ELAM'ın yükselişi Kıbrıs için ne söylüyor?

Doç. Dr. İsmail Şahin / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
4.06.2021

Kıbrıs Rum kesiminde yapılan genel seçimlerde yedi parti yüzde 3,6'lık seçim barajını aşarak parlamentoda temsil hakkı kazandı. Oy kaybına uğramış olsalar da güneydeki en büyük iki parti olan DİSİ ve AKEL konumlarını koruyabildiler. Tüm dünyanın ilgisini üzerine çeken sonuç ise yabancı düşmanlığı, göçmen aleyhtarlığı ve özellikle Türk ve İslam karşıtlığıyla ün yapan ırkçı parti ELAM'ın oylarını neredeyse ikiye katlamasıydı.


ELAM'ın yükselişi Kıbrıs için ne söylüyor?

Kıbrıs'ta modern zamanlarda ilk bağımsız devlet, 1960 yılında Rum ve Türk ortaklığında; Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın garantörlüğünde kuruldu. Rum tarafının, kurulan ortaklık devletinden Türkleri dışlaması ve adanın yönetimini paylaşmama ısrarı yüzünden, bu siyasal birliktelik ancak üç yıl sürdü. Türk tarafının oldubittiye getirilen yasadışı ve gayrimeşru durumu tanımaması ve yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine, 1963-74 arası dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklık devletinden hızla uzaklaştı ve bir Rum devletine dönüştü. Makarios liderliğindeki Rum yönetimi, adayı birlikte yönetme mutabakatını düzenleyen uluslararası antlaşmalara ahde vefa göstermemiş ve nihayetinde iki halkın birbirinden tamamen kopmasına yol açmıştır. Kıbrıs Türkleri ve Türkiye nazarında ortaklık devleti olan Kıbrıs Cumhuriyeti yasal ve meşru zeminini kaybetmiştir. Bundan dolayı adanın güneyindeki kurulu siyasi ve hukuki düzen, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) olarak adlandırılmaktadır. Fakat bu adlandırılmayı Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışında benimseyen başka herhangi bir devlet yoktur.

GKRY'nin siyasal sistemi

Türkiye kamuoyu, uzun zamandır Kıbrıs meselesini yakından takip etmesine rağmen GKRY hakkında detaylı bilgiye sahip değildir. Bu nedenle bu yazının amacı, GKRY'nin siyasal sistemi hakkında kamuoyuna bazı bilgiler aktarmaktır. GKRY, başkanlık sistemiyle yönetilen anayasal bir cumhuriyettir. Başkanlık ve Parlamento seçimleri beş yılda bir yapılır. Başkanlık sisteminden dolayı, Cumhurbaşkanı hem devletin hem de hükümetin başıdır. Ülkede yüzde 3,6 seçim barajının yürürlükte olduğu çok partili demokratik bir sistem vardır. Bunların yanı sıra eleştiri, denetim ve haber gücü yüksek bir medya ile örgütlenme kapasitesi yaygın, köklü sivil toplum kuruluşlarına sahiptir.

