Hocalı'yı unutmadık, unutmayacağız!

Prof. Dr. Zakir Avşar / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı
13.05.2022

Sabir Şahtahtı, kitabı ile Hocalı soykırımının, Ermeni çetelerinin yaklaşık iki yüz yıllık bir süreçte hem Türkiye'de hem de Azerbaycan'da gerçekleştirdikleri soykırım eylemlerinin bir devamı niteliğinde olduğunu, resmî arşiv belgeleri, doğrudan ulaşılan tarihî kaynaklar ve şahitlerin ifadeleri doğrultusunda ispatlıyor.


Hocalı'yı unutmadık, unutmayacağız!

Azerbaycanlı gazeteci - yazar Sabir Şahtahtı tarafından kaleme alınan ve "Dinmeyen Acı... Hocalı" isimli kitap, Hocalı katliamını tüm dünyaya gerçek bilgi ve belgelerle anlatan tarihî bir eser niteliğini taşımaktadır. Kitap Ermenistan'ın Hocalı'da gerçekleştirdiği soykırımı henüz bir soykırım olarak tanımayan devletlerin bilgilendirilmesini ve aydınlatılmasını amaç edinmektedir. "Hocalı'ya Adalet! Uluslararası Bilgilendirme Kampanyası"na ithafen hazırlanan kitap, bir barış ve adalet faaliyeti olan kampanya ile ilgili bilgilere de yer vermektedir. "Hocalı'ya Adalet" (Justice for Khojaly) kampanyası ise ilk kez 2008 yılında Haydar Aliyev Vakfı Başkan Yardımcısı Leyla Aliyeva'nın girişimiyle başlatılmıştır.

Yazar, bu kitabı ile Hocalı soykırımının, Ermeni çetelerinin yaklaşık iki yüz yıllık bir süreçte hem Türkiye'de hem de Azerbaycan'da gerçekleştirdikleri soykırım eylemlerinin bir devamı niteliğinde olduğunu, resmî arşiv belgeleri, doğrudan ulaşılan tarihî kaynaklar ve şahitlerin ifadeleri doğrultusunda ispatlamaktadır. Eserde ayrıca Ermenilerce işgal altında tutulan Karabağ'da 2020 yılında başlayan ve 44 gün süren "Vatan Savaşı" ve kazanılan büyük zafere ilişkin ayrıntılı bilgiler de yer almaktadır.

Kitap sekiz ana bölüm ve bir adet özel bölüm olmak üzere toplam 9 bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Ermeni saldırganlığının ve terörist eylemlerinin tarihsel geçmişi, sözde "Büyük Ermenistan" hayalinin ortaya çıkış süreci, bu Ermeni hayaline ulaşmak maksadıyla Türkiye ve Azerbaycan'a karşı girişilmekte olan gizli plânlar, 1800'lü yıllardan itibaren Anadolu'da ve Azerbaycan'da Ermeni çetelerince işlenen cinayetler ve gerçekleştirilen toplu katliamlar genel hatlarıyla anlatılmaktadır. Giriş bölümünü takip eden "Hocalı Soykırımı" başlıklı bölümde ise Hocalı soykırımının ardından Azerbaycan ve Türkiye tarafından dünya çapında gerçekleştirilen diplomatik girişimler, iletişim faaliyetleri, toplantılar, forumlar, konferanslar, sunumlar ve diğer çalışmalara yer verilmektedir.

Hukuksuz politikalar

"Hocalı'nın Duyulmayan Sesi" isimli Özel Bölüm'de, bölgenin demografik yapısı, Ermenilerce gerçekleştirilen soykırımın ve insanî suçların istatistikî listesi, sistematik baskılar, vatanlarından ve evlerinden zorla göç ettirilen Azerbaycan Türklerinin maruz kaldığı mezalimin boyutları, ulusal ve uluslararası basında çıkan haberler ve yorumlar, dünyanın bu soykırım karşısındaki haksız sessizliği ve duyarsızlığı ayrıntılı olarak analiz edilerek okuyucuya sunulmuştur.

