İktidardan uzak müzmin muhalefet

Cafer Uzunkaya/Yazar
26.04.2014


İktidardan uzak müzmin muhalefet
Siyaset ve hizmet üretemeyip topluma güven veremeyenler, korkular ve laiklik gibi kavramların arkasına sığınarak iktidar olma devri, tarihin karanlık sayfalarına mahkûm olmuştur. Kendisini daima ayrıcalıklı, milleti cehaletle itham edip hakir görenlerin, şu hakikati idrak edip kabullenmeleri gerekmektedir; artık bundan böyle hep bu milletin dediği olacaktır. İktidarları bir kısım odaklardan, korkulardan, kutuplaşmalardan elde etme dönemi bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. İktidara talip olanların öncelikle milletin aklına ve ferasetine teslim olmaları gerekmektedir. Millete akıl verme ve aşağılama yerine ona nasıl hizmet edeceklerine dair,  inandırıcı, ayağı yere basan projelere kafa yormak zorundadırlar.
 
Milletin dediği olur
 
Her seçimde milletin seçme yeteneğinin ve eğitiminin yetersizliğinden dem vuranlar;  aydınlar (!),  medya, sermaye grupları, işte gördünüz, bu millet öyle isabetli oy kullanıyor ki; 30 Mart seçimleri sonrası iktidar da, muhalefet de, halk da ‘biz kazandık’ diyor.  Seçime katılıp, seçmenden oy talep edenler seçmenin tercihinden memnun iken bir kısım medya, sermaye ve sözde aydınlar siz neden mutsuzsunuz?  Millet, demokrasiye ve iradesine ipotek konmasına fırsat tanımayarak, iktidarının hizmetlerinin devamına imkân sağladığı için memnun. Halka hizmeti ibadet telakki edip, efendiliği değil hizmetkârlığı esas alan iktidar, kadirşinas millete hizmet etmeye devam edeceği için memnun. Seçimlerden birinci çıkmak gibi bir hedefi olmayan muhalefet de muhalefete devam etme gücünü halktan tekrar aldığı için memnundur. Muhalefet, belki de, geçmişte koalisyon ortaklıklarını organize eden bir kısım medya ve iş çevrelerini memnun etmenin imkânsızlığını ve zorluğunu bildiği için muhalefette kalışından memnundur.
 
Siyaseti millete ve ülkeye en etkin biçimde hizmet etmenin vasıtası kabul edenler; siyasi rakiplerinin yapacakları veya yapmakta oldukları yanlış ve eksiklikler sebebiyle toplumun kendilerine yönelişini beklemekle değil, etkin ve kuşatıcı, kabul gören hizmetler sunacaklarına dair projeleriyle iktidar olmayı hedeflemelidirler. Artık Türkiye’de tüm siyasi partiler ve siyaset yapma arzusunda olanlar, şu gerçeği kabullenip buna göre yollarına devam etmek zorundadırlar. Toplumun siyasi tercihlerini belirlemede, kendi ideolojik duruş ve tercihlerini topluma dayatma, hiçbir siyasi partiye iktidar olma imkânı vermemektedir ve vermeyecektir de. Nitekim çok partili siyasi hayata geçtikten sonra da ideolojik dayatmalarla toplumu ve değerlerini hiçe sayarak siyaset yapmaya devam edenler, katıldıkları hiçbir seçimde iktidar olma gücünü milletten alamamışlardır.  Milletten daima alan, ama hiçbir şey vermeyen siyaset artık iflas etmiştir. Millet, yalnızca kendisine hizmet eden siyasete güven duymakta ve iktidar imkânı vermektedir.
 
