Duque'den ordu sinyali

Doç. Dr. Eldar Hasanoğlu - Oğuzhan Çağlıyan
15.05.2021

9 Mayıs günü yerlilerden oluşan protestocu bir grup ile Brisas del Pance mahallesi sakinleri arasında çıkan çatışmada birçok kişinin yaralanması üzerine Başkan Duque orduyu Cali'ye gönderme sinyali verdi. Ordunun sokağa inmesiyle birlikte Kolombiya'da şiddet olaylarının daha da artacağı tahmininde bulunmak güç değil.


Duque'den ordu sinyali

28 Nisan itibarıyla Kolombiya'da meydana gelen protestolar sıradan halk itirazı vasfını yitirmiş ve ulusal güvenliği tehdit eden ciddi bir tehlikeye dönüşmüştür. Bu tehlikenin vurduğu zararların milyar dolarlarla ölçülen ekonomik boyutu olduğu gibi 2016 itibarıyla devletle FARC gerillaları arasındaki anlaşmayı tartışmaya açan siyasi ve askeri boyutu da mevcuttur.

Ekonomik daralma

Olayların bu aşamaya gelmesi küresel pandemi Covid-19 salgınının sebep olduğu ekonomik daralma ve devletin bu hususta girişimleri ve tedbirleriyle ilişkilendirilir.

Kolombiya Ulusal İstatistik Kurumunun (DANE) rakamlarına göre 2020 yılında GSYİH'da yaşanan yüzde 6,8'lik daralmayla birlikte Kolombiya Covid-19 salgınından ekonomik anlamda en çok etkilenen Latin Amerika ülkelerinden birisi oldu. GSYİH'daki ciddi daralmanın yanı sıra geçtiğimiz yıl bütçe açığı ve dış borç rakamlarında da büyük artışlar kaydedildi. Dış borç yükü bir yıl içerisinde yaklaşık yüzde 9 artıp GSYİH'nın yaklaşık yüzde 55'ine ulaştı ve 2019 yılının ilk 9 ayında yüzde 1,2 civarında olan kamu bütçe açığı 2020 yılının ilk 9 ayında yüzde 6'yı aştı. Covid-19 salgınının etkisiyle ciddi oranda düşen kamu gelirlerini toparlamak ve artan kamu bütçe açığı ve dış borç finansmanını sağlayabilmek amacıyla Nisan ayının sonunda Ivan Duque yönetimi Kongre'ye "Sürdürülebilir Dayanışma Yasası" adlı bir vergi reformu tasarısı sundu. Yıllık 6,8 dolar milyar civarında ek kamu geliri yaratması planlanan bu vergi reformu çerçevesinde gelir vergisi muafiyet sınırının düşürülmesi, aylık yaklaşık 650 dolar üzerinde kazanan vatandaşların ödeyeceği gelir vergilerinin arttırılması, çeşitli temel tüketim ürünlerine KDV getirilmesi, ekseriyetle orta ve üst gelir gruplarının yaşadığı mahallelerde su, elektrik ve doğalgaz gibi hizmetlerden alınan vergilerin arttırılması, akaryakıttan alınan KDV'nin yüzde 19'a kadar çıkarılması ve veraset intikal vergilerinin yükseltilmesi gibi pek çok önemli değişiklik öngörülüyordu.

Vergi adaletsizliği

Aylar süren kapanmalar nedeniyle milyonlarca kişinin geçinmekte zorlandığı bir dönemde vergilerin arttırılmasını öngören bu yasa tasarısı özellikle alt ve orta gelir grubundaki bireylerin büyük tepkisine yol açtı. Halk nezdinde tasarının en tepki çeken yanlarından birisi ek vergi yükünün büyük bir kısmının gerçek kişiler üzerinde olmasıydı. Tasarıya göre ek vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 60'ı gerçek kişilerden, yüzde 30'u KDV'den ve yüzde 10'u tüzel kişilerden gelecekti. Vergi reformu yasa tasarısının Kongre'ye sunulmasının ardından pandemi döneminde bir nebze yatışan Duque karşıtı gösteriler tekrardan alevlendi. Hükümet karşıtı sendikaların ulusal grev kararı almasının ardından Bogota, Medellin ve Cali gibi büyük şehirlerde yüz binlerce kişi sokaklara çıktı ve protestolar kısa bir süre içerisinde Kolombiya tarihindeki en büyük kitlesel gösterilerden birisi haline geldi. Halktan gelen şiddetli tepkiler üzerine Devlet Başkanı Ivan Duque Kongre'den yasa tasarısının geri çekilmesini talep etti ve tasarının mimarı olan Maliye Bakanı Alberto Carraquilla istifa etti. Fakat, Duque yönetiminin bu adımları protestoları dindirmek için yeterli olmadı ve olaylar gün geçtikçe daha da büyüdü.

