Güçlü ve mutlu tüketici!

Bayram Kısıklı - Türkiye Tüketicileri Koruma ve Eğitim Vakfı Başkanı
30.11.2013

Yeni Tüketici Kanunu ile güçsüz, hiçbir hakkı olmadığı için hak arama yolları olmayan pasif yurttaş yerine; güçlü, haklarla donatılmış, soran, sorgulayan, denetleyen, demokratik sistemin özgür bir bireyi olan tüketiciler gelmektedir.


Güçlü ve mutlu tüketici!

İlk 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Avrupa Birliği’nin, Türkiye’den Gümrük Birliği’ne giriş bileti olarak istediği tüketici ve rekabet hukukunun kurulması şartı nedeniyle, göstermelik olarak 1995’te çıkarıldı. Yetkili hiçbir hak arama yolu yoktu.

İkinci 4822 sayılı kanunla değişik Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 2001 krizinde tüketim ve ödeme güçlerini kaybederek banka borçları altında inim inim inleyen milyonlarca tüketicinin banka borçlarını yeniden yapılandırmak amacıyla 3 Kasım 2002’de seçimleri kazanan yeni iktidar AK Parti tarafından, yangını söndürmek için alelacele 2003’te çıkarıldı.

Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde üvey evlat gibi sürekli dışlandı, işadamı kimlikli bakanlar nedeniyle tüketicinin korunması konusu şimdiye kadar tüketici (mazlumun şikayet ederek hakkını alması) hakları boyutuyla ele alınamadı. 1995-2011 sürecinde, ‘tüketicinin korunması bu kadar, daha ne hakkı olacak’ diyen ve tüketici haklarına inanmayan, tüketiciden sorumlu bakanlar görüldü.

Yazıcı’nın katkıları

Siyasi hayatı, gariban tüketicilerin korunmasıyla kader birliği içinde olduğuna inandığım Başbakan Erdoğan’ın 2011’de bakanlıkları yeniden düzenlemesi ile tüketicinin korunmasından sorumlu yeni bir bakanlık kurması (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) ve kendisinin siyasi yasaklı hale getirilmesi gayretlerini uzun ve sabırlı bir hak arama mücadelesi vererek önleyen, yakın arkadaşı ve hak arama uzmanı Hayati Yazıcı’yı 2011 Haziran’ında bakan olarak atamasıyla tüketicinin korunmasında yeni bir döneme geçildi.

Tüketicinin korunmasından sorumlu Hayati Yazıcı bizzat araştırdı ve bu fakir dahil konunun uzmanlarıyla tanıştı. Mevcut kanun eskidiği için tüketicilerin korunamadığını gördü.

Avrupa Komisyonunca 10 Ekim 2011’de kabul edilen ve 22 Kasım 2011 Resmi Gazetesinde yayımlanan AB Tüketici Hakları Direktifi ile birlikte Hayati Yazıcı, tüketicileri gerçek anlamda koruyacak olabildiğince mükemmel yeni bir tüketici kanunu hazırlıklarına başladı. 

Tüketicilerden gelen şikayetler ve çözümleri üzerinde çalıştı. Yoğun şikayet alınan sorunların dünyadaki çözümleri ile AB ülkelerinde tüketicilerin sorunlarını ve çözümlerini araştırdı.

Tasarı üzerinde tüketici kuruluşları olarak çalıştık ve yanımızda Hayati Yazıcı vardı.

Tüketicilerimizin en çok sorun yaşadığı bankacılık sektörü, önce taslak ve tasarıya karşı çıktı, sonra Hayati Yazıcı’nın Başbakan Erdoğan’ın desteklediği dik duruşuyla geri adım attı ve Türkiye Bankalar Birliği Müşteri Şikayetleri Hakem Heyetini yeniden yapılandırdı ve daha kanun çıkmadan 1 Eylül 2013’ten itibaren tüketicilerin korunması tedbirlerini aldı. 

Zayıf tüketicilerin güçlülere karşı korunmasını sağlayan Hayati Yazıcı’nın bakış açısı olarak iki minik detayı buraya almak istiyorum. 

1- Maketten konut satışlarında yaşanılan tüketici sorunlarını kökten çözmek için dünyada uygulanan sistemleri araştırdı ve Almanya örneğinin uygulanabilirliğini gördü. Konuyla ilgili uzman bir Alman ekibi Ankara’da misafir etti. Sigortacıları ve konut üreticileri ile sık sık toplantılar düzenledi ve bina tamamlama sigortası sistemini herkese kabul ettirdi.

2- Bankacılık tekniği gereği makul bir mantığı içeren ve TBMM komisyonlarında kabul edilen 27. Maddede yer alan tüketici kredilerindeki yüzde 1 geri ödeme cezasını, son anda verilen önergeyi fırsat bilerek, Hükümet temsilcisi olarak tek başına kabul ederek kaldırdı.