"Sözde Büyük Ermenistan İdeolojisi Uluslararası Barışı Tehdit Ediyor" isimli Birinci Bölüm'de, Ermenistan'ın hukuk tanımaz politikaları, uluslararası anlaşmalara aykırı askerî operasyonları ve sınır ihlalleri ayrıntılarıyla ele alınmıştır. Bu bölümde ayrıca Hocalı katliamını gerçekleştiren Ermeni askerlerin Azerbaycan Başsavcılığı'nın Soruşturma Birimi'nce onaylanmış isimleri ve görev yerleri de net bir şekilde açıklanmıştır.

"Hocalı Katliamına Götüren Yol" isimli İkinci Bölüm'de, Karabağ sorununun ortaya çıkışındaki siyasî ve toplumsal koşullar, Ermenistan sınırları içinde kalan 500'den fazla Türkçe isimli yer adının nasıl Ermenileştirildiği, uygulanan yanlış politikalar ve bölgedeki millî hafızanın Ermenilerce hangi yöntemler kullanılarak silinmek istendiği anlatılmaktadır.

O kanlı gece

"Hocalı Soykırımında Yaşanan Acıların Şahiteri: Dehşetli ve Kanlı O Gece" isimli Üçüncü Bölüm'de, soykırımı bizzat yaşayan halkın anlatımları dolaysız bir şekilde aktarılmıştır. Örneğin; annesi, babası ve kız kardeşi dahil 30 yakını Hocalı'da katledilen Hazangül Emirov'un şu sözleri dehşeti tüm boyutlarıyla özetlemektedir:

"Annemi ve 5 yaşındaki kız kardeşimi öldürdüler. Babamı ise yakarak katlettiler. Babama zorla buraların Ermeni toprağı olduğunu söyletmek istediler. Babam ise ölümü göze alarak bunu reddetti. Bunun üzerine Ermeni çete mensupları babamın üzerine benzin dökerek onu diri diri yaktılar."

Bölümde ayrıca, "Hocalı'ya Adalet! Uluslararası Bilgilendirme Kampanyası"nın nasıl başladığı ve soykırımın dünya ülkeleri tarafından doğru ve objektif bir şekilde anlaşılabilmesi için yürütülen çalışmalar okuyuculara sunulmaktadır.

"Ermenistan: Değişmeyen İşgalci Niyet" isimli Dördüncü Bölüm'de, 2016 yılı Nisan ayında Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan çatışmalar, Ermenistan'ın hava ve kara unsurlarını kullanarak gerçekleştirdiği sınır ihlalleri ve saldırıları belgelerle ve fotoğraflarla anlatılmaktadır. Bölümde ayrıca, Cebrayıl iline bağlı Çocuk Mercanlı köyünün işgalden kurtarılışı ve köyde yeniden Azerbaycan bayrağının dalgalanmasının hikâyesi anlatılmaktadır.

Ermeni provokasyonları

"Leletepe – Günnüt – Tovuz Reşadet Köprüsü: Tarihî Neticeler ve Umut Vaad Eden Gözlemler" isimli Beşinci Bölüm'de, Azerbaycan'ın Tovuz bölgesinin Ermenistan silahlı kuvvetlerinin yoğun bombardımanı sonucu adeta harabeye dönüşü ve bölgenin yeniden inşası ve imarı için Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in aldığı karar aktarılmaktadır. Bölümde, aynı zamanda, Ermeni provokasyonlarına karşı alınan diplomatik önlemler ve medyanın bu doğruluda üstlendiği görev ve sorumluluklara da yer verilmiştir.

"Hocalı'ya Adalet" isimli Altıncı Bölüm'de, Hocalı soykırımını tanıyan uluslararası kurum, kuruluş ve cemiyetler ile belgeler listelenmiştir. Ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Hocalı soykırımı konusunda aldığı kararlar ve Azerbaycan'ı destekleyici politikaları bu bölümde aktarılmıştır. 613 masum insanın katledilişi, 150 kişinin kaybolması ve yüzlerce insanın yaralanmasıyla neticelenen soykırımın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde anılması ve Hollanda, Almanya, İsrail, Bosna Hersek, Meksika ve Kanada'daki Hocalı soykırım anıtlarının açılış hikâyeleri, bu ülkelerin Azerbaycan'a destekleri ve anıtların fotoğrafları da bu bölümde yer almaktadır.

