İnternetin riskleri ve siber güvenlik

Prof. Dr. Necdet Ünüvar - Siyasetçi
20.07.2013

Bilişim ve internet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hız kesmeden gelişmekte ve her geçen gün kendini yenileyen yüzü ile karşımıza çıkmaktadır.


İnternetin riskleri ve siber güvenlik

İnternetin özellikle her kendini yenilediği noktada faydalarının yanında risklerinin de ortaya çıktığı görülmektedir. Bilişim teknolojisi ürünlerine olan talebin ve internet kullanımının hızla artmasıyla birlikte; bilgi güvenliği, bilişim suçları, telif hakkı ile fikri ve sınai mülkiyet hakkı ihlalleri, kayıt dışı sanal ticaret, çevrim içi oyun, bahis ve internet bağımlılığı, uzun süreli bilgisayar kullanımının doğurduğu bedensel ve ruhsal sağlık sorunları, çocuk ve ergen istismarı ile karşılaştıkları riskler de gündeme gelmiş ve bu hususların tüm yönleriyle incelenmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşısında, 24. dönem 2. Yasama yılında Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Meclis’te grubu olan tüm siyasi partilerin ortak iradelerini yansıtan araştırma önergeleri üzerine, bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmelerin değerlendirilmesi ile internet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla kurulan Araştırma Komisyonu çok kapsamlı bir çalışma yürüterek ilgili birimlere yıllarca ışık tutacak bir rapor ortaya çıkarmıştır.

Özellikle son dönemde Dünyada çok basit sebepler ile ortaya çıkan kıvılcımlar provokatörlerin bilişim ve interneti körük olarak kullanarak alevleri güçlendirmesi ve kitleleri aynı hareketleri, organize bir şekilde yapmasını sağlamıştır. Bazı yalan bilgilerle yangını büyütmeye çalışmaları görülmüştür. Türkiye’de Gezi Parkı olayları, Ukrayna’da Halkın karakola saldırması, Kuzey Afrika olaylarında sosyal medya kullanılmıştır. 

Bilişim ihtisas mahkemeleri

Tüm Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’nin de siber güvenliğinin sağlanması için acil olarak alınması gereken tedbirler vardır.Ülkemizde; bilişim sektörünün tamamına ilişkin küresel gelişmelerin yakından izlenmesi, bu alanda risklerin, fırsatların ve tehditlerin ayrıntılı olarak analiz edilmesi, bilişim alanında ulusal düzeyde hedef, ilke, politika ve stratejilerin geliştirilmesi, bu alanda ulusal koordinasyonun sağlanması ve uluslararası hukukun iç hukuk sistemine uyarlanmasının koordine edilmesi ile ulusal siber güvenlik ve bilgi güvenliği stratejilerinin oluşturulması gibi alanlarda merkezi bir kurumsal yapıya ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim Ulaştırma Bakanlığı konuyla yakından ilgilenmektedir. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ile USOM’un koordinasyonunda çalışacak sektörel Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) oluşturulacağı ifade edilmiştir. Bu çerçevede, acilen alınması önerilen tedbirlerden bazıları şu şekildedir:

1. Bilişim İhtisas Mahkemeleri kurulmalıdır. Bilişim teknolojilerinin; ülke kalkınması ve güvenliğinde kritik role sahip olması, hızlı biçimde gelişmesi, sorunlarının hızlı biçimde saptanarak çözülmesinin kritik önemde olması sebepleriyle bilişim, elektronik haberleşme ve siber suçlar alanında ihtisas sahibi hâkim ve savcıların yetiştirilmesinin sağlanması ve bu alanlarda ihtisas mahkemelerinin kurulması gerekmektedir.

2. Bilişim hukuku ve siber güvenlik hukuku alanlarında nitelikli uzman kadro yetiştirilmelidir. 

Özellikle siber güvenlik hukuku alanında nitelikli uzmanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu amaçla, bu alanda kapasite geliştirmeye yönelik ulusal strateji oluşturulmalıdır. Bilişim ve elektronik haberleşme hukuku, bağımsız bir bilim dalı olarak kabul edilmeli, bu konuya yükseköğrenim müfredatında yer verilmeli ve bu alanda lisansüstü programlar açılmalıdır. 

3. Siber Suçlar Sözleşmesi onaylanmalı ve iç hukuka uyarlanmalıdır. Siber varlıkların ve bunlar arasındaki iletişimin global hale gelmesi, internette saldırgan ve mağdurların çoğu durumda farklı ülkelerde yer alması, bu durumlarda hukuki uyuşmazlıkların ulusal mevzuat ile çözümlenememesi gibi sebeplerle uluslararası birlikte çalışabilirlik mekanizmaları ve sözleşmelerine taraf olunmalıdır. Bu amaçla,  Avrupa Konseyi tarafından tasarlanan ve Türkiye tarafından da imzalanan “Siber Suçlar Sözleşmesi” TBMM tarafından onaylanmalı ve iç hukuka uyarlanmalıdır. 

4. Sosyal Medya özgürlük alanıdır ama bu durum kişilerin hakları ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Kişisel verilerin izinsiz paylaşılmaması konusunda toplumsal bilinçlendirme son derece önemlidir.  Bu konuda hem devlete, hem bireylere görevler düşmektedir.Sosyal medyada profilleri, kişilere ait dijital imza gibi kendilerine ait bir alan olduğu ve buradan paylaşılan bilgilerden kişinin sorumlu olduğu konusunda kullanıcılar eğitilmelidir.

5. Kişilerin yaşadığı sorunlarla ilgili olarak Sosyal Ağların yönetiminin başka ülkelerde olması kişilerin kendi sorunlarını takiplerini zorlaştırmaktadır. Sosyal Ağ sahibi firmalar Türkiye’de temsilcilik açmalıdır. Bu husus da Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyon Raporunda belirtilmiştir.

[email protected]