Protestoların seyri

Duque yönetiminin geri adım atmasının üstünden neredeyse on gün geçmesine rağmen ulusal grev henüz sonlandırılmadı. Devlet başkanı, kabine üyeleri ve yerel yöneticilerin çağrılarına rağmen ülkenin önemli şehirlerinin girişlerinde ve kritik otoyollarında taşımacılar ve halk tarafından kurulan barikatlar halen daha duruyor. Taşıma sektörünün büyük bir kısmının ulusal greve katılması ve barikatlar nedeniyle ülke içi karadan seyahat ve taşımacılık neredeyse tamamen durmuş durumda. Bu nedenle, pek çok şehirde akaryakıt, ilaç ve temel gıda maddelerinin temininde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin, Kolombiya'nın en önemli haber kanallarından Caracol'e göre tedarikte yaşanan sıkıntılar nedeniyle ülkenin ikinci büyük kenti Medellin'de patates, tavuk, yumurta, domates ve soğan gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarında yüzde 300'e yakın artışlar yaşandı. En şiddetli protestolara ev sahipliği yapan, ülkenin üçüncü büyük kenti Cali'ye gıda, tıbbı malzeme, akaryakıt ve entübe Covid-19 hastaları için oksijen sadece insani yardım koridoru üzerinden iletilebiliyor. Ayrıca, başta güneybatıdaki Valle del Cauca bölgesi olmak üzere birçok bölgede ciddi akaryakıt kıtlığı yaşanıyor. Yerel yönetimlerin aldığı kararlar ile bazı şehirlerde günlük akaryakıt istihkakı arabalar için 8 litreye, motorlar için ise 4 litreye kadar inmiş durumda.

Vandalizm

Sürecin uzamasıyla birlikte barışçıl toplu yürüyüşlerle başlayan protestolar gitgide daha çok yağma, vandalizm ve şiddet olaylarına sahne olmaya başladı. Özellikle Bogota, Medellin, Cali, Barranquilla ve Santa Marta gibi büyük şehirlerde pek çok süpermarket ve elektronik eşya zinciri maskeli gruplar tarafından yağmalandı ve yakıldı. Süpermarketler ve elektronik dükkanlarının yanı sıra saldırganlar şehirlerin toplu taşıma sistemlerine de ciddi zarar verdiler. Birkaç gün içerisinde başkent Bogota'da 800'den fazla toplu taşıma aracı ve 45'ten fazla durak vandalizme uğradı. Sadece başkentteki Transmilenio adlı toplu taşıma sisteminin uğradığı zararın 3 Milyar Peso (7 Milyon TL) civarında olduğu belirtiliyor. Yaşanan vandalizm olayları ve grevler nedeniyle pek çok kentte toplu taşıma neredeyse çökme noktasına geldi. Ayrıca, çöp toplama sektörünün greve gitmesiyle birlikte kentlerde büyük çöp yığınları oluşmaya başladı. Öyle ki, Cali sokaklarında biriken 20 bin tondan fazla çöpün toplanmasının bir aydan fazla sürmesi bekleniyor.

