Her şey Kırım'ın elimizden çıkmasıyla başladı

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu / Gaziantep Üniversitesi
6.03.2022

Rusya'nın güney komşusu olarak, Karadeniz'in kilidi ve İstanbul'un kuzey kapısı olan Kırım'ın 1792 yılında elimizden çıkması, günümüze kadar bölgede yaşanan tüm felaketlerin başlangıcı olmuştur.


Her şey Kırım'ın elimizden çıkmasıyla başladı

Rusya'nın, şu ana kadar psikolojik, ekonomik, sosyal ve askeri açıdan başarısız olduğu ve bu nedenle nükleer kartını da sahaya sürdüğü savaş bir haftayı geride bıraktı. Ne kadar süreceği de tahmin edilemiyor.

Oltanın ucundaki balık mı?

Bu savaş, akla aşağıdaki soruları getirmektedir. Bu yazıda bu sorulara cevap aranacak ve bunların başta Türkiye olmak üzere küresel etkileri tartışılacaktır.

* Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky ve Batı (AB/D) ekibi, Rus ayı süvarisi olan Putin'i mağaraya mı hapsetmek istediler?

* Ukrayna, oltanın ucunda sallanan bir balık gibi Rusya'ya uzatılan ikinci bir Afganistan olabilir mi?

* Tarihte ilk görülen Çin ve Rus ittifakı kırılabilir mi?

Siyasi coğrafyanın dünya güç dengelerine olan etkisini 'Tarihin coğrafya mihveri' adlı bir teoriyle ilk defa kapsamlı bir şekilde araştırarak dile getiren, İngiliz Kraliyet donanmasında görevli, siyasi coğrafyacı Amiral Sir Halford Mackinder'dir.

Asya, Avrupa ve Afrika kıtasını dünya adası olarak tanımlayan Mckinder için bu adanın 'Heartland'ı (Kalbgah) olan yer Mezopotamya'dan başlayarak Çin seddini aşan ve Japonya'ya kadar uzanan bölgedir. Tarihte bu bölgenin kontrolünü ele geçiren kavimlerin Doğu Avrupa, Ön Asya ve Afrika'ya kadar olan bölgelerin hâkimiyetini ele geçirdiği görülmektedir.

Mckinder, Tarihin Coğrafi Mihveri üzerinde 25 Ocak 1904 tarihinde Kraliyet Coğrafya Cemiyetine sunduğu teorisini şu özlü ifadelerle sunmaktadır: "Doğu Avrupa'ya hâkim olan merkez bölgeye hâkim olur, merkez bölgeye hâkim olan dünya adasına hâkim olur. Dünya adasına hâkim olan dünyaya hâkim olur." Bu saha Lübnan, Toros ve Zağros Dağlarından Basra Körfezi'ne inen iç Verimli Hilal'in (Fertile Crescent) adeta bahçe duvarı konumundadır. Bahçe duvarını aşan ülkelerin (Moğol, İngiliz, ABD ve Rus) Verimli Hilal'ı de kontrol ettiği görülmektedir.

Putin doktrini

1991 yılında SSCB'nin dağılmasıyla Batı, boşluğu hemen doldurmuş ve Irak başta olmak üzere Doğu Avrupa'nın tamamını kontrolü altına almıştır. Ancak Putin'in 2000 yılında başa geçmesinden sonra Rus Derin Devleti (KGB) ipleri kontrol altına almaya başlamıştır.

Rusya'nın bu süreçte Putin doktrini olarak da görülebilen, üç nokta üzerinde durduğu görülmektedir: NATO'nun Doğu'ya doğru genişlemesinin durdurulması, Doğu Avrupa'ya Rusya hedefli uçak, füze ve nükleer silahların yerleştirilmemesi ve Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması...

Putin tasfiye mi ediliyor?