A’dan Z’ye silbaştan, yepyeni, AB ile tam uyumlu, milyonlarca tüketicinin mevcut yaşadığı sorunlara çözüm üreten Yeni Tüketici Kanunu için tam bir Hayati Yazıcı imalatı diyebiliriz. 

Yeni Tüketici Kanunu’nun tüketici kuruluşlarıyla hazırlanması ile ilgili çeşitli sektörlerde, Bakanlıklararası Ekonomik Kurul ve Bakanlar Kurulunda kabul edilerek, TBMM Sanayi Ticaret Komisyonları ve Genel Kurulda yasalaşma aşamalarının her noktasında ve her cümlesinde; mazlum, gariban, haksızlığa uğramış zayıf tüketicileri güçlü üretici ve satıcılara karşı korumak için çalışan bir Hayati Yazıcı olduğu görülmüştür.   

Hakkın kurumsallaşması

1-Genel: Sağlık, Genel Sağlık Sigortası, Güvenilir Gıda, Sağlıklı Çevre (Temiz Hava/Su, Gürültü Yasağı), Adalet ve Güvenlikte Tüketici Hakları,

2-Sektörel Piyasalarda: Bankacılık (İnternet), Sigortacılık, Konut, Enerji (Elektrik/ Doğalgaz/Akaryakıt/LPG), İletişim (Telefonlar/İnternet), Ulaşım (Karayolu/Havayolu/

Denizyolu/Demiryolu), Turizm/Seyahatte Tüketici Hakları, 

3-Ticaret Kanununda:  Sigorta Sözleşmeleri, Haksız Rekabette, Yolculukta Tüketici Hakları,

4-Borçlar Kanununda: Tek Taraflı Sözleşmelerde, Borçların Ödenmesinde, Satış/Taşınmaz Satış Sözleşmelerinde, Örnek Üzerine/Beğenme Koşuluyla/ Kısmi Ödemeli/Açık Arttırma Yoluyla Satışlarda, Kira Sözleşmelerinde, Eşyaların Taşınmasında Tüketici Hakları, 

5-Yönetimde Tüketici Hakları: Bilgi Edinme Hakkı, Rekabet Kurumuna, Türkiye İnsan Hakları Kurumuna, Kamu Denetçiliği Kurumuna, Anayasa Mahkemesine, BİMER Başbakanlık İletişim Merkezine Bireysel Başvuru Hakları, 

6-Yeni Tüketici Kanununda: Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şartlar, Ayıplı Mal ve Hizmetler, Konut Finansmanı ve Ön Ödemeli Konut Satışları, İşyeri Dışında ve Mesafeli Sözleşmeler, Devre Tatil ve Paket Tur Sözleşmeleri, Abonelik ve Promosyon, Satış Sonrası Hizmetler, Haksız Ticari Uygulamalar, Tüketici Hakem Heyetlerine ve Tüketici Mahkemelerine Başvuru, Sözleşmelerde Cayma Hakları gibi Tüketici Hakları. 

28 Kasım 2013 günü Resmi Gazete’de yayımlanan 6502 sayılı Yeni Tüketici Kanunu ile birlikte Başbakan Erdoğan, tüm insani tüketim alanlarına yasal haklar kazandırmıştır. 

Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti, önce insan/tüketici odaklı bir devlet olmuştur. 

AB üyelik süreciyle birlikte Atatürk’ten sonra Türkiye’de en büyük değişim yaşanmaktadır. Devlet ve hukuk sistemimizin en hızlı Avrupaileştiği ilk dönem Atatürk, ikincisi ise Başbakan Erdoğan dönemi olmuş ve devam etmektedir. Erdoğan kısaca, Atatürk’ün modernleşme “kültürel devrim” projesinin, AB ile bütünleşerek “ekonomik, sosyal ve teknik devrim” boyutunu “sessiz devrimler” ile tamamlamaya çalışmaktadır. 

Zayıf tüketici artık yok

Yeni Tüketici Kanunu ile güçsüz, hiçbir hakkı olmadığı için hak arama yolları olmayan pasif yurttaş yerine; güçlü, haklarla donatılmış, soran, sorgulayan, denetleyen, demokratik sistemin özgür bir bireyi olan tüketiciler gelmektedir.

Erdoğan öncesi ülkemizde göstermelik bir tüketici kanunu vardı ve hiçbir hak arama yolu yoktu. 3 Kasım 2002’den günümüze tüketicilerimiz, tüm insani tüketim alanlarında AB uyum yasalarıyla kurumlaştırılan haklarla donatıldı. Düzenlemeler adeta tam bir sessiz devrim.

Artık zayıf tüketici yok. Yapılması gereken, Başbakan Erdoğan’ın bazı alanlarda Avrupa ülkesinden daha fazla yasal haklarla donattığı tüketicilerimizi, bir çocuğun büyütülmesi sabrı ile sahip oldukları yasal haklarla ilgili bilgilendirmek, eğitmek ve bilinçlendirmek.

[email protected]