Karakol saldırıları

28 Nisan'dan bu yana ülke çapında güvenlik güçlerine ait çok sayıda karakol maskeli gruplar tarafından saldırıya uğradı. Bazı olaylarda karakolların içeride güvenlik güçleri varken yakıldığı ve kaçan kolluk kuvvetlerinin göstericiler tarafından dövüldüğü ulusal medyaya yansıdı. Kolombiya Milli Savunma Bakanı Diego Andrés Molano Aponte'ye göre vandalizm olaylarının ve kolluk güçlerine yapılan saldırıların arkasında barışçıl göstericilerin arasına karışan, eski gerilla örgütü FARC'tan (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) kopan gruplar ve gerilla örgütü ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) tarafından finanse edilen çeşitli radikal yapılanmalar var. Ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemek isteyen bu grupların sosyal medya üzerinden saldırılarını koordine ettikleri ve eylemlerinde daha çok 17-24 yaş arası, Kolombiyalı ve Venezuelalı işsiz gençleri kullandıkları aktarılmakta. Vandalizm ve şiddet olayları ile alakalı yapılan soruşturmalar kapsamında Kolombiya polisi yüzlerce ismi gözaltına aldı. Bunların arasında ELN'nin Cali şehir yapılanmasının başında olduğu iddia edilen "Lerma" kod adlı şahıs da var. Kolombiya Ulusal Polis Teşkilatının başındaki Jorge Luis Vargas Valencia'nın açıklamasına göre Lerma'ya bağlı grup Cali'deki göstericilerin arasına karıştıktan sonra sivillere saldırarak suçu ESMAD'ın (Toplumsal Olaylara Müdahale Birimi) üzerine atmayı planlıyordu.

Keyfi tutuklamalar

FARC ve ELN ile bağlantılı gruplar sokakları kaosa sürüklemek için çalışırken, devlet ve güvenlik güçleriyle bağlantılı olmakla itham edilen paramiliter örgütler ise protestocuları eylemlerini durdurmaları için tehdit ediyorlar. El Tiempo gazetesinin haberine göre ülkenin kuzeyindeki Montia kentinde bir protestoyu basan paramiliter örgüt elemanları havaya ateş açarak protestocuları evlerine gitmeleri için tehdit ettiler. Benzer şekilde, Cali'de paramiliter örgütlerle bağlantılı olduğu düşünülen şahıslar tarafından göstericilerin üzerine farklı zamanlarda ateş açıldı. Bu saldırılar sonucu iki gösterici hayatını kaybetti. Ayrıca, ülkenin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından INDEPAZ'ın başkanı Camilo Gonzalez Posso'ya göre protestocuların arasına karışan bazı sivil polisler ve paramiliter örgüt elemanları koordineli bir şekilde barışçıl göstericilere saldırıyorlar.

Artan yağma, vandalizm ve şiddet olaylarına paralel olarak Kolombiya polisinin göstericilere müdahalesi gitgide daha da sertleşti. Resmi kaynaklara göre ulusal grev kararının alındığı 28 Nisan gününden bu yana yaklaşık 30 gösterici öldü ve 800'den fazla kişi yaşanan olaylarda yaralandı. Fakat, Temblores adlı sivil toplum kuruluşuna göre ulusal grevin başından bu yana yaşanan polis şiddeti olaylarında 39 kişi hayatını kaybetmiş, 12 kadın tecavüze uğramış, 28 kişi gözlerinden yaralanmış, yaklaşık 550 kişi kaybolmuş ve bin civarında gösterici keyfi tutuklamalara maruz kalmıştır. Ulusal medyada çıkan haberlere göre kaybolan yaklaşık 550 kişinin yalnızca üçte birinden haber alınabilmiştir. Polisin şiddet kullanımının artmasıyla birlikte #sosnosestanmatando (Yardım, bizi öldürüyorlar) etiketi kısa bir süre içerisinde Twitter'da dünya trend listesinde birinci sıraya yükseldi. Ayrıca, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü gibi birçok uluslararası organizasyon orantısız güç kullanımı nedeniyle Kolombiya Ulusal Polis Teşkilatını kınamıştır.

Ordu tartışması

Protestolarda şiddet olaylarının artmasıyla birlikte ordunun düzeni sağlamak amacıyla şehirlerde görevlendirilmesi tartışılmaya başladı. Sokakların daha istikrarsızlaşacağı ve daha çok kan döküleceği gerekçesiyle pek çok belediye başkanı bu teklifi reddetti. Fakat, 9 Mayıs günü yerlilerden oluşan protestocu bir grup ile Brisas del Pance mahallesi sakinleri arasında çıkan çatışmada birçok kişinin yaralanması üzerine Başkan Duque orduyu Cali'ye gönderme sinyali verdi. Olayları yakından takip eden uzmanlar ordunun sokağa inmesiyle birlikte şiddet olaylarının daha da artacağı tahmininde bulunuyorlar.

[email protected]

Doç. Dr. Eldar Hasanoğlu / İzmir Katip Çelebi Üniversitesi - Oğuzhan Çağlıyan / King's College London, MA