Pazigyi Katliamı, Myanmar'da Şubat 2021'deki darbeden bu yana gerçekleşen en ölümcül toplu katliamdır. NUG İnsan Hakları Bakanlığı, 27'si kadın, 19'u çocuk olmak üzere 157 sivilin öldürüldüğünü ve ölenler arasında yaşlıların ve hamile kadınların da bulunduğunu açıklamıştır.
Tun Aung Shwe/ Myanmar Ulusal Birlik Hükümeti Avustralya Temsilcisi - Chris Gunness/ Myanmar Hesap Verebilirlik Projesi Direktörü
Bu hafta, Myanmar'ın demokratik olarak seçilen Ulusal Birlik Hükümeti (NUG) ve Myanmar Hesap Verebilirlik Projesi (MAP), İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na soykırım ve katliamlarla ilgili yeni delilleri sunacaktır. Myanmar'daki cunta yönetimi tarafından işlenen yaygın ve sistematik vahşi suçlara ilişkin NUG ve MAP'ın sunacağı deliller, Türk makamları tarafından Haziran 2022'de evrensel yargı yetkisi kapsamında açılan devam eden soruşturmaya dahil edilecektir.
150'den fazla sivil katledildi
NUG tarafından sunulan yeni deliller, 11 Nisan 2023'te cunta savaş uçaklarının Sagaing Bölgesi'ndeki Pazigyi köylülerine yerel bir etkinlik için toplanırken saldırdığı elim "Pazigyi Katliamı"na ilişkindir. NUG İnsan Hakları Bakanlığı, 27'si kadın, 19'u çocuk olmak üzere 157 sivilin öldürüldüğü ve ölenler arasında yaşlıların ve hamile kadınların da bulunduğu Pazigyi Katliamı'nı belgelemiştir. NUG, bazılarında kalıcı sakatlıklara neden olan ve nesillerce travmaya yol açacak korkunç yaralar alan 32 sivilin mağduriyetini de kayıt altına almıştır.
Pazigyi'ye yönelik saldırı sistematik, savaşan-sivil ayrımını gözetmeyen ve orantısız bir saldırıydı. 11 Nisan 2023 sabahında saat yedi buçukta başlayan ve otuz dakika süren bu katliamda köye her biri 500 kilo olan iki bomba atılmıştır. Patlamalar o kadar şiddetliydi ki, görgü tanıklarına göre vücut parçaları patlama noktalarından üç yüz metre uzağa kadar fırlamıştır. Hayatta kalanlarda ciddi kırık ve yanıklar meydana gelmiştir. Yüzlerce kişi yerinden edilmiş ve yakındaki ormanlık alana kaçmak zorunda kalmıştır. Doktorlar, yaralılara yardım etmek için ellerinden geleni yapmış ancak aynı gün öğleden sonra 17:45 sularında, bir savaş uçağı geri dönmüş ve 15 dakika boyunca acil müdahale ekiplerine yönelik saldırı gerçekleştirerek yardım çalışmalarını ciddi şekilde aksatmıştır.
Pazigyi Katliamı, Şubat 2021'deki darbeden bu yana gerçekleşen en ölümcül toplu katliamdır ve hesap sorulmasını talep etmektedir.
Rohingyalılara karşı süren soykırım
Myanmar Hesap Verebilirlik Projesi ayrıca, 2024 Ocak ayı sonunda Kuzey Rakhine Eyaleti'nde Buthidaung Kasabası'ndaki Hpon Nyo Leik köyüne yönelik cunta rejiminin gerçekleştirdiği roket saldırılarına ilişkin yerel araştırmacılar tarafından toplanan tanık beyanlarını da Savcılığa sunmaktadır. Yerel araştırma ekipleri, kadın ve çocuklar dahil 18 kişinin öldürülmesini ve 50 kişinin yaralanmasını belgelemiştir. Saldırılar, cuntaya karşı çıkan Arakan Ordusu'nun köyde mevzi almasından sonra gerçekleşmiştir. Ancak Arakan Ordusu'nun köyde bulunması, ispatlanması durumunda cunta yönetiminin savaş suçunu teşkil edecek olan savaşan-sivil ayrımını gözetmeyen ve orantısız saldırı suçlarını ortaya koymaktadır.