Ana gündem Enosis

Rum siyasi hayatının 1878 yılından itibaren ana gündemi, Enosis yani adanın Yunanistan'a bağlanması olmuştur. 1970'li yıllardan önce bilinen manasıyla çok partili bir sistemden pek söz edilemez. Bu yıllarda siyasi hayatın, Makarios destekçilerinden oluşan Yurtsever Cephe ile komünist AKEL'in etrafında toplanan gevşek koalisyonlarla yürütüldüğü görülür. Bu cepheleşmede temel ayrım ideolojiktir. Sağ ve sol şeklinde bir görünüm arz eden bu siyasi durum, Soğuk Savaş Dönemi'nin politik iklimiyle benzeşir. Bu kamplaşma, 1960'ların sonlarına doğru yerini siyasi partilere bırakmaya başlamıştır. Hemen belirtmek gerekir ki bölünmeye rağmen sağ ve sol düşüncenin; sömürge karşıtlığı, antiemperyalizm, Enosis taraftarlığı ve Yunan milliyetçiliği gibi birçok ortak noktası bulunmaktadır. GKRY'nin anayasal kurumlarının büyük çoğunluğu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamı niteliğindedir. Parlamento görevini ifa eden Temsilciler Meclisi de böyledir. 1960 Anayasasına göre Temsilciler Meclisi, 5 yıl için seçilen 50 üyeden oluşan yasama organıydı. Milletvekillerinin 35'i Rum, 15'i Türk olmak zorundaydı. 1960 yılında yapılan seçimlerde bu kural işletildi. Ortaklık devletinin 1963 yılında çökmesi nedeniyle 60 seçimleri Türklerin yer aldığı son seçim oldu. Kıbrıs'taki çatışmalardan dolayı 65 seçimleri her yıl ertelenerek 1970 yılına kadar yapılamadı. 1970 seçimlerine Türkler katılmadığı için Rumlar 35 koltuk için yarıştı. 1985 yılında yapılan yasal değişikliklerle Temsilciler Meclisi'nin üye sayısı 80'e çıkarıldı. 1960 Anayasasında parlamentonun üçte birinin Türk olması emredildiğinden 24 koltuk Türklere ayrıldı. Böylece 1985 yılından bu yana yapılan genel seçimlerde Rumlar 56 milletvekilini belirlemek için sandık başına gitmektedir. 24 koltuk ise sembolik olarak boş bırakılmaktadır.

Kıbrıs Rum kesiminde 30 Mayıs 2021 tarihinde düzenlenen genel seçimlerde yaklaşık 558 bin seçmenin yüzde 65,73'ü sandığa gitti. Sandıktan çıkan sonuçlara göre yedi parti yüzde 3,6'lık seçim barajını aşarak parlamentoda temsil hakkı kazandı. Oy kaybına uğramış olsalar da güneydeki en büyük iki parti olan DİSİ ve AKEL konumlarını koruyabildiler. Tüm dünyanın ilgisini üzerine çeken sonuç ise ırkçı parti olarak bilinen ELAM'ın oylarını neredeyse ikiye katlamasıydı. ELAM'ın pozisyonunu tam olarak kavrayabilmek için diğer partilerin siyasi konumlarını bilmek önemlidir. O nedenle yedi partiye biraz daha yakından göz atmak faydalı olacaktır.

'Hayır' ama eşitiz

Rum siyasi hayatı sağ ve sol olmak üzere iki ana eksene ayrılır. Aşağı yukarı tüm siyasi partilerin bu iki ana eksenin etrafında şekillendiği görülür. Rumların en köklü partisi kısa adı AKEL olan, Emekçi Halkın İlerici Partisi'dir. Kökleri 1926'da kurulan Kıbrıs Komünist Partisi'ne uzanan AKEL zaman zaman Enosis'e destek vermişse de genel anlamda iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı ortak bir devletten yana, siyasi bir pozisyon benimsediği iddiasındadır. Partinin resmi görüşü bu yönde olsa da 2004 yılında yapılan ve iki halkın siyasi eşitliğine dayalı ortak bir devletin kurulmasını öngören Annan Planı referandumuna "hayır" oyu vermekten çekinmemiştir. Dolayısıyla AKEL, referandumda resmi görüşüyle çelişen siyasi bir tavır ortaya koymuştur. Rum tarafında geçtiğimiz hafta yapılan milletvekili seçimlerinde AKEL yüzde 22,32 oy oranıyla seçimi ikinci parti olarak tamamladı ve 15 milletvekili kazandı. 2016 yılında yapılan seçimler dikkate alındığında AKEL'in yüzde 3,3 oranında oy kaybettiği görülüyor.

Birinci parti DİSİ

GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'in eski başkanı olduğu Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Rum kesiminin en köklü ve örgütlü bir diğer partisidir. Bir önceki seçimle mukayese edildiğinde oylarını 2,9 oranında kaybetse de yine de pazar günkü seçimde oyların yüzde 27,77'sini kazanarak birinci parti olma konumunu korumuş ve toplamda 17 vekil çıkartmıştır. 1976 yılında Glafkos Klerides tarafından kurulan parti, merkez sağda yer alan muhafazakâr ve milliyetçi bir çizgide; AB ve Batı yanlısı siyasi bir harekettir. DİSİ'nin siyasal tabanını büyük ölçüde orta sınıf mensupları, memurlar, iş adamları ve beyaz yakalılar oluşturmaktadır. DİSİ resmi olarak iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı birleşik Kıbrıs'tan yanadır. DİSİ, Batı yanlısı demokrat görünümüne rağmen, Rum milliyetçiliğinden taviz vermeyen bir partidir.