"Azerbcaycan Şerefle Biten Vatan Savaşında" isimli Yedinci Bölüm'de, 27 Eylül 2020 tarihinde başlayan ve 44 gün süren "Karabağ'ı İşgalden Kurtarma Operasyonu" ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Bölümde, "Vatan Savaşı"na ilişkin istatistikî veriler de okuyucuya sunulmuştur. 44 gün süren "Vatan Savaşı" ile işgalden kurtarılan Azerbaycan yerleşim yerlerinin adları ve ateşkes anlaşmasının detayları da bu bölümde yer alan diğer bilgiler arasındadır. Bölümde ayrıca Ermenistan'ın gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda hayatını kaybeden sivil Azerbaycan vatandaşlarının isimleri ve fotoğrafları da okuyuculara sunulmaktadır.

Vatan Savaşı ve zafer

Eserin son bölümü olan "Cepheden Haberler" isimli Sekizinci Bölüm"de ise 44 günlük "Vatan Savaşı"na ilişkin olarak operasyon bölgesinde yaşanan gelişmeler kronolojik olarak listelenmiştir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan görüşme ve ateşkes sürecinin ele alındığı bölümde, "Vatan Savaşı"nın Azerbaycan'ın zaferiyle sona erişi ve Ermenistan silahlı kuvvetlerinin imha edilen askerî kapasitesi de ayrıntılarıyla okuyuculara sunulmaktadır. Bölümün sonunda ise Ermenistan'ın saldırılarına hedef olan sivil Azerbaycan yerleşim bölgelerinden fotoğraflara yer verilmiştir.

Eser tarihsel bir gerçekliği tüm yönleriyle objektif bir şekilde ele alması ve dünyaya aktarması bakımından büyük önem taşımaktadır. Eser bu yönüyle stratejik bir görevi de yerine getirmektedir. Kitapta yer verilen tüm bilgilerin resmî belge ve bilgilere dayanması, objektif bir yaklaşımla konuya yaklaşılması, Hocalı'da yaşananların büyük bir soykırım olduğunun (henüz tanımayan) dünya ülkeleri tarafından tanınmasının da önünü açacaktır.

Türkiye'nin tezleri

Türkiye, bölgede barış ve istikrarın ancak barışa ve istikrara inanarak girişilecek kalıcı işbirlikleri ile mümkün olacağını, bunun için de Ermenistan'ın diaspora ve arkasındaki güçlerin zehirli tuzaklarından kurtularak gerçeklerle yüzleşmesi, yalanların atmosferinden sıyrılması ile mümkün olacağını savunmaktadır.

Azerbaycan'ın 44 Günlük Vatan Savaşı'nın neticeleri kuşkusuz ki sadece Azerbaycan'ın galibiyeti olarak görülmemelidir. Bir millet, iki devlet prensibi ile her zaman birlikte olan, kardeş Türkiye ve Azerbaycan'ın bölgede barış ve istikrarın en büyük teminatı olduğu, Ermenistan ve diğer Kafkas ülkelerinin ve halklarının ancak bu barış ve işbirliği iklimine katılmakla çıkarlarının en yüksek düzeye çıkabileceği gerçeği de bu zafer ile ortaya konmuştur.

Bölgede düşmanlıklarla bir yere varılmayacağı, ancak barış içinde olunduğunda refahın, huzurun ve mutluluğun artacağı, aksi takdirde bundan her zaman en fazla zararlı çıkacak olanların barışa karşı duranlar olacağını bu zafer göstermiştir. Türkiye'nin barışa yönelik politikaları, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya Beşten Büyüktür" yaklaşımı ve hem bölge hem de dünya için daha iyi yarınların işaretidir.

[email protected]