İki asırlık MİT tarihi

Murat Güzel
8.07.2023

Modern Türk istihbarat tarihini dönemselleştirmeyi amaçlayan Polat Safi, kitabında, 1826'dan günümüze kadar uzanan uzun kesiti istihbarat paradigmaları çerçevesinde dört ana ve dört ara dönemde ele alabileceğimizi ileri sürüyor.


İki asırlık MİT tarihi

Kökleri yenileşme tarihimizin başlangıcına, Yeniçeri Ocağı'nın II. Mahmut tarafından lağvedilmesine kadar götürülebilecek modern Türk istihbarat tarihinin elbette istihbarat faaliyetleri dolayısıyla bilinmeyeni, gizli ve saklısı çoktur; lakin herhangi bir istihbari faaliyetin gizliliği ve saklılığından kaynaklanmayacak sorunları da var bu alanın. Bu sorunların başında elbette popüler kültürde, matbuat ve TV'lerdeki diziler yoluyla istihbarat konularının birtakım komplo teorileriyle çarpıtılarak, Teşkilat-ı Mahsusa gibi aslen istihbarat örgütü olmayıp Gayrınizami Harp örgütü sayılması gerekli bazı kurumların istihbarat örgütü olarak değerlendirilmesi gibi çeşitli akademik araştırmaları yanlışa sürüklemiş hatalarla, bazen de asıl meslekleri tarihçilik olmayan gazeteciler, senaristler, roman yazarları veya güvenlik bürokrasisinden emekli olan zevatın bazı ideolojik şartlanmalarla malul, bilhassa yönlendirilmiş ya da kurgulanmış sayabileceğimiz hususlarla bezeli çalışmalarının neticesinde bu tarihsel zeminin bozulması geliyor.

19. yüzyıldan günümüze Türk istihbarat tarihini ana hatlarıyla incelemeye çalışan Polat Safi'nin kitabı Millî İstihbarat Teşkilatı bu açıdan son derece değerli ve önemli. Safi kitabında hem popüler bir dil tutturmaya gayret ediyor hem de bahsedilen sorunları alandan tasfiye ediyor.

Dört ana dönem

Modern Türk istihbarat tarihini dönemselleştirmeyi amaçlayan Safi 1826'dan günümüze kadar uzanan bu uzun kesiti istihbarat paradigmaları çerçevesinde dört ana ve dört ara dönemde ele alabileceğimizi ileri sürüyor. Bu dönemselleştirmesinde Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti ve MİT üzerinden modern Türk istihbaratını ve pratiklerini şekillendiren anlayışları tespit eden Safi böylelikle hem Türk istihbarat tarihinde tekin süreç ve eğilimleri daha anlaşılır kılıyor, hem Türk istihbarat ve pratiklerinin bağlamlarını vuzuha kavuşturuyor hem de bu tarihteki önemli dönüm noktalarını görmemizde bize yardımcı oluyor. 1879 yılından Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar olan süreç Safi'nin ele aldığı ilk dönem, ikinci dönemse 1927-1945 dönemi, yani MAH'ın kurulduğu tarihten başlayıp İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna uzanan dönem. MAH personelinin CIA tarafından eğitilmesini esas tutan üçüncü dönemse Soğuk Savaş sonuna kadar uzanıyor. 1955 ila 1990 arasını kapsayan bu üçüncü dönemin akabinde 2010'dan günümüze dördüncü ana dönemin başladığını ifade ediyor Safi. Bu ana dönemler haricinde elbette dört ara dönem de tespit eden Safi, 1826 ila 2009 arasındaki ilk üç dönem ile 2010'dan bu yana süren ana dönem olarak modern Türk istihbarat tarihini iki önemli unsura ayırıyor. Beş önemli husus etrafında bu ayırma girişiminin haklılığını ispata girişen Safi ilk üç dönemde etkin reaktif ve savunmacı karakterli yaklaşımın 2010'dan itibaren kademeli bir şekilde dönüşmeye başladığını işaret ederek dekapitasyon faaliyetlerine kadar uzanan bu faaliyetleri özetliyor.

Osmanlı devletindeki gizli polis teşkilatından II. Abdülhamit'in hafiyelik sistemine, Teşkilat-ı Mahsusa'dan Milli Mücadele yıllarındaki Karakol, Mim Mim ve Felah gruplarına, MAH'ın kuruluşundan MİT'e geçişe kadar önemli bilgiler veren Safi, Suriye, Irak, Libya, Karabağ ve Somali'deki istihbari faaliyetlerden Rusya Federasyonu, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İran'a karşı icra edilen istihbarata karşı koyma operasyonlarına ve FETÖ, PKK ve DEAŞ'la yürütülen mücadelelere kadar birçok meseleyi daha iyi anlamamızı kolaylaştıracak bilgiler içeren Polat Safi'nin kitabı ilk defa yayınlanan MİT arşiv ve belgeleriyle de ilgi çekiyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı

Polat Safi

Kronik, 2023

Bir Cemil Meriç tercümesi

Kimileri tarafından Türk milliyetçiliğinin manevi babası, yakın Türk tarihinin önde gelen fikir adamlarından biri sayılan Ziya Gökalp'le ilgili kitapların birçoğunun tarafgirane olduğunu iddia eden Uriel Heyd, Gökalp'in hayatı ve eserlerini sistemli ve eleştirel bir bakışla incelemeye çalışıyor. Kitabında Ziya Gökalp'i orijinal bir düşünür olarak kabul etmeyen ve onun sık sık görüş değiştirdiğini ileri süren Heyd buna rağmen gerek sosyologların gerekse siyasi ilimler üzerinde çalışanların "Gökalp'in eserlerinde bir Doğu toplumunda modern milliyetçi düşüncenin dikkate şayan bir örneğini" bulacaklarını iddia ediyor. Heyd'in Kudüs'teki İbrani Üniversitesi tarafından filoloji doktorası tezi olarak kabul edilen kitabın Cemil Meriç tarafından Türkçeye kazandırıldığını söylemeli.

Türk Milliyetçiliğinin Temelleri

Uriel Heyd

çev. Cemil Meriç

İletişim, 2023

Cephe gerisinde gündelik hayat

Çoğu Müslüman ve Türk sıradan Osmanlı kadınının Lozan anlaşması imzalanıncaya kadar Birinci Dünya Savaşı boyunca yaşadıkları gündelik deneyimleri araştıran Elif Mahir Metinsoy, kadınların telgraflarına, dilekçelerine, karakol ve mahkeme tutanaklarına, gazete haberlerine, anı ve mektuplara dayanarak erkekler savaşta iken geride kalanların yaşadıklarına odaklanıyor. Metinsoy, bu kadınların sadece savaşa destek olmaları sayesinde değil, protesto, mücadele ve direnişleriyle de dikkate alınmaya ve sorunlarının çözülmesini sağlamaya çalıştıklarını belirtiyor.

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Kadınları

Elif Mahir Metinsoy

İşkültür, 2023