Ermenistan yakın coğrafyadan destek arayışında

Faruk Önalan/Yazar
21.09.2023

İran, Zengezur Koridoru'nun açılmaması için büyük bir direnç gösteriyor. Karabağ konusunda Hindistan'ın takınacağı tavır da bir diğer önemli husus. Yeni Delhi'nin özellikle Keşmir meselesinde Ankara'nın tavrından dolayı rahatsızlığı sır değil. Önümüzdeki süreçte Hindistan ve Ermenistan'ın daha da yakınlaşması sürpriz olmayacaktır.


Ermenistan yakın coğrafyadan destek arayışında

44 gün süren ikinci Karabağ Savaşı sonrası Ermeni işgali altındaki Azerbaycan toprakları 30 yılın ardından özgürlüğüne kavuşturulmuştu. 9 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından imzalanan mutabakat ile 10 Kasım itibariyle savaş sona ermişti.

3 yılın sonunda gelinen noktada, Zengezur Koridoru halen faaliyete geçirilmiş değil. Erivan yönetimin ayak diretmesinin yanında Tahran da söz konusu koridorun açılmaması için sık sık çıkışlar yapmaktadır. Oysaki 9 Kasım mutabakatında yer alan madde son derece açıktır. "Tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım yolları inşa edilecektir." Öte yandan Ağdam-Askaran-Hankendi ve Laçın-Hankendi yollarında Karabağ'daki ayrılıkçı gruplar kaynaklı sıkıntılar devam etmekteydi.

Anti-terör operasyonu

Son aylarda artan taciz atışları, arazilere mayın döşenmesi yanında 9 Eylül'de gayrimeşru Ermeni güçlerinin kontrolündeki topraklarda düzenlenen sözde seçimler Bakü yönetimi tarafından sert bir dille kınanmıştır. Son olarak Azerbaycan güvenlik birimleri ve başsavcılığı, otoyol dairesine ait bir aracın mayına çarparak havaya uçması sonucu iki işçinin, saldırıya müdahale etmeye çalışan bir askeri kamyonun da başka bir mayına çarptığı ve bu olayda da dört askerin şehit olduğu bilgisini paylaştı. Art arda yaşanan gelişmeler neticesinde Azerbaycan Savunma Bakanlığı, "Karabağ'da anayasal yapının yeniden tesis edilmesi amacıyla terörle mücadele operasyonu" başlatıldığını ilan etti. Asker ve işçilere yönelik terör saldırısından dolayı Savunma Bakanlığı operasyonu "anti-terör" olarak nitelendirmiştir. Harekatın başlamasıyla Azerbaycan güçlerince, ayrılıkçı Ermenilere ağır zayiatlar verdirilmiş, kısa süre içinde ateşkes çağrıları yükselmiştir. Bu arada Bayraktar TB2 SİHA'lar sahada yine önemli bir katkı sunmuştur.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, "terörle mücadele operasyonu" hakkında Rusya barış gücü misyonunu ve Rus-Türk izleme merkezini bilgilendirdiğini ilan etti. Bu bilgiye istinaden Ermenistan Başbakanlık Ofisi "Rusya, Azerbaycan'ın 'terörle mücadele operasyonu' adı altında yaptığı askerî harekât hakkında Ermenistan'ı bilgilendirmedi "açıklamasıyla Moskova'ya tepki gösterdi.

Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan Kamu Televizyonu'yla yaptığı bir röportajda, "Rusya uzun süredir Azerbaycan ile iş birliği yapıyor" diyerek Kremlin'i hedef aldı. "2011'den beri Azerbaycan'a beş milyar dolar değerinde silah satmaya başladılar, bu 12 yıl boyunca gerçekleşti. Ayrıca, 2018'den sonra en azından 2021-2022'ye kadar Ermenistan'ın dış politikasında herhangi bir değişiklik olmaması, Rusya ile ilişkileri bozduğu yönündeki suçlamaların kesinlikle bir bahane olduğunu gösteriyor."

Peskov'un net cevabı

Erivan'dan ardı ardına gelen sert açıklamalara Kremlin Sözcüsü Peskov net bir cevap vermiştir:

"Ermeni tarafının Karabağ'ı Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanıma yönündeki resmi kararından sonra, bize yönelik bu tür serzenişleri kabul etmiyoruz. Bize yöneltilen bu tür suçlamalar kesinlikle asılsız ve dayanaksızdır. Hukuki açıdan Azerbaycan'ın kendi topraklarındaki eylemleri söz konusudur."

Azerbaycan'ın başlattığı etkin anti-terör operasyonuna daha fazla dayanamayan Dağlık Karabağ'daki ayrılıkçı Ermeni güçlerin ateşkes talebiyle, bölgedeki Rus barış gücü birliklerinin arabuluculuğunda, 20 Eylül saat 13.00'ten itibaren askeri operasyonların tamamen durdurulması konusunda anlaşmaya varıldı. Ayrıca sözde Karabağ yönetiminden yapılan açıklama ile, Azerbaycan 21 Eylül'de Yevlah'ta (Azerbaycan) bir toplantı yapılması planlandığı bildirildi.

