Formlar Teorisi üzerinden Platon'a bakış

Murat Güzel
19.03.2024

2014'te hayatını kaybeden Ahmet Cevizci Hoca'nın hazırladığı Platon'un ‘Felsefesi Üzerine Araştırmalar' başlıklı derleme makalelerden mürekkep kitap, Batı düşüncesine rehberlik ettiği ileri sürülebilecek Platon'u ve felsefesini formlar teorisi üzerinden tartışıyor.


Formlar Teorisi üzerinden Platon'a bakış

Hemen her felsefi düşüncenin "Bir ve Çok, Aynı ve Başka" olarak belirleyebileceğimiz dörtlü kavramsal matrise bir çözüm getirmek üzere formüle edildiği bilinir. Batılı felsefe geleneğinin önemli problemlerinin doğuş noktalarından birini teşkil eden tümeller sorunu da bu matristen kaynaklanır büyük ölçüde. Platon'un formlara ilişkin geliştirdiği yaklaşım söz konusu kavram matrisi ile tümeller arasındaki bağlantıyı kurar handiyse. Whitehead'ın bütün Batı felsefe geleneğinin bir dipnot olarak yazıldığını iddia ettiği Platon felsefesinin özeti addedilebilir formlar teorisi. Bu teori yardımıyla Platon'un tümelin varlığını ortaya çıkarttığı, onun açık seçik bir şekilde anlaşılmasını sağladığı söylenir. Platon'un orta dönem diyaloglarında açıklık kazanan teori gerek onun sonraki eserlerinde gerekse Platon sonrasında ona yapılan yorumlarda sürekli gündemdedir. Onun teorisinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda birçok düşünürün kimileyin Platon'dan esinlenerek kimileyinse ona tepki göstererek geliştirdikleri perspektifler, hem bu teoriyi farklı biçimlerde yorumlamış hem de Platon felsefesinin yapısı ve gelişimi hakkında çeşitli tezlerin ileri sürülmesini kolaylaştırmışlardır.

Tümellerin varlık durumlarını tartışan yaklaşımlardan kimisi onların birer "var olan şey" olduğunu ileri sürmüş ve genelde realizm başlığı altında toparlanmışlardır. Bir başka yaklaşım ise tümellerin bir kavram olarak insan düşüncesinde olduklarını, gerçekte olmadıklarını düşünür. Ancak tümellerin birer kavram olarak ifadesinde bu kavramlarda belirtilen tümel hususiyetler kavramın kuşattığı bireylerde gerçekten mevcuttur. Yani, tümel, gerçekte olmayan ancak zihinsel olarak mevcut bir kavramken belirttiği özellikler tümele konu seçilen tikel ve tekil nesnelerdedir. Bu görüşü savunanlar genelde kavramcı olarak bilinirler. Bir de tümellerin sadece dil ve düşüncede olan genel terimler olduğu, tikel ve tekilleri sahip olmadıkları bir yakıştırmayla tanımladıklarını savunan nominalist görüş vardır.

Orta çağda, özellikle skolastik felsefe içinde realizm ile nominalizm arasındaki tartışma belirleyici olmuştur. Realistler ve kavramcılar tümel-tikel ilişkisini ontolojik ve metafizik bir zeminde çözümlemeye çalışarak öz ve töz, birlik ve çokluk, zorunluluk ve olumsallık, süreklilik ve değişkenlik gibi problemleri ele almışlar; buna karşı nominalizme yakın yaklaşımlar ise epistemolojik çalışmalara yönelmişlerdir. Bu çalışmalarda tümel ve tikel önermelerin yapısal özellikleri ve anlamları baskın hale gelir.