Yerel ağırlıklı hesap verebilirlik kurumları inşa etmeye yönelik önemli bir girişimin parçası olarak, MAP'te birlikte çalıştığımız ortaklar, bir istismar kalıbını belgeler ve Rohingyalılara karşı onlarca yıldır süren soykırımın devam ettiğine dair var olan delillere güçlü kanıtlarla ekleme yapmıştır. Katliamlar, cunta güçleri ile birkaç kasaba dışında tüm Rakhine Eyaleti'nden cunta rejiminin güçlerini çıkaran Arakan Ordusu arasında sıkışan sivillere yönelik devam eden baskının rahatsız edici bir sonucu olarak göze çarpmaktadır.
NUG Uluslararası mekanizmalardan delil talep ediyor
NUG, Myanmar'daki sivillerden milyonlarca delil toplayan 2018'de BM İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan Bağımsız Myanmar Araştırma Mekanizması'ndan (IIMM), Türkiye'deki soruşturmayı desteklemek amacıyla saldırılara ilişkin delilleri Cumhuriyet Savcılığına göndermesini talep etmektedir.
IIMM, Rohingyalılara karşı işlenen suçlarla ilgili olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı ve Arjantin Federal Savcılığı'ndaki yargılamalara yönelik çok sayıda delil ve incelemenin sonucunu paylaşmıştır. IIMM, genellikle darbe sonrası dönemde meydana gelen saldırılarla ilgili Birleşik Krallık ve diğer ülkelerin adli makamlarından gelen belirli bilgi taleplerine de yanıt vermektedir.
İnsani felaketi derinleştiren yaygın ve sistematik saldırılar
NUG İnsan Hakları Bakanlığı'na göre, darbeden bu yana 413 katliam gerçekleşmiştir. Belgelenmiş katliamlar sonucu en az 1.545'i çocuk ve en az 757'si kadın dahil olmak üzere toplam 4 bin 377'den fazla kişi öldürülmüştür. Yalnızca Ağustos ayında, ülke genelinde tahmini 277 sivil öldürülmüştür.
BM, 6 bölgede patlayıcı cihazlara bağlı gübre ve diğer kimyasal madde kullanımına ilişkin 26 ihbar tespit etmiştir. Sivil yerleşimlere mühimmat atmak için kullanılan silahlı paramotorların kullanıldığına ilişkin de endişe verici veriler bulunmaktadır.
BM'nin en son insani yardım rakamlarının ortaya koyduğu korkunç tabloya göre, yaklaşık Myanmar nüfusunun üçte birinden fazlasına denk gelen 19,9 milyon kişi insani yardıma ihtiyaç duymaktadır. Bu rakam 2024'e kıyasla 1 milyon artmıştır. Ülke içinde yerinden edilenlerin sayısı, 3,5 milyonu aşarak bu zamana kadarki en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Çocuklar krizin en ağır yükünü taşımaktadır. Yardıma ihtiyaç duyan çocukların sayısı 6,3 milyonu bulurken bunların yaklaşık 1,1 milyonu koruma hizmetlerine erişememektedir. Bu durum çocukların şiddet, ihmal ve istismara karşı savunmasızlığını artırmaktadır.
Myanmar'ın iç çöküşü, halihazırda vahim olan bölgesel mülteci krizini daha da kötüleştirmektedir. BM, son iki yılda 150 bin Rohingyalının, halihazırda Bangladeş'te sefalet içinde yaşayan 1,2 milyona eklendiğini belirtmektedir. Uluslararası Af Örgütü bu insanların, mevcut koşullarda kuzey Rakhine Eyaleti'ne geri gönderilmesini "felaket" olarak değerlendirmektedir.
Yaşananlar karşısında güçlü şekilde harekete geçme ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştır. Darbeden bu yana yaklaşık 30 bin siyasi tutuklu hapsedilmiştir. Ordu, 65 bin kişiyi zorla silah altına alarak onları cephe hattının piyonları haline getirmiştir. Myanmar cuntasının vahşi ve aşırılıkçı eylemleri sorgusuz sualsiz devam etmektedir. Bu arada, diktatörlük tarafından ilan edilen ve toplumun genelince protesto edilecek genel seçimler, muhtemelen şiddetin artmasına neden olacaktır.
Myanmar halkı adalet için haykırmaktadır. İnsani erişim talepleri ve cuntanın sivillere yönelik saldırılarının sona ermesi istekleriyle birlikte, hesap verebilirlik uluslararası müdahalenin parçası olmalıdır. Türkiye'deki davamız, çok uzun süredir onur, barış ve refah imkanından mahrum bırakılmış bir halka umut sunmaktadır.