Bu noktada dikkat çeken şey ise Başbakan Paşinyan'ın yapılan ateşkes metninde Ermenistan adının geçmesinden duyduğu rahatsızlığı belirtmesiydi. Paşinyan, Dağlık Karabağ'dan Ermenistan Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin çıkarılmasından bahsedildiğini ancak 2021 yılı ağustos ayından beri Karabağ'da Ermeni Ordusu'nun bulunmadığını vurgulamıştır.

Ateşkes anlaşmasının çerçevesi de netleşmiştir:

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Karabağ bölgesinde bulunan Ermenistan silahlı kuvvetleri birlikleri ve yasadışı Ermeni silahlı oluşumları silahlarını bırakacak, savaş mevzilerini ve askeri karakolları terk edecek ve tamamen silahsızlanacak.

Ermeni silahlı kuvvetleri birlikleri Azerbaycan topraklarını terk edecek, yasadışı Ermeni silahlı oluşumları dağıtılacak.

Bütün silahlar ve ağır teçhizat teslim edilecek.

Bu süreçlerin uygulanması Rus barış gücü birliği ile koordineli olarak sağlanacak.

Ateşkesin ilk saatlerinde Ermeni ayrılıkçılar mevzilerinden çıkmaya başlamış, silahlarını teslim etmeye başlamışlardır.

Bu arada operasyonun başlamasından hemen sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağıran Fransa'nın harekâtı "yasa dışı, haksız ve kabul edilemez" olarak nitelendirmesi ayrıca dikkat çekicidir. İkinci Karabağ savaşı esnasında da Erivan'a destek sunan Elysee Sarayı, tüm dünyanın Azerbaycan toprağı olarak tanıdığı Karabağ'daki operasyonu yine sert sözlerle hedef almıştır. Bakü'den Paris'e cevap ise jet hızında gelmiştir: "Fransa'nın tutumu, bugün karşı karşıya kaldığı sömürge bölgelerindeki mevcut durumdan ders almadığını ve bu konuda önceki politikalarını sürdürmeye devam ettiğini göstermektedir."

Madalyonun diğer yüzü

Diğer yandan İran Dışişleri Sözcüsü Nasır Kenani'nin "İran olarak Karabağ'ı Azerbaycan toprağı olarak görüyoruz" sözleri önemlidir. Madalyonun diğer yüzünde ise İran, Zengezur Koridoru'nun açılmaması için büyük bir direnç göstermektedir.

Bir diğer husus da Hindistan'ın takınacağı tavırdır. Yaklaşık bir ay önce Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile bir araya gelmiş Dağlık Karabağ konusunda destek istemişti. Yeni Delhi'nin özellikle Keşmir meselesinde Ankara'nın tavrından dolayı rahatsızlığı sır değil. Buna karşı çeşitli hamleler de (Suriye'deki operasyonlara karşı çıkma, başta savunma sanayii olmak üzere bazı ihaleleri iptal etme, ihracatta konulan bazı kotalar vs.) yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir kez daha Keşmir konusunun diyalogla (Hindistan-Pakistan arasında) çözülmesini ve 370. maddeye (Jammu ve Keşmir'in özerkliğinin kaldırılması) değinmemesi Hindistan'da "daha yumuşak bir tavır" olarak algılandı. Ancak Hindutva zihniyeti (Hint milliyetçileri) Pakistan yanlısı bir konuşma olarak yorumlayıp tepki göstermekteler. Önümüzdeki süreçte Hindistan ve Ermenistan'ın daha da yakınlaşması sürpriz olmayacaktır.

Son olarak Ermenistan'da Paşinyan'a karşı sesler yeniden yükselebilir. Bir diğer taraftan Avrupa Parlamentosu Dış İşleri Komisyonu'nda Azerbaycan karşıtı açıklamaların dozajı artmıştır. Örnek olarak Alman Parlamenter Lars Patrick Berg sert tedbirler alınmasını önermiştir: "Azerbaycan'ın yaptırımlarla yüzleşme zamanı geldi, kınama yeterli değildir. Artık Avrupa Birliği'nin Azerbaycan'la ilişkilerini gözden geçirmesinin zamanı geldi"

Tarihi fırsat

Gerilimin devam ettiği saatlerde Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde takınmış olduğu tutumu Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda açık bir şekilde dile getirmiştir:

"Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın bu tarihî fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan'ın başta Zengezur Koridoru'nun açılması olmak üzere verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Ermeniler dâhil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. "Tek millet, iki devlet" şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz."

[email protected]