Muhalefetin hedefi
 
Açıkça görülmektedir ki CHP’de siyaset; Türkiye’de iktidar olmak için değil, CHP’de iktidar olmak için yapılmaktadır. Toplumun CHP’ye verdiği yüzde 30 civarındaki oy desteği sebebiyle CHP de iktidarlarını sürdürme çabasıdır. Kazanmak ve iktidar olmak diye bir hedefi olmayan muhalefet siyasetinin, kaybetmesinden de söz etmek imkânsızdır. 30 Mart 2014 seçimleri sonrasında yapılan değerlendirmelerde de, seçimden başarıyla çıktıklarını, kaybetmediklerini söylemeleri de bunun açık bir delilidir.  Zaten böyle değerlendirildiğinden dolayıdır ki, 2009 seçimlerinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olup seçimi kaybeden Kemal 
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığına getirilmiştir. Ve şimdi de, 30 Mart 2014 seçimlerinde AK Parti karşıtlığı üzerinde birleşen tüm kesimlerin desteğine, yargısız infaza dayalı kampanyalarına rağmen, seçimi kaybeden Mustafa Sarıgül’ün ve Mansur Yavaş’ın CHP’ye Genel Başkanlığı konuşulmaktadır. Siyasi mekanizmaları,  iktidar olamayışı ve başarısızlığı ödüllendirmek olan bir yapının, millet için iktidar umudu olmasından söz etmek imkânsızdır.
 
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart seçimleri öncesi seçim mitinglerinde seçmene “Vicdanınızın sesini dinleyiniz ve ona göre oyunuzu veriniz” diyordu. Şimdi seçimin ardından, açık ve dürüstçe, soğukkanlılıkla herkese ve en az kendi vicdanıma duyduğum kadar saygı duyduğum, CHP seçmeninin de vicdanına sesleniyor ve soruyorum; özellikle de güzel İzmirimizin güzel insanlarına, İzmir’de 30 Martta CHP’ye oy verenlere; İdeolojik tercihleri doğru veya yanlış, özel yaşama dair endişeleri bir tarafa bırakarak, İzmir halkı Sayın Kılıçdaroğlu’nun, bu vicdana seslenişini dikkate alarak, hizmet ve liyakati esas alan bir tercihte bulunsaydı CHP’ye mi oy verirlerdi? Yoksa AK Parti’nin 12 yıllık iktidarının en başarılı, mütevazı Bakanlarından ve seçim öncesi İzmir için hazırladığı 1414 projesiyle heyecan uyandıran Binali Yıldırım’a mı oy verirlerdi? İnanıyorum ki böyle bir soruyu CHP’liler olmak üzere herkes anlamsız bulacaktır. CHP seçmeni, hizmetlerden mahrum kalma, bu tarihi fırsatı kaçırma adına, CHP’ye oyunu vermiştir.
 
CHP’de siyaset yapanların şunu çok iyi bilmeleri gerekir ki, seçim sonuçlarından kendileri mutlu olsa da on yıllardır iktidar olmayı umut eden seçmenleri mutsuzdur.  Türkiye’yi ve muhalefeti kazandıracak olan, nitelikli muhalefet ve demokrasiyi güçlendirmektir. Çatışma ve ayrıştırmaları körüklemek yerine, siyaset üretip iktidarın gerçek alternatifi olmaktır. Böylece hem muhalefet hem millet hem de demokrasimiz kazanacaktır. CHP, ona destek veren medya ve sermaye çevreleri bunu başaramazsa; CHP seçmeni kendisi ve toplum için iktidar iddiası ortaya koymayan bu siyasetin CHP’deki iktidarına da son verecektir.
 
Toplumsal çatışma ve gerginlikleri artırmak suretiyle sokaklarda kaos, bunalım ve terör estirenler, siyasi bunalımlara dair mesajlarla ekonomik buhranlara davetiye çıkaranlar unutmalı ki, bu yol ve yöntemlerle asla iktidar olunamaz. “Mısır’da Müslüman Kardeşleri kaybetti, darısı buradaki kardeşlerinin başına” düşüncesine sahip olan bazı muhalefet milletvekillerinin, bu milletle iktidar olamayacaklarını bilmeleri gerekir.  Nasıl olur da, ‘Cumhuriyeti biz kurduk, demokrasiyi biz getirdik’ diyen CHP, 70 yıllık çok partili demokratik parlamenter sisteme rağmen korkulardan, ihtilallerden, vesayetlerden, çatışmalardan iktidar bekler?
 
İktidar, muhalefet, medya, iş çevreleri ve tüm toplum katmanları şunu kesin olarak bilmeli ki; bu millet demokrasiyi ve iktidarı etme iradesini hiç kimseye devretmez. Gerçekten iktidar olma iddia ve hedefi olanlar sandıktan başka yol olmadığını bilsinler ve ona göre planlarını yeniden gözden geçirerek revize etsinler.