Rum tarafında önemli bir diğer parti, 1976 tarihinde Spyros Kyprianou tarafından kurulan Demokrat Parti'dir (DİKO). DİKO'nun Makarios'un paltosundan çıkan bir parti olduğunu söylemek mümkündür. Gerçi bu tespit AKEL dışındaki neredeyse tüm siyasi partiler için geçerlidir. Nitekim Rum siyasetini büyük ölçüde Enosis ve EOKA'nın şekillendirdiğini bir çırpıda göz ardı etmek olası değildir. DİKO'nun en büyük iddiası da Makarios'un en sadık takipçisi olmasıdır. Kendisini merkez solda tanımlayan parti adada üniter çözümü savunmaktadır. Diğer bir ifadeyle hem federasyona hem de iki devletli çözüme şiddetle karşıdır. Kısacası Türklerle siyasi eşitliğe razı değildir. Kıbrıs'ın tek bir bayrak altında birleşmesini benimseyen DİKO, pazar günkü seçimlerde bir önceki seçime göre yüzde 3,2'lik bir düşüş yaşasa da oyların 11,30'unu almayı ve meclisteki 9 sandalyesini korumayı başardı. Seçimden üçüncü parti olarak çıkan DİKO'nun nazarında Kıbrıs Türkleri için adil olan azınlık haklarıdır. Sosyal Demokrasi Hareketi (EDEK) Makarios'un özel doktoru Vassos Lyssaridis tarafından 1969 yılında Kıbrıs'ta sosyalizm fikirlerinin yaygınlaştırılması ve uygulanması amacıyla kuruldu. Üniter bir çözüme taraftar olan EDEK de Türkleri azınlık olarak tanımlamaktadır. 70'li yıllarda demokratik bir Yunanistan'la birleşmeyi destekleyen EDEK, geçtiğimiz hafta yapılan seçimde oyların 6,72'sini alarak meclisteki koltuk sayısını 3'ten 4'e çıkardı.

2018 yılında DİKO'dan ayrılarak kurulan Demokratik Cephe'nin (DİPA) çözüm konusunda görüşleri DİKO'dan pek farklı değildir. DİPA'ya göre Kıbrıs sorunu devam eden bir işgal meselesidir. Bunun haricinde önemli bir problem söz konusu değildir. Seçimlerde yüzde 6,11 oy alan ve 4 koltuk kazanan DİPA altıncı parti olarak meclise girdi. Ekologlar-Yurttaşlar İşbirliği (KOSP) 1996 yılında kuruldu. Avrupa Yeşiller Partisi üyesidir. Kıbrıs sorununa ilişkin oldukça keskin görüşlere sahiptir. Partiye göre Kıbrıs sorunu Türkiye'nin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde adayı işgal etmesiyle ortaya çıkmıştır. Üniter bir çözümü savunan parti, adanın tek kimlik, tek halk ve tek vatandaşlık çatısı altında bütünleşmesine taraftardır. Parti, son seçimde yüzde 4,41 oy oranıyla, sandalye sayısını 2'den 3'e yükselterek meclise yedinci sıradan girme hakkı elde etti. Yunanistan mahkemelerince 2020 yılında suç örgütü ilan edilen faşist Altın Şafak Partisi'nin Rum kesimindeki uzantısı olarak bilinen Ulusal Halk Cephesi'nin (ELAM) oyunu ikiye katlaması, tüm dikkatlerin ELAM'a çevrilmesine yol açtı. 2008 yılında kurulan ELAM, yabancı düşmanlığı, göçmen aleyhtarlığı ve özellikle Türk ve İslam karşıtlığıyla ün yapan siyasi bir harekettir. Bir önceki seçimde yüzde 3,7 civarında oy alan ve son seçimde bu oranı yüzde 6,8'e çıkartan ELAM en çok oy alan dördüncü parti oldu. Vekil sayısını da 2'den 4'e çıkardı. "Kıbrıs Yunandır" tezini en güçlü ve açık şekilde savunan ELAM, Kasım 2019'da KKTC'nin kuruluş yıl dönümünde düzenlediği eylemlerde KKTC bayrağını yakmasıyla gündeme gelmişti. Kıbrıs'ta üniter çözüm formülü dışındaki tüm seçeneklere karşı olan parti, adada nefret söylemini körükleyici bir siyaset takip etmektedir.