Platon'un felsefesinin belkemiği

Bu eğilimlerin Platon yorumlarını etkilediği hiç kuşkusuzdur. Sözgelimi realist görüş 18. yüzyıla değin hakimiyetini korumuş ve formlar teorisini Platon'un felsefesinin belkemiği kabul etmiştir. 18. yüzyıldan itibaren Platon felsefesini evrimsel bir oluşum çizgisinde ele almak mutat hale gelmeye başlamış, bazıları bu evrimi bir üslup kabul ederek formlar teorisinin Platon felsefesinin başından sonuna geçerli olduğu görüşünü taşırken, bazıları da formlar teorisi konusunda Platon'un zamanla fikir değiştirdiğini belirtip onun giderek formlar teorisinden uzaklaştığını savlamışlardır. Bu yaklaşım ile analitik felsefe geleneği içindeki bazı temsilcileri formlar teorisinin nominalist bir perspektifle yorumlanabileceği görüşünü ileri sürmüşlerdir.

Bu yorum zenginliği ve farklılığı formlar teorisinin düşünce tarihine ait bir mesele addedilip rafa kaldırılmasının niçin yanlış olacağını gösteriyor. Batı felsefe geleneğinin ve modern düşüncenin ortaya çıkışında Platon'un bu teori sayesinde kazandığı içgörü etkili olmuştur elbette. Ele aldığı konulardan bu konuları işleme şekillerinde benimsediği yöntemler, belirlediği ve tanımladığı sorunlar ve onlara getirdiği çözümlerle Batı düşüncesine rehberlik ettiği ileri sürülebilecek Platon'u ve felsefesini 2014'te hayatını kaybeden Ahmet Cevizci hocanın hazırladığı Platon'un Felsefesi Üzerine Araştırmalar başlıklı derleme makalelerden mürekkep kitap formlar teorisi üzerinden tartışıyor. Dokuz makalenin bulunduğu kitapta ayrıca Pınar Canevi'nin de bir önsözü yer alıyor.

Platon'un Felsefesi Üzerine Araştırmalar

Ahmet Cevizci

Say, 2023

Nasireddin Tusi'nin ilginç iki risalesi

Alamut Kalesindeki haşhaşilerin 16 ulu'sundan biriyken İlhanlı devletinin kurucusu Hulagu'nun bu kaleyi zaptetmesi sonrası onun yanında vezir olan, Hulagu'yu ikna ederek Meraga'ya bir rasathane kurduran Nasiruddin Tusi'nin kelam, felsefe, ahlak, riyazi ilimler ve astronomi alanında 150 civarında eseri olduğu biliniyor. Farsça'dan Şerefeddin Yaltkaya'nın, Arapça'dan Numan Aytaş'ın ayrı ayrı çevirdiği iki risalenin bir araya getirilmiş hali kitap. Risalelerin ilkinde Tusi, İlhanlılar dönemindeki siyasi teşkilatlanmalara dair bilgi veriyor. İkincisi ise Tusi'nin Şia dönemini yansıtıyor.

İlhaniler Devri İdari Teşkilatına Dair Bir Risale ve İmamet Risalesi

Nasirüddin Tusi

çev. Ş. Yaltkaya- N. Aytaş

Büyüyen Ay, 2023

Buda'nın söylevlerinin Türkçe hali

Pāli Kanon ya da Tipiṭaka ismiyle bilinen Buddhist kutsal metin külliyatının Sutta Piṭaka bölümünden seçkiler sunan bir tercüme dizisinin ilk kitabı olarak yayınlanan metinde Ali Gül, çoğunlukla Buddha'nın söylevlerini içeren ve "sutta" adı verilen metinlerden teşekkül eden suttaları Pāli temel kavramlarıyla eşleyerek Türkçeleştirilmiş. Pali dilindeki bu kavramlar parantez içinde gösterilmiş. Eserin girişinde ayrıca suttaları temel alan bir Pāli sözlüğe de yer verilmiş. İki yüzden fazla suttayı kapsayan çalışmada Buddhist metinler Türkçeye aktarılırken İngilizce çeviriler kullanılmış. Buddhist öğretinin temel hususlarını ve kavramlarını barındıran metinlere yer verilen tercümede bu metinlerim otantik yapısı da yansıtılmaya çalışılmış.

Buda'nın Söylevleri- Sutta Piṭaka'dan Seçmeler I

Ali Gül

İz, 2024