii alanında genç mühendislerinin ürünleriyle dünyanın ileri ülkeleri ile yarışır seviyeye ulaştığını birçok projesiyle kanıtlamıştır. Gençlerin başarılarıyla, Nuri Killigil, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ ve hayatını sanayileşmeye adayan tüm girişimciler ve yenilikçi ruha sahip liderlerin ektiği tohumların yeşermesine herkes şahit olmaktadır.

[email protected]