2016 yılında yapılan genel seçimle mukayese edildiğinde Kıbrıs Türkleriyle siyasi eşitliği savunan AKEL ve DİSİ'nin toplamda yaklaşık yüzde 6'lık bir oy kaybına uğradıkları ve bu kayıp nedeniyle de mecliste toplamda 4 sandalye kaybettikleri görülmektedir. Şurası çok açıktır. Rum kesimindeki siyasi tablo dikkate alındığında Kıbrıs'ta olası bir çözüme ancak AKEL ve DİSİ iş birliğinde gidilebilir. Zira 1960 antlaşmalarını ve bu antlaşmaları referans alan anayasal düzeni kabul eden sadece bu iki partidir. Fakat bu iki parti, Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmelerine rağmen bu eşitliğin sınırları ve içeriği konusunda henüz bir karara ulaşmış değillerdir. Ayrıca ifade etmek gerekir ki AKEL ve DİSİ'ye oy veren seçmenlerin en az yarısı Türklerle siyasi eşitlik kurulmasına karşıdır. Bu keyfiyet 2004 tarihli referandumda bir kez daha gün yüzüne çıktığı gibi referandum sonrasında yapılan güncel kamuoyu yoklamalarına da bu durum yansımaktadır.

Partilerin ortak özellikleri

Rum kesimindeki tüm partiler Kıbrıs meselesinde tartışmasız bir şekilde kendi tezlerini haklı görürler. Bu bağlamda ortaklık devletinin yıkılmasından Türkiye ve Kıbrıs Türklerini mesul tutarlar. Radikal sağdan radikal sola uzanan geniş yelpazede bütün partiler adadaki Türk askerinin, Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının geri çekilmesini kırmızı çizgi olarak görürler. Bunların yanı sıra Türkiye'nin garantörlük haklarına karşı çıkarlar. Diğer yandan tüm partiler, Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargoların devamı, Türkiye'ye uluslararası düzeyde baskı yapılması ve ceza verilmesi konusunda hemfikirdirler. Öze bakıldığında ana partilerin, "Kıbrıs Yunandır", "Enosis" ve "Türkler azınlıktır" tezlerinden yoğun miktarda etkilendiği bilinmektedir. Asırlık Enosis mücadelesini ve onun silahlı eli EOKA'nın Rum belleğini şekillendiren etkisini kısa zaman içerisinde tamamen ortadan kaldırmak siyaseten mümkün olsa dahi sosyolojik ve psikolojik olarak pek olası değildir. Kaldı ki Rumlar nazarında Enosis tarihi bir destan; EOKA da bu destanın tarihi kahramanıdır. GKRY'nin AB üyeliğiyle birlikte (2004) bu düşüncenin erozyona uğrayacağı ve iki toplumun siyasi, sosyal ve hukuki haklarını ön plana çıkaran demokratik bir kültürün adaya hâkim olacağı tahmin edilmişti. Fakat bu varsayımlar henüz gerçekleşmedi.

Güven krizi

Mesela 2017 yılında Kıbrıs müzakerelerinin devam ettiği ümit dolu bir atmosferde Rum parlamentosunun "1950 Enosis Plebisiti Anma Günü" tasarısını yasalaştırması ve bu doğrultuda Enosis'in okullarda kutlanmasına karar vermesi, AB değerleri kapsamında değiştirilmesi planlanan zihniyetlerin aslında pek de değiştirilemeyeceğine önemli bir işaretti. Her ne kadar Türk tarafının sert tepkisi üzerine kararı iptal edilmiş olsa da böylesi bir hamle Türk tarafında derin bir güven krizine yol açmıştır. Kıbrıs Helenizminin fiziksel ve ulusal hayatta varlığını devam ettirmesi aşağı yukarı tüm partilerin politik arzusudur. Partilerin bu noktada kilit pozisyonlarını değiştirmek oldukça zordur.

[email protected]