Irak'ta hükümet krizi ve İran'ın sürece etkisi

Fatih Oğuzhan İpek / Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü
17.04.2020

Kazimi, hükümeti kurması durumunda koronavirüs ile mücadele, petrol fiyatlarının düşüşü ile çöküşe giden ekonominin düzeltilmesi, Hamaney yanlısı Şii milislerin ABD ile çatışmasını kontrol altına almak, hükümet karşıtı göstericileri memnun etmek ve ABD ile İran arasında denge kurmak gibi büyük zorluklar ile karşı karşıya kalacaktır.


Irak'ta hükümet krizi ve İran'ın sürece etkisi

2019 yılının Ekim ayında Irak’ta DEAŞ ile mücadelede popüler olan, mezhep üstü ve yolsuzluk karşıtı tavırları ile tanınan Terörizm ile Mücadele Birimi Komutanlarından Abdulvahap Saidi’nin görevinden alınıp Savunma Bakanlığı’nda başka bir göreve getirilmesi hükümet karşıtı gösterileri tetikledi. Adil Abdulmehdi hükümetinin bu kararı Irak’ın Orta ve Güney vilayetlerinde Irak siyaseti için sancılı bir süreci başlattı. Güvenlik güçlerinin sert bir şekilde bastırdığı altı ay süren gösterilerde 600’den fazla kişi hayatını kaybetti ve 20 binden fazla kişi yaralandı. Gösteriler başladıktan iki ay sonra Başbakan Abdulmehdi istifa etti. Abdulmehdi hükümeti geçici hükümet olarak görevine devam ederken yeni bir başbakan adayının açıklanması iki ayı buldu. Nitekim, Cumhurbaşkanı Berham Salih Şubat’ta Muhammed Tevfik Allavi’ye hükümeti kurma görevini vermişti.

Bağdat doğumlu Iraklı siyasetçi Muhammed Tevfik Allavi, 2003 sonrası seçimlere İyad Allavi’nin liderliğindeki koalisyon ile katılarak milletvekili seçildi. Başbakan Nuri Maliki hükümetinde iki dönem İletişim Bakanlığı yaptı. Cumhurbaşkanı Berham Salih’ten hükümet kurma görevini aldıktan sonra Allavi, göstericilerin gösterilere devam etmesini, uluslararası gözetim altında erken seçim yapacağını, mezhepçilik ve hizipçilikten uzak bir hükümet kuracağını ve siyasi partiler kendi adaylarını dayatırsa istifa edeceğini açıkladı. Allavi, bağımsız teknokratlardan oluşan bir kabine kurmak istese de iki güvenoyu alma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Allavi’nin Irak’ta etnik-dini grupların kabine içinde pay almaları anlamına gelen kota sistemini kırma çabası başarısız oldu. Sünni Araplar ve Kürtler yer almayacakları bir hükümete güven oyu vermediler. Bunun üzerine, Allavi adaylığını geri çekti.

Lobi faaileyetleri

Allavi’nin adaylığını geri çekmesinin ardından İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, lobi amacıyla Bağdat’a ziyaret gerçekleştirdi. Bu lobi ziyareti İran’ın Irak dosyasının İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü’nden diplomatik kaynaklara geçtiğine yönelik yorumların yapılmasına sebep oldu. Bu ziyaretin ardından Şii siyasi grupların Başbakan adayı üzerinde anlaşmak için yedi üyeli bir komite kurulduğu iddia edildi. 15 Mart’ta bu komitenin nihai olarak Naim Suheyli üzerinde anlaştığına dair haberler sızdırıldı. 16 Mart’ta Mukteda Sadr’ın Sairun Koalisyonu bir Başbakan adayı önermediklerini açıkladı. Ammar Hekim’in Ulusal Hikmet Akımı ise herhangi bir kişi aday göstermediğini ve komiteden çekildiğini duyurdu. Şemhani’nin lobi faaliyetinin başarısızlığa uğradığı yorumları yapılırken 17 Mart’ta Cumhurbaşkanı Salih Zafer Koalisyonu üyesi eski Necef Valisi Adnan Zurfi’ye hükümeti kurma görevini vermiştir. Hükümetinin “Önce Irak” ve “Irak’ın bölgesel ve uluslararası çatışmaların dışında tutulması” ilkesi üzerine kurulu bir dış siyaset izleyeceğini, silahın devletin elinde olması, silahlı grupların ortadan kaldırılması, göstericilerin güvenliğinin sağlanması ve meşru taleplerinin yerine getirilmesi için çalışacağını ifade eden Zurfi hükümeti kurma görevine başlamıştır

Koşullu destek

Saddam döneminde ABD’de yaşayan Zurfi’nin ABD vatandaşlığının olması ve ilk başta ABD’ye daha yakın bir pozisyon alması İran’ın memnun olmayacağı bir durumdu. Öyle ki, ABD’nin Zurfi’nin Irak’ın egemenliğini koruması, ABD öncülüğündeki koalisyon birliklerini koruması ve göstericilerin meşru taleplerine hitap etmesi durumunda ABD ve Uluslararası toplumun desteğini kazanacağını açıklaması Zurfi’ye verilen koşullu desteğe işaret etti. Irak’ta hükümet kurmak için ABD’nin yanında İran’ın desteğini almak zorunda olduğunu bilen Zurfi, Uluslararası toplumun koronavirüs nedeniyle zor durumda olan İran’a yaptırımları kaldırarak ya da hafifleterek ve tıbbi destek sağlayarak destek vermesini istemiştir. İran’ın desteğini kazanmak amacıyla 5 Ocak’ta Irak’tan yabancı askeri birliklerin sınır dışı edilmesine dair alınan meclis kararına uyacaklarını ve ABD büyük elçisiyle 2020 sonuna kadar DEAŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon’un muharebe birliklerinin sayısının yarıya indirecekleri ve geri kalan yarısının çekilme takvimini 2021 yılı başına kadar belirleme konusunda anlaştıklarını açıkladı. Zurfi’nin İran’ın desteğini kazanma çabaları başarısızlıkla sonuçlandı.

