Ermenistan'ın füze terörü

Cumhur Yanılmaz / Yazar
24.10.2020

Rus gazeteci, Küresel Silah Pazarı Analiz merkezinin kurucusu ve emekli asker İgor Korotchenko, Gence'ye yapılan füze saldırısını Rusya'nın devlet televizyonunda yorumlarken, füzeye yol haritası yüklenmeden ateşlenmesinin mümkün olmadığını, bu tarz konvansiyonel silahların ateşlenmesinin devletin siyasi veya en üst düzey askeri kararı olmadan yapılamayacağını söylemişti. Füze saldırısının tamamen Erivan'ın işlediği bir insani suç olduğu her türlü kanıtlanmış durumda.


Ermenistan'ın füze terörü

Azerbaycan’nın işgal altında olan topraklarını azad etme operasyonun başlamasıyla beraber dikkatler Güney Kafkasya’nın kanayan yaralarından olan Karabağ bölgesine çevrildi. Karabağ sorunu bugüne kadar Rusya’nın fiilen oluşturduğu bir sorun olarak algılanıyor ve bu algıda haklılık payı hayli büyük. Rusya Karabağ sorununu manipüle ederek hem Azerbaycan’ı hem de Ermenistan’ı uzun zaman kontrol etti. Azerbaycan 30 yıl devam eden bu soruna 27 Eylül günü Ermeni güçlere karşı başlattığı karşı saldırı ile son verme iradesini çok ciddi bir şekilde ortaya koydu. Türkiye bu haklı iradeye sahip çıktı ve her türlü Bakü’nün yanında olacağını beyan etti.

İşgal ve insanlık suçu

Azerbaycan’nın Karabağ sorununa resmi bakışı şu şekilde: Ermenistan 1992-94 yıllarında Bakü’nün SSCB dağılımından sonra oluşan siyasi, ekonomik, askeri zayıflığını kullanarak Dağlık Karabağ bölgesini işgal edip burada yaşayan Türk nüfusa karşı insanlık suçları işledi ve bu bölgeyi işgal etti. Azerbaycan’nın bu resmi bakışının BM’nin aldığı kararlarla doğrulanmış olduğunu ifade etmek mümkün. Böylece Ermeni ve Türklerin ortak yaşadığı bir bölgede Türk nüfusa karşı sürgün, soykırım uygulanmış bu suçların uygulanmış olmasına rağmen uluslararası aktörler bu suçları işleyen tarafa karşı hiçbir yaptırım uygulamamıştır. Azerbaycan’nın işgali sonlandırma çabaları da Minsk Grubu formatıyla barış görüşmeleri uzatılarak ertelendi. Burada fiili ikinci Ermeni devleti adı altında hibrit bir işgal sisteminin oluşmasına müsade edildi. Bu oluşan hibrit sistemde işgalci devlet Ermenistan uydu bir Artsah Cumhuriyeti oluşturdu, bölgeye Ermenistan’nın düzenli ordusunu yerleştirdi ve işgalci iken işgalci değilim pozisyonunda olmaya çalıştı. Minsk Grubu da Ermenistan’nın örtülmemiş kurnazlığını görmezlikten geliyor, fiilen tarafsızlığını kaybederek taraf olmuş bulunuyor.

Dünya hukukunun dışında

Ermenistan, Arttsah Cumhuriyeti adına Karabağ’da oluşturduğu işgal hükümeti ve işgalci birlikleriyle, bu bölgede kendi hukuku ve dünya hukuku dışında bir bölge oluşturmuş bulunuyor. Bölgede Ermeni ordusunun Rusya başta olmak üzere NATO devletlerinden ve Batı küresel silah üreticilerden elde ettiği (Rusya’dan hibe olarak alıyor) silahları bu bölge üzerinden Ermeni mafyasına ve farklı terör örgülerine sattığı ortaya çıktı. Türkiye’nin ve Azerbaycan’nın defalarca dile getirdiği PKK’nın burada eğitim alması ve kamplaşması sadece Azerbaycan değil Türkiye ve İran için de terör sorunu. Türkiye’nin PKK’ya karşı yaptığı operasyonlarda ele geçirilen taşınabilir HSS ve birçok gelişmiş silah sisteminin bölgeye sızdığı kanıtlanmıştır. PKK kampları bölgede varsa bu bölgede militanlara askeri eğitim verildiği de kanıtlanmış oluyor. Yani Ermenistan’ın devlet dışı milis güçlere ve terör örgütlerine gelişmiş askeri teçhizatların eğitimini verdiği de ortada. Bugünlerde Karabağ’da Ermenistan ordusu ve kontrol ettiği milis güçlerin elinde konvansiyonel silahlar dahil her türlü silah mevcut. Azerbaycan Savunma Bakanlığının yürüttüğü işgali sonlandırma operasyonunda imha edilen silah ve teçhizat istatistikleri bunu söylüyor. İşgalci güç burada kuşkusuz Ermeni devleti ve bu işgali nasıl yürütüyor hiç önemli değil. Muhatap Ermenistan ve onun ordusu. Nokta.

‘Nokta’yı koyarken Ermenistan’nın Azerbaycan’ı kısmen işgal ederken nasıl suç işlediği ve bu suçların bölgede yarattığı riskleri dahası bu suçların Türkiye için doğurduğu fiili müdahale hakkını da bundan sonra işleyeceğiz. Fakat bunu işlemeden önce Rusya başta olarak bölgesel uzmanların, siyasetçilerin ve istihbarat birimlerinin Karabağ operasyonu devam ederken yaptığı değerlendirmelere bakalım.

Suriye’den bölgeye militan ve terörist taşıma iddiası: Rusya’nın Dış İstihbarat Birim başkanı Narışkın 6 Ekim 2020 RİA Novosti’de çıkan beyanında şunu söylüyor: Karabağ bölgesine Suriye’den binlerce yabancı terörist taşınıyor. Suriye ve Ortadoğu’dan gelenlerin arasında HTŞ ve diğer Suriyeli gruplar zikredilirken Narışkın Kürt savaşçıların da bölgeye akın ettiğini söylüyor. Bu beyanı Rusya ve Batı basını ‘Türkiye savaşçı taşıyor’ algısı için kullansa da Azerbaycan’a gelenler hakkında kanıt yokken sözde Artsakh Cumhurbaşkanı olan Araik Arutunyan’nın ve Ermenistan’ın gönüllü savaşçıları yine sözde meşrulaştırma çabalarını net olarak görmemiz mümkün.

Hocalı’yı aklama çabası

Arutunyan sözde Atrsakh mecliste kabul edilen kanunla gerilla savaşına geçiş hazırlıklarını beyan etti bu beyanı da tüm haber ajansları verdi. Yani Azerbaycan’da Aratunyan dahil olarak bütün devlet dışı örgütler yasakken -bunu Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev net olarak beyan etti- Karabağ’da Ermeniler terör örgütlerini meşrulaştırma adımları atıyor. 14 Ekim 2020’de Haber Türk TV’ye mülakat veren sayın İlham Aliyev Karabağ’da etkisiz hale getirilen Ermeni askerlerin arasında Kanada vatandaşı bireylerin olduğunu söylemişti. Türkiye’nin Barış Pınarı ve Zeytin Dalı operasyon alanlarda da etkisiz hale getirdiği AB ve Kanada vatandaşları vardı. Rusya’nın da altını çizdiği Azerbaycan tarafının ispat ettiğini söylediği bir husus var. Karabağ’da yabancı savaşçı var fakat bu savaşçılar Ermenistan’nın bölgeye taşıdığı teröristler.

Teröristlerin bölgeye taşınmasının kanıtı olarak Rusya’nın basınında çıkan daha birçok yayın var. Mesela Soçi’den Ermenistan’a giden uçaklara binen bireylerin Rus gazetecilere verdiği mülakatlar var. 29 Eylül 2020’de ZNAK.COM’da yayınlanan Ermeni Gönüllüler Karabağ’a gidiyor başlıklı yazı, Ermenistan’ın milis ve terör bileşenleri kullanma stratejisinin işgalin bir parçası olduğunun net bir kanıtı. Ermenistan’nın bu konuda izlediği propagandanın ayrıca dikkate alınması gerekiyor. Ermenistan 30 yıldır kendi halkına ve yurt dışında diasporada yaşayan Ermeniler ile yaptığı propagandada Karabağ’ın Ermenistan toprağı olduğu yalanını çok ağır bir şekilde işlediği için Ermeniler Karabağ sorununun nasıl ortaya çıktığını bilmez ama Türklerin bir numaralı düşman olduğuna inanırlar.Ermenistan’nın işgal stratejisi ve 92-94 yıllarında yaptığı Hocalı soykırımını aklamak için Karabağ’ı sözde 1915 soykırıma bağlama üzerine kuruludur. Böylece Muhatap olarak alınan devlet Azerbaycan değildir Türkiye’dir. Karabağ’ı ASALA’yı aklamak için de Hocalı’yı haklı kılmak için de işgal altında olan topraklardan Türklerin sürgününü aklamak için de kullanır Ermenistan. Bugün Paşinyan’nın “Bizi Türkiye vuruyor” yalanları da bu bilinçli olarak oluşturulmuş yalan propagandanın devamı. Yani konjonktürel bir yalan değil, Paşinyan öncesi üretilmiş uzun vadeli Türkofobik ve faşizan bir strateji. Bu propagandadan doğan riskleri Azerbaycan’nın Gence şehrine yapılan terörist füze saldırısı ortaya çıkarmaktadır.

Minsk görmezden geliyor

ABD ve Batı’nın desteğiyle gelen sözde demokrat bir yönetici olan Paşinyan’ın savaş suçu işlemesi ve dünyanın hatta özellikle de Minsk Grubu üyelerin de bunu görmezlikten gelmesi Türkofobinin, faşizmin günümüzde küresel siyasette ne kadar kullanışlı olduğunun başka bir göstergesi. Burada dikkat etmemiz gereken ise füze sistemlerinin ateşlemesini Ermeni askerlerin yapmış olması. İnsanlık suçu işlenirken en üst düzeyden en alt düzeye kadar hiç tereddütsüz işleyen komuta zincir sisteminin oluşma sebebi ise yukarıda söz ettiğimiz stratejik yalan propaganda ve hatta bu propagandanın yarattığı neo Ermeni Naziliği. Rus gazeteci, Küresel Silah Pazarı Analiz merkezinin kurucusu ve emekli asker İgor Korotchenko, Gence’ye yapılan füze saldırısını Rusya’nın devlet televizyonunda yorumlarken, füzeye yol haritası yüklenmeden ateşlenmesinin mümkün olmadığını, bu tarz konvansiyonel silahların ateşlenmesinin devletin siyasi veya en üst düzey askeri kararı olmadan yapılamayacağını söylemişti.

Bu suçu Erivan işledi

Korotchenkov’un beyanını Azerbaycan medyasında da bulmak mümkün mesela 13 ekim 2020 tarihinde Farid Akberov İTV youtube kanalında bu beyanı tekrarlamış. Böylece füze saldırısının tamamen Erivan’nın işlediği bir insani suç olduğu her türlü kanıtlanmış. Fakat burada Korotchenko’nun yine dikkat çektiği bir husus var ki aynısını sayın İlham Aliyev de Haber Türk TV’de dile getirmişti. Korotchenkov ve Aliyev Paşinyan’nın devlet yönetme konusunda tecrübesiz olduğunun altını çizmişti. İlham Aliyev ise Paşinyan’nın panik halinde olduğunu net olarak ifade etmişti. Paşinyan’nın defalarca Putin’i, hatta bütün devlet yöneticileri tekrar tekrar arayarak “Ben Türkiye ile savaşıyorum” tezini dile getirmesi bilinçli bir strateji olarak algılansa da aslında Ermeni Naziliğin beyin zehirlemesi olduğunun altını çizmek gerekiyor. Söz konusu davranış da bölgedeki Ermenistan devletinin propaganda oyunları ve terörist davranışlarının oluşturduğu tehlikeyi göz önüne sermektedir.

[email protected]