Son iki yüzyılda dünya, yoğun etkinliği hissedilen birkaç aile ve şirket bulunmaktadır. Bu ailelerinin etki gücü ile yapılan, İngiltere'de 1648 Devrimi, 1789 Fransız Devrimi, 1917 Rus Devrimi aynı tesbihin taneleri gibi görülebilir. Bu süreçte Rusya daima Osmanlı'ya karşı çekiç olarak kullanılmıştır. Şu anda Putin, bu sürece aykırı davranıyor ve Putin, tasfiye ediliyor. Sermayesi küresel çetelere ait olan Çin'in de Rusya'yı terk edeceği rahatlıkla görülebilir. Tek Kuşak Tek Yol projesinden çıkması halinde benzeri akıbetin, Çin'in başına geleceği düşünülebilir. Çünkü yolun hamallık kısmı Çin'de ise, Avrasya tünelinden geçerek kaymak kısmı Londra'da bitmektedir.

Bosna'dakiler de sarışındı

Son 70 yılda ilk kez 'mavi gözlü sarışınlar' veya Yahudiler ağlıyor desek yalan olur. Çünkü Avrupa'nın ortasında 1992-95 arasında en az 200 bin kişi Bosna'da öldürüldü ve soykırım yapıldı. Ama bunlar Müslümandı. Meseleyi anladık artık. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle aynı hassasiyeti herkese gösterin. Filistin, Irak, Suriye Afganlara, ...Ayrıca Rusya da Ukrayna'yı, Burhanettin Duran'ın tabiriyle "Suriye'yle kıyas kabul etmeyecek şekilde hassas" bombalıyor. Yani Halep, Musul, İdlib gibi bombalamıyor. Oralarda bir bombayla öldürülen insan sayısı burada bir haftada ölmemiş. (Elbette hiçkimse öldürülmesin ama Rus ayısı demek ki dikkatli olabiliyormuş. Ve Küreselciler de istese ayıyı burnundaki halkadan çekebilir. Hüseyin Bağcı'dan ödünç aldım) Çünkü ilk başta ceset torbası ve miğfer hazırlayan Almanya, pusudan kalkmış gibi bir günde bin tanksavar ve 500 stinger Ukrayna'ya vereceğini duyurdu. Japonya da 1904'teki gibi Rusya'ya saldırsa şaşırmayalım. Diğer Avrupa devletleri, hatta 1815'ten beri tarafsız olan İsviçre bile, Osmanlı'ya karşı harekete geçen Haçlılar gibi boyundan uzun kılıcını kaldırmış ve Rusya'nın 11 milyar dolarına el koymuştur. Bu süreçte, Rus bankalarının uluslararası para transfer sistemi SWIFT'ten çıkarılması, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu projelerine katılım yasağı ile Rus Rublesi ve Borsa'sı yüzde 30 değer kaybetti.

IMF, Dünya Bankası ve Batı yedi günde milyar dolarları Ukrayna'ya yağdırırken, Afganistan, Yemen, Suriye ve Libya'da açlıktan çocuklar satılıyor veya botlardan atılıp kıyılara vuruyor.

Felaketlerin başı

Karadeniz'in kilidi ve İstanbul'un kuzey kapısı olan Kırım'ın 1792 yılında elimizden çıkması, günümüze kadar bölgede yaşanan tüm felaketlerin başı olmuştur. Çünkü Osmanlı zamanında Fırat, Dicle, Tuna, Nil, Dinyeper ve Polonya Vistül Pax-Ottoman (Osmanlı Barışı) ile huzur içindeydi. Fatih Sultan Mehmet zamanından beri 250 yıllık Osmanlı müttefiki ve İstanbul'daki en imtiyazlı eyalet olan Karadeniz'in kilidi Kırım Hanlığı kaybedildi. Ve bir asır sonra Ruslar İstanbul'u işgal edebilir hale geldiler.

Bu savaşın Rusya için normal şartlar altında hiçbir mantığı yoktur. Rusya istese Ukrayna'yı başka yolla da halledilebilirdi. Pandemiden sonra gelen bu savaş oldukça düşündürücüdür. I. Dünya Savaşı'nın gidişatına benzeyen ilginç bir tiyatro oynanıyor...

[email protected]