Nitekim, 30 Mart’ta DMO Kudüs Gücü Komutanı İsmail Gani Bağdat’a gelerek Şii siyasi gruplar ile görüştü. Şii siyasi gruplardan Zurfi’ye destek vermemelerini istedi. Kudüs Gücü Komutanı Gani’nin zayıf Arapçası olduğu ve Süleymani’nin aksine karizması olmadığı için Şii siyasi grupları birleştirmek konusunda başarısız olduğu iddia edildi. Bununla birlikte, 6 Nisan’da Cumhurbaşkanı Salih’in Zurfi’yi atamasına karşı olarak Kanun Devleti Koalisyonu, Fetih Koalisyonu, Ulusal Hikmet Akımı, Fazilet Partisi ve Ulusal Vizyon Koalisyonu içeren beş Şii siyasi grup, Zurfi’nin yerine Mustafa Kazimi’yi getirmek için çalışacaklarını açıkladılar. Beş Şii siyasi grubun yanında Kudüs Gücü Komutanı Gani’nin ziyaretinin ardından Asaib Ehlil Hak, Nuceba Hareketi ve Ketaib Seyyid Şüheda’nın aralarında bulunduğu sekiz milis grup ABD’nin “istihbarat adayı” Zurfi’nin atanmasını reddettiklerini açıklayarak siyasi gruplar ve siyasetçileri Zurfi’ye güvenoyu vermemesi hususunda tehdit etti. Cumhurbaşkanı Salih’in Irak’ta hükümet krizini çözmek için Zurfi’ye görev vermesi krizi çözmekten beri kaldı. 8 Nisan’da beş Şii siyasi grubun Mustafa Kazimi’yi destekleyeceklerini açıkladıktan sonra 9 Nisan’da Adnan Zurfi Irak’ın birliği ve yüksek çıkarlarını korumak için adaylığını geri çektiğini açıkladı. Zurfi’nin adaylığını çekmesinden sonra birkaç saat içinde Cumhurbaşkanı Salih hükümeti kurma görevini Mustafa Kazimi’ye verdi. Burada önemli olan bir husus 3 Ocak’ta Kasım Süleymani’nin ölümünün ardından İran’ın Irak dosyasını kimin üstleneceği konusunda belirsizlik yaşandıktan sonra İran’ın Irak dosyasının halihazırda Kudüs Gücü Komutanı İsmail Gani’nin aldığı görülüyor. Bunun yanında, Gani’nin 30 Mart’taki siyasi lobi faaliyetinin bir ölçüde başarılı olduğu gözüküyor.

Kazimi’yi bekleyen zorluklar

1967 doğumlu olan Mustafa Kazimi Irak’tan sınır dışı edilmeden önce Hukuk Fakültesinde okumuştur. 2003 öncesi dönemde Irak’ın dışında Saddam Hüseyin’e karşı yürütülen muhalefetin safında yer alan Mustafa Kazimi, 2003 ile 2010 yılları arasında Irak’ta bazı gazetelerde yazarlık ve başyazarlık yapmış ve Saddam Hüseyin dönemine ait işlenen insanlık suçlarını araştırmak için Irak’ın Hafızası Kuruluşu’nun başkanlığını yürütmüştür. Hiçbir siyasi partiye üyeliği bulunmayan Kazimi, 2016 yılında Irak’ta en profesyonel istihbarat kurumu olan ve küresel düzeyde istihbarat kurumları ile geniş bir ilişki ağına sahip olan Ulusal İstihbarat Dairesi’nin Başkanlığı’na atanmıştır. Irak’ta diğer istihbarat kurumları tamamen içeriye odaklanırken Ulusal İstihbarat Kurumu faaliyetlerinin çoğu dışarı odaklıdır. Kazimi, dönemin Başbakanı Haydar Abadi tarafından DEAŞ ile mücadeleye uluslararası desteğin zirvesi olduğu bir dönemde Ulusal İstihbarat Kurumu’nun başına atanmıştır ki bu durum Irak’ın geniş çaplı bir uluslararası ortaklık arayışının göstergesidir. Irak’ın uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı olduğu bir dönemde Kazimi’nin hükümeti kurması bu ihtiyacı gidermeye matuf okunabilir. Pragmatik bir karaktere sahip Kazimi, halihazırda en büyük Sünni koalisyonu olan Irak Güçler İttifakı, Sairun Koalisyonu, Kürdistan Demokratik Partisi, Fetih İttifakı, Ulusal Hikmet Akımı ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin desteğini kazandığı gözüküyor. Anayasaya göre 30 gün içinde hükümeti kurması gereken Kazimi’nin, beş aydır devam eden hükümet krizine son vermesi bekleniyor. Kazimi’nin hükümeti kurması durumunda koronavirüs ile mücadele, petrol fiyatlarının düşüşü ile çöküşe giden ekonominin düzeltilmesi, Hamaney yanlısı Şii milislerin ABD ile çatışmasını kontrol altına almak, hükümet karşıtı göstericileri memnun etmek ve ABD ile İran arasında denge kurmak gibi büyük zorluklar ile karşı karşıya kalacaktır.

[email protected]