Farabi’nin alternatif siyaset kuramları

Murat Güzel
6.02.2016

Şenol Korkut, bir yandan erdemli felsefe, erdemli din ve erdemli şehrin idealize edilmiş felsefî serüvenini irdelerken öbür yandan bozuk felsefe, bozuk dinler ve erdemsiz şehirlerin, Farabi’nin felsefî süzgecinde eleştirilip kötülenen hikâyesini ele alıyor.


Farabi’nin alternatif siyaset kuramları

Mantık alanında yaptığı çalışmalarla İslam felsefesinde Hace-i Sani olarak bilinen (Hace-i Evvel, Aristo’dur) ve el- Kindi ile başlayan Meşşailiğin gerçek kurucusu olarak niteleyebileceğimiz Farabi’nin yazdığı 100’e yakın eserden yalnızca 43’ü günümüze ulaşabilmiştir. Farabi’nin siyaset felsefesi alanında iki temel eseri bulunur: Medine-i Fazıla (Erdemli Şehir) ve Siyaset-il Medeniyye (Medeni Siyaset.)

Özellikle geliştirdiği Medine-i Fazıla öğretisi ile Hilmi Ziya Ülken’e göre bir ütopist olarak ele alınabilecek Farabi, buna karşın reel durumları da ıskalamaz; o durumları da tasnif edip açıklamaya ve Erdemli Şehir ölçeğinde değerlendirmeye girişir. Farabi’nin Erdemli Şehir’i dil, din, ırk farkına bakılmaksızın içinde yer alabilecekleri bir “dünya şehri”dir bir bakıma. Eski site devletlerinin oluşturduğu bakış açılarını İslam’ın evrensel öğretisi sayesinde aşan bir felsefi bakışı vardır Farabi’nin.

Mantık, psikoloji ve siyaset alanlarında önemli bir otorite olarak görünen Farabi, özellikle Yahudi Meşşai filozof İbn Meymun, İbn Rüşd ve diğer Endülüslü düşünürler aracılığıyla Batı dünyasında da tanınır. Ancak, İbn Sina ve İbn Rüşd’ün Farabi’den daha çok bilindiğini de söylemek gerekir. Hilmi Ziya Ülken’e göre Farabi’nin eserlerinin bir kısmı 11. ve 12. yüzyıllarda Latince’ye çevrilir. Bu çevirileri yapanların en bilinenleri Johannes Hispalensis ve Dominicus Gundissalinus’dur. Ortaçağ düşünürlerinden Albertus Magnus onun psikolojisinden etkilenmiştir. Yine Thomas Aquinas, Allah’ın varlığına dair bazı kanıtlarını Farabi’ye borçludur.

Atina-Kudüs karşıtlığı

20. yüzyılda Claude Leo-Strauss’un yorumlarıyla siyaset felsefesinde tekrar önem kazanan bir filozoftur Farabi. Leo-Strauss, özellikle, Atina-Kudüs karşıtlığı zemininde ele aldığı siyaset felsefesinde Farabi siyasi hermenötiğin önemli bir figürü olarak görünür. İbn Meymun üzerinden ulaştığı Farabi hakkında çeşitli kitaplar ve yazılar kaleme almış Leo-Strauss’un Amerikan Neo-Con’ların ilk felsefi başvuru kaynağı olduğunu da bu vesileyle zikredelim.

Farabi’nin siyaset felsefesini ele alan çalışmasında Şenol Korkut, İslâm düşüncesinde siyaset ilmi ve felsefesini bir ilim olarak inşa eden düşünürün aynı zamanda Atina odaklı Grek felsefesinin siyasal düşüncesine de bir nevi alternatif siyaset kuramlar dizisinin peşinde koştuğunu ileri sürüyor. İslâm’ın vahiy öğretisinin getirdiği siyasal unsurlarla antik Grek siyaset felsefesi arasında kendine özgü bir siyaset felse≠fesi oluşturan Fârâbî bir yandan siyaset felsefesine yeni problem alanları kazandırırken öbür yandan İslâm düşüncesine erdemli ve erdemsiz şehirler öğretisi ile yeni bir ufuk kazandırmıştır. Filozofun felsefe, mille ve medîne zemininde geliştirdiği erdemli ve erdemsiz şehirlerle ilgili bakış açılarını siyaset felsefesine dair irdelediği bütün problem öbeklerinde görebilmenin mümkün olduğunu ifade eden Korkut, kitabında bir yandan erdemli felsefe, erdemli din ve erdemli şehrin idealize edilmiş felsefî serüvenini irdelerken öbür yandan da bozuk felsefe, bozuk dinler ve erdemsiz şehirlerin Farabi’nin felsefî süzgecinde eleştirip kötülenen hikâyesini ele alıyor.

Farabi’nin Siyaset Felsefesi,  Şenol Korkut, Atlas, 2016

Zor dönemlerin düşünürü

Türkiye’de İslamcı düşüncenin fikir önderleri arasında Said Halim Paşa önemli bir yer tutsa da onun fikirleri ve hayatı hakkında çok fazla çalışma yapılmadığını gözlemleriz. 1. Büyük Savaş’tan hemen önce sadrazamlığa getirilen paşa, savaşın son yılında bu görevden ayrılır. Osmanlı devletinin en zor zamanlarında önemli görevler ifa eden, 1913’te Edirne’nin geri alınışı konusunda kararlı bir tutum izleyen, Mütareke yıllarında İngilizler tarafından tutukalnıp Malta’ya gönderilen ve 1921’de de İtalya’da Ermeni komitacılar tarafından şehit edilen Said Halim Paşa’nın siyasal düşünce dünyası hakkında yapılmış nadir çalışmalar içinde yer alıyor Kudret Bülbül’ün kitabı. Paşa’nın siyasi düşünceleri ile devlet adamlığını birlikte irdeleyen kitap, fikri süreklilik ve derinliğimizdeki halkalardan birini gün ışığına çıkarıyor.

Said Halim Paşa, Kudret Bülbül, Tezkire, 2015

Bourdieu sosyolojine giriş

Pierre Bourdieu, 20. yüzyılın Fransız sosyologları arasında, bugün dünyada en çok tanınan ve sosyolojik yöntemi en çok tartışılandır. Habitus, simgesel şiddet veya uzam gibi anahtar kavramlara dayanan, yeni bir toplumsal kuramın kurucusu olan Bourdieu’nün amacı, toplumsal ilişkilerin gerçekliğini ortaya çıkararak, bu ilişkileri daha etkili biçimde eleştirmektir. Kitaba katkı sunan yazarlar, çok geniş bir yelpazede eser vermiş bu sosyologun çalışmalarını üç bölümde ele alıyor: Sosyoloji mesleği hakkında epistemolojik değerlendirmeleri; okul, kültür gibi alanlardaki araştırmalara kattığı özgün kavramlar; önerdiği toplumsal uzam kuramı. Bourdieu’nün sosyolojiye yaptığı katkıların ve aldığı eleştirileri derli toplu sunan kitap, Bourdieu sosyolojisine giriş niteliği taşıyor.

Pierre Bourdieu’nün Kuramı ve Sosyolojik Kullanımları, Sidonie Naulin , Anne  Jourdain, Çev. Öykü Elitez, İletişim, 